Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA50-


*

*********

(Medya Deniz)

Çatılan kaşlarımı fark eden Poyraz elini uzatıp telefonu vermem için salladı parmaklarını. Arayanın Rüzgar olduğunu mutlaka görecekti ve sinirleri yine alıp başını gidecekti."Deniz ver bana şunu" onun da gerildiği besbelliydi. Nasıl hissetmişti anlamıyorum.Ama birden İçimdeki ses kendime getirmişti beni.

Nasıl hissettiğini söylememe gerek yoktur umarım.Malın önde gidenisin.Acaba yüz ifadenden anlamış olabilir mi Deniz!

Başımı iki yana sallayıp gerçekten mal olduğumu düşündüm.Hem de katıksız.Poyraz'a telefonu tedirgince verip arkama yaslandım. Ne yapmak istiyorsa yapsın artık.Rüzgara zaten birisi haddini bildirmeliydi.

"Piç kurusu!!" diye mırıldandı Poyraz ve telefonu açıp kulağına götürdü.Poyraz gerilmiş çenesiyle birlikte yatakta oturur hale geldi.

"Sevgilim diyen ağzını varya senin götüne sokarım İBNE!!!"

Bağırmasıyla birlikte yerimde sıçrayıp korkuyla baş parmağımı üst damağıma bastırdım.Poyraz bir süre gözlerini sinirle kısıp Rüzgarı dinledi ve yine aralamıştı dudaklarını.

"Sikerim lan seni! Gerçi sikilcek bi tarafın var mı bilmiyorum ama ben yine de sikerim seni.Bana bak orospu çocuğu benim olana bi daha arayıp da sorarsan var ya seni bulur bütün bildiğim işkenceleri yapar atarım denize bak.Yemin ederim ki yaparım bunu Rüzgar!!! Bi daha Deniz'in adını ağzına alırsan var ya ben senin ağzına öyle başka şeyler sokarım ki boğulursun.Kapat telefonu lan! Siktiğimin pezevengi!!! Bi daha etrafımda görmücem seni!!"

Kulağından sinirle indirip dişlerini sıktı. "Sik kafalı!!" diye söylenirken ben kulaklarımı kapatmış tir tir titriyordum.Bu kadar da değildi artık.Neden bir günüm de rahat geçmiyordu! Neden sorunsuz bir gün yaşayamıyordum ben!! Neden illa gittiğim her yerde huzursuzluk beni buluyordu!!

Neden
Neden
Neden!!!

İçimden şimdi öyle çığlıklar atmak geliyordu ki neredeyse bilincimi kaybetmek üzere oldugumu hissetmiştim.Düşûncelerim beynimi kemiriyordu.Ben nasıl bir ateşin içindeydim ya da nasıl bir belanın içindeydim bilmiyorum.Allah'a dua etmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

"Deniz!!" diye omuzlarımdan sarsıldığımı hissedene kadar gözlerimi güçlükle açabilmiştim.Ellerim kulaklarımın üzerinden kayıp giderken bir damla göz yaşımın akmasına izin vermiştim.Belki de daha fazla.

"Ağlamasana ya...! Bir şey yok" dedi Poyraz.Onun için söylemesi kolaydı tabi.İçimde nasıl fırtınalar nasıl güçlü Poyrazlar esiyordu bir bilsen.."Bak ağlamaya devam edersen ikimizin anlayacağı dilden konuşurum.!" Ellerini yanaklarıma koymasıyla birlikte derin bir nefes aldım.Ne iyi gelmişti ellerinin sıcaklığı yanaklarıma.Buz gibi kesilen tenim artık sıcacıktı.Onun yanımda var olduğunu bilmek içimi her türlü ısıtıyordu...

------------

------------

Yağmur tüm hızıyla devam ederken manzaranın güzelliğine bir kez daha iç geçirmek istemiştim.Elimdeki sıcak çikolatamdan bir yudum alıp bu eşsiz manzaraya büyük sürgülü camdan bakmaya devam ettim.Her yağmur tanelerine bakarken göz yaşlarım da damla damla akıyordu yanaklarımdan.Bulutlar sanki bu günü bulmuş gibi daha da kararıyor,ağlama isteğimi daha da arttırıyordu.Bilmiyorum neden ağladığımı.Ya içimden geliyor ya da yaşananlar bir bir gözümde canlandığı içindi belkide.

Poyraz kısa süreliğine dışarı çıkmışken,ben burada hem ağlıyor hem de canımın sıkılmaması için sürekli malzeme arar olmuştum.Bitmiş bardağımı sephaya koyarak göz yaşlarımı sildim ve yukarıya yol aldım.Üstüme hırka gibi uzun bir şeyler alsam iyi olacaktı.Bu ani sağnak yağış havanın soğumasını etkilemişti.Odaya çıktıktan sonra üzerime baldırlarıma kadar gelen siyah hırkamı geçirip yatağa hızlı bir şekilde ayaklarımı uzatarak oturdum.

Annemi daha şimdiden özledim diyebilirdim.Şimdi ne yapıyordur benim için ne hallerdedir bilmiyorum ama kesinlikle onun gözünde bi hiçtim.Beni bu zamana kadar hep başarımı takdir etmiş insandı o.Altını çizerim başarımı.

Eminim ki hiç bir şey olmamış gibi işine devam ediyordur.Ben de niye bu kadar beni özlemiştir diye ümitleniyorsam.

Hah! Senin hiç bir zaman düzgün bir ailen olmadıki Deniz..

Aslında Haklısın biliyor musun.Benim hiç bir zaman düzgün bir ailem olmamıştı.Babam dışında tabi.Babamı bu dünyada hiçbir şeye değişmezdim.Asla.

Peki ya o ne yapıyordu? Daha okullar kapanmadan önce erken döneceğim diyordu ama şimdi...Yok.

Hafif karanlık olan oda birden gözümde aydınlanınca neye uğradığımı şaşırmıştım. Ardından yüksek sesli bi gök gürleme.Tam da yalnız olduğum anıma denk gelirdi zaten.Poyraz'a binlerce küfür yağdırmaya başlarken ellerimle kulaklarımı kapadım hemen.Küçükken de odamda tek başıma yatarken kulaklarımı kapatıp gözlerimi sıkıca kapardım.Tabi bu annemle babamın sürekli şiddetli kavga sesleri için geçerliydi.Tabi bi de düştüğüm şimdiki durumum.

Dayanamayıp telefonumu tutuşturdum elime.Bunun geleceği yoktu çünkü. Hangi cehenneme gittiyse artık.Beni burada bırakıp gitmeyi nasıl cesaret ederdi ki.Tek başıma bu koca evde Hem de.

Ayağa kalkıp Rehbere girdiğim gibi 'Poyrazım' isminin üzerine bastım.Kulağıma dayayıp odada turlamaya başlarken nihayet 3. Çalışında açmıştı telefonu.

"Nerdesin be adam sen!! Ödüm bi taraflarıma karışmak üzere sen gelmedin hala! Gök gürültüsünden korktuğumu bilmiyo mus-

" Hayaatım." dedi uzatarak ve sözümü kesti.Bende buna karşın derin bir nefes aldım. Yoksa susacağımı zannetmiyordum."Geliyorum yoldayım. Ev şehir merkezine uzak bekle biraz sakin ol korkma."

Pekala korkmuyorum.

Bu benim yükseklik korkuma benzer bir şeydi zaten.Krizimin tutacağı ne malumdu?

"Tamam sakinim POYRAZ!!" ismini yüksek seste söylememin nedeni odanın yine florasan lambanın ışığını aratmayan bir ışık girmesi sonucu oluşmuştu.Yoksa bu kadar çok bağırmazdım ben ve hakikaten şu an kalbim yok denecek kadar hızlı atıyordu. "Deniz kulağımın zarını patlattın be güzelim.Kapat geldim hadi."Poyraz suratıma telefonu kapattıktan sonra 2 saniye geçmeden yeni bir gürültüyle kocaman bir çığlık çıkmıştı ağzımdan.Niye etkileniyordum ben böyle şeylerden bilmiyorum ama bu havanında duygu değişimlerini anlamış değildim. Yaz ayındayız arkadaşım ne yağmuru?

Tamam Haklısınız Allah'ın işine karışmak olmaz...

Hemen cama doğru koşturup aşağıya baktım. Arabadan inen Poyraz,ellerinde bir sürü poşetle koşar adımlarla eve doğru ilerlerken bende aşağı hışımla inip o çalmadan kapıyı ben açmıştım.İçimdeki o kuşku ile yanan ateş son bulunca derin bir nefes aldım ve Poyraz'ın elindeki poşetleriq aldım birer birer.

" Ben dışarı çıkmasam Akşama ne zıkkımlanacaktık acaba?"

Arkamdan söylenen şahısa bile bakmadan tezgahın üzerine koydum beyaz poşetleri.

"Ne aldın?" dedim poşetlerin içini açıp göz ucuyla bakarken."Ne bileyim ben ne aldım? Doldurdum işte ne varsa."

İçten içe gözlerimi pörtletip "Oha!" kelimesi çıkmıştı ağzımdan.Ya insan bi liste yapar da ona göre alır.Aman ben de boşuna düşünüyorum.Poyraz bu.Alışveriş yapmasını nerden bilirdi ki zaten? Ha bi gün böyle düzenli bir alış veriş yapıp da gelirse..işte o zaman dişimi kırardım.

Işığı açıp hafif ıslanmış saçlarını elleriyle geriye doğru attı.

Niye böyle bi haraket yaptın şimdi? İlla mavi gözlerim sana hayranlıkla baksın mı istiyosun!
Piç herif!

"Çok konuşmada yerleştir şunları dolaba.Ben bi çıkıp duş alacağım. İşin erken biterse bekliyorum." dedi ve göz kırptı.

Asla! Bir daha asla ama asla onunla banyo fantazisi yapmazdım.İlk öyle bi şey olduğunda hala daha aklımdan çıkmayan odamın anahtarını alıp klozete atmış,sonra ise sifonu çekmişti. Ah o benim için ne dramdı ama...

Küçük düşürücü bir bakış atıp gözlerimi devirdim ve işime koyuldum hemen.Mutfaktan çıkarken Poyraz,bende poşetleri bir bir açmaya koyuldum hemen. Gerçekten ne varsa doldurmuş şerefsiz. Başımı iki yana sallayıp torbadan aldığı şeyleri ellerime tutuşturup buz dolabını açtım ve yerleştirmeye başladım. Allahtan buzdolabı iki kapaklıydı da Poyraz'ın aldığı bu kadar şey biraz olsun bari sığardı.Ciddiyim.Yani abartmıyorum.Alışveriş yapmayı bilmeyen birisi bile bu kadar malzeme almazdı yani.

İşim bitince ellerimi yıkayıp mutfağı şöyle bi süzdüm. Az önce savaş alanı gibi olduğundan burası,yine de adam edebilmiştim burayı.

Mutfakta yanan beyaz ışık birden sönünce kaşlarımı çatmam bir olmuştu.

Hadi ama yine mi!?

Yağmur yağıyor, havada şimşek çakıyor ve birde elektirikler gidiyor.

Evet sırada ne var!?

Bu ıssız yer de nede iyi oldu dimi ama elektriklerin gitmesi.

Tamam sakin...Korkmak yok..

Orta tezgahta bulunan telefonumu hemen alarak titrek ve telaşlı bir şekilde feneri açtım. Önüm birden aydınlarken rahatlamışçasına nefes alıp verdim.Bunu bulandan allah razı olsun ne diyeyim?

Belki de bi ihtimal mum bulmak adına dolapları karıştırmaya başladım.

Yoktu...Allahım sanırım çıldırmak üzereyim.! Bu ne ya...Bu evde hiç bir şey yok.

Arkamı dönmemle büyük bir siyah cisimle karşılaşmam bir olmuştu. Böbrek üstü bezlerim birden adrenalin salgılarken kendimi kontrol etmeden önümdekine sert bir diz darbesi geçirmiştim.

Birden önümdeki acı içinde eğilip inlerken Ağzım da bir karış açılmıştı...

Tanrım bu Poyrazdı!!!

Elimdeki feneri ona tutup o olduğunu doğrularken bir kez daha sevdiğim adama ne yaptığıma inanamıyordum.Evet evet..Yavaş yavaş sindirelim.Az önce. Ben.Poyraz'ın. Kıymetlisine.Tekme.attım.

Kendime geldiğim an kolundan tutarak onunla birilikte eğildim bende. "Poyraz...Ay çok özür dilerim ben valla karşımda seni öyle görünce-"

"Ah!!! Kızım bittin sen! Ya işlevini yitirirse nolucak!?" tabi bunu söyledikten sonra bana bi öğürme geldi ama belli etmedim.Allahım işlevini yitirirse nolucak diyo ya...Sen bana sabır ver emi!!

"Ya Poyraz tamam Haklısın da yani. Ne dikiliyosun sende arkamda.Zaten elektirikler yok korkum baş gösterdi yine"

"Korkutçam ben seni!" tehditkarına karşın daha da gülümsemek istemiştim ama burda onun canı acıyorken gülemezdim.Ha bi de tam da yerine denk gelmişti haa.Nasıl becerdiysem artık. Alkışlanacak bi durumdu belkide.

"Tamam iyiyim." diyerek yavaşça doğrulduğunda sıkıntıdan şişen göğsüm yavaşça inmeyi başarabilmişti."Bu arada mum üst dolapta değil en alt çekmece de." eliyle gösterdiği yere baktım.Ama ben en alta bakmıştım bulamamıştım.Dengesizlik ruhumda var kardeşim..

***

İki beyaz mumu çakmakla yaktığım gibi yukarı odaya çıkarken arkamdan Poyraz'a bakıyordum hala.Sürekli bir şeyler mırıldanıyordu ve sanki içine cin kaçmış gibi başını robot gibi iki yana sallayıp duruyordu.Beni korkutacak herhangi bir şey daha yaparsa o kıymetlisine bir kez daha vurmayı garantilemiştim.

Odaya girdiğimizde Poyraz direkt önüme geçerek yatağa hayvanca atladı ve o büyük Kollarını yatağın yarısını kaplayacak şekilde açtı.Ben mumları komidinin üzerine bırakırken nereye oturacağımı düşünmeye başladım. Poyraz'ın sırtına da atlayabilirdim tabi ama ikinci bir yerini acıtmak hele de hiç istemezdim.

Hemen yatakta dönüp sırtını yatağa bastırdı ve kolumdan tutarak beni de üstüne düşmemi sağlamıştı.E tabi orda ona baktığımı gördü gariban gariban."Çıkar şu üstündeki hırkayı ya sıcak!"

İstediğin hırka olsun selfi boylum!

Hani bazı ebeveynler çocuklarına 'çikin ol bakalım yavrum' derler ya.Bende o çocukların yaptığı çirkin surat ifadesini yapıp ama normalde daha da tatlı gözüken surat hallerimden birini sergileyip yavaşca doğruldum. Poyraz'ın karnına oturtarak üzerimdekini çıkartıp fırlattım bir kenara.

Şimdi kim uğraşacak dür koy düzgünce yerine falan cart curt.

Huzurlu bir şekilde Poyraz'ın göğsüne kafamı koyup gözlerimi kapadım. Onun yanındayken korkmuyordum.Ona sarıldığım an üzerimde sanki koruma kalkanı varmış gibi hissediyordum. Bir de Kollarını şimdiki gibi bana sardığı an...Off diyorum kendi kendime.Bu bi rüya olmalı.. Onu severken bile nasılda geçiyordu ömrüm. Ruhum kaybolmuş bir alemde Poyraz'ın kalbini bulmaya çalışıyordu. Ben ise zaten onda kaybolmuştum...

Kendimi ona mümkünse daha da bastırarak sıkıca sarıldım.Kokusunu hissettiğim an zaten cennetlerin en güzelindeydim.Bu...anlatılmaz yaşanırdı.Her ne kadar tepki almışsam yine de vazgeçmeyip ona sığınmıştım.Onun kollarına onun mağrasına...İşte bendim Poyraz'ın ceylanı.. Ondan her ne olursa olsun hiç bir zaman vazgeçmeyen...Niyetim yoktu tabi.Ondan ayrılmak isteyen kim?

"Sana bir şey vermem gerekiyor." dedi.O anda kolları bedenimde gevşemişti.Üstünden kalkıp dikkatlice baktım ona.Ne yaptığına...

Hemen çekmeceden bir kutu çıkardığında bana bakıp "arkanı dön" dedi.Dediğini yapıp arkama döndüm ve bağdaş yaptım bacaklarımı. Bir kaç saniye sonra boynumda bir soğukluk hissedince Direkt elim ince zincire gitti.Ucunda altın renkli büyük bir anahtar bulunuyordu. "Annemindi." dediğinde kaşlarım daha da havaya kalkmıştı. Ona dönüp hala daha avucumun içinde duran taşlı ama bir o kadar da gösterişli bi anahtar vardı...

Peki ya neden anahtar..

"Bana ölmeden önce aynen şöyle demişti; 'Seni seviyorum kelimesinin kıymetini bil.Herkeze öyle seni seviyorum denmez. Sen gerçekten birisini sevmişsen o kelime zaten senin gönlünden ve ruhundan gelir.Bir gün öyle birisine o iki kelimeyi kullanırsın ki...Bir bakmışsın.Hayatından uçuup gitmiş.".

Derin bir nefes alarak bana baktı.Poyraz'ın yıllardır neden seni seviyorum demediğini işte şimdi anlar olmuştum.O...sadece sevdiği kişiyi kaybetmekten korkuyordu.Onun için o iki kelime altın değerinde olmalıydı...

Gözümden akan yaşa kayınca gözü burukça gülümsemeyi tercih ederek baş parmağını yanağımda gezdirdi yavaşca. " Sonra bana boynundaki kolyeyi uzattı avucumun içine.O da senin dediğin gibi Poyrazımm derdi bana.'Bu anahtar senin kalbin' dedi en son. ' kalbini ve canını paylaşmak istediğin birisi muhakkak olacaktır.Bulduğun zaman boynuna tak da seninle birlikte hayatını bulsun' demişti. "

Büyük bir iç geçirerek o da boynundaki altın zincirli anahtar kolyesini çıkarttı."Benimle birlikte sonsuza kadar hayatımı paylaşır mısın sevgilim? Canımdan bir parça olur musun sende?

"Evet" dedim hiç durmadan.Beynim her ne kadar bu söylediklerine karşın yerinde olmasa da ağlayan gözlerimle birlikte bir kez daha başımı salladım.."Senin canından bir parça olurum..."

Dudaklarıma sertçe kapandığı an kalbim resmen ağzımda atıyordu. poyraz'ın yaşadıkları bir bir aklımdan yine geçince ateş gibi yanan dudaklarımdan ayrılmaması için ellerimi ensesine yerleştirip daha da bastırdım dudaklarımı ona.

Benim aldığım nefesi o, onun aldığı nefesi de ben veriyordum...

*********†******************

Bir bölümün daha sonu canlarım... Yetiştirdim be sonunda.Yani umarım güzel olmuştur. Artık düşüncelerinize bırakıyorum..

Sizleri seviyorum...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro