ÜA68-
Denizin götü çoksel dimi Arkadaşlar..👆 asasafac
Bi de multi de benim en sevdiğim şarkı var.Sia salted wound.Grinin elli tonu resmi var ama aldırış etmeyin karı çok gözel söyliyır...Dinleyin sizde...
İyi okumalar 😂😂😊😍
"Duydun mu beni!!" dedi bir kez daha."Seni hiç kimse elimden alamaz! Deniz! Buna ben izin vermem."
Hayaletim ben...
Görünmez..Hiç bir şey bilmez.
Koca bir boşluktayım.Kendi halimle kendi başıma çıkmaz bir sokaktayım.Karnımdaki masumun da canını acıtıyorum belki de.Onunda olmamış hayatını mafediyorum.
Ağlamaktan harap olmuş gözlerimi onunkilerden çekip sıkıca sarıldım ona.Poyraz asla beni yarı yolda bırakmayan hayat arkadaşımdı benim.Eskileri hatırladıkça daha çok yanıyordu canım.Bir bir batıyordu sırtıma iğneler..
Her şeyi en başından beridir düşünmeliydim aslında.Rüzgarla samimi olmamayı ona ümit vermemeyi.Hepsi cahilliğimden olmuştu.Şu an o kadar çok pişmanım ki yine eskiler gözümde canlanıverince sopayla başıma vurasım geliyordu.
"Gel benimle" deyip elimi sıkıca tutarken diğer boşta kalan elimle göz yaşlarımı sildim.Poyraz ikimizi de kendi odasına oradan da banyosuna sokarak kapıyı kilitledi ve saçımdaki tokamı sıyırıp çıkardı.
Şaşkınlıkla "Ne yapıyorsun!?" diye sorarken omuzlarıma düşen saçlarımı geriye itip alnını alnıma dayadı."Bilmem kaçıncı kez birlikte duş alacağız" kıpırdayan dudaklarına bakakaldım bir süre.
Birden karnımda bir acıma hissi ile dolup taşarken elimi mermere dayayıp hafifçe eğildim.
"Noldu Deniz!?"
"Te-tekme attı!!" yavaşça karnımı elimle tutarken aynı hareketle yeniden doğruldum.Tekme atması bi anneye göre mükemmel bir his olmalıydı.Tıpkı benim gibi..Poyraz gülmeye başlarken dudaklarıma konan belli belirsiz bir sırıtış bütün negatif enerjimi alıp gitmişti.
Bu bebek mutluluk kaynağımdı benim.. İkimizin arasına giren tatlı bir meyveydi hatta.
Poyraz ellerini karnımda birleşen ellerimin üzerine koyarken bana iyice yaklaşıp "Hele dur daha...Ben yavruma ne küfürler öğreteceğim.." dedi ve gülümsedi.."Benim gibi küfürsever bir hayırlı evlat olucak"
Ben Denizsem eğer,yavrumun kötü sözlerinin esiri altında bırakmazdım.Hem bebek doğar doğmaz küfür öğretillir miydi bu ne abeslik? Benim bildiğim Poyraz'da bunu bir şekilde başarırdı.
"Orasını sonra konuşuruz...Banyo yapmam lazım" dedim konuyu kapatmak istercesine.Poyrazla bu yüzden atışmak istemiyordum."Ha beni soy diyosun yani."
"Evet" dedim hiç çekinmeden.Eskiden Poyraz'dan çok utanırdım.Ona istediğim gibi bazı şeyleri söylemezdim.Ama gün geçtikçe ona kafa tutar olmuştum."Nasıl istersen." deyip kazağımı vücudumdan sıyırıp attı.Ellerini kot eteğimin düğmelerine götürüp çözdü ve fermuarını da açtıktan sonra bacaklarımdan itti. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım kalır kalmaz Poyraz hafif şişkin karın bölgeme bakıp gülümsedi."Bu manzarıyı görmek için can atıyordum." karnıma dikkatle bakmayı sürdürdü.
****
Gece karanlığına bulanmış bedenimi Poyraz suyun içinde beni kendine çekerken iki bacak arasına yerleşip sırtımı çıplak göğsüne dayadım.Saçlarımızı tamamen ıslatmış yukarıdan akan fıskiyeyi Poyraz kapatırken ellerimi küvetin iki yanına koyup sakince yutkunarak gözlerimi kapadım.
Her daim kasık olan bedenimi fark eden Poyraz bacak aramdaki ellerini dolaştırarak karnıma sarıp enseme küçük bir öpücük bırakmıştı."Gevşe biraz..Sıcacık su işte ne istiyorsun başka?"
Poyraz bir tek benim soğuk suyla yıkandığımı bilmiyordu.Sıcak suda neymiş..
"Yükümü tamamen sana vermek istemiyorum"
"Vermezsen döverim."
"Allah allah ya.Ben burada bebekle birlikte zaten sığır gibiyim. Sevgilimin sırf ağır olduğumdan rahatsız olmasın diye yükümü vermemeye çalışıyorum sen döverim diyosun.Muhteşemsin ya mükemmel"
"Muhteşem ve mükemmel olduğumu bende biliyorum ama sen zaten yeteri kadar yük taşıyorsun.Biraz da ben sana yardım edeyim diye şey ettim ben."
Şey etti anladım.Güçlü bir şekilde of çekerken karnımda birleşen ellerini tutup tamamen yükümü verdim.Ne zaman onunla azarlayıcı bir şekilde konuşsam o da bana yumuşak ses tonu ve bebeksi bir şekilde konuşuyordu.E haliyle bu konuşması da beni pamuk gibi yumuşatıyordu.Sonra en kötüsü pişman olmak tabi.
Ah Poyraz ah!!!
"Şey ettin öyle mi?" deyip gülümsedim ve başımı sol omzuna koyup burnumu boynuna sürttüm.
"O an elim yanlışlıkla göğsüne temas edince içim gitti konuşamadım" gözlerim birden irileşirken sırtımı çekip bacağına vurdum."Poyraz bak gerçekten azarlamayayım diyorum ama buna mecbur bırakıyosun Hala sapıksın ya!!
"Kulaklarıma köpük kaçtı duyamadım bir daha söyle.''
''Yok bu böyle olmayacak ben kalkıyorum'' der dermez popomu zeminden kaldımıştım ki Poyraz tarafından belimi kavrayarak sertçe oturmuştum yine.Anladım ki bu adamdam kurtuluş yok.Zaten ona karşın ne yapsam boştu.Hepsi bir şekilde çöp kutusu olup atılıyordu.Yaptığım işler bile çöplüktü yani.Dudaklarını omzuma bastırıp uzunca bir süre aralıksız öperken başımı eskisi gibi omzuna dayadım.Biliyorum ona karşın hislerim ömürlüktü.Ömür boyu sonsuz..
Saçlarımın aralarına burnunu götürdüğünde sesli bir nefes aldığı kulaklarımı doldurdu.Bütün sıkıntılarımı unutturan adam dudakları bile beni büyük ateşe sürüklüyordu.Artık çocuk olunca Poyraz ne yapardı bilmiyorum.Gözlerimin önüne bir sürü Poyrazla çocuğumuzun seneryoları canlanıveriyordu. Poyraz yine küvette Ozan'nı falan yıkıyormuş..Ozan dediğim çocucuğun ismi yani.Poyraz erkek istediği için nedense bende buna alışmıştım ve erkek olması için tuzlu tatlı ne varsa yiyecektim.İsminin Ozan olmasını o kadar çok isterdim ki...Ege de olabilirdi.
(Ege mi Ozan mı? Yoksa ikisi de değil mi? isim önerilerinizi bekliyorum sefgililerim)
''Çocuk olunca ismini ne koyacağız?'' diye dile getirdim sesli bir şekilde ona sorarak.''Ne koyalım biliyo musun?'' diye aynı şekilde bana sorunca tepeden ona baktım.''Gürbüz.'' iğrenç ya da sen bir daha gülme denilecek bir kahkaha atarak Poyraz'ın çene altını öptüm. Kendisinden bahsediyordu herhalde.Gürbüz dediğine göre.''Ya Poyraz düzgün bir isim söyle'' diye yakınırcasına konuştum.Artık ciddileşmesi gerekti.
''Meriç olabilir'' dediğinde isme takılı kalmıştım.Gerçekten dikkat çekiciydi.
''Senin için bir anlamı var mı ki?'' enseme yeniden dudaklarını bastırırken büyük bir iç geçirdi.''Doğar doğmaz ölen abimin adını meriç koymayı düşünüyorlarmış.'' cümlesini bitirir bitirmez içimin bir başka olduğunu hissederken dayanamayıp ona dönerek kucağına oturdum.Bu zamana kadar bilmediğim bir şey daha varmış demekki.Poyraz'ın abisi olması.Poyraz'ı ne zaman küçük bir çocuk gibi hayal etsem beni bi duygu seli basıyordu.Abisini doğmadan kaybeden Poyraz,onun için ne kadar zorsa,gözlerinden anlayabiliyordum eskilere gittiğini.Ya da eskileri hatırladığını.Dudaklarına kondurduğu hafif gülüşü gözümden bir damla yaşın sebebi olmuştu. Onun da mı vardı acıları? o da mı çekiyordu bazı hafif denilen acıları.Belki hala abisi yaşıyor olsaydı herşey farklı olurdu.
Şu an çocuğumun oğlan olması için dua etmekten başka bir şey gelmiyordu.Adı kesin olarak Meriç olacaktı.
Göz pınarlarının dolduğunu gördüğüm an kaşlarım şaşkınlıkla kalkmıştı.Baş parmaklarım gözlerine giderken parmaklarıma gelen yaşlarla yüreğim buruşmuştu.
Ah hayır Poyraz ağlıyor olamazsın.
''Ağlamasana gerizekalı..'' dedim düğümlenen boğazımla birlikte.Güçlü bir şekilde yutkundum ve iki gözlerine de dudaklarımı bastırıp öptüm.Poyraz'ı bu güne kadar hiç görmediğim değişik bir yönünü daha görmüştüm.Şu an olduğum durum çok farklıydı.Kendi hayatımı tamamen unutmuştum sanki.Şu an gözümde canlandırdığım sadece benim yaşantımda olan Poyraz vardı.
İlk defa gözlerinin dolduğunu gördüğüm an...Sanki o an yine derin bir çukura düşmüştüm.Bir yerleri hala yaralı gibiydi.Benim tanıdığımdan çok farklıydı.
Erkekler ağlamaz doğru bir söz aslında.Adam olanlar ağlar sadece...
*************
''Canını acıtmıyorum dimi?'' Poyraz ıslak saçlarıma bir kaç tarak darbesi atarken başımı olumsuz yönde sallayıp ''Sabaha kadar tarasan bile kılımı oynatmam.'' dedim.O kadar yumuşaktı ki saçıma dokundurduğu elleri,ölüpte cennete düşmüştüm sanki mübarek.Saçımı açmayı bıraktığında arkamdan bana sıkıca sarılıp yanağıma bir öpücük kondurdu.''Benim gibi kokmana bayılıyorum..'' eskiden çilek kokmama da bayılırdı.Şu an onu bir cam gibi kırkamktan çok korkuyordum.Neden bilmiyorum ama sırf gözlerinin dolduğunu gördüğümde akan sularım durmuştu.İçimden doğan ateş birden alevlenmişti.O an ölmek istemiştim kollarında gözlerinde.
Yaprak ağaçtan düşünce Rüzgar'ın oyuncağı olurmuş derdi babam hep.Kendimi bi oyuncak parçası görüyordum bu doğruydu.
''Hiç özledin mi abini?'' bir kaç dakika yanlış bir cümle kurduğumu anlayınca ''Ah özür dilerim bunu sormamalıydım'' diye düzelttim.Yine onun yarasını açmak değildi niyetim.Ağzımdan ister istemez çıkmıştı.''Ben bir tek seni özlemiştim.Normalde kışın portakalı yazın karpuzu özlerdim ama birde sen çıktın karşıma.Yanımda olduğun zaman bile özlüyorum seni'' dudaklarıma dökülen bir kıkırdama sesi ile Pijamamın üstünü giyerek ona döndüm.''Uyuyalım mı?''
Uyuduğumuz zaman geçer belki herşey..
***********************
"Hastaneye gitme bu gün istemiyorum."
"Gidecek halim yok zaten." deyip başımı göğsüne yasladım.Yine Semih Gökhan bizdelerdi.Hayır yani anlamıyorum cuma cuma kocam olacak adamla neden yalnız kalamıyorum.
Cuma?
Tabi ya bu gün cuma!!
"Poyraz bu gün bebek kontrolü var." başımı kaldırıp suratına baktım.Ayla hanım her cuma kontrole gelmemizi söylemişti.
"Gideriz birazdan erken saat." umursamaz tavrı devam ederken beni yeniden göğsüne yatırıp saçlarımla oynamaya devam etti.Ah ama uykum geliyordu..
Semih kucağındaki bilgisayardan başını kaldırmazken semih kadar Gökhan da elindeki kâğıtlarla meşgullerdi.
Anlamıyorum ne yapıyorlar ya da ne yapmaya çalışıyorlar...
Semih bir süre sonra elinden düşüremediği telefonu masaya bırakıp yüzünü buruşturarak ayağa kalktı.Olduğu yerde kıvranmaya başlarken "Çok çişim geldi Gök sakın telefona dokunma!"
"Ne diyon oğlum ya napçam ben senin telefonunu.?"
"Geçen ne varsa silmişin biliyom karıştırdın.Arama geçmişine falan bakmışın.Bakma!!"
"Sırf sen dedin diye- Neyse ya git de inşallah tuvaletin deliğine düşersin!" Gökhan cümlesini bitirir bitirmez Semih hızlı adımlarıyla merdivenlere yönelirken bu çocugun gerçekten salak olduğunu anladım.Tamam yani allahı var yakışıklı bir çocuk ama bu kadar da mallık olunmaz yani.Debinden beri ciddi bir şekilde işini yaparken şimdi pamuk misaliydi mübarek.
"Bakçam lan! İnatsan bende inadım!" Gökhan hemen Semih'in telefonunu ele alırken bir kaç dakika boyunca telefonla ilgilenmişti. Niye bunlar birbirlerinin telefonlarını kurcalıyorlar? Özeli falan olabilirdi en azından.Poyraz'ın arkadaşları gerçekten bi garipti.
"Bunun google arama geçmişine Baksan nolcak ki allah resmi,ceza mamını,Kral oyun"
Birden gülme isteğiyle dolup taşarken elimle ağzımı kapattım hemen.eğer sesli bir şekilde gülersem hayvana benzeyecektim çünkü.
Allah resmi?
Kral oyunn? Eşşek kadar adam kral oyun mu oynuyor.? Yani aslında düşündüm de olabilirdi.Hani orada kız giydirme oyunlarını oynuyorsa o zaman başka tabi.Peki ya Allah resmine ne demeli? Yüce Rabbimin eşi benzeri yoktur.
Tamam imanlığa bağlamıyorum iyice sıktım.
"Donu kadar beyni var Semih'in napalım?" dedi birden Poyraz.Ya çocuğun donunu mu gördünüz siz anlamadım ben..Sanırım hamilelik başıma vurmuştu.Simge de burada olsaydı benim şu an onunla birlikte mutfakta kahvemi yudumluyor olmam gerekti.
''Abi Rüzgarın yerini bulduk!!'' Gökhan'ın dediğiyle beraber Poyraz'da dahil bende Gökhan'ın yanına otururken ekranda beliriveren bir harita çizelgesi ve üzerinde ilerleyen kırmızı bir nokta nedensiz bir şekilde kalbimi hızlandırmıştı.Şu Rüzgar illetinden bi kurtulsak derin bir nefes alacağım.Beni bi oyuncak gibi kullunıyordu.
''Umalım da konumunu kapatmamış olsun.''
''Şu küçük beyinliğe haber ver de çıkalım bi an önce.'' Gökhan oturduğu yerden kalkarken Poyraz gözlerini bilgisayardan çekip ''Simge gelecek birazdan.Canın sıkılmaz.'' dedi.Hele şükür dedim bende içten içe.Evde tek başıma oturmaktansa Simgeyle dertleşirim daha iyiydi.''Bu gün bu iş bitecek sana söz veriyorum tamam mı?'' yanaklarımı elleriyle avuçlarken gözlerimi kapatıp dudaklarını öpmeye başladım.Rüzgar benim gözümde artık tehlikeli birisiydi.Gerçi beni banyoya kilitlemesinden beridir benim için tam bir psikopattı ama nedense Poyraz için endişelenmeye başlamıştım.
Belli olmaz ya her şey olabilir.
Birden Semih'in öksürme sesini duyunca Poyraz'ın dudaklarını bırakıp alnımı alnına dayadım.Elleri hala yanaklarımdan inmemişti.
''Bende gelmek istiyorum Poyraz''
''Olmaz!!!''
''Seni yalnız bırakmak istemiyorum anlamıyosun herhalde bende gelmek istiyorum!!''
Poyraz tam bir şey söyleyecekken Semih ''Yenge senin için tehlikeli olabilir.Yanında tehlikeli alet falan mutlaka vardır.'' diye araya girince başımı inatla iki yana salladım.''Olsun 3 erkek değilmisiniz siz.Bende gelmek istiyorum!!'' Poyraz'ın yanından ayrılmak istemememin sebebi ona bir zarar geleceğinin endişesiydi.Gerçi bu kız halimle ona ne yapacağımı bilmiyordum ama yine de yanında olmak istiyordum.
''Hayır desem yine gelmek isteyeceksin dimi?!''
''Evet'' dedim kesin bir şekilde ve ayağa kalkıp üçüne de bir dakika işareti yaparak yukarıya çıktım hızlıca.Yine aynı tempoda siyah kotumun altına botlarımı ve hardal rengindeki şişme montumu alarak üzerime geçirdim.Salık olan saçlarımı ellemeyerek montumdan dışarıya çıkardım ve 3'üne de dönerek ''Hazırım''dedim.
O Rüzgarla görüşebilirsem benim de söyleyeceklerim vardı.
*******************
''Abi bu mekan olması lazım.'' dedi Gökhan ve bara benzeyen mekanın önünde durdu.''Şu an büyük bir ihtimalle içeride olması lazım.'' ilk defa gördüğüm iki tane takım elbiseli adamlar benim ve Poyraz'ın yanında dururlarken elini biraz daha sıkı tutmuştum onun.Gerçekten ilk defa görmeme rağmen Adamları korkutucu duruyorlardı.Poyraz'a bende geleceğim demem üzerine bu adamları başımıza dikmişti ve küçük bir çocuk gibi bunlardan korkan aptal bir kız bir tek ben vardım.
Ürkütüyorlardı beni.
''Parmaklarımı kırdın Deniz.Merak etme bırakmıyorum.'' bi an gerçekten Poyraz'ın elini sıktığımı fark ettim.''Özür dilerim.'' dedim ve gevşettim hafifçe.
Etraf kırmızı bir loş ışıkla aydınlatılan yere girince havasız olduğunu anlamamla bir kaç kere öksürmüştüm.Ayrıca öksürmemin bir diğer nedeni sigara dumanıydı.Bir kaç defa bara gelmem sonucu burası gerçekten bunaltıcı bir yerdi.Henüz akşam üzeri olmasına rağmen çoğu insan hala yoktu.Sahne boştu.Sahnede duran iki direkte dans eden kızlarda yoktu.
Şansımıza.
''Her tarafı arayın'' dedi Poyraz yanındakilere talimat verirken.Kendimi bir mafyanın kadını gibi hissetmiştim.Daha doğrusu Poyraz böyle hissettirmemi sağlamıştı.Üzerindeki uzun siyah kabanı iri cüssesini saklayamıyordu.Saçları ise her zaman yana dalgalı bir şekilde atılmıştı.Şu an bulunduğumuz durumu unutup o yumuşak saçlarına ellerimi daldırmak isterdim ama bu imkansızdı.Semih hariç diğerleri dağılırken Poyraz beni boş bir masaya yöneltmişti.Semih'in elinden telefon hiç düşmezken ''Kesin olarak burada'' diye mırıldanmaya başladı.
''Abi Rüzgarı ilk önce kendi evime götürüp travestilik uzman alanlarımı ona gösterebilir miyim?'' Semih Poyraz'a izin vermesi için masum masum bakışlar atarken gözlerimi devirmiştim.
''Sen ona baksırını göster o bayılır zaten merak etme.''
Ay ne vardı bu Semih'in donunda anlamıyorum.Utanmasam kendim bakmak isteyecektim artık.Yani sapık yönümü de dışarı vurduğunuz için tebrik ederim.''Seni buraya getirmemeliydim bu hamile halinle sigara dumanına mağruz kaldın''ne cevap vereceğimi düşünürken başımı iki yana salladım.Poyraz'ın beni düşünmesi yeterdi orası kesin bir şeydi ama soluduğum şey zehir bile olsa Poyraz'ın yanından ayrılmazdım.
''Abi Gökhanlar yakalamış Rüzgarı barın arkasına götürmüşler.Gitsek iyi olucak'' beklenen an geldiğinde Poyraz elimi sıkıca tutup beni de kendisiyle birlikte ayağa kaldırmıştı.Hayatımı ve karnımda taşıdığım bebeğimin hayatını bir yönden mafeden adam şimdi hesap verecekti.
Bedenimi ve ruhumu yıkan,Tüm maviliğimi siyaha çeviren adam...Şimdi de hesabını ödeyecekti
*********************
İnstagram=Üvey_abim
Ben geldim!!
sizi çok bekletmek istemedim ayrıca uzun sayılabilecek bir bölüm yazdım.
Bu arada bi önceki yorumlarınız beni çok mutlu etti.Yeni bir kitap çıkarmayı düşünüyorum Üvey abimin bir değişik olanını.Ama Bu şimdiki yazdığımın 2.kitabı çıkacak merak etmeyin.Ama eğer devam ettiremezsem diğer çıkardığım kitaba geri dönerim bilin.
Erken gelecek olan yeni bölümde görüşmek üzere...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro