ŞÜPHELİ KÖSTEBEK BÖLÜM: 19
Mick'in kalbi yerinden fırladı. Nefesi kesildi. Dudakları kurudu. 'Vana doğru kısa bir bakışı, durumu
Favara omuzlarını silkti. Bulmaya çalışıyoruz.
Şuradaki polis arkadaşın ko
nuşmuyor.Artan korkunun zihin bulandıran etkilerini yenerek geride bırakan Mick'in dili çözüldü. Konuşacağım tek kişi Nicco Amca.O fırsata kavuşmak üzeresin, dedi Iacono, dikkatini yeniden Favara'ya yöneltmeden önce. Ne kadar varmış, saydın mı?Saymak üzereydim, dedi Favara. Fotoğrafları biraz dalgınlıkla öne arkaya yelpaze gibi sallıyordu ve Mick beyaz renkli arka kısımları yukarı geldiğinde fotoğrafların bizzatgöründüğünü fark edip tekrar bir paniğe kapıldı. Adamın onları tutuş şeklinden ne olduklarını anlamak zor ama imkânsızdeğildi. Bu yüzden, Favara unutsa bile uzun paltolu adamınfotoğrafları bir şekilde görmesi tamamen mümkündü.Mick'in kalbi hızla çarptı. Dehşet hissi, sıkı bir düğüm gibi göğsüne oturdu.Iacono, Gideceğimiz yere varınca sayarız. Çantayı SUV'a yerleştir, dedi ve Otis başını olur anlamında sallayarak söyleneni yapmak üzere uzaklaştı.Friedman, polis aracının diğer tarafından sordu. Gidip adamı getirmemi ister misin? Mick, Jason'ın minik partilerine katılabileceği fikrine sevinse mi üzülse mi bilemedi.Onu görebileceği bir yerde tutmak; orada olduğunu, kendişini yalnız bırakmadığını ve arkasını kolladığını bilmenindüşüncesi bile son derece rahatlatıcıydı. Diğer taraftan, ondan ne bir ses ne de bir haber almış olması, Jason'm içindebulunduğu durumun kötü olduğuna dalaletti. Ne olursa olsun, onu öylece ardında bırakamazdı ama kurtarıp
kurtaramayacağını da bilmiyordu. Kahretsin, çaresizce,
kendini bilekurtarıp kurtaramayacağını bilmediğini düşündü.Düşün.Evet. Friedman, ortağına kendisine katılmasını işaret ederek Jason'ı almak üzere aracın diğer tarafına geçti. Iacono'nun bakışları Favara'ya döndü. Paranın kalanının neredeolduğunu öğren. Sonra da adamın icabına bak.Iacono kolunu sıkarak, Yürü, dedi Mick'e. Hadi gidip patronu görelim.Mick o arabaya bir binerse Jason'a yardım etme şansı kalmaz ve kendisinin de hayatta kalma olasılığı azalırdı.Ümitsizce, Tuvalete gitmem lazım, diyerek doğaçlama yaptı, adamlardan birini tek başına kıstırmayı amaçlıyordu.Kelepçelenmiş dahi olsa, birebir olduklarında Iacono'dan veya Otis'tenkurtulma şansı vardı. Ya da herhangi birinden.Çok kötüyüm.Iacono, gözlerinde tamamen erkeksi bir sıkıntının eşlik ettiği sabırsızlıkla kaşlarını çattı. Fakat cevap bile veremeden,Favara fotoğrafları tekrar salladı ve sanki o ana kadar onlaradair her şeyi unutmuş gibi başını eğip baktı.Hey, dedi Favara ve Mick'in yüreği ağzına geldi. Tüyleri tek tek, diken diken oldu. Bunları patrona versen iyi olur.Favara fotoğrafları Iacono'ya uzattı ve Mick'in nefesi kesildi.Favara bakışlarını Mick'e çevirdi. Nereden ele geçirmiş bilmiyorum ama bunları cebinde bulduk. Şu kadarını söyleyeyim, ortalıkta dolaşmaması gereken bir şey.'Ya, demek öyle? Iacono büsbütün kayıtsız bir ifadeyle başını eğip fotoğraflara baktı. Fotoğraflarda neler ve kimlerolduğunu incelerken Mick onun suratındaki ifadeye
bakıyordu. Iacono gözlerini kocaman açtı ve Mick'in
kolunudaha da sıkan eli dışında, birden tamamen hareketsiz kaldı.Başını kaldırıp yanındaki uzun paltolu adama çevirdi. Mickbaştan ayağa buz kesmişti. Nabzının kulaklarında attığınıhissetti. Hey, Rossi, şuna bir baksana.Rossi uzun paltolu adamfotoğrafları alıp incelerken yer Mick'in ayaklarının altından kayar gibi oldu. Kalp atışı, nefes alışı, içindeki ve etrafındaki bütün her şey o an yavaşladıve sanki sonsuza kadar uzadı. Diğerleri konuşuyorlardı amasözcükler Mick'in kulağına o kadar yavaş ulaşıyordu ki hiçbir anlam ifade etmiyordu. Havada uçuşan toz zerrecikleriboşlukta asılı kaldı. Polis aracının karşı köşesinde, Friedmanve ortağı muhtemelen ardında Jason'ın olduğu arka yolcukapısına ulaşmıştı. Friedman kapıyı açmak üzereydi. Mickonun hareketlerini sanki suyun altından izliyormuş gibiydi.Çantayı kaputun üstünden alan Otis, SUV'a doğru yolu yarılamıştı. Iacono'nun sözleri üzerine, dönüp arkasına baktı.Mick'e kalırsa, hareket edişi ve hemen akabindeki korkmuşifadesi tek kare bir film gibi duraksamalı olmuştu. Mick dikkatini yeniden alçak sesle fısıldayan Rossi'ye yönelttiği sırada, sadecebirkaç metre ilerisinde duran Favara somurtmayabaşlamıştı.Rossi gözlerini kaldırdı. Iacono ile bakıştılar. Rossi başını salladı; hızlı ve sert.Hayır, olamaz. Dehşet, Mick'in boğazında adeta safra gibi yükseldi. Havada titreşen beklenmedik gerilim, bir elektrikakımı kadar somut biçimde hissedilebilirdi.Rossi fotoğrafları oldukça temkinle katladı ve uzun paltosunun cebine yerleştirdi. Artık nefes bile alamayan Mick
hâlâ az önce fotoğrafları tutan elin hareketlerini takip ediyordu
kio el otomatik bir Smith & Wesson ile yeniden belirdi.Rossi, silahını çabucak havaya kaldırıp hiç tereddüt etmeden Favara'nın suratına yakın mesafeden ateş etti. İnanamayarak sendeleyen Mick, namlunun ucunda patlayan turuncu ışığı gördü, barutun yanık kokusunu aldı ve kalbinin göğsünden kaçmaya çalışıyormuş gibi göğüskafesine çarptığınıhissetti. Hepsi aynı korkunç anda olmuştu.Bam. Ses henüz kulak zarlarına ulaşmadan, Iacono, Mick'in kolunu bırakmıştı.Ardından, bir bam sesi daha: ikili seri atış.Favara'nın beyninin kafasının arkasından fırladığı saniyenin milyonda biri kadar sürede, Iacono'nun onu bırakmasının tek sebebinin kendi silahına ulaşmak olduğunu anladı Mick. Ona mı ateş edecekti? Soğuk ter dalga dalga vücudunukuşattı. Hayatı gözlerinin önünden geçti. Gün gibi aşikâr birdüşünce geçti aklından: Öleceğim, burada, hemen şimdi. Bunutakiben, hızlı ve kararlı bir Hayır! Sonra da, Tanrım, yardım et,lütfen.Gözleri, hâlâ Jason'ın silahıyla birlikte kaputun üstünde duran Glock'una kaydı. Elleri arkadan kelepçeliyken Mars'tada olsa fark etmezdi.Bam.Yere yat. İçgüdü devreye girdi. Mick kendini bir kaya gibi yere bıraktı.Neler oluyor? diye bağırdı birisi Mick bunun Friedman olduğunu düşündümetal panellere çarpıp siren gibi yankılanan bir çığlıküzerine. Ses, Mick'in kulaklarındakiuğultuyu bile delip geçecek kadar yüksek ve tizdi.
Her an bir kurşun yemeyi bekleyen Mick, tam yere
atladığı sırada Iacono'nun silahına davrandığını gördü. Bedeni yere çarpana kadar, kıyamet kopmuştu. Devam eden silah seslerive o sinir bozucu çığlığın ardından, bağrışmalar, küfürler,itişip kakışmalar ve koşuşturan ayak sesleri oldu. Rossi olacakları açıkça anlayan Otis'e ateş ettiğinde Favara'nın bedenihenüz yere bile düşmemişti. Hiçbir faydası olmasa da, Otiskolunu kalkan gibi kullanarak geri çekilmek için çantayı elinden bıraktı. Sol tarafında patlamaya devam eden kurşun sesleriyle Iacono da silahını çıkarmış ve ateş ediyordu; Mick'inanladığı kadarıyla hedefi, polis aracının diğer tarafından ateşekarşılık veren polislerdi. Mick, Otis'in gözlerinin açıldığınıve ağzının asla tam olarak çıkaramadığı bir feryatla aralandığını gördü. Derken Mick çok sert bir şekilde betona yapıştı,elleri kelepçeli olduğu için bu düşüşü yumuşatmanın hiçbiryolunu bulamamıştı. Çığlık ansızın son buldu. Mick ancakyere çarpıp soluksuz kaldığı için sesi kesildiği anda çığlığınaslında kendi boğazından kopup geldiğini anladı. Birdenbirekendi acısından biraz daha fazlasının farkına vardı. Sersemledi, neredeyse soluğu kesildi ve zaten incinmiş durumda olanomzuna saplanan şiddetli acıyla homurdanırken Otis'in tekkurşunla gözlerinin arasından vurulup öldürülüşünü gördü;ani bir siyah nokta oluştu ve Otis iskambil kâğıtlarından yapılmış bir evin çöküşü gibi yere doğru büküldü.Tanrım, bubir katliam. Herkesi öldürüyorlar.Adrenalin, damarlarım delip geçti. Etrafa hızlıca baktı. Otis ve Favara ölmüştü; bedenleri, hızla genişlemekte olan,parlak kırmızı kan havuzunda yatıyordu. Mick, polis
aracı
engel olduğu için Friedman'ı ve ortağını tam olarak göremiyordu ama bağrışıyorlardı ve kurşunlar her iki yönde vızıldayarak üstlerinden geçiyordu. Aracın altına baktığında, diğertarafında birbirinin etrafında dolanıp duran ayaklar gördü:iki çift polis ayakkabısı ve bir çift çizme.Botları görür görmez heyecanlandı: Jason!Yaşıyordu, ayakları yerde, hareket halindeydi.Mick onun adını haykırdı.Aynı saniye, etle bütünleşen bir yumruk gibi küt diye bir ses duydu ve Friedman'ın aracın diğer tarafında şiddetle dizlerinin üstüne çöktüğünü gördü.Mick! diye feryat etti Jason. Hangi cehennemdesin?Buradayım, diye bağırdı Mick. Derken, bir şey saçlarını yakaladı.Başı birden acıyla geriye doğru çekildi. Gözleri sulandı ve kendini yukarı doğru, tam iki gözünün arasına nişan almış,küt burunluSmith & Wesson'm ucuna bakarken buldu. Silahı tutan Iacono'ydu. Mick'in saçlarını avucunun içinde birdemet haline getirmişti. Onu suratından vuracaktı...Hayır. Hayır!Kalbi küt küt attı. Nabzı hızlandı. Ağzına sirke gibi bir tat geldi. Bunun saf ölüm korkusu olduğunu anladı.Korku kaynaklı zihin bulanıklığı, ölüme yakın olduğu şu saniyelerde onu terk ederken ve düşünce süreçleri anidencam gibi netleşirken bile kafasının içinde bir ses acı acı bağırdı: Ölmek istemiyorum.Yürü, diye kükredi Iacono. Mick'i saçlarından sürüklüyor, ayağa kaldırmaya çalışıyordu. Mick, yüzüne bir silah dayalıyken açık açık direnmeye cesaret edemedi ama
sanki
elleri arkadan kelepçelenmiş olarak ayağa kalkmak inanılmazderecede zormuş gibi karnının üstünde debelendi. Belki debeni burada öldürmeyecektir. Belki beni bütün bunlara rağmen NiccoAmca'ya götürecek ve sonra birisi beni öldürecek düşünceleri aklından yıldırım hızıyla geçerken, Iacono tepesinde durmuşbağırıyordu. Adamı vur! derken Rossi'ye seslendiği her nekadar kesin olsa da, Mick ona güvenemezdi.Rossi polis aracının tavanını hedef alarak birkaç el ateş etti. Patlama sesleri, Mick'in kulak zarlarından sekerek zonkladı.Biri, arabanın diğer tarafından çığlık attı, belli ki vurulmuştu. Rossi fazla uzağa değil, aracın ön çamurluğunun yanınaçömeldiğinde, Mick acaba Jason mı, diye çılgınca merak etti.Yürü, diye tekrarladı Iacono, saçlarını öyle şiddetli çekiştiriyordu ki, Mick'in boynu incindi. Yüzüne doğrultulan silah korkutucu bir şekilde titredi.Bir polisi vurmak istemezsin Iacono, diye uyardı onu. Birdenbire kuruyan ağzı, sesini duyurmayı zorlaştırıyordu.Gerginlik dolu panik okları, uyarıcı bir madde gibi damarlarına saplanıyordu.Iacono ağız büktü. Şuradaki pislikleri hatırlıyor musun? Polis aracının diğer tarafını işaret etmek için başını öne doğru uzattı. Az önce vurdum.Rossi omzunun üzerinden dönüp bağırdı. Boş versene. Bitir işini.Patron...'Yap şunu!
Aniden heyecana kapılan Mick hareket etti; idare
edecek kadar, ama Iacono'nun istediğibiçimde değil. Saçlarını kurtaramadan, Iacono'nun Rossi'ye bakış attığı kısacık anıdeğerlendirdi ve bunu yere konuşlu tam vücut dönüşü içindestek olarak kullandı. Mick bacaklarıyla onun ayak bileklerine vurduğu gibi, Iacono'nun gözleri tekrar Mick'e döndü.Sürtük! diye çığlık attı Iacono ve bir meşe odunu gibi yere yığıldı.Silahı patladı. Kurşun, Mick'in yüzünden birkaç santim uzaktaki zemini paramparça etti; sesin şiddetiyle kulaklarıçınladı. Zeminden sıçrayan beton parçaları sol yanağını kesti.Iacono silahının hakimiyetini kaybedecek kadar sert biçimdeyere çarptığında, Mick hâlâ acıdan avaz avaz bağırıyordu vesilah hemen yanına sıçramıştı. Onu kapıp adamın kafasınıuçurmak için kullanırdı, tabii herhangi bir şeyi eliyle tutabilecek durumda olsaydı.Bunun yerine, bir tekmeyle silahı polis aracının altına itti ve sığınmak amacıyla kendisi de o tarafa doğru yuvarlandı.Iacono sırtüstü yatmış, homurdanıyordu. Mick hareket ettiği anda gözleri ona yöneldi.Bariz bir şekilde zorlanarak yan dönüp hırıltıyla seslendi. Rossi! Yakala onu.Rossi, Mick ile arabanın arasına atladı, aynı anda arabanın tavanının üzerinden karşıya kurşun yağdırıyordu. Mick başını adam sanki çok çok yukarıda gibiydikaldırıp onabaktığında adamın, muhtemelen ona ateş eden kişiden korunmak için başını dikkatlice aracın tavanından aşağıda tuttuğunu gördü. Silahını Mick'e doğrulttuğunda, yüzü vahşice
buruştu. Öldürmek amacıyla ateş etmek istiyordu. Mick,
onun niyetini gözlerinden anlayabiliyordu.Ona da tekme atmak için bacakları umutsuzca debelenirken, Hayır! diye bağırdı Mick ve sonra, duyduğu silah patlamasıyla bir kenara sindi. Fakat vurulan Rossi'ydi, silahını düşüren, göğsünü tutmak üzere elini uzatan ve geriye doğruyalpalayan Rossi, acı içinde feryat eden Rossi.Osırada, bir elinde silahla yere çömelmiş olan Jason aracın gövdesinin orada beliriverdi, Rossi'yi vuran düpedüz o olmuştu. İri, kuvvetli ve çetin görünüyordu ve Mick ömründe kimseyi gördüğüne bu kadar sevinmemişti.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro