ÜA66-
Ön notumu birde buradan yazayım dedim shsj.İlk öncelikle bir önceki bölümde amansız gelen hastalığımı yorumlara belirtip geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim.Hakikaten o gün çok kötüydüm ve cümlelerimi bile zar zor yazabilmiştim.Ama Kısa bir aradan sonra sağlığıma kavuşur kovuşmaz bilgisayarın başına geçtim.
Hadi daha fazla bekletmeyelim.
İyi okumalar..
5hafta Sonra...
Denizden devam..
Bu geçen süreç içerisinde kendimi yenilenmiş bir şekilde hissetmeme rağmen haftalar geçtikçe karnımdaki yük baskısını arttırır olmuştu. Hafifçe şişkinliğini belli eden karın bölgem aynaya baktıkça fark edilir bir hal alırken bu duruma yavaş yavaş alışmaya başlamıştım.Poyraz ani bir kararla nikâh ve düğünü yurt dışına yani Avustralyaya ayarlarken 2 gün boyunca şaşkınlıkla elimdeki biletlere bakakalmıştım.Sahil kenarında sade bir düğün töreni planlamıştık.Ekim ayının başlarına gelmiştik neredeyse ve orasının tıpkı İlkbahar mevsimi gibi sıcak olduğunu söyleyince hemen kabul edip sevinmiştim.
Yaz ayını özlediğimi sizde biliyorsunuz..
Rüzgar konusuna gelince.Şu ana kadar hiç bir şekilde belirtileri olmamış beni rahatsız etmemişti.Ama bu işin peşini bırakmayacağını bilerek temkinli ilerliyordum.O olayı yaşadıktan sonra 3 ya da 4 gün hastanedeki devamsızlığımı arttırmıştım.Ciddi anlamda da psikolojikman bozuktum.Ama Günlerim çoğu zaman Poyrazla geçtiği için o bana bi psikolog gibi gelmiş bütün hastalığımı almış durumdaydı.5 gün sonra ilk uçakla Avustralyaya gidecekken annem ve Simge ile birlikte gelinlik dükkanlarını neredeyse tecavüz etmiştik.
Yeni bir tecavüz için gösterişli bir gelinlik mağazasına girerken aradığım şeyi burada bulacağım gibi bi his doğmuştu içime.Karnım gerçekten şişik olduğu için alt tarafı kabarık olmayan askılı normal bir abiye elbise tarzı bir şeyler bakıyordum.Tam yaz havasına uygun kılçık örgü ile tamamlanabilen bir elbise ayrıca.Beni sıkmayan kibar duran bir gelinlik..
Henüz daha 5 gün varken annemin ısrarı üzerine zorla gezdiriliyordum.
İçeri girer girmez orta yaşlardaki iki bayan bize içten bir gülüşle karşılarken içerisinin sıcak olduğunu anlamamla üzerimdeki beyaz şişme montumu çıkarmaya başladım."Hoşgeldiniz.." derken bayanlardan birisi, diğerisi ise montumu nazikçe almış ve bos bir askıya asmıştı."Hoşbulduk" diye karşılık verirken askılarda asılı duran gelinliklere yöneldim.Hepsi ya kabarık ya straplez ya da hepsi taşlıydı.
Ne bekliyosam?
''Deniz hanım isterseniz-''
''Kabarık olmayan sade bir gelinlik'' diye devam ettirdim güler yüzünü eksik etmeyen kadına dönerek.''Hamileyim'' diye ekledim.Kadın bir kaç dakika karnıma bakarken yeniden gülümseyip ''Anladım Deniz hanım.Buyrun beni takip edin'' deyince arkasından yürümeye başladım.
Başka bir askılıkların olduğu yere geldiğimizde abiye gibi duran beyaz gelinlikleri karıştırmaya başladım.''Yeni sezon ürünlerimiz diyebilirim.Şimdiki gelin adayları uzun kuyruklu seviyor'' deyince çarpık bir gülümseme ile dikkatimi çeken bir gelinlik tutuşturdum elime.''Acaba eşinizi tanıyor muyuz'' diye sorunca kızarmaya başlayan yanaklarım ve gözlerim onu buldu.Ne diyeceğimi düşünmeye başlarken Simge oradan ''Poyraz Bulut!!'' diye bağırınca karşımdaki kadının gözleri irice açılmıştı.
Evet Simge bir kere daha kendi kuyusuna bok etmişti.
''A-ama o sizin..''
''Üvey abimdi.Unutmayın gerçek abim değil''dedim bende hemen.Durumu toparlamak yine bana kalmıştı anlaşılan.Kadının iri gözlerini aldırış etmeyerek anneme döndüm ve ''Sence bu nasıl? Sahil kenarına gider mi?'' diye sorduğumda annem baştan aşağı süzmüştü elimdekini.Straplez uzun belinde ince bir kemeri vardı.''Dene bi istersen hayatım.Üstünde karar verelim'' derken başımı sallayıp kabine doğru ilerledim.
**
Arkamdaki fermuarı çeker çekmez göğüs tarafını tutup yukarıya doğru çektim ve perdeyi açarak Simge ve Annemin karşısına geçtim.Ellerim göğüslerimden belime doğru giderken başımı kaldırıp ''Sizce?'' diye sordum.''Çok sade'' derken Simge,annemde ''Katılıyorum'' diye onaylamıştı Simgeyi.''Başka çeşitlerde var onları bi dene istersen.'' Simge hemen başka bir gelinlik çıkarırken görevli bayanlarda Simge gibi ilgilenmeye başladılar.
Simge ismini ne çok kullandım öyle...
''Bak bi de bunu giy'' elindekini alırken şöyle bir göz attım.Yine kabarık olmayan fileli üst kısmı hafif pudra rengine kaçan kalın askılı bir gelinlikti.İkinci olarak Simgenin verdiğini denerken kabindan yine çıkıp kendimi boy aynasının önüne attım.
İyi de ben pudra rengini pek sevmem ki.Ayrıca ben tamamen beyaz olmasını istiyordum.
''Yok ya bu hoşuma gitmedi.'' dedim ve ikisine döndüm.''Bence buna bayılacaksın!''
Artık iyice yorulmuş bir şekilde son olarak bir elbise daha denerken aynanın karşısına yeniden geçmemle gözlerim parlamıştı.Tam istediğim gibi ince pileli,karnıma uygun,hafif taşlarla bezelenmiş ince askılı bir elbiseydi.Sonunda buldum diye düşünürken rahatlamış bir şekilde derin bir nefes aldım.Tabi Poyraz'ın bu üzerimdeki kumaş parçasını çok rahatlılıkla yırtma ihtimali vardı.Ama sonuçta o gün bizim en mutlu günümüzdü ve Poyraz'ın böyle bir tatsızlık çıkaracağını zannetmiyordum.
''Bu denediklerin içinde en güzeli'' dedim annem.
''Bence de Ay prenses gibi oldun!'' üzerime hayranlıkla bakan Simge'nin yanağından bir makas alıp köprücük kemiğimden aşağısına bakmaya devam ettim.Askıları tam istediğim gibiydi.Kumsalda bile çok rahat çıplak ayaklarımla doşabilirdim.Etekleri ayaklarımı kapatacak şekilde uzundu.''Anne ben bunu alacağım.Çok güzel'' dedim aşık olmuş bir şekilde.
Alacağım ve kendimi bulutların üstünde gibi hissedeceğim.
******************
Büyük fermuarlı tulumun içinde duran elbisemi özenlice dolabıma yerleştirip kapağını kapattım ve aşağıya inerek yemek masasına doğru ilerledim.Annem ve Poyraz yemeklerini iştahla yerken yanına oturup yanağına sıkı bir öpücük bıraktım.Önüme dönecekken Poyraz çenemi yakalayıp yağlı ağzıyla dudaklarımı öperken Yekta amcanın öksürmesiyle birlikte hemen ayrılıp ekmek sepetinden bir dilim ekmek aldım.
Adamın yüzüne dahi bakamıyorum.
Poyraz'ın sırıtışını fark ettiğimde ise ölümcül bakışlarımı ona atarak alttan ayağının üstüne bastım.
Dur sevgilim.Daha birlikte sonsuza denk 'evet' dedikten sonra da ayağına basacağım.
''Hadi göster şu aldıklarını!''
''Sanırım göstermesem daha iyi olucak'' deyip sahte bir gülüşle odamın kapısını kollarımla kapatmaya çalıştım.
''Deniz güzelim hadi uğraştırma beni çekil önümdende ne aldıklarını göster hadi!''
''Ya normal gelinlik işte sevgilim.Anlattım ya sana şöyle böyle olmasını istiyorum falan.Onun gibi işte'' kollarımı iki yana açmış indirmezken ,Poyraz'ın elbiseyi görür görmez kıyameti koparacağını gözlerimin önünde canlanıveriyordu.
"İşte senin şöyle böyle dediğini görmek istiyorum.hadi!"
"İnatçı keçi!!!" diye yüzümü buruşturdum hemen.Vazgeçmeyeceğini bile bile inatlaşmak benim suçum aslında."Geç içeri saçlarına yandığımın geç!!!" diye kapıyı açıp geriye çektim. Pes etmiş bir şekilde puflarken ellerini birbirine sürtüp "iç çamaşırı da aldıysan üzerinde görmek isterim." dedi.
Ne iç çamaşırı ya..!
Kafasına bir tane şaplak attım arkadan.Acımış gibi yaparak vurduğum yeri ovarken,buruşturduğu suratı tatlı bir hal almıştı.Dayanamayıp özür dilerken dudaklarına yumuşak bir öpücük bıraktım.
Ya niye böyle bakıyordu bana.İçimdeki kırmızı başlıklı kız öldü resmen.Eridi.
Ellerimi yanaklarına yerleştirip öpmeye devam ederken o da ellerini yanaklarıma yerleştirip dudaklarımdan ayrıldı."Beni bu şekilde oyalayabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun Şirinem.Sonra öpçem seni hadi" arkasına dönüp yatağıma oturunca topuğumu sertçe yere vurdum.
Salak herif!
Arkamı dönüp dolabımın kapaklarını açarken tulumun içinde olmasıyla birlikte "Ayy tulumun içindeymiş ben sonra gösteririm sana" değip kapakları yeniden kapattım."Güzelim o tulum açılabiliyor diye biliyorum ben"
"Benimkisi açılmayanlardan." dedim ve gülümsedim.Heleki sırt dekoltesini görürse öldürürdü beni."allah allah nasıl bir şeymiş o bi de ben bakayım dur." yattığı yerden ayaklarını sarkıttığında ayağa kalkıp bana doğru yürümeye başladı.
Tamam bittim!
*******
"Oha Deniz OHA!! giymiyon.Bunda kesim hatası var" deyip savururcasına yatağıma attı.Hemen fırlattığını elime tutuştururken elbiseme sıkıca sarılıp "NERESİNDE KESİM HATASI VAR!!?!" diye bağırdım.Elbiseden anlamıyordu bu herif.Hakikaten yani Semih bile anlayacak kapasitedeydi."ARKASI!! ÖNÜ HERŞEYİ!!"
Her şeyi mi? Cahil herif!
"ARKASI AÇIK SADECE! ÖN TARAFI ZATEN ASKILI" bi an cümlenin sonunda mal diye bağıracaktım ama geri teptim.Desem haklıyım.
"UZUN KOLLU MU GİYEYİM BUNU MU İSTİYON!!"
"GEREKİRSE EVET!! SAĞAR DEĞİLİM BU ARADA DUYUYORUM!!"
"SEN BAĞIRIRKEN İYİDİİ!!" derken bi anda da huysuz teyzeler gibi ellerimi belime yerleştirdim.Hamileyim ben.O bağırıttırıyordu beni."Giymiceksin Deniz bitti"
"Giycem bana ne!"
"Giymicen"
"Giycem."
"GİYMİCEN!
"GİYCEM!!!"
"Çocuk gibisiniz ama.Sesleriniz aşağıya kadar geliyor." anneme ters bir bakış atıp gelinliğime daha çok sarıldım
Kafama koyduğum şeyi yapma gibi bir lüksüm olduğundan her ne olursa olsun giyecektim bunu.Her ihtimale karşı Poyraz elbiseme zarar verir diye aynı bedeninden bir tane daha ayırtmıştımm.
Zeki ben..
"Hamile hamile neler yaptırıyor anne bana görüyor musun? Bi gelinlik yüzünden." ikimizde gözlerimizi kısarak birbirimize bakarken "çocuğunu taşıyorum ben senin çocuğunu!!" çirkefleştim biraz.Yüzümü burusturdum.Sonra dil çıkarttım.Ama o.Sanki kendi osuruğumdan korkmuşum gibi bakıyordu bana.
Garipti gerçekten.
"Biliyoz!! O çocukta benim spermimden oldu!!"
"Ya sen ne sapıksın ya!!!" o anki sinirimle sert bir yumruk geçirdim omzuna.Annemin yanında bide.
Hödük!
"Sapığım lan var mı!?" harika konu nerelerden nereye geldi!
"Sapık olduğun bi muamma zaten Poyraz!"
"Muamma öyle mi? Seninle sevgili olduğumuz da bir muamma o zaman?"
"Olabilir"
"O zaman??"
"Bu iş burda bitsin."
"Bitsin"
Yüzüğü çıkartıp eline verirken sinirle yere fırlatıp odadan çıktı."E yani pes Deniz.Nolucak şimdi her şey iptal mi oldu?" dudaklarımı dilimle ıslatıp saçlarımı geriye doğru attım ve "Bilmiyorum" dedim.Nedense sinirlerim tavan yapmıştı.
Harbiden az önce noldu!?
"Anne naptım ben!!!?" diye çığlık attım hemen.
Ben Poyrazsız yapamam.Onsuz yaşayamam.Ciğerim o benim.Şirinesiyim ben onun.
"Basbaya bittiğini söyledin kızım!"
"Yandım anam!!!" diye haykırıp yerden yüzükleri aldım ve koşar adım aşağıya indim.
Lan GİTMİŞ!!!
Dışarıya hayvanca çıkarken yalın ayak olduğuma aldırış etmeyip evin küçük demir kapısını açıp iki merdiveni çıktım ve bahçeden çıkarak sokağın ortasına geçtim.Az öteden bana doğru koşturan bir adet Poyraz'ı görünce ona doğru yalın ayak bende koşturmaya başladım.
Dakikalar sonra kavuşur kavuşmaz kollarımı sıkıca beline dolayıp sarıldım.O da burnunu saçlarıma daldırıp koklarken beni kendisine mümkünmüş gibi biraz daha bastırdı.
"Özür dilerim.Ne yaptığımı bende bilmiyorum" dedim ve yüzümü boynuna gömdüm.Az önce kafam yerinde değildi.Uçup gitmişti mübarek.
"Bende..." deyince başımı kaldırıp dudaklarına yapıştım sokağın ortasında.Hafif etrafı aydınlatan loş ışıklarla birlikte.Yumuşak dudaklarını öpmeye devam ederken nefes almak için bir süre bıraktı ve sırıttı.
"Harbi manyak çiftiz ha.."
"Yemin ediyorum dünya da böyle bir ilişki görülmedi Poyraz.."
"Farkımız tarzımız güzelim." bir kez daha dudaklarına gülümsiyerek gözlerimi kıstım.
Allah Poyrazı benden ayırmasın...
(Sonuna amin deyin lan! Sjsj)
**********
İnstagram= Üvey_abim
1467 kelime sizi doyurmuştur herhalde
Sizi fazla bekletmek istemedim.Çünkü yarın teog kursum başlıyor ve yazacak vakit bulabilir miyim bilmiyorum. Ben yine de şansımı denerim.Satır içleri yorumlarınızı görmek istiyorum açın !! Tamam fesatlaşmıyorum.
Bu bölüm gece saat 1:42 de yayınlanmıştır okuyan herkese teşekkürler
..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro