3.4
Ellerime sıkı sıkıya dolanmış sıcak uykunun en derinlerinden düşer gibiydim. Duyma engelli bir insan gibi sesleri değil de, titreşimleri algılıyordum sanki. Hayır, titreşimleri görüyordum. Tam önümde büyük bir dalgalanma oldu, ardından bir tane daha.
İkinci seferde, sesini de duyabilmiştim. 'Tak!' sesiyle birlikte gözlerimi güçlükle aralayarak yatağımın üzerinde oturur pozisyona geçtim. Yorganın sıcaklığından sıyrılmak anında titrememe sebep olurken yeniden yorganıma sarıldım. Kapının çalıyor oluşunu yeni yeni idrak ederek yorganımla birlikte yataktan kalktım.
Elimi yüzümü yıkamak bir yana, saate bakmayı bile akıl edemeyerek kapıyı açtım. Jordan, üzerine geçirdiği eşofmanlarıyla beni hafifçe kenara iterek içeri girdi. "Ee, defterde ne yazıyormuş? Şimdi sen tüm gece uyumadan onu okumu..." Bakışları bana kaydığında cümlesini tamamlayamamıştı. "Anlaşılan kapağını bile açmamışsın." Başımı onu onaylamak istercesine aşağı yukarı hareket ettirdim.
Günlerdir uykusuzluktan yorgun düşen bedenim, sanki o anı bekliyormuş gibi kafamı yastığa değdirir değdirmez uyumamı sağlamıştı.
Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdikten sonra, saçlarımı taradım ve rastgele ördüm. Jordan ile kendime atıştırmalık sandviçler hazırlarken neden o defteri okumaktan bu kadar korktuğumu tartıyordum kendi içimde. Korktuğumu kendime itiraf edebilmiştim, bu nedenle hafif bir çöküntü vardı üzerimde.
"Mellanie, defteri birlikte mi okuyalım, yoksa ben gideyim mi?" Atıştırmalıkları bardağa döktüğüm meyve suları ile bir tepsiye koyarak masanın üzerine bıraktım. Jordan ile sandalyelere yerleştik. "Sanırım kalıyorum?" Başımı aşağı yukarı hareket ettirerek çenemi elime yasladım ve boşta kalan elimle de defteri aldım.
Esasen küçük boy bir defterdi, kolayca açılmaması için yanına bir lastik gerilmişti. Elime aldığım anda geri bıraktım, bana yaşattığı duygu yoğunluğuydu bunu yaptıran. "Hayır, hayır, hayır... Ondan kaçamazsın, tırtıl. Yaptığın tam olarak bu ama ben buna izin vermeyeceğim. Gitmesinin sebebi her ne ise onu öğreneceğiz. Bu defterde yazıyor mu, yoksa yazmıyor mu bilmiyorum fakat her halükarda bu defter Brandon'ın ve açık bir şekilde sana bırakmış."
Güzel bir uyku çekmiş olmama rağmen sanki hiç uyumamışım gibi bir his vardı üzerimde, omuzlarıma kilolarca ağırlık bırakılmasıyla eşdeğerdi. Yutkundum. Parmaklarım yeniden defterin üzerinde gezinmeye başladı, açmaya cesaret edemiyordum. "Yeter, ben senden çok merak ediyorum. Aç da okuyalım şunu."
Jordan olduğu yerde dik bir pozisyona geçmiş, bakışlarını deftere dikmişti. Ben de merak ediyordum fakat bazı şeyleri bilmenin getireceği acıyı mı, yoksa cehaletin getirdiği gerginliği mi taşımanın kolay olduğunu tartıyordum içimde.
Anlık bir kararla, parmaklarım lastiği kavradı ve defter kapağını serbest bıraktı. Hafifçe kalın olan kapağı geriye çektiğimde, ilk fark ettiğim yırtılmış sayfaların yeriydi. Birkaç sayfa, kendilerinden izler bırakarak koparılmıştı bu defterden. Çok geçmeden bunun bir günlük olduğunu anladım.
Sıradaki sayfayı çevirdim. Derin bir nefes gönderdim ciğerlerime, ardından okuyacaklarımın fazla sarsıcı olmamasını umdum.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro