Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA65-


İki saattir ellerimi bu boş tahta bozuntusuna vuruyordum.İnsan hiç mi üst kata çıkıp da birisi sesimi duymazdı.Telefonumu da odamda bıraktığım için kendimi havuzun suyunda boğmak için saatlerce planlar yapar olmuştum.Bu kapalı yerde delirmek üzereyim sanırım.Geriye bir kaç adım sendelerken sert bir şeye çarpmamla yere popo üstü düşmüştüm.Başımı ışık hızıyla kaldırırken karşımda kapşonlu yüzü gözükmeyen birisini görmemle yüksek bir  çığlığı kendime hak görmüştüm.

Başında şapkası onun üzerinde siyah ceketinin kapşonu başında örtülüyken öylece elleri ceplerinde dikili bir şekilde bana bakıyordu. Kalbimin ritimleri hızlanmış bir şekilde göğsümü her an delmeye hazırken nefes alışverişlerim ciğerlerimi zorluyordu.Ayağımı sürüyerek geriye doğru gitmeye başladım ama o aksine hacker giyimiyle birlikte kılını oynatmıyordu.Ayağa zorlada olsa kalkarak kapıya artık iyice yumruklarımı geçirmeye başlamıştım. Karnımdaki canın ağırlığı bana yetip artarken kalbime giren sancının hatti hesabı yok gibiydi.

"AÇIN ARTIK ŞU KAPIYI AÇIN!!!" diye feryatlar yakmaya başlarken arkama bile dönmeye korkuyordum.Sanki her an beni alıp götürecekmiş gibi.Sanki her an ağzımı bir peçeteyle kapatıp beni bayıltacakmış gibi..

Poyraz'ın adımı güçlü bir şekilde bağırmasıyla birlikte kapıya seri bir şekilde vurmaya hatta "BURADAYIM!!" diye bağırmaya devam ettim.Sesim ses tellerimi yırtmaksızın aralıksız çıkıyordu.Kapının kulubu bile her an sarsılmaktan yerinden olabilirdi.

Kapı büyük bir gürültü ile açılmaksızın karşımda telaşlı bir şekilde hızla inip kalkan göğsüyle Poyraz'ı görünce boynuna atladım.Göz yaşlarım yanaklarıma aralıksız hücum ederken iyice ayakta duramaz hale gelmiştim.Dizlerim tutmuyordu. Ellerim ise terlemiş bir şekilde tirtir titriyordu.

"O-oradaydı!!" dememle birlikte ağzımdan güçlü bir hıçkırık kopmuştu.Arkama güçlükle bakabildiğimde pencerenin açık olduğunu ve perdenin de hafiften havalandığını gördüm.

Gitmişti...

"Poyraz yemin ediyorum ki oradaydı kapı kilitliydi sana yemin ederim çıkamadım!!" başım omzuna direkt düşerken bedenim artık yoğurulmuş cıvık bir hamur haline gelmişti.Ben dik durmaya çalıştıkça sırf karnımdaki cana bir şey olmasın diye hırpalandıkça iyice kuyunun dibini boyluyordum.

Ben çoktan bitmişim..

Ben çoktan tükenmişim..

Annem,Yekta amca,Ve diğerleri yanımıza gelirken Poyraz'ın boynundaki damarının kabardığını görmemle ona daha da sıkı sarılarak yüzümü görünmeyecek bir hale getirdim."Gökhan.Adamları ayarlayın abi.Geliyorum birazdan." her an patlayan bir atom bombası gibi çıkan sesi içimi daha da büzüştürmüştü.Halsiz kalan vücudum yere çökmek üzereyken Poyraz'ın kolları tarafından kaldırılarak düşmeye engellenmiştim..

*************

Birazcık da Poyraz eniştemizin dilinden yazalım..

Poyraz..

Kucağıma iki canımı da yükleyerek odama geçtim ve Denizi hiç zorlanmadan yavaşça yatağın üzerine bıraktım.Saatlerce orada kapalı kaldı ve ben hala yanımdaki veletlerle sohbet etmiştim öyle mi!?

Uzun bir süre gelmeyeceğini anlarken meraklanıp yukarıya çıkmıştım.Tam gülerek 'Tuvalet deliğine mi düştün Deniz!" deyip  bağıracakken onun haykırışlarını duymamla söyleyeceklerim adeta gırtlağımda takılı kalmıştı.

Kapının önüne varmamla nasıl olduysa güçlü bir şekilde açmıştım önümdeki engeli.Bilmiyorum.O an hiç bir şey bilmiyorum.Sadece kapının gerçekten kilitli olduğunu biliyorum.Karşımda ağlamaya hazır bekleyen iki tane koyulaşmış gözlerle karşılaşınca dünyam bitmişti.Deprem olmuştu. Gökyüzüm ikiye ayrılmıştı.Tüm karanlılığımla geldiğim gökkuşağımın renkleri dağılmıştı.

Deniz birden kendini kollarıma attığında kollarım ahtapot misali kavramıştı sırtını ve belini.Korkuyordu kollarımın arasındaki bu saf kız.Titriyordu..Düşüyordu sıcak göz yaşları enseme.Oysa her an ağladığı zaman yakmak istiyordum bu dünyayı.Bir damla göz yaşına bile vereceğim geliyor canımı..

Pencerenin açık olduğu ve kapının kilitlenmesi herşey apaçık ortaya seriyordu işte...Ulan!! Ulan Piç!!!

Yumruk yaptığım elimi  daha da sıkarak başıma vurmaya başladım.

Benim suçum...Hepsi benim suçum..

"Oğlum.." dedi birisi.Şu anlık için birisiydi.Ama babamdı bu.Gözüm şu an Denizden başkasını görmese de babamdı bu sesin sahibi.

"O iyi merak etme.." deyince istemsiz ama bir o kadar da sinirli bir şekilde başımı iki yana sallayıp güldüm.

"İnsanlar bazen sevdikleri uğruna akla gelmeyecek işler yaparlar baba." dedim güçlükle.Yatakta yarı açık gözlerle baygınca yatan Dalgalı denizime bakmaya devam ettim.

"Ve akla gelmeyecek mümkün olmayan işleri bu dünyada bir tek ben yapabilirim anladın Poyraz Bulut ben.."

Evet ben.Denizin odunu..Denizin danası...

Her şey olabilirdi.O orospu çocuğu masum bebeğimin ve ondan hiç bir şey habersiz karımın canını alabilirdi."Eğer Denize ve çocuğuma bir şey olursa bu hayata küserim baba.Ve buna sebep olan kişiyi de kendi ellerimle öldürüp cesedini yakarım.Eğer ikisine de bir şey olursa  bundan sonra benden hiçkimseyi sevmemi beklemeyin."   ki zaten öyle bir şey olmayacak.

Olmaz...

Olamaz..

Deniz güçlüdür.Deniz kendi dalgalarının üstesinden gelir.O iki canını da kurtarır...

**************

Kızlara Denizi emanet ettiğim gibi son soluğumu şirkette alırken bu saatte kapalı olması benim için büyük avantajdı.En azından hayvanca çalışan elamanlar ve bana sürtünmeye çalışan bir adet Alev yoktu en azından.Odama vardığım gibi masama oturmuş önündeki bilgisayara odaklanmış Semihi ve onun başında dikilen Gökhan'ı görmemle yanlarına hızlı adımlarımla yaklaştım. Semih hemen "Abi istediğin gibi site güvenlikçisinden kamera kayıtlarını istedik...Seni sikerim demem sonucu nihayet verdi" deyince durmadan başına bir şaplak geçirdim.

Bir kere de işinde ciddi ol be Semih!

"Nasıl becerdiyse banyonun penceresine kadar tırmanmayı başarabilmiş.E haliyle Yenge de içerideydi.Pencere Yengenin arka tarafında kaldığı için Yenge de Rüzgarı görmedi.Rüzgar kapıyı kilitler kilitlemez anahtarı cebine indiregandi yaparken Yengede bu sesi duyar duymaz-"

"Yeter lan Yenge yenge!! Kalk şurdan Semih!"  bağırmamla birlikte bilgisayarını da alır almaz ayağa kalkarken bende yerime geçip sakin kalmaya çalışarak arkama yaslandım.

Sinirliyim.Şu an her şeyden çok sinirliyim.Odunluktan öte mümkün olmayan işler yapabilirim her an.O kapasiteyi kendimde görüyorum.Damarıma basmayın!

"Ya Rüzgar olduğunu öne süremeyiz ama bir numaralı şüphe kaynağımız o.Psikopat gibi bi  şey.Denize kafayı takmış durumda."Gökhan gözlerini  bir saniyeliğine bile benden ayırmazken çenemi gergince ovuşturdum..Haklıydı.

"Deniz zamanında Rüzgara fazlasıyla yüz verdi" dedim hemen anlamsız bir yere boş bakışlarımı atarak."Üniversite zamanında bile küçük bir kız çocuğu gibi davranıp Rüzgarı kendisine aşık etti." diye devam ettim.

"Ama sonuç yine senin kollarında" diye lafa atlayan Semih'e çarpık bir gülüş attım ve iki yana salladım başımı.

"Deniz doğru olanı iyi bilir" doğru olanı yaptı ve benim kollarıma gelmişti."Eğer telefonundaki konumu açıksa bilgisayardan nerede olduğuna dair bir iz bulabilirim." deyince yine Semih kedi olalı bir fare tutar diye düşünmeden edemedim.Çocuk teknoloji dalında iyiydi yani hakkını vermek lazım. "Onu bulmak için ne gerekiyorsa yapın ve bana haber verin."ayağa kalktım ve masanın üzerinde duran  telefonumu cebime yerleştirdim."Gecemin amına koyan adamı bulun  Gökhan.eğer bulmazsanız sizi satırla kovalarım.Poyraz bunu yapar bilirsinizson sözümü de söylerken ellerimi cebime atıp önüme bakarak odadan çıktım.

Eve büyük bir yorgunlukla kendimi atarken bahçede hala daha görevli kişilerin ortalığı toparladıklarını ve süslü kokonatların da evi terk ettiğini anlayınca  anahtarı portmantoya bırakıp yukarıya çıkmaya başladım.Bu sırada da gömleğimin bir kaç düğmesini açarken odama girip Maviliklerinde kaybolduğum kadınıma baktım.Üzerinde çilekli pijamaları olması gerekirken siyah pijamaları üzerinde saçları dağınık bir şekilde topuz halinde ve elinde kulplu bardağını sarmış tutuyordu.

Yanlarında Ender Simge ve Esin varken onlara bile bakmaya tennezül etmeyip Denizin baş ucuna oturup ona bakmaya başladım.Hala daha olayın etkisindeydi.

Kafasını kaldırıp gözlerini benimle buluştururken bardağını bıraktığı gibi bana sıkıca sarıldı.Gözlerimi kapatıp sarılmasına karşılık verdiğim an "Neredeydin sana ihtiyacım vardı" diye söylendiğini duydum.

Eşşek kafalı Poyraz!

"Ağzına  sıçmam gereken bir adam vardı.Beynini patlatmakta geçerli tabi.Ama buradayım güzelim geldim."benden yavaşça ayrılıp ellerimi tuttu ve gözlerini oraya sabitledi."sana bunları yaşattığım için özür dilerim.Çok büyük bir hata yaptığımı şimdi anlıyorum."

"Evet çok büyük bi hata yaptın"

"Poyraz!!"arkamdaki Esin uyarıcı bir şekilde adımı söylediğinde on dönüp "Ne var?!" diye söylenirken bunların bir yönden gerçek olduğunu düşündüm..Ne derlerse desinler açık konuşurum.Her zaman.

"Engelleme Esin Poyraz sonuna kadar haklı."

"Evet haklıyım." Sonuna kadar hem de.Burada tabi benim de biraz suçum vardı.Denizi o piçle yalnız bırakmamam  gerekiyordu fakat içten geçmişti bir kere."Hadi siz kaçın artık da Denizde dinlensin" arkamdakiler birbirlerine tuhaf bakışlar atarken odadan bir bir çıkmalarını bekleyerek Denize döndüm.

Cam gibi parlak mavi gözleri şu anlık için derin bir suya batmış laciverte dönmüştü.Ağlamaktan kızaran burnu ve göz etrafları yorgun olduğunu ve mecaili kalmadığını söylüyordu.Yataktan sarkıttığım bir bacağımı da alarak onun gibi bağdaş yaptım.Şu an derin bir sessizlik içinde birbirimize bakarken gözlerim karnına kaydı.Lanet olası bir pislik herifmişim ki ikisini de koruyamadım.İkisine de sahip çıkamadım.Rüzgarı bulur bulmaz onu kazığa oturtmazsam nağmerdim.

Neler hissettiğini biliyorum.Neler yaşadığını nasıl bir cehennemde durduğunu biliyorum.Ve ben bu kızın cenneti olmaya hazırım.Tekrar tüm karanlılığımla gelip gökkuşağının renklerini doldurabilirdim.

Her başaralı bir insanın arkasında düşmesini bekleyen en az bir ibne vardır.Ki o ibne zaten Rüzgar oluyordu.

"Korkuyorum.." dilinden bir kelime duyduğum anda yüreyim şaha kalkarken korktuğunu söylemesi içimde olmadık depremler yaratmıştı.

Sanırım burada devreye babamın sözü giriyordu. Ne zaman küçük bir söze gerginleşsem bana 'Sakin olmayı denersen olay çabuk çözülür derdi.

Sakin...Ne basit bir cümle dimi.Oysaki bir Poyraz  için çok zor.

"Korkarak yaşarsan bu hayatı izlemeye devam edersin" yavaşça elimi yanağında gezdirdim."Senin korktuğunu bildikçe benim elimden hiç bir şey gelmez ki.En azından karnında  taşıdığın yavru için dik dur"

"Beceremiyorum ki..."birden kollarıma yine kavuşunca belinden kavradığım gibi yatağa yatırarak kolumun altına aldım.Tüm Masumluluğuyla karşımdaydı yine.Anlamıyorum neden bu kız her ağladığında bebeksi bir hal alıyor.İçimdeki taş kesilmiş buzları bile tek seferde eritirmiydi bu mavi göz..

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım ve içimden gelen sözcükleri dilime yansıttım.

"Sen beni sevmeyi becermişin...Gerisini siktir et gülüm.Sen beni sev ben seni Seveyim o yeter.."

***************

İnstagram= Üvey_abim

İnanınki selam demeyi çok isterdim fakat her yerimden tonlarca hastalık akıyor.Öyle halsizim ki elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım.İki gündür bedenim yataktan çıkmıyor ve kucağımda bilgisayarımla anca bu kadar yazabildim.Kendimi toparlar toplamaz yeni bölüm yazacağıma sizlere söz veriyorum.Sabır edipte bekleyenlere çok tesekkur ederim.Bu hiç yeni bölüm yazmıyor bu kitabı okumayacağım diyen varsa hiç zorlanmadan kitabı terk edebilir.

Herneyse yeni bölümde görüşmek üzere...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro