Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ATEŞ KES BÖLÜM: 16

Bunu oynamanın iki yolu var, diye düşündü Mick. Ya onlara doğru dümdüz ilerlemeye devam eder, hatta belki yanlarından geçerken el sallar ve diğer kar motorlarındaki adamların hiçbirininbizim arama ekibinden olmadığımızı anlamamasını umarız. Ya darotamızı değiştirir ve umarız ki, vesaire, vesaire.Adamlar, Jason'la onun bir kar motorunu kullandığını bilmeseler de, onların kendi ekiplerinden olmadığını fark etmeseler de, yeterince yakına geldiklerinde Mick'in bir kadınolduğunu anlayabilirlerdi. Yüzünü ve saçlarını örten bir karmaskesi, ellerinde eldivenler, Jason'ın montu ve bir adet büyük beden eşofman altıyla sarılıp sarmalanmış olsa da, boyunun ve yapısının, cinsiyetini su götürmez bir şekilde ele vermesinden korkuyordu Mick. Sonuç olarak, adamlar onlarınyalnızca karşılaştıkları, kar motoru süren bir çift olduklarınıdüşünmeyeceklerdi.Dahası, Jason o lanet çantayı taşıyordu. Yeterince yaklaşırlarsa, arama ekibinin bunu gözden kaçırmasına imkân yoktu.

emniyete

aldığını fark ettiğinde Mick'in hissettiklerini ifade etmeye,çileden çıkmak deyimi bile az kalırdı.Pıft. Pıft. Pıft. Pift.Kurşunlar sık aralıklarla ve hızla yağıyordu. Mick sonsuza kadar başarıyla kaçamazdı: Arkalarındaki adamların enindesonunda şanslı bir atış yapacağı kesindi. Dikiz aynasına çabucak bir bakıldığında hâlâ çok yakın takipte oldukları görülüyordu. Mick tam da onları izlediği sırada, kendilerine doğrultulmuş tabancalardan birinin ağzında küçük, turuncu birpatlama oluştu. Mick bunu anlayıncaya kadar, kurşun tabii kiçoktan vınlayıp geçmişti, ama bunun içgüdüsel tepkisine birfaydası olmadı: Direksiyonu sert bir şekilde sola kırdı.Jason haykırdı. Aman Tanrım, hendeğe dikkat et!Mick, gerçekten de hemen önlerinde uzanan hendeği görmek için tam zamanındakarşıya baktı. Hendek belki üçmetre genişliğindeydi ve bir o kadar da derindi: Dikti, kenarları kayalıktı ve dip kısmında gümüş bir şerit oluşturan buzla, bir hendek değil dereydi. Mick, oraya baş aşağı çakılmanın öldürmese de ağır yaralanmaya sebep olacağına emindi.Zamanında fren yapmanın, çark etmenin ya da kaçınmanınimkânsız olduğunu korkunç bir şekilde fark ettiği o an, yapabileceği tek şeyi yaptı: Tam gaz hendeğe sürdü.Lanet olsun! Jason, havaya uçtukları sırada Mick'i iki eliyle sımsıkı tuttu. Kar motoru boşlukta giderken Mick'inyüreği ağzına geldi. Birkaç korkunç saniye boyunca, uçurumkaranlık ve ölümcül bir şekilde onları yutacak gibi altlarındagenişledi. Sonra yine yere indiler fışşşve işte bu kadar basitbir şekilde, hızla uzaklaşıp gittiler. Mick omurgasını gıdıklayan bir adrenalin dalgası hissetti.

Sonra diğer kar motorlarının da hendeğin üzerinden

atladığını gördü. Birbiri ardına.İşe yaramamıştı.Kovalamaca bitmek yerine yeniden başladı. Daha fazla kurşun vızıldayıp geçti. Jason, durmadan söverek, ancak sağduyulu bir şekilde, ateşle karşılık verdi. Mick sessizce duaederek eğildi ve hareket eden bir hedefi vurmanın zor olduğu teorisine dayanarak kar motorunu sürmeye devam etti:Çevik bir hareketle yana kaydı, kaçtı ve şiddetle sarsıldı çılgınca hareket eden bir hedefi vurmak daha da zor olabilirdi.Mick'in kalbi yerinden fırladı. Nabzı hızlı hızlı attı. Boğazıtıkandı. Gerçek, ürkütücüydü: Bu silahlı çatışma, kazanamayacakları bir savaştı.Acilen bir plana ihtiyaçları vardı.En azından kaçmalarına fırsat verecek bir şeye. Dikkat dağıtacak bir şeye...Adamlar, Jason ve Mick dışında en çok neyi istiyorlardı? Parayı, elbette. Eğer Jason çantayı onlara doğru fırlatacakolursa...Çantayı fırlat, diye geriye doğru bağırdı. Üzerine hücum eden rüzgâr, sözcükleri hızla ağzından kaptı, Jason'ın duyduğundan emin bile olamayacağı kadar uzağa götürdü.Pıft. Pıft.Bam.Çantayı fırlat, diye tekrar avaz avaz bağırdı Mick. Tüylü, yaprak dökmeyen bitkilerle kaplı dik bir tümseğe doğru çaresizce sürüyordu. Bu yeşillikler biraz koruma sağlayacaktıve tepenin üst tarafına geçtiklerinde, en azından birkaç saniyeliğine menzilden çıkacaklardı.

Ne? Hayır! diye bağırarak karşılık verdi Jason.

Mick deliye döndü. Bu benim de hayatım, seni açgözlü deli. Seni...Kar motoru tam da o an zıplayarak tepeyi geçti, tekrar yere indiğinde ve Mick şiddetle koltuğuna geri yerleştiğinde gördüğü şey, söyleyeceklerinin kalanını aklından silip götürdü.Yol tam önlerindeydi. Yolda, sürücüsünün olağandışı bir şeyler yaşandığına dair en ufak bir fikri bile olmadığını gösteren,kendi halinde ilerleyen bir polis aracı vardı.Ah, Tanrım: Kurtulduk. Mick, beyninde ilahi bir şükür şarkısı çalındığını duyduğuna yemin edebilirdi.Mavi beyaz araca doğru tam gaz giderken, zafer kazanmışçasına Jason'a seslendi:Şuraya bak! Artık güvendeyiz. İki taraftan da yaklaşık üç metre mesafede bir ormanla çevrilitepenin sırtındaki temizlenmiş toprak zemin boyunca ilerleyen yol, çoktan süpürülmüş ve tuzlanmış, dar, çift şeritli birasfalttı. Kar küreme aracının sürüklediği yığınlar her iki yanda yüksek birikintiler oluşturmuştu ama yığınların ötesinde,el değmemiş karların ikiz şeritleri vardı. Hemen başlarınınüstündeki şafak, hızla aydınlanan gökyüzünden turuncu,pembe ve kızıla çalan mor renkte çizgiler geçirse de, gri günışığı hâlâ polis aracına farlarını yaktıracak kadar bulanıktı.Mick dikkat çekmek için farlarını açıp kapatarak kar motorunu yolun paralelindeki batı kar şeridine doğru sürdü, takipçilerini her an tepenin sırtını aşarken görmeyi bekliyordu.Dur. Hayır. Polisler olmaz! Jason'ın tepkisi Mick'in tamamen umduğu gibi olmasa da şaşırtıcı değildi. Hem zaten Mick bunu önemsemiyordu. Vardım hazırdı ve sırf yanındaki adamın hukuk sistemiyle bir sorunu var diye bunun öylece

yanlanndan geçip gitmesine izin vermeyecekti.

Jason'ıtutuklamak zorunda olduğu düşüncesi, onu olması gerekenden daha fazla tedirgin etti, ama başından beri yapmayı planladığı, yapılması gereken en doğru şey buydu, ayrıcaşartlar ona çok fazla seçenek sunuyor gibi de durmuyordu.Diğer seçenekler, ikisi de vurulana, yakalanana ya da kurtulmayı başarana kadar tetikçilerden ve kar motorlarından kaçmaya devam etmek ki bu giderek imkânsızlaşıyorduveyaJason'ın gitmesine izin vermekti. Eğer Jason parayı teslim etseydi, Mick tam olarak böyle yapmaya ikna olabilirdi amaartık yanlarında silahlı, resmi polisler olmadan buradan çıkmayı başaracak gibi değillerdi. Mick, Lightfootlar'ın ölümlerini cinayet olarak bildirmeli ve fotoğrafları kanıt olaraksunmalıydı. Bunu yaptığı zaman, bu bilgiye nasıl ulaştığınısoracaklardı ve Mick gerçeği söylemek zorunda kalacaktı.Başka bir şey yapmak, tekrar soruşturma açılmasını ve sonrasorumluların takibatını tehlikeye atardı. Ama iyi haber şuyduki, Mick, Jason'ı tutuklayan memur olarak onun iyi muamele görmesini garanti edebilirdi. Ayrıca Lightfoot cinayeti soruşturmasında işbirliği yapmayı kabul ettiği takdirde Jason'laanlaşmaya varmaları için bölge savcılık ofisini ikna edebilirdi, sonra da Jason'ı bunun karşılığında işbirliği yapmaya iknaedebilirdi. Bunu yapabilirse, ki muhtemelen yapabileceğinidüşündü, Jason hapse girdiği zaman yasal takibattan kendikendine bile kurtulabilirdi.Hiç hapse girmeden paçayı kolayca kurtarabilirdi. Jason'ın tek kaybedeceği şey, çalıntıpara olurdu ve Mick bunun içinbir damla gözyaşı dökecek değildi.

Onlara ihtiyacımız var, diye seslendi Jason'a.

Bir dakika dinler misin? Hayır!Mick, hemen arkalarındaki ölüm saçan kar motorlarına rağmen onu dinlemek istese de, artık çok geçti. Polisler, onları görmüş ve yardıma ihtiyaçları olduklarını anlamışlardı.Polis arabası ışıklarını ve sirenini açıp hızla onlara doğru yöneldi. Mick, aynalara hızlıca bakıp peşlerindeki adamlarıntepeyi henüz tırmandıklarını gördü. Şu anda bir siren sesiresmen ağaçlardaki karları uçurduğu için, adamlar muhtemelen kuyruklarını kıstırıp kaçacaklardı.Yine de, yalnızca bu ihtimale güvenmek tek kelimeyle aptalca olurdu. Polis aracı yalnızca birkaç metre uzaktayken ve hızla yaklaşırken, Mickyol kenarlarını kaplayan kar yığınlarının arasından hızla geçti, asfalt yolda savruldu ve frene asıldı.Kar motoru sürüklenerek sadece birkaç metre ötede duranpolis aracıyla aynı anda durdu.Mick kontağı kapatırken, Lanet olsun Mick, dedi Jason, barut gibiydi. Jason'ın engelleme politikasıyla uğraşmak zorunda kalmamak için Mick bacağını geriye atmak yerine önden geçirdi, kar motorundan atladı, silahını çekti ve Jason'ayöneltti.Tutuklusun. Silahını bana ver ve motordan in. Sesi profesyonel haline bürünmüştü, serinkanlı ve kuru. Mick, bir an bile, onu nasıl öptüğünü ya da aralarında hiç beklenmedikbiçimde peyda olan kimyanın yakıcı büyüsünü hatırlamakiçin kendine izin vermeye niyetlenmedi. Yine gerçek dünyadaydı. Tamamen ciddiydi, bu iş tamamen ciddiydi ve Jason ile aralarında yaşanan şey ne olursa olsun, bu hırsızpolishikâyesinin sonucuyla hiçbir ilgisi yoktu.

Jason kıpırdamadı, kolları önündeki çantanın üzerinde

birleşmiş halde, Mick'e bakarak kar motorunun arkasındaöylece oturdu. Dalga geçiyor olmalısın.Kıpırdamayın! Polis! Silahlarınızı yere atın ve ellerinizi havaya kaldırın. Arkalarından gelen bağırış, Mick'in omzunun üzerinden dönüp bakmasına sebep oldu. Arabadan ikiüniformalı inmiş, ikisi de bir yanda duruyordu. Silahlarınıçekmişler, riske girmeyip polis aracının ön kapılarını siperolarak kullanmışlardı.Mick, onu daha iyi görebilmeleri için kar maskesini çıkararak bağırdı. Müfettiş Micayla Lange, Detroit PolisMerkezi. Saçları yüzünün etrafında dağıldı ve Mick onları sabırsızca geri attı. Bu adamı tutuklamak üzereyim. Hâlâ yakın çevrede, kar motorlarıyla ormanda bir yerde olan silahlı adamlar tarafından takip ediliyordum. Elini, ormanınaz önce geçtikleri tarafına doğru salladı. En az dört, muhtemelen daha fazla. Hemen destek çağırın. Dikkatini tekrarJason'a yöneltti; göz göze geldiklerinde, adamın mavi gözlerinin kısıldığını ve sertleştiğini gördü. Kar motorundan inve silahını bana ver. Çantayı da.Demek bu şekilde oynamak istiyorsun, ha?Kesinlikle.Jason'ın Sig Sauer'i elindeydi. O teslim etmediği için Mick uzanıp silahı aldı ve cebine koydu. Jason direnmedi.Mick de zaten direnmesini beklemiyordu. İki polis ve bir dekendisi ona silah doğrultmuşken, üstelik kaçmayı düşünürse onu yakalamak için çoktan hazır, istekli ve muktedir olanNicco Amca'nın ormandaki ekibi peşindeyken, bilindik atasözündeki gibi iki arada bir derede kalmıştı.

Müfettiş, bize rozetinizi gösterir misiniz? Polislerden

biri arkasına geldi, ihtiyatlı bir şekilde birkaç metre uzağındadurdu. Mick hızlıca dönüp baktığında, polisin Jason'la birlikte kendisini de gözetim altında tuttuğunu gördü.Üzerimde değil. Bölgemi arayabilirsiniz. On üç. Mick dikkatini tekrar Jason'a verirken polis bağırarak bilgiyi ortağına iletti.Motordan in. Hadi, dedi Mick, Jason'a.Jason dudaklarını sıktı. Hata yapıyorsun, dedi ama kayarak motordan indi. Ayakları yere bastığında, Mick, Arkanı dön, dedi ve Jason söyleneni yaptı.Çok geçmeden Mick onu resmen mahkûm olarak kelepçeledi. Kelepçeleri güçlü bileklerinin etrafına çıt diye kapatırken kendini biraz kötü hissetmiş olsa da, onu tutuklayan memur olarak ne yapılacağıyla ilgili kontrolün kendisindeolduğunu düşünüp kötü duyguları defetti. Başka bir polistense onun olması daha iyiydi.Anlaşılan, Jason'ın kelepçelendiğini görünce kendini daha güvende hisseden üniformalı memur ona katıldı. Polis Memuru Ben Friedman, diye tanıttı kendini. Muhtemelen yirmi beş yaşlarındaydı, birliğe yeni katıldığı belliydi. Yaklaşıkbir seksen boyundaydı, ortalama bir vücudu ve görünümüvardı. Burada neler olduğunu anlatabilirseniz, çok memnunolurum.Mick, ellerinden geldiğince hızlıca uzağa kaçmış, öte yandan kaçmamış da olabilecek kar motorlarından herhangi bir işaret var mı diye dört gözle ormanı kollarken, orada öylecedurup konuşmaktan memnun değildi.

Önc

e onu arabanın arkasına alıp buradan uzaklaşalım. Mick elini Jason'ın koluna koydu. Kaslarının sertliğindengerginliğini sezebiliyordu ama kar maskesi hâlâ yüzünde olduğundan ifadesini görmek imkânsızdı. Yine de, Jason'ın ensevdiği insanlar listesinde epey aşağılarda olduğuna hiç şüphesi yoktu. Sizi yolda bilgilendiririm.Memur Friedman olur anlamında başını salladı. Silahıyla işaret ederek, Araca doğru yürü dostum, dedi Jason'a.Onu ben enseledim, diye kuru bir sesle hatırlattı Mick.Jason bu sözlerüzerine ona ateş saçan bir bakış atsa da yürümeye başladı. Çok geçmeden, aracın arkasına hapsedilmişti.Mick tam kapıyı çarparak kapamıştı ki, sesi duydu: kar motorlarının gümbürtüsü. Kalbi yerinden fırlayarak, tepeden onlara doğru savrulan ve hızla yaklaşan iki büyük beyazaraca bakmak üzere döndü ve Memur Friedman'la ortağınınsilahlarını yaklaşmakta olan katillere değil de, kendisine doğrulttuklarını gördü.Memur Friedman, Silahını bana ver Müfettiş, dedi

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro