ÜA69-
Birbirine kenetlenen eller ve aynı anda yürüyen ayaklar...Yorgunluğum bebek tarafından katlanamaz bi hale gelirken boşta kalan elim karnımı bulmuştu yine.Buraya Poyraz'ın yanına geldiğim için asla pişman değildim.Benim yanım baştan beridir Poyraz'ın yanıydı.Her zaman.
Bedenimin son kullanma tarihi geçmiş olsa da Poyraz'ın dediklerini harfiyen yerine getirmekti amacım.Bundan sonra ona uymak onun dediklerini yapmak en doğrusu olacaktı benim için.
Şu an Poyraz elimi bıraksa da rahat olmam konusunda gözlerini kapayıp açtı ve bir dal sigara yaktı dudaklarına.O zehirli dumanı derince içine çekti ve ayırdı ağzından.Dumanını ağzından verirken çarpık bir gülümseyişle ''Seni görmek ne güzel Rüzgar..'' diyerek alayla gülerek başını geriye attı.Ben bu haline hayranlıkla bakmaya başlarken Rüzgar'ın yüzünü dahi göresim gelmiyordu normalde.Beni bir kaç kere oyunlarına alet etse de karşısında sapasağlam gözüktüğümü görsün istiyordum.
Rüzgar'ın her iki kolundan tutan adamların yüzleri öfkeye bürünmüşken pişkince gülen Rüzgar canına susamış gibiydi.Birazdan ağlar mıydı acaba? ''Bırakın şunu bi adam gibi konuşalım.'' Poyraz adamlarına talimat verdiği gibi kollarını bırakırken ,biraz daha yanaştım Poyraz'ın yanına.Etrafımız dört duvardı.Çıkmaz sokakta gibiydik.Ve buz gibi esen Rüzgar yanaklarımı öldüresiye kızartıyordu.
''Koçum sen hala utanmıyo musun sahipli bi kızla uğraşmaya ha?'' Poyraz'dan beklendik bir soruydu tabi bu.Duruşunu bozmazken ellerini kabanın cebine soktu hemen.''Benim sizinle bir işim yok.'' dedi Rüzgar güçlükle konuşurken.Buraya gelmeden önce adamlar biraz hırpalamış gibi gözüküyordu.
''Ne istiyon lan o zaman!?'' Poyraz'ın sesi gittikçe ciddileşiyordu.
''Denizi verin bana yeter.''
''Zıııııttt Yalnış cevap''
Poyraz'ın bu söyleyişine Gökhan kıkırdarken Rüzgarın tam sözünü kesecekti ki sigarasından derin bir nefes daha almıştı.Dumanı yine boşluğa verirken ''Deniz benim.Ama elimde travestilikte uzmanlaşmış bir adet Semih var.Aç karnına öneririm.İyi gider.'' diye yeniden konuşan Poyraz, Semih'e göz kırpmıştı.Rüzgar susmuş öylece yere bakarken bir gözü seyremeye başlamıştı.
''Sadece sevmek istedim ben.Onun dudaklarını öptüğümde yeniden can bulmuştum ben.O da beni sevsin istedim.Mavi gözleriyle bir ömür baksın bana dedim.'' sözleri bir bıçak gibi göğsüme girip delince bir damla akıttığım yaşı sildim hemen.
Hayır Deniz bu adam için ağlamamalısın o sana ruhen çok acı çektirdi!!
İç sesim beni uyarırken omuzlarımı dikleştirip gözlerimi kıstım ona bakarak.Ama olmuyordu işte.Canım acıyordu benim.Binbir iğneye saplanan yerlerim acıyordu.
Sesli bir şekilde derin bir nefes alıp verdi Poyraz.Arkasına dönüp umursamaz bakışlarını atarken uzunca bir süre bomboş bakınarak ensesini kaşıdı uzunca bir süre.
Birden hiç bir beklemediğim bir şekilde Rüzgara doğru ilerleyince.''Beni edebiyattan soğuttun ahbap.'' der demez suratına bir yumruk indirmişti Rüzgarın.
Hayır hayır bu kadar sert olmamalı!!
Tam Poyraz'a doğru ilerleyecekken Rüzgar'ın da Poyraz'a sert bir yumruk atması sonucu çığlık atmıştım.Az önce Poyraz bu kadar sert vurmamalıydı demiştim ya.Geri alıyorum.
Rüzgarın Canı cehenneme!!
Gözüme yaşlarım yine firar ederken Gökhan arkamdan kolumu kavrayıp beni göğsüne yatırınca derin hıçkırık kaçmıştı ağzımdan.Beni o manzaraya baktırtmak istemiyordu ve eliyle kapatıyordu yüzümü.İlk defa yaptığım bir işten pişmanlık duymuştum ben.İlk defa hayatımın büyük bir hatasını yapmıştım.İşlerin bu yönden ilerleyeceğini tahmin bile edememiştim.Yine sonu bitmeyen bir gece.Yine bitmek bilmeyen yaralar...İnsan konuştuklarından çok sustuklarında gizlidir.Ve ben bu zamana kadar hep sustum.Normal bi insana normal dertlerimi hiç dökmedim.Daha doğrusu dökemedim.Anladım ki mutlu günlerin geri geleceği yoktu.Ben mutlu görünmeye çalıştıkça herşey tepeme çıkıyordu.
Yoruldum..
Gerçekten yoruldum.
Şiddet sesleri çoğalırken hala başım Gökhan'ın göğsündeydi.Bakmak istemiyordum.Oysa buraya Rüzgara ne laflar söylemek için gelmiştim ama hepsi aklımdan uçup gitmişti.
''Şşşş Deniz sakin ol ağlama artık bi şey yok'' başımı salladım olumsuz yönde.Benim için büyük bir sorun vardı ortada.Kendi mezarımdaydım şu an.Taputta nefes almamak üzere ölüyordum.Hiç bir şey yapmaya takadim yoktu artık.''Gökhan arabaya binmek istiyorum.'' diye güçlükle başımı kaldırdım.Poyraz hala Rüzgar'ın üstündeydi.Gökhan beni yavaşça kucağına alırken başımı yeniden omzuna yasladım.Karnımda taşıdığım bebeğim beni daha da halsiz düşmemi sağlıyordu.Artık ayakta değilde oturmaya ya da yatmaya şiddetle ihtiyacım vardı.
''İyisin dimi?'' dedi barın içine giriş yaparken.Ellerim boynunda iyimişim gibi başımı sallarken ''Sadece arabada dinlenmeye ihtiyacım var.'' diye kulağına doğru fısıldadım.Herkese iyimişim gibi davranmaktan bıksam da bu gün içinde böyle bir yalan söyleyebilirdim.Gökhan şu an bir nevi abim gibiydi benim.Hiç zorlanmadan bir büyüğümmüş gibi taşıyordu beni kucağında.Bardaki bazı gözlerinin üzerimiz de olduğunu hissetsem de Gökhan da bende buna aldırış etmemiştik.Şu an hiç bir şey umrumda değildi.
*************
Başım yumuşak ve bir o kadar da sıcak bir yerde yattığını hissedince gözlerimi açar açmaz iki yaralı gözlerle karşılaşmıştım.Diğeri morarık diğerinin kaşı yarık...Poyraz bana bakmayı sürdürürken elim istemsizce havaya kalkmış,parmaklarım göz altlarında dolaşmıştı.Beni yine ağlama krizlerimden birisi tutarken beynime yerleştirdiğim bu saçma fikri hemen attım.
Ağlamamalıyım.
Hala arabadaydık ve sarsılan bedenimi yavaşça kaldırdım.Gökhan beni arabaya bıraktıktan sonra derin bir uyku komasına girmiştim ve kendimi bi anda Poyraz'ın kucağında yatarken bulmuştum. Garipti.Yani onun arabayı binişini beni dizine yatırışı bunları hissedemeyecek derece de derin bir uykudaymışım meğersem.
Ona bir kaç dakika boyunca baktım.Yüzünü inceledim.Fazla belirgin ve şişkin yaraları yoktu ama kaşı kanıyordu.Kavga etmişti.Yanında adamları olmasına rağmen neden Rüzgar hala Poyraz'a vurma yetkisi elde edebiliyor.
Bi anda ağzından "Bitti" kelimesi çıkıverince çenesinden tutup yavaşça kendi yüzüme çevirdim."Bundan sonra etrafımızda bile olmayacak..." hiç bu kadar değişik hissetmemiştim.Poyraz'ın ağzından çıkan kelimeler beni mutluluk çukuruna sokarken o an ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim.
Kurtulmuştum...
Ya da Kurtulmuştuk.
Büyük bir dertten.Büyük bir karanlıktan.Büyük bir beladan.Kurtulmuştuk.
Ruh halimi berbat eden beni kendi oyunlarına alet eden,benden intikam almaya çalışan bir belalı yoktu.Rüzgarın baştan beridir niyeti buydu.Benim ona karşın sevgimi kazanmak.Ama istemediğini alamayınca benim Poyrazla bir ilişkimin olduğunu öğrenince sonuç olarak başından beridir planladığı şeyleri üzerimde uygulatmasıydı.Başarılı olmuştu evet.Ama kısa sürmüştü.
Çok kısa...
Birden kendimizi birbirimize sarılarak bulduğumuzda,boynuna sıkıca sarıldığımı anladım.Artık beynim yerinden çıktığı için ne yaptığımı bilmek bile zordu.Şu an Poyraz'a Rüzgardan nasıl kurtulduk diye soracak kadar kendimi güçsüz hissediyordum.En azından artık onun yok olduğunu bilmek beni bir nebze de olsun iyi hissettirecekti.Bebeğimi..Poyrazı..
Hayatımda yerinin olmadığını bilmek yeterdi.
Eve geldiğimizde Semih ve Gökhan'a son olarak sarılırken kolumdan çekilmem sonucu Gökhan'dan yersiz bir zamanda ayrılmış oldum.Poyraz'a öldürücü bir bakış atıp Semih ve Gökhan'a dönerken içten bir şekilde gülümseyip "Her şey için teşekkürler.Siz olmasaydınız şu an ne haller de olurdum bilmiyorum." dedim.O sıra da Poyraz parmaklarını sıkıca parmak aralarımdan geçirip elimi tutmuştu.
"Önemli değil yenge.Bu serseri herifin adamları biz oldukça sırtın yere gelmez" dedi Semih ve Poyraz'a doğru bakıp gülümsedi.Bende o sırada kafamı kaldırıp ona bakarken yanaklarını şişirmiş kafasını gökyüzüne doğru kaldırmış bakarken yakaladım.
Sıkılmıştı.
Fazla uzatmamaya çalışarak arabaya dayanmış Sigarasını içen Gökhan'a bakarken "Beni arabaya kadar kucağında taşıdığın için sağol Gökhan.O an buna gerçekten ihtiyacım vardı." dedim.Ona da bir teşekkür borçluydum.
"Arabaya kadar taşımak? Kucakta?"
"Poyraz sen yıldızları izlemiyor muydun? Bak işine.." dedim ve elini sıktım.Bu kadar kıskançlık gerçekten iyi değildi ve üstelik Gökhan benim en iyi arkadaşımın sevgilisiydi. Ayrıca onlara bir teşekkür edip sarılmam en doğal hakkımdı çünkü beni Rüzgardan kurtaran bir diğer etkenlerde onlardı.
Çocuklarla vedalaşır vedalaşmaz kendimi eve nasıl attığımı bir ben bir de allah biliyordu.Ne çabuk akşamın olduğunu ne çabuk saatlerin geçtiğini kendime bir türlü yedirememiştim.
Zaman bu kadar hızlı akmamalıydı.
Üstüme rahat bir şeyler geçirip banyomda elimi yüzümü yıkadım.Saçlarımı belli bir düzene sokup Poyraz için bir kaç malzeme alıp aşağı indim.
Onun bir nevi kişisel doktoruydum ben.
Baktım ki salonda ayaklarını sephaya uzatmış televizyon izliyor,bilerek bacaklarının üstünden geçip yanına oturdum."Beni iyileştirmeye mi geldin doktor?" deyince kumandanın kapanma düğmesine basıp bana döndü.Gülümsedim burukça.Pamuktan bir parça koparırken biraz tentürdiyot döktüm."Genellikle hastalar doktorların ayağına gelirler sevgilim." aslında yanlış bir cümle kullanmıştım.Evde yatan hastalara gerektikçe doktor çağırdıklarını biliyordum.
Ama hastalar ilk önce hastaneye sonra ise doktorların yanına gelirlerdi.
Tıpın içine ettim şu an.Birisi de demiyo ki bi sus!
"Pizzacılar herkezin ayağına gelir.Onlar daha çabuk gelir...Ama düşündüm de..Ambulans pizzacılardan önce gelir.
"Poyraazz..." dedim bezmişçe.Yine karnı mı açtı bunun.?
"Madem ambulans pizzacılardan önce geliyor,pizzacıları ambulans şoförü yap.Bunu da ben mi söyleyeyim?" dedim beynimin durduğunu hissederek.Az önce o cümleyi ben kurduysam yılın en iyi zeki kadınına geçiş yapardım.Poyraz bana mal mal bakarken "Fazla zeki olma.Sana iyi gelmiyor" dedi.
Haklıydı.Hamilelik ten dolayı bunlar.İnşallah ben zekiyim diye çocuğum da zeki olur.
"Amanda benim güzel sevgilimin beyni kakaya mı dönmüş? Hanimiş benim ilerizekalım? Hanimiş benim şirinem!?"Poyraz'ın bana 5 yasında bir çocukmuşum gibi konuşması sinirime dokunurken bana doğru eğildiği göğsünü ittirip burnunu iki parmağımın arasına alarak sıktım.O geriye doğru kendini itince inadına üzerine çıkarak mavi gözlerimi sonuna kadar açtım."Benim beynim kaka değil bi kere onu bi söyleyeyim.Ayrıca bana hala şirine diyosun ben sarışın değilim!!"
Şirine sarışındı çünkü.Ama vücudu tamamen maviydi.İste her ne boksa.Söylemesin!
Üzerine doğru yattığımı anlayınca geri çekilmek istedim ama poyraz buna izin vermedi.Aksine burnundaki elimi alıp öptü ve kalçalarımı biraz daha ayırarak kucağına alıp ayağa kalktı."Hey konuşmamız daha bitmedi!!" dedim saçlarını karıştırarak.Yukarıya çıkıyordu.Ve gözleri kahvenin en koyu tonunu almıştı..
"Bu gece diller konuşmayacak mavi rengine meydan okuyan kadın...Vücutlar konuşacak..."
***************
İnstagram= Uvey_abim
Merak etmeyin ya şey yapmıycaklar.Sürtünmece o kadar..Poyraz'ın sondaki fotoğrafına iyi bakın iyi bakın.Denizi çağırıyo kravatı bağla lan diye. Asdfsaç
Acil yeni bölüm isteyenlere yazdım bunu.Kısa olmuş olabilir çünkü bir süre böyle ilerleyecek.Kısa ama çabuk yeni bölümler gelecek..
Yorumlar????
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro