Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

3.2


 multimedya: V- Someone Like You (cover)

"Tedirgin görünüyorsunuz, hanımefendi. Oturun, inanın bana kemerinizi taktığınız sürece korkulacak hiçbir şey yok." Adamın yüzündeki haylaz sırıtışa karşılık yutkundum. Gürültüden güçlükle duyduğum yüksek ve neşe dolu sesi kulaklarımı yeniden doldurdu. "Size bir dost tavsiyesi vereyim, eğer uca oturursanız daha az yukarı çıkarsınız." Cümlesini bitirdikten sonra göz kırparak gondoldan indi.

O an, Edward'ın da çekiştirmesiyle bu işin fizik kurallarına bile aykırı oluşunu göz ardı etmek zorunda kalmıştım. Gondolun en ucuna oturduğumuzdan yaklaşık iki dakika sonra, bunun koca bir hatadan ibaret olduğunu yeni yeni fark ediyordum.

Ben en köşede, Edward benim yanımda, Jordan ise diğer uçtaydı. En dışta kalmak bir yana, kendimi serbest bıraktığımda kemer yalnızca belimden tuttuğu için sırtım bir öne bir geriye gidiyordu. Kalbim ağzımdan çıkacakmış gibi hızlı atarken hayatım boyunca ilk kez lunaparka geliyor oluşum içimdeki korkuyu katladı. Bu kadar insanı ömrüm boyunca hiçbir arada görmemiş olabilirdim.

İnsan sesleri, çığlıklar, aletlerden yükselip bir uğultu şeklinde insanları eğlendiren müzikler, kalabalıktan faydalanmak için birkaç parça şey satmaya çalışan seyyar satıcıların gürültüsü ve daha nicesi... Kulaklarımı uğuldatıyordu fakat gondol hareket etmeye başladığı anda bunlar önemini yitirmişti. Çenemi birbirine sımsıkı bastırıp ellerimi önümdeki tutunma yerine kilitledim fakat önceden da bahsettiğim gibi, sırtım yerinde sabit durmadığından aşağı her inişimizde düşecek gibi yerimden kalkıyordum.

İstemsizce ellerim Edward'ın koluna dolanırken korktuğumu yeni fark ederek beni tuttu. "Mellanie, bunda korkulacak bir şey yok. Sana söz veriyorum, düşmeyeceksin. Seni tutuyorum." Bulanık gürültünün ardında net bir şekilde duyduğum sesiyle birlikte yutkundum. Ben çığlık bile atamıyordum ki! Oysa Jordan'ın çığlıkları, Edward'ın sesinden sonra en net duyduğum şeydi.

Bulunduğum yer aşağı indikçe ruhum içimden çıkıverecekmiş gibi hissediyordum, bu yüzden Edward'ın koluna iyice sarıldım. Aynı zamanda da kafamı aşağı eğip gözlerimi sımsıkı yummuştum. Dışarıdan izlerken insanlar oldukça eğleniyormuş gibi duruyordu oysa.

Edward'ın bedenini bana doğru çevirdiğini hissettim, bu beni biraz daha panikletti. "Bana bakabilir misin?" Başımı iki yana salladım hızlıca. Bir an önce bu aletin durmasını istiyordum. Bir daha binmeye cesaret edebileceğimden emin değildim. "Mellanie, sana çok güzel bir şey göstereceğim. Lütfen, bana bakar mısın?"

Hava soğuktu, ağzımdan çıkan havanın buhar oluşunu ve gondolun hızından dolayı hızla yok oluşunu izledim önce. Bakışlarım Edward'a çıktığında, gözlerindeki parlaklığı gördüm. Eğleniyordu fakat parlaklığın sebebi bu değildi. Çok geçmeden parmakları çenemi kavradı ve başımı gökyüzüne doğru yönlendirdi.

Gökyüzü üzerimize serilmiş koca bir örtü gibiydi, yıldızlar süslemişti her yanını. Dolunay tüm ışıltısıyla bir köşede duruyor, onu izlememiz için bekliyordu sanki. Lunaparkın yanıltıcı ışıltısının yanında gökyüzünün karanlığı öyle asil duruyordu ki, gözlerimi ayıramıyordum.

Gondol yukarı doğru hareketlendiğinde, elimi kaldırdım. Parmak uçlarım gökyüzüne değsin istiyordum bir çocuk gibi. Yıldızları avuçlamak, dolunayın ışıltısına en yakından şahit olmak istiyordum. Sadece şu görüntü için bile çekilirdi bu koca makine. Uçuşan saçlarımın arasından büyülenmiş gibi gökyüzüne bakmaya devam ederken gondol yavaşladı ve durdu.

"Öleceğim!" Jordan'ın bağırmaktan hafifçe çatallaşmış sesi bakışlarımı yüzüne çevirmeme yetmişti. "Midemdekiler azimli bir tırmanış gerçekleştiriyor!" Jordan neredeyse koşar adımlarla aşağı indiğinde, kemerlerimizi açtık.

"Tekrar binmek istemeyeceğini varsayıyorum, zaten senin için yeterince korkutucu oldu." İkimiz de ayaklanırken başımla onu onayladım. "Ama kabul et, gökyüzüne doğru uçmayı sen de sevdin." Bu söylediğine gülmekten başka bir şey yapamamıştım. Elbette sevmiştim fakat Edward'ın o kargaşada gökyüzüne bakmayı akıl edebilmesi asla tahmin edemeyeceğim bir şeydi. Onu bunca zaman yanlış tanıdığımı fark ederek sarsıldım.

Aşağı inerken beni en uca oturtan adama kötü bir bakış attım, Edward bunu fark ederek önüme geçti. "Belki inanmayacaksın ama Mellanie, ilk kez gerçek anlamda sinirlendiğini görüyorum!"

Bu dediğine elimde olmadan güldüm. Normalde çok sinirlenen bir insan değildim, bunu biliyordu. Önceden olsa adama sinirlenmek bir yana, bu küçük oyunundan dolayı eğlenebilirdim bile. Son zamanlarda duygularım bir çorba gibiydi; şimdiki ben, hem bendim, hem de benle alakam yoktu. 

Jordan gelmeden önce, bir şeyler söylemek istediğini fark ederek kalabalık içinde zor olsa da bedenimi tamamen ona çevirmiştim fakat ağzını açtığı anda Jordan aramıza girerek midesindekileri yere boşalttı.

Kahveyi içmemesine memnundum. 

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro