Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ACIMA Bölüm: 4

Tanrım, çok soğuk. Ayaz yüklü bir rüzgâr bedenine çarparken Mick'in ilk düşündüğü buydu. İkincisi, yürüyüş yoluna giden basamakları inerken ayaklarım donuyor oldu. Sonra detaylar büyük resmin içinde boğuldu: Böyle olmaması gerekirdi.Benim bu adamı etkisiz hale getirmem gerekirdi, onunla kaçmamdeğil.Fakat bu şartlar altında, onunla beraber kaçmak yapabileceğini düşündüğü tek şeydi.Fotoğraflar... Şu lanet fotoğraflar. Görüntüler kafasının içinde mühürlü kaldı. Hatırladığı an kalbi küt küt attı. Nabzıhızlandı. Midesi kıvrım kıvrım bir yılan gibi kendi etrafındadüğümlenmişti. Kalın bulut kütleleriyle saklambaç

Hafif şaşkınlık içeren bir fısıltı geldi kula

ğına. Aferin kızım. Hırsız, silahı hâlâ Mick'e doğru tutuyordu ama kolunu bir anda çekti. Şimdi çantayı yerden al.Aferin kızım ne demekmiş göstereceğim sana, diye düşündü Mick kendisine söyleneni yaparken, ama şimdi sırası değil. Şuan için, her ne kadar yüzleşmekten nefret etse de, hırsızınamacı onun da amacıydı: İkisi de araziden mümkün olduğunca çabuk kaçıp gitmeliydiler. Amaçsızca, iri kar tanelerinin taze elenmiş un gibi yere düştüğünü, adamlarla arasınaincecik perde ördüğünü fark etti. Yeni yıl konfetisinden donmuş parçacıklar gibi çıplak tenine konuyor, değdikleri yerdeeriyip gidiyorlardı. Burnunun da pijaması gibi kırmızı renkteolduğunu biliyordu. Ayakları buz kütlesi gibiydi. Çantaylabirlikte doğrulduğu esnada, hırsız kolunu bir kere daha sıkıca boğazına sardı.Mick'in nefesi tekrar kesildi. Bu kez, adamın kaburgasına dirsek attı. Kendini serbest bıraktıracak kadar sert değil amatam da mesajını karşı tarafa iletecek güçteydi. Adam homurdanarak kolunu hafifçe gevşetti.Mick, hırsızın duyabileceği şekilde söylendi. Aptal herif.Bırak onu, diye bağırdı Otis, gruptakiler itişip silahlarını Mick'e ve daha çok da hırsıza doğrultmuşken. Fakat itişmenin bir amacı olduğunu gördü Mick: Adamlar sinsiceönlerini kesmek için C şeklinde açılmışlardı.Hırsız onu yeniden havuz evine doğru sürüklerken adamlara seslendi. Daha fazla yaklaşmayın. Bütün silahlar,onları takip etmek için yön değiştirdi. Muhtemelen hepsininemniyet kilidinin açık olduğu düşüncesi Mick'in

tüylerini

ürpertti. Zaten oldukça hızlı atan kalbi, neredeyse bir üst seviyeye geçti. Felaketin kopması ihtimali dehşet vericiydi amabu konuya kafa yormanın bir faydası yoktu. Birilerinin tetiğiher an çekebilme olasılığını kasten aklından çıkardı. Bu haldebile, neredeyse bir kurşunun etinidelip geçtiğini hissediyordu.Buradan çıkmalıyız.Biz ben ve hırsız. Mick'in şu an hırsızla aynı tarafta olması akıllara durgunluk veriyordu.Otis bağırdı. Olduğun yerde kal! O kadar sıkı tutuyordu ki silahını titretti.Onu öldürürüm, diye uyardı hırsız. Bunun üzerine Mick sözde kurtarıcılarına bakıp hırsıza karşı direniyormuşgibi yaptı. O sırada hırsızın sıkıca çekiştirmesiyle geriye doğru tökezledi. Rasgele ateş açılmasının yanı sıra, ahmaklardanbirinin kaçmasını önlemek için hırsızı vurmayı kafaya koyması de her zaman olasıydı. Kaldı ki, Mick ona yapışık birhaldeydi ve eğer biri hırsıza gerçekten kurşun sıkmaya kalkarsa bu onun adına kötü sonuçlanabilirdi. Hem Mick'in dekendi planları vardı. İhtiyaç duyduğu şey, hırsızın onu hiçbirengele takılmadan götürmesiydi.Mick, sesinde tamamen artistik düzeyde bulduğu bir titremeyle, Otis, çocuklar, sakın bir şey yapmaya kalkmayın! diye seslendi onlara. Adamı duydunuz: Beni öldürecek.Onu öylece alıp götürmesine izin veremeyiz. Bobby Tobe paniklemiş gibiydi. Patron çok kızacak. Mick'in yaşlarmda, zayıf ve asabi biriydi. Aralarındaki mesafeye rağmen,Mick onun silah tutan elinin biraz titrediğini gördü ve

bunun üzerine irkildi. Kazara vurmalar da kasti olanlar

kadarölümcüldü.Sözlerinin ikna edici görünmesine gerek duymadan tekrar seslendi Mick. Gitmemize izin vermelisiniz. Eğer vermezseniz ve ben öldürülürsem, suç sizin olacak.Güzel, diye kulağına eğilip onayladı gardiyanı. Mick bu sırada büyük bir hevesle, onu yere serdiği üç farklı senaryohayal ediyordu. Ancak bu da, diğer pek çok şey gibi sonrasıiçin beklemeliydi.Adam, Mick'i geriye doğru çekerken kolunu yeniden çenesinin altında kilitledi ama bu sefer boğazına baskı uygulamıyordu. Mick, diğerlerine çaktırmamak için adam onu zorla sürüklüyormuş gibi yapıyordu ama ona ayak uydurduğu müddetçe hırsızın onu tutuş şekli nefes alması için yeterliboşluğu sağlıyordu.Hırsız, Mick'i havuz evinin birkaç metre civarında, evi çevreleyen uzun fundalıkların gölgesinde sürüklerken Otisbağırdı. Dur! Yoksa vururum. Diğerleri de hemen Otis'inizinden gitti.Böyle bir şey yaparsan kız ölür, diye uyardı hırsız.Mick silahının yanından geçişini sezdi. Hemen sonra soğuk çeliğin şakağını dürttüğünü hissetti. Panik tüm benliğini sardı. Nabzı birdenbirehızlandı.Hayır! diye bağırdı Mick, adamlara. Geri çekilin! Size emrediyorum.Üzerlerine doğrultulmuş silahlar tereddüt etti. Otis geriledi, kararsız görünüyordu. Mick, Marino ailesinin resmen bir ferdi kabul edildiği ve polis olduğu için, söylediklerinindikkate alındığını biliyordu.

Söyle onlara bebeğim, diye kulağına fısıldadı o can

sıkıcı ses.Görüşeceğiz, diye zalimce söz verdi Mick kendine. Adamın kendisini vurmayacağına neredeyse emin olsa da, kafasına birsilahın dayatılmış olduğunu bilmek korkutucuydu. Hırsızınsilah hakimiyeti olup olmadığı veya sinirlerinin ne kadarkuvvetli olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Tepesi atarsa,sonuçları ölümcül olabilirdi. Ama Mick emniyet kilidininaçık olduğunu kesin olarak biliyordu çünkü gözucuyla görebiliyordu, o halde işler ne kadar ters gidebilirdi ki?Silahı kafamdan çekmek ister misin? diye homurdandı.Ne o, artık seni korkutuyor muyum?Bu geceki beceriksizliğini gördüm. Evet. Kesinlikle korkutuyorsun.Merak etme, tetiği çekmeyeceğim. Uslu durduğun sürece.Mick öfkeyle dolup taştı. Fakat Otis'in ve adamların gözleri üzerindeydi, bütün iradesini toplayıp direndi. Normalde, bir suçlunun onu kendi görev silahıyla avlamış olması karşısında bile aşırı derecede sinirlenirdi. Ve son derece sinirlenmiş biri olarak, fazlasıyla karşılık verirdi. Ama bu durum,eşine az rastlanır türdendi. Pekâlâ, kararları hırsız verebilirdi,Mick için sorun değildi. Nicco Amca'nın adamları, Mick'inrehin alındığına inanabilirlerdi, bu da ona uyardı. Bu nedenle, hırsızın işini bitirmek için elinden geleni yapmak yerine,onun esareti altında sakin kaldı. Hırsızın onu bir kalkan gibikullanmasına izin veriyor, yardım edip kaçışı destekliyordu tüm bunları yapmak sahip olduğu her içgüdüye

ters olsa da.

Nabzı çok hızlı atıyor, normalde olduğundan daha hızlı nefesalıyordu ama bu korkudan değil, içinde bulunduğu durumdandı. Titriyordu ama korkudan değil, soğuktandı. Onu esiralan adamın söylediklerini yapıyordu ama yine onu hareketegeçiren faktör korku değildi. İyi haber, başka hiç kimseninbunu ayırt edemeyeceğiydi ve Mick, adamlar onun korktuğunu sansın diye tepkilerini bilerek abarttı. Hatta onun nekadar korkmuş olduğunu adamların patronlarına rapor etmeleri için yüzüne kocaman bir panik ifadesi yerleştirmeyeçalıştı.Tüm bunlar gerçekten ne yapacağına karar verene kadar seçeneklerini elde tutma meselesiydi.Adam kaçıyor, diye dehşet içinde bağırdı birisi Mick, Abrizzo olduğunu düşündü, havuz evinin etrafındaki fundalıklar yapraklarını çoktan döktükleri için ne yazıkki Mick'le hırsızın görüntüsünü tamamen engellemiyordu.Hadi, diye cevap verdi birisi ve ekip akın halinde peşlerinden ilerledi.Mick bağırdı. Hayır. Hırsızın öldürülebileceği veya yakalanabileceği ve kendisinin de Nicco Amca'nın gelişini beklemek üzere serbest bırakılacağı düşüncesiyle bu kez sesinde gerçek korku vardı.Geri çekilin! diye bağırdı hırsız. Silahı Mick'in şakağına bastırıp boynunu saran kolunu sıkılaştırdı. ''fine kasıtlı olarakMick'in boğazını sıkmıyor, sadece adım attıkça onu da yanında götürüyordu ama sonuç aynıydı: Mick, adamın götürmek istediği yönden başka bir yere giderse, nefes alamıyordu. O sırada havuz evine çıkan yürüyüş yoluna

varmışlardı.

Birkaç metre daha ve sonra köşeyi dönüp sıvışacak ve gözdenkaybolacaklardı.Dolayısıyla Mick yalnızca adamın planının sağlam olmasını umuyordu.Size kahrolası bir emir verdim, diye haykırdı Mick, ağır ama amansız şekilde ilerleyerek hâlâ kendilerini takip edenadamlara. Geri çekilin dememin neresini anlamadınız?Sesi normalde olduğundan daha tiz çıktı, bu, büyük olasılıkla adamların onlara doğru koşacağından korktuğu içindi. Ancak adamları olduğu yerde durdurdu. Olay pamuk ipliğine bağlıydı: Mick, hırsızın gerginliğini kaslarının sertliğinden, yaydığı sıcaklıktan, soluğunun hızındananlayabiliyordu. Hatta adamın bir sonraki adımda ne yapacaklarınıçözmeye çalışırken beynindeki çarkların gıcırdadığını bileduyabiliyordu.Kevin Touro arkadaşlarına sordu. Ne yapacağız? İri yapılı, kıllı, yirmilerinde bir serseriydi ama iyi yürekliydi.Mick onu net bir şekilde görebiliyordu çünkü Kevin çetenin birucunda, güvenlik ışıklarından birinin altında dikiliyordu.Gözleri faltaşı gibi açılmıştı, dudaklarını ısırarak Mick'e bakıyor, silahı gergin biçimde titriyordu. Adamların bir kısmıona baktı ama kimse cevap vermedi.Unut gitsin. Mick bu işi çözmek için hırsız da dahil, hiçbirini bekleyecek durumda değildi.Boğuk bir fısıltıyla, Buradan sağ salim çıkar çıkmaz beni bırakacağını söyle onlara, dedi Mick, hırsıza.Adamın cevap vermesine gerekkalmadan, dakikalar önce çıktıkları Fransız kapılardan içeri aniden Ed Snider ve RayPetrino girdi. Kundakçılar herkesin dikkatini üzerlerine

çekerek Mick'e ve hırsıza doğru ağır adımlarla ilerlediler.

Belliki ilk harekete geçmiş olan, hızla evin içine dalan ve hem onuhem de hırsızlan kovalamakta olan ekip onlardı.Snider bağırdı. Durdurun onlan. Uzun ve inceydi, başından kaşlanna kadar inen örgü beresiyle koşarken silahını ateş mevziine getirdi. Iacono onları tutmamızı söyledi. Yoldaymış!Arkasında duran Petrino'nun gözleri Mick'in gözlerine kilitlendi ve o da ateş etmeye hazır bir şekilde silahıyla koştu.'Yaklaşmayın, diye avaz avaz bağırdı hırsız, Mick'i yol boyunca ileri doğru çekiştirirken. Çok az bir mesafe daha vesonra...Otis, sanki kendileri göremiyorlarmış gibi, yeni gelenlere seslendi. Hey, dikkat edin, Mick elinde.Hırsız gürledi. Onu öldüreceğim. Mick bir kez daha başına dayanan silahın gayet net bir şekilde farkına vardı.Snider kayarak durdu. Petrino zaten birkaç adım geride donakalmıştı. Silahları ateş etmeye hazır, bir Mick'le hırsızabir çalışma arkadaşlarından oluşan ekibe baktılar, belli ki kararsız kalmışlardı.Onlara bakarak tekrar etti Petrino. Mick elinde. Mick'in daha en başından güvenlik ekibini yardıma çağırmama sebeplerinden biri Petrino'ydu. Yakışıklıydı, Jmey Shore programındaki gibi erkekleri beğeniyorsanız tabii, ayrıca yıllardır Mick'e kur yapıyordu. Son altı aydır Mick'in Nate ile iyikötü bir ilişkisinin olması bile onu durduramamıştı.Hırsız, Mick'in dahaönce söylediğini yaparak seslendi. Buradan çıkınca onu serbest bırakacağım. Mick'i çekerekhavuz evinin köşesinden dönüyordu. Geri geri gittiği

için

Mick hangi yöne ilerlediklerini göremiyordu. Fakat evi iyibilirdi: Sağında tenis kortları, havuz evinin arkasındaki yolboyunca yoğun bir park alanı ve bir garaj yolu vardı. Üzerinde durdukları kaldırım doğruca oraya vardığı için, adamın amacının park alanı ve garaj yolu olduğunu tahmin etti. Kaçışaracının bir kaçış aracı olduğunu varsayıyorduorada beklemekte olduğunu umdu.Ona bir zarar ver deMick havuz evinin etrafından sürüklenerek götürülüp gözden kaybolurken bir anda bir silah patladı ve Petro'nun cümlesi yarım kaldı. Mick ise yerindensıçradı, yüreği ağzına gelmişti.Bam. Bam. Bam. Seri ateşe çığlıklar ve koşuşturmaca eşlik etti. Ama ateş açan Otis'in ekibi veya Snider ve Petrino değildi. Bu, diğer taraftan gelmişti.Aşağılık herif, dedi hırsız, Mick gibi olduğu yerde kalmış, bakışları gecenin içinde kaybolan seslerin geldiği yöne dönmüştü. Çanta gürültüyle yere düştü ama bu kez ikisi deen ufak bir ilgi göstermedi. Çatışma, çünkü açıkçası olanbuydu, havuz evinin arka tarafında yaşanıyordu, kaçış aracının tahminen beklemesi gerektiği yerde. Havuz evinin mermer duvarı ve yine iki buçuk metrelikbir çimli çit önünükapattığı için aksiyonu görmek imkânsızdı.Dur!Vurun onları!Kaçıyorlar!Havuz evinin arkasındaki bağrışmalar, lastiklerin ciyaklar gibi sesi ve daha fazla ateş edilmesiyle bölündü.Kahretsin. Bitti. Kamyonet gitmiş, dedi hırsız.

Mick'in boynunu saran kolu fark edilir şekilde gevşedi.

Mick neredeyse onun düşüncelerini okuyabiliyor, aklındangeçen hesapları hissedebiliyordu. Nefes alıp verişinin hızlanışı, aniden taş kesilmiş haliyle birleşerek gün gibi ortadaolanı teyit ediyordu: Kaçış planı havaya uçmuştu. Mick neolduğunu gayet iyi kavradığını düşündü: Iacono ve ekibi, kaçı§ aracını şaşırtarak mülkün ikinci ve ana kapısı dışındakitek giriş yeri olan kapıdan gelmişlerdi. Sonuç olarak, hırsızınaracı onu ve Mick'ialmadan, yol boyunca kurşun yağdırıplastiklerini öttürerek gidivermişti.Adam şimdi kendini, tam anlamıyla, ortada kalmış hissetti. Buradaki sorun, Mick'in de onunla kalmış olmasıydı.Ayrıca, silahlı adamlar yaklaşıyorlardı.Hadi! Otis'in sesiydi bu, hiç olmadığı kadar yakından ve nefes nefese geliyordu. Koşuyor, diye düşündü Mick. Karınüzerinde onlara doğru koşan bir yığın ayak sesini duyuncamidesine kramplar girdi.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro