Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

KAÇIŞ BÖLÜM: 9

Bekle. Bak. Mick, adamı kolundan tuttu ve ileriyi işaret etti. Adam dönüp baktı ve Mick gördüğü şeyin onu da tıpkı kendisi gibi şaşkınlığa uğrattığını biliyordu: Eyvah eyvah.Daha az önce koyları sekerek geçen jet ski, kıyı şeridindenayrılmıştı. Şimdi gölün soğuk, karanlık merkezine doğruilerliyordu.Aşağı yukarı Kaçamak'ın gittiği yolu takip ederek

çıkıyordu, bu yüzden göle paralel yürürsek oraya varmamız

gerekir.Gölden uzaklaşmak istiyoruz, gölün etrafında dolaşmak değil. Aramaya başlayacakları yer göl kıyısı olacak. Ve bakmaya geldikleri zaman, rahatlıkla söyleyebilirim ki bilinen tümtekne rampalarını kontrol edecekler.Mick başını salladı. Bu sadece küçük bir rampa, botlarını arabayla çekerek getirip sonrasında römorklarım suya indirerek teknenin yüzmesini sağlayanlar için. Kaçamak bunu aslakullanamazdı: O fazla büyük. Her neyse, gölden uzaklaşırsak, kaybolma ihtimalimiz var. Bu orman çok büyük. Günlerce burada dolaşır dururuz. Yapmamız gereken, en hızlıçıkış yolunu bulmak.Adam cevap vermedi ve Mick başka bir şey söylemedi. En azından Mick'in de hissetmeye başladığı kadar üşüyor olmalıydı ve göle girmesinin tahminen vücut ısısını etkilediğidüşünülecek olursa, hatırı sayılır derecede daha çok üşüyorolmalıydı. Görünüşe göre Mick'in söyledikleri mantıklı gelmişti çünkü Mick öne geçip gölü takip eden bir rota belirlediğinde adam itiraz etmedi.Bir süre sonra yetişerek sordu. Bulmayı umduğun şu çakıl yol nereye kayboldu?Buraya giriş çıkışı olan ana yol, 92. Cadde'dir. Doğru hatırlıyorsam, biraz daha yolumuz var ama oraya ulaşabilirsek otostop çekebiliriz.Yılbaşı arifesinde, gecenin bu saatinde, burada hayli trafik olmasını bekliyorsun, öyle mi?Teknik olarak, bugün yılbaşı.

Fark etmez. Mezarlık bile bulunduğumuz yerden daha

canlıdır. Yılanlarda ev veya baraka var mı? Bir kamp alanı?Herhangi bir şey? Çünkü otostop işi olmayacak. En iyi ihtimalle dolu bir ev bulacak ve bir araba çalacağız.Ah, nakit paranın yanı sıra araba da mı çalıyorsun? Bizim için bir araba çaldığım zaman, bahse girerim binmek için can atacaksın bebeğim.Araba çalmak suçtur, diye belirtti Mick.Daha iyi hissettirecekse, beni sonra tutuklarsın. Evler? Barakalar? Arabasını ödünç alabilmemiz için birilerinin geceyigeçiriyor olabileceği bir yer?Mick, daha sonra tutuklama konusundaki espriye yanıt vermemenin en iyisi olacağını düşünerek başını salladı. Balıkçı dükkânının yanı sıra, ki açık olduğundan şüpheliyim,baraka veya başka bir şey gördüğümü hatırlamıyorum. Burası daha çok vahşi yaşam alanı. Bilirsin işte, insanlar avlanmak,balık tutmak ve kamp yapmak için yaz aylarında gelirler. Kışın hiç burada bulunmamıştım.Şaşırmadım.Kar artık yoğun ve hızlı yağıyordu. Başlarının üstündeki dalların oluşturduğu korumaya rağmen, en yakın ağaçlar hariç her şeyi görünmez hale getiriyor, fırıl fırıl etraflarındadönüyordu. Mick, tenine düşen ve eriyen kar tanelerinin bitmek bilmeyen soğuk nemini önlemek için başını omuzlarının arasına gömdü. Yakındaki çalılıkların arasında bir şeylerhışırdadı. Rahatsızlık veren bir an için, ne tür bir yaratığınböyle bir gecede etrafta dolaşıyor olabileceğini merak etti.Aklına ilk gelen kurtlar ve ayılar oldu, ama biliyordu ki peşlerinde silahlı adamlar varken böyle bir

endişeye kapılmak

aptalcaydı. Hava bile, en iri, en kötü, en keskin dişli ve açolan vahşi yaratıktan daha büyük bir tehdit oluşturuyordu.O kadar soğuktu ki, burnu buz tutmaya başlamıştı. Yanaldankarıncalanıyordu. Çoraptan eldivenleri olsa da, elleri donuyordu. Yumruklarını sıkmış, ceplerinin derinliklerinde nafilebir sıcaklık arayışındaydı. Çok fazla boşluk yoktu çünkü hercepte aynı zamanda birer tane de silah vardı. Buna ek olarak,sol cebinde adamın daha önce el koymuş olduğu kelepçelerive sağ cebinde de parmak eklemlerine sürtündüğünü hissettiği cep telefonu vardı. Adam şu an bir ya da iki adım önündeydi, uzun adımlarıylamesafeyi Mick'in kısa adımlarındandaha hızlı kat ediyordu. Mick, büyük olasılıkla işe yaramayacağını bilse de ona hızlıca, gizli bir bakış atarak telefonucebinden çıkardı. Kaçış için muhtemel bir cankurtaran olantelefonu vermek zorunda kalmak istemediği için, bir gözüadamın geniş sırtındayken servisi tekrar kontrol etti: sıfır.Tanrı aşkına, sanki her şey tamamen burada mahsur kalmış olabilirler gibi görünmeye başlamıştı. Mick, kendine medeniyetten o kadar da uzak olmadıklarını hatırlatmak zorunda kaldı. Balıkçı dükkânı işe yaramasa da, onu bulamasalar, artık kapanmış olsa veya çalışır durumda bir telefonudahi olmasa da, yürümeye devam ederlerse, er ya da geç birbaz istasyonu bölgesine gireceklerdi.Sırf hava dondurucu derecede soğuk ve kar yağıyor diye, peşlerinde onu veya hırsızı veya ikisini birden öldürmek isteyen silahlı adamlar var diye, telefonları ve gidecek hiçbiryerleri olmadan dışanda kaldılar diye her şey bitmiş değildi.

Tekneyi durdurmuş görünüyorlar. Adamın kısa ve öz

gözlemi Mick'in telefonu telaşla cebine sokup hızlıca başınıkaldırmasına sebep oldu.Mick adamın arkasında durduğu sırada ağaçların seyreldiği bir yere varmış olduklarım gördü, bu da demek oluyordu ki, hafızası onu yanıltmıyorsa yol çok da uzakta değildi. Düşen karların arasından gölü bir kez daha gördü, yüzeyi ay ışığında cilalı bir karakehribar gibi parlıyordu. Şu an çok uzakta olsa da, helikopteri gözden kaçırmak imkânsızdı: Havadasabit duruyor, arama ışığı aşağıda kısmen aydınlatılmış birnesnenin üzerine kilitlenmiş şekilde tıpkı bir hedef göstergesi gibi gökyüzünden aşağı doğru süzülüyordu. Mick onuyüzde yüz emin olacak kadar net göremiyordu ama bu nesne, besbelli ki bir şekilde durmuş olan Kaçamak'tan başkasıdeğildi. Uç küçük ışık daha, tekne çevresindeki karanlıktabir aşağı bir yukarı hareket ediyordu, Mick'in bildiği üzere,bu, Otis ve diğerlerinin de olay yerinde olduğunu anlamınageliyordu. Arama ekibinin nasıl da gözü dönmüş bir ciddiyette olduğunu yeniden görünce midesi kasıldı: Bu havada, oaraçlarla gölde olmak, ciddi bir iş demekti. Ne olursa olsun,onun kaçıp gitmesine izin vermeyeceklerdi, yanındaki adamiçinse yorum yapmaya bile gerek yoktu.Ancak ne yaparsa yapsın, hiçbir şeyi değiştiremeyecekti. Nicco Amca'nın evinin ücra köşelerinde duyduğu sesi kontrol etmeyi seçtiği andan itibaren ok yaydan çıkmıştı.Muhtemelen içlerinden birkaçı şu anda teknede arama yapıyor. Sesi, yaşadığı kafa karıştırıcı boşluk hissini hiçbirşekilde ele vermedi. Bütün hayatının sisler ardındaki

güneş

gibi uçup gittiğini bilmek, vertigo ile yakın akraba olduğunudüşündüğü bir his uyandırdı içinde. Ama pes etmenin birfaydası yoktu, bu yüzden o hissi sertçe kenara itti. Karın altında saklı duran dökülmüş yapraklar, sopalar ve kayalardanoluşan doğal orman yığını hızlı yürümekten öte her şeyi zorlaştırsa da, neredeyse aynı anda, artık çok daha seri bir şekilde, yeniden yürümeye başladılar.Hayal kırıklığına uğrayacaklar.Tanrım, hâlâ bu durumu hafife alabiliyordu! Gerçi, bin parçaya bölünen onun hayatı değildi. Adamın tek yapmasıgereken kaçmaktı ve sonra onun için her şey yoluna girecekti.Bu senin için sadece her zamanki gibi bir iş, değil mi?Hayır. Genellikle işlerim ters gitmez.Ansızın Kazablanka filminden bir replik geldi Mick'in aklına: Koca dünyada o kadar bar varken o, benim olduğum bara geldi... Sen de diğer herkes gibi sadece banka soysan olmazmıydı?Banka soymanın modası geçti. Nicco Amca'nın evine girmek daha hızlı, daha kolay ve çok daha fazla para getirdi.Mick çantaya baktı. Henüz paçayı kurtaramadın.İyi tespit.İnatla, peşimizden gelmeye devam edecekler. Çenesini montunun yakasına gömmek için elinden geleni yaparak omuzlarını kamburlaştırdı. Bu biz kelimesi ağzından otomatik olarak çıkmıştı ancak mide bulandıran bir çaresizlikhissiyle bunun doğru olduğunu fark etti.Biliyorsun ki Nicco'nun ekibi sağlığın için ciddi endişe duysaydı, bir polis memurunun soygun esnasında rehin

alındığını bildirmek için senin polis arkadaşlarını ararlardı ve

gölşimdiye kadar seni arayan kolluk kuvvetleriyle dolup taşmışolurdu.Biliyorum. Yine de bu düşüncenin bilincine sızmasına izin vermemeye çalışıyordu Mick. Bu, içinde bulunduğu sıkıntıya çok fazla vurgu yapan bir noktalama işareti gibiydi. Bak, gerçek şu ki, çaldığın para besbelli bazı yasadışı teşebbüslerden elde edilmiş haksız bir kazanç. Ayrıca, ikimizde Nicco Amca'mı cinayet mahallinde gösteren fotoğraflarıgördük. Bu etkenler göz önüne alındığında bir süre daha polis falan görebileceğimizi sanmıyorum.En azından ben onları senin için çağırana kadar değil. Peşimizdeki sersemler sana tecavüz etmeyi ve seni öldürmeyi planlıyor olabileceğimden başka bir şey bilmiyorlar.Mick burnundan soludu. İyi şanslar o zaman.Asıl konu, polisleri işe dahil etmek yerine bunun olmasına izin vermeye açık ve net istekli olmaları.Tamam, o kısmı anladım.Nasıl da iyi amcan varmış.Biliyor musun? Sen onu soymaya karar verene kadar her şey gayet yolundaydı. Ayağı karın altında gizlenmiş kayganbir dala takılınca Mick hafifçe tökezledi.Demek suçu bana atıyorsun.Aynen öyle, seni suçluyorum. Nedenini bilmek ister misin? Çünkü hepsi senin hatan. Çünkü sen bir suç işlemeyi seçtin diye ben de bu karmaşanın içindeyim.Hey, eğer orada olmasaydın ekibim sorunsuzca kaçmış olacaktı. Her şeyi sen mahvettin.Seni ilk gördüğümde vurmalıydım. O zaman o tüyler ürpertici fotoğrafları görmezdim, yasadışı para, cinayetlerveya başka bir şey hakkında bilgi sahibi olmazdım ve hayatımnormal şekilde devam edebilirdi.Evet, tabii, eğer ben seni vursaydım, Jelortağım ile birlikte parayı alıp oradan giderdik ve kimsenin ruhu duymazdı. Beni vurmak için şansın bile olmadı. Hatırlarsan ellerinçalıntı parayla istiflenmiş çantalarla doluydu. Sana nişan almıştım. Seni vurabilirdim.Ama vurmadın. Sözün özü, orada olmasaydın ikimiz de şu an burada olmayacaktık. Hem zaten o evde ne yapıyordunki? Boş olması gerekiyordu. Bugün yılbaşı. Ne o, randevunyok mu?Mick, Nate'i düşündü. Cehenneme kadar yolun var. Buradan, cevabının hayır olduğunu anlıyorum. Yeterince çekici birisin, o halde yalnız olmanın nedeni, kontrolcüve şiddet eğilimli tavırlarınla ilgili olabilir büyük ihtimalle.Bunun üzerine bir düşün derim.Sana vurmak yerine ilk sesi duyduğum an destek çağırmalıydım. Sen şimdi hapisteyken ben de yatağımda derin uykuda olurdum.Destek çağırmak demişken, galiba şu an telefonumu geri vermenin tam sırası. Ve de silahımı.Adam elini uzattı. Onun çoraptan eldivenleri yoktu; sadece uzun, güçlü görünen çıplak parmakları vardı.Mick ona ateş püsküren bir bakış attı. Fakat şimdilik birlikte kapana kısılıp kaldıklarından, eşyaları için adama karşı savaşmak en iyi yaklaşım gibi görünmüyordu, bu nedenleisteksizce Sig Sauer'ini ve daha da isteksiz bir şekilde

telefonunu adama teslim etti, ikisinin de, güven işareti olarak

birdiğerinin silahını alıkoymaya çalışmamasının önemli olduğunu fark etti.Hâlâ çekmiyor.Adam telefonunu cebine koyarken, Mick biliyorum dememek için kendini zor tuttu. Silahı sırtının en dar kısmından kemerine yerleştirip kıyafetlerini üzerine çekti. Mick bir kezdaha onun askeri eğitim ya da belki polis eğitimi alıp almadığını merak etti.Peki görünüşte zeki ve yetişkin bir adam nasıl olur da hırsız olmaya karar verir? Hapisteki her erkeğin anlattığı oberbat geçen çocukluk, yoksulluk içinde büyümek, hiç şansım olmadı hikâyeleri mi?Neyse ki orta sınıftan geliyorum ve güzel bir çocukluk yaşadım. Hırsızım çünkü bir hayli fazla para kazanmanınnispeten kolay yolu bu.Hiç pişman değilsin.Hayır. Ya sen? Gençsin, çekicisin, zekisin. Nasıl oldu da polis olmaya karar verdin? Ah, biliyorum, eminim baban birpolisti, evet, sen de babacığını gururlandırmaya karar verdin.Bunun aslında sinir bozucu derecede peşin hükümlü bir doğruluğu var sayılırdı. Mick, cevap verip de adamın alaycılığını teyit etmeyi reddetti. Neyse ki tam önünde, ağaçlarınarasında daha belirgin, başka bir boşluk gördüğünü umdu...varsaydı... anladı ki bu aradıkları çakıllı yola çıkan teknerampasıydı.

İşte burada. Çakıllı yol. İşaret etmek için ellerini

ceplerinden çıkarmak istemediğinden başıyla zafer kazanmış gibi ileriyi gösterdi.Vay canına, şuna bak. Ben de burada boş vaatlerle kandırılıyorum diye korkuyordum.Biliyor musun? Gerçekten güven sorunların var.Tecrübelerime göre bir insan bu şekilde daha uzun süre hayatta kalabiliyor.''Yasalara bağlı bir hayat sürdürmeyi deneyebilirsin. Yaşam süresi için harikalar yarattığını duydum.Adam güldü. Sonra, yolun kenarına vardıklarında, göle doğru baktı, ansızın durdu ve gülümsemeyi kesti.Vay canına, dedi.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro