Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

AMACIMIZ BÖLÜM: 24

Mick!Belki bir saniye sonra, Jason kendi yatak odasından ok gibi fırlamıştı ki Mick çığlık atmayı kesti ve kendini aptal gibi hissetmeye başladı. Tam saçını kuruturken, bir anda izlendiğini fark edince düşürür gibi olduğu beyaz, yumuşacık banyohavlusuna sarılı vaziyette; yatak odasından ona doğru gelengizli takipçisiyle cesurca yüzleşmek için oturma odasında dikildi.Jason'a baktı. Bir şeyim yok.Gerçekten öyle olduğunu görünce, Jason yavaşladı. Onun da üzerinde kalçalarını yarım yamalak örten havludan başkabir şey yoktu. Cam duvarlardan içeri düşen ay ışığı, yüzündeki sert girinti ve çıkıntıları keskin bir şekilde açığa çıkardı.Orta alana bakan her iki yatak odasının açık kapılarından süzülen hafif ışık haricindeki tüm aydınlatma ay ışığıydı. Mickonun geniş omuzlu, kaslı gövdesine hayranlık dolu tek birbakış attı ve ona doğru yaklaşan Jason'ın elinde dikkatliceyere indirdiği bir tabanca olduğunu fark edince, dikkatinihemen asıl konuya yöneltti.O şey de ne? diye sordu, sesi olağanüstü derecede sakindi. Tarih öncesi görünümlü yaratık, onu kovalamayı bırakmış ve şimdi tarladaki bir inek kadar sakin bir halde yaklaşık üç metre uzağa çömelmişti. Mick onu işaret ettiği sırada, hayvan da koyu kırmızı gözleriyle Mick'i izliyordu.

Ne demek unut onu? Bana unutmamı söyleyemezsin.

Söyleyebilirim ve söylüyorum da.Sen o söylediklerini ne yap biliyor musun?Mick, Jason'ın sinirlerine hakim olmaya çalıştığı izlenimine kapıldı. Bak ne diyeceğim? Bu konu kapanmıştır. Yorgunum ve yatmaya gidiyorum.Haklısın: Bu konu kapandı. Mick hızla arkasına döndü, pürdikkat bir halde Iggy'yi kontrol ederek kullanacağı yatakodasına geri giderken kestirip attı. Muhtemelen yarın giderim, eğer uçak bulabilirsem. Ertesi günü geçmez.Hay böyle işe! Jason'ın peşinden geldiğini duydu. Geriye baktığında, onu hemen arkasında buldu. Gözlerindeki pırıltı ve dudaklarındaki acımasız ifadeden, öfkesine yenilmek üzere olduğu hissine kapıldı. Peki biletini nasıl ödeyeceksin? Uçağa binmek için kimlik olarak ne kullanacaksın?Bundan bahsetmek ister misin?Mick başına bir beyzbol sopası yemiş gibi oldu: Üzerinde tek kuruş yoktu. Ya da herhangi bir kimlik. Bunu düşünmemişti ve bir anda bunun ne kadar büyük bir sorun olduğunualgıladı. Olduğuyerde kalakaldı ve suratına bakmak için Jason'a doğru döndü.Beni burada tutmak için bu fırsatı kullanmaya bayılıyorsun, değil mi? Bana yardım edersen memnun olurum. Eğer yapmazsan, amirimi aramak zorunda kalacağım. Bu şartlaraltında, benim için eve dönüş bileti almaktan ve kimlik sorunumu halletmekten mutluluk duyacağına eminim. Elbette,ona nereden Detroit'e dönmek istediğimi söylemek zorundaolacağım ki bu da senin için biraz problem olabilir.

Jason'ın gözleri ateş saçtı. Beni tehdit mi ediyorsun?

Aynen öyle.İnanılmaz. Üstelik senin lanet hayatını kurtardıktan sonra.Önce ben şeninkini kurtardım.Gerçekten orada durup sana borçlu olduğumu mu düşündürmeye çalışacaksın beni?Çünkü öylesin.Gerçekçi olalım. Marino'nun evinde bana yardım etmenin tek sebebi, aynı anda kendi kelleni de kurtarıyor olmandı.Yani? Hayatın kurtuldu.Seninki de öyle. Ve bil bakalım ne olacak? Buradasın ve burada kalıyorsun. Kimseyi aramıyorsun. Ve hiçbir yere gitmiyorsun.Mick ona gülümsedi. Hoş bir gülümsemedeğildi bu. Durdurmayı dene bakalım.Jason dudaklarını sıktı. Mick'in gözlerinin içine sert sert baktı. Mick çenesini öne doğru uzattı ve aynı şekilde sert sertbakarak karşılık verdi, ikisinin de bir milim kıpırdamadığıbirkaç saniyenin ardından, Jasongözlerini onun üzerindençekti ve bezgin bir ses çıkardı. Lanet olsun Mick. Yaptığımızher şeyde baş belası olmak zorunda mısın?Sadece bilgin olsun diye söylüyorum, burada 'biz' diye bir şey yok. Ben varım ve sen varsın. Polis ve hırsız. Köpek vekedi.Yağ ve su. Bir arada olmayan şeyler. Anladın mı?Ah evet. Anladım. Uzanıp Mick'i kollarından yakaladı ve sertçe kendine doğru çekti. Düştü düşecek havlusu olmasaydı, Mick yaptığı şeyin tehlikelerini ona anında

öğretirdi.

Fakat onu yere sermeyi hayal ettiğinde bile, yapmak zorunda kalacağı fedakârlığın havlunun düşmesine izin vermekhata olacağını sezdi. Vücutlarının birbirine değdiği yerdenateş çıktığını zaten hissedebiliyordu. Bunun sakinleşmesinehiçbir katkısı yoktu. Ama bu konuda yanılıyorsun. Unuttuysan söyleyeyim. Biz bir arada gayet iyiyiz.Mick bakışlarını sertçe kaldırıp öfkeyle patlamak üzere ağzını açmıştı ki Jason başını eğdi ve onu öptü.Sıcak ve talepkâr, yanlış bir adamın karnına hiç olmasa bir yumruk olarak dönecek türden tutsak edici bir öpücüktü.Ancakjason yanlış adam değildi: Dudakları dudaklarına doğru eğilip dili ağzını ele geçirdiğinde, Mick bunun can sıkıcıgerçekliğiyle yüzleşti. Daha ilk saniyede vücudu alev almıştı.Kalbinin dakikada bin kez çarpıyor gibi hissettirecek kadarhızlandığını, göğüslerinin Jason'm göğsüne doğru kabardığını ve bedeninin derinliklerinde titremeye başladığını farkeden Mick; öfke, tedbir ve suçluluk duyguları devasa bir tutku dalgasında boğulunca, kendisine karşı yürüttüğü iç savaşıkaybetti. Direnişinin son noktası derin bir nefes alıp gözlerini kapatmak oldu. Sonra o da Jason'ı, onun öptüğü kadarşiddetli bir şekilde öperek karşılık verdi.Jason bir yandan öpmeye devam ederek onu kucaklayıp geldikleri yoldan geri yürümeye başladığında, Mick itiraz anlamında mırıltıdan öte bir ses çıkarmadı. Yaptığı şey kollarınıJason'm boynuna dolamak ve onu sanki bırakırsa ölecekmişgibi delice öpmek oldu. Öylesine baştan çıkmış, öylesine arzuyla dolmuştu ki, Jason'ın yatağına girmek için sıcak kömürlerin üzerinde çıplak ayakla yürürdü. Bedeni içten

içe

sarsıldı, titredi ve yandı. Onu istediği için kendini iradesiz,sersem, tutuşmuş hissetti.Hislerinin yoğunluğuna karşı mücadele ederek ve serinkanlı düşüncelerinden geriye kalan son zerreyi yakalayarak ağzını Jason'm ağzından uzaklaştırıp gözlerini açtı. Zihnininböyle detayları hâlâ kaydedebilme yeteneğine sahip olan küçücük bir parçasıyla anladığı üzere, onun yatak odasındaydılar. Oturma alanındakiyle aynı camdan duvarlar vardı, perdeler açıktı ve solgun ay ışığı büyük, beyaz yatağın üzerinedökülüyordu.Sadece birkaç adım uzaktaydılar. Yatağa ulaştıklarında Jason onu yatıracak ve...Göz göze geldiler. Jason'ınkilerde baş döndürücü sıcak bir parıltı vardı. Ah, Mick onu nasıl da istiyordu. Öyle kigitmesine asla izin vermeyecekmiş gibi sıkı sıkı sarılıyordu.Öyle ki oracıkta, kollarında eriyip gidiyor ve kilometrelerce koşmuş gibi nefes alıyordu. Öyle ki vücudu çoktan hazır,çoktan ıslaktı.Ve şimdiye kadar fiilen yaptıkları tek şey öpüşmekti. Etkileri ise akıllara durgunluk vericiydi.Mick. Jason'ın sesi kısık, yoğundu. Başını tekrar ona doğru uzatıyordu. Mick'in dudakları öpüşmek için can atarak kendiliğinden aralandı.Mick, sırf kendi arzularının gücüne yenilmemeye uğraşarak meydan okurcasına fısıldadı. Bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Yine de Detroit'e döneceğim.Jason onu görebilmek için biraz geri çekildi. Gözleri neredeyse kapalı ve karanlıktı. Elmacıkkemiklerine ateş basmıştı. Çok hızlı nefes alıyordu.

Bebeğim, burada bir tercih söz konusu: Ge

cenin geri kalanını benimle savaşarak mı yoksa beni becererek mi geçirmek istiyorsun? diye sordu.Çarpıcı betimleme karşısında, Mick'in gözleri kocaman açıldı. Havayı içine çekti. Kollannı Jason'ın boynuna dahasıkı sardı. Derinlerde, bedeni kontrolden çıkmaya, sızlamaya,titremeye ve sıkışmaya başladı. Mick olsa bunu sevişmekdiye adlandırırdı ve Jason'la sevişme fikri onu neredeyse dayanılmaz derecede heyecanlandırdı. Fakat becermek fikri okadar edepsiz, şehvetli ve erotikti ki, şiddetle titredi.Oandan itibaren tamamen Jason'ın istediği gibi yapacağım fark etti. Artık kendisini hiç bilmediği birisine dönüştürecek kadar vahşi ve ısrarcı olan cinsel arzuları karşısında çaresizdi ve geri çekilemeyecek veya bunu sona erdiremeyecek derecede yok olup gitmek üzereydi.Jason'ın kollarında biraz doğrulup saçını geriye attı, çenesini öne uzattı.Becermek, dedi teslim olarak.Aralarındaki hava fokur fokur kaynayan bir sıcaklıkla cızırdadı.Hemen sonra, Jason onu öptü, yatağa yatırdı ve içine girdi. İşte o kadar, sert ve hızlı, derinlere inerek. Mick çıplaktı, inliyordu, bacaklarını Jason'a dolamıştı ve onunla birlikte hareket ediyordu. Nefesi kesilmişti: 'Yaşadıkları şey mükemmeldi, aldığı zevk inanılmazdı. Jason'ın ellerini, ağzını vevücudunu hissetmek ayaklarını yerden kesmişti, çığlıklar atıyor, tekrar tekrar patlamalar yaşıyordu.Jason. Jason.

Ama Jason yine de durmadı. İçinde o kadar büyük,

çekici, sert, amansız ve o kadar inanılmaz, o kadar şaşırtıcı derecedeiyiydi ki, sırf yaptığı şey hâlâolağanüstü hissettirdiği için Mickonu öpmeye, alttan yukarı bir kemer gibi sarmaya ve kollarına sıkı sıkı tutunmaya devam etti. Ama elbette ki tatminolmuş, doruğa ulaşmıştı; bu bir nevi akışına bırakmaktı taki bir kez daha gafil avlanana kadar. Derken hayretler içindeyeniden tutuştu, yeniden çığlık attı ve yeniden kanatlandı.Jason onu tutkuyla kıvrandırıyor, Dokun bana, öp beni, diyerek ağzını ve ellerini arzulamasını sağlıyor ve sonra Mickbildiği her sınırı tamamen çekincesiz, tamamen onun olarakgeçene kadar istediklerini ve daha fazlasını yapıyordu.Mick, mükemmelliğiyle şaşkına döndüğü, Jason'ın adım sayıklatan ve kapalı gözlerinin ardında dünyanın patlayarakmilyonlarca akkor yıldıza dönüşmesini sağlayan bir dizi yakıcı, sarsıcı doruk noktasıyla tekrar orgazm olduğunda, Jasonda oradaydı, daha derinlere inip orada kalarak, nihayet kendiözgürlüğünü buldu.Orada tükenmiş biçimde yatarlarken ve Mick yavaş yavaş dünyaya dönerken, Jason onun saçlarını yüzünden çekerekdüzeltti ve Mick onun dudaklarının çene kıvrımına değdiğini hissetti.Mick, diye mırıldandı Jason anlaşılır bir memnuniyetle ve Mick gözlerini açtığı gibi onunla göz göze geldi. Jason,üzerine sere serpe uzanmıştı ve bir kolu katlanmış halde başını destekliyordu. Vücutları hâlâ birbirine yapışıktı ve Mickartık kendine geldiği için, onun uzun süre bu şekilde kalmak için fazla ağır olduğunu hissetti. Fakat onun karanlıkgüzelliğini, omuzlarının genişliğini, kollarının güçlü

kuvvetli yapısını ve kendisini yatağa bağlayan uzun vücudun

sağlamerkeksi hakimiyetini bir anlığına içine çekti.Kalbine merak dolu ani bir sancı saplandı. Başka şartlar altında, başka bir adamla, bu büyük bir şeyin başlangıcı olurdu.Ancak şimdi bu, gerçek anlamda harika bir cinsel birleşmeden başka bir şey değildi. Pekâlâ, olağanüstü bir birleşme.Bu adam dünyamı altüst etti, düşüncesi bir anda zihnini doldurdu.Bu düşünce onu biraz endişelendirdiğinden; baştan ayağa nasıl da tatmin olduğunu ve bin bir çeşit erotik kelimeyi nasılda çakırkeyif bir halde dile getirdiğini hatırladıkça hafif utandığından; en ufak bir duygu kırıntısını bunun dışında tutmak istediğinden; Jason ona belli belirsiz bir gülümseme vegözlerinde Mick'in görmek istediğinden tam emin olmadığıyepyeni bir ifadeyle baktığından; gerçekten bir şey söylemesigerektiğinden ve söyleyecek hiçbir şey düşünemediğinden,sakin yapısının kalan her bir parçasını toplayarak alaycı birimada bulundu. Bildiğin gibi, şu an soyadını söylemek içingerçekten iyi bir zaman olabilir.Jason kahkaha attı. Bütün polisler senin sorgulama tekniklerini kütlansaydı, dolandırıcıların hiç şansı olmazdı. Sonra onu öptü ve yuvarlanarak sırtüstü uzandı, Mick dekendi tarafına yatıp başı Jason'ın omzunda ve kolu göğsünesarılı halde yanma uzandı.Çok komik, diye cevapverdi. Bu sırada Jason, başının arkasına bir yastık yerleştirmiş ve az önce yaşananlar sırasındayatak takımının diğer pek çok parçası gibi bir kenara

savrulan yatak örtüsünü üzerlerine çekiştiriyordu. Sonra

kollarınıMick'e doladı ve bariz şekilde, uzun süreliğine rahatlamakamacıyla yatağa yerleşti. Mick'in yanında yatacağını sorgusuzsualsiz biliyor gibiydi ki bu sorun değildi çünkü Mick oradayatacaktı. Akıllı bir kadın, hiç şüphesiz şu noktada kalkar veyaşadıklarını, cinsel çeşitliliğin çok özel anılarından oluşanzihinsel çekmecesine tıkıştırıp ayrı bir yatağa giderdi. Ancakbunu düşündüğü anda bile, Mick o kadar akıllı olmadığı gerçeğiyle yüzleşti. Aslında hiç aklı yoktu. Çünkü zamanlarınınkısıtlı olduğunu ve bundan öte bir gelecekleri olmadığını bilse bile, Jason'ın yanında kaldı.Ve bekledi. Eee? diye sordu.Davis. Jason Xavier Davis. İşte, mutlu oldun mu? Gözkapaklarının ağırlaşmaya başladığını ve Jason'a şüpheli bir bakış atarken bile kapanmak üzere olduklarını hissetti. Esnemesini güçlükle bastırdı. Pekâlâ, uzun bir gün geçirmişti. Uzun birkaç gün.Hayır. Doğruyu söylediğinden emin bile değilim.Tanrım, kim Xavier gibi bir isim hakkında yalan söyler ki?Mick buna güldü. Ardından, esnemesine yenik düştü. Gözlerini bir saniyeliğine kapadı ve sonra, derin bir uykuyadaldı.Ta ki kendini bir kez daha buz gibi bir Detroit kışının ortasında bulana kadar. Şimdi yine on bir yaşındaydı, anneleri ölmeden sadece dakikalar önce, son derece korkmuş bir halde Jenny'nin peşinden koşuyordu.Ama bu sefer farklı bir şey vardı. Bu sefer bir surat gördü. Bu sefer...

Eller omuzlarını yakaladı, sarsarak onu uyandırdı

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro