ÜA42-
(Multi Deniz)
*Medya Poyraz,Gökhan ve Semih..*
Sabahın ışıklarına gözlerimi açarken sıyrılmış bluzumu aşağı çekiştirerek iyice gerinleşmiştim.Bedenimi yuvarlayıp yüz üstü bir pozisyona geldiğimde saate bakmak için elime telefonumu aldım.Hala daha hastalığın kalıntılarını vücudumda hissetsem de bu gün hiç bir şey keyfimi bozamayacaga gibi geliyordu. Keyfimin bozulmamasının sebebi her ne kadar saçma olsa da aslında nedeni Poyraz'ın akşamki sevgilim adlı kelimesiydi.Aklıma geldikçe kızarıyordum.İnanabiliyorsanız inanın.Çünkü Poyraz bana kendi ağzıyla sevgilim demişti. Aptal aptal sırıtmaya başlarken Alev cadısı geldi yine aklıma. Poyraz asla ona Sevgilim ya da Sarışınım gibi lakaplar kullanmamıştır allah bilir.Bu yönden şanslıydım.
Bir başka konu ise Okullar açılana kadar annemin şirketiyle ilgilenecektim.Tambir iş kadını edası...Annem bana dün yemekte sohbet ederken bir kaç günlüğüne yurt dışında olacağını ve Lara'yı da bana emanet etmek istediğini söylemişti.Kabul ettim.Her ne kadar ilgi alanım Tıp olsa da sonuçta bana emanet edilen bir yere sahip çıkmam isteniyordu.Tabi işin içinde Rüzgarın annesi Neşe hanımda vardı.O da sağ olsun şirketin ortaklarındandı.Tabi bir kötü yönü daha vardı.
KORAY!!!
biliyorsunuz kurbağa çenesi gibi 'vırak vırak!' öttüğü için e sonuç olarak benimde orası cehennemim oluyordu.Bunun için gerekli önlemlerimi almaya şimdiden başlasam iyi olurdu sanırım. İlk önce bedenimi en son ise başımı kaldırıp yatakta doğruldum ve banyoma ilerlemeye başladım. Bu sefer banyo kapımı kilitleyip saçımdaki tokayı çıkararak suyu açtım. Üstümdekilerden kurtulup suyun altına yerleşince güzelce duş almaya başladım. İşim bitince havluma sarılıp çıktım ve kurulanarak iç çamaşırlarımı giydim.Poyraz evde olmaması benim için iyi bir avantajdı.Kim abisinin ya da sevgilisinin giyeceği şeye karışmak onun zırvalıklarını dinlemek isterdi ki? Hemen üzerime koyu renk dar yırtık bi kort,onun üstüne salaş bebek mavisi bir gömlek,ayakkabı olarak da yüksek topuk siyah stilettolarımı giyip gömleğimin kollarını dirseklerime kadar sıyırdım.Düğmelerimin 3'ünü de açtıktan sonra Poyraz'ın bana verdiği kolyeyi bir kez daha boynumda düzelttim ve dalgalı saçlarımı salarak uygun bir çanta alarak nihayet odadan çıktım.
Evet nihayet.Odamda gerekmedikçe fazla oyalanmayı sevmezdim.O yüzden aşağı da hızla inerek mutfağa girdim.Ah düşüncelerim beni tamamen yanıltmıştı.Poyraz şu anda bas ucunda duran tabletiyle bir yandan işini takip ediyor bir yandan da kahvaltısını zevkle yapıyordu.Yine her zamanki gibi karizmatik ya da sexy olduğunu söylememe gerek yoktur umarım."Günaydın"dedim neşeli bir sesle.O anda yanına geldiğimi görünce baştan aşağı süzüp inceledi beni.Kesin yine bir şey diyecekti biliyorum."Önündekilerin düğmeleri mi kopuk?"
Gördüğünüz gibi asla yanılmadım.Ben bilirim ya katıksız malımı valla..
"He Poyraz.Sana da günaydın" deyip karşısına oturdum.Bundan sonra gün aymayacak benim için kardeşim. Bitti..
Hemen salam, peynir, domates karışık atıştırıken hayvan gibi yediğimin farkındaydım.Banane arkadaş. Beni kabul eden böyle kabul etsin."Şirkete mi?"diye sorunca ağzımdakini çiğnemeyi bıraktım ve ona çevirdim gözlerimi.
"Evet.
"Sen ne anlarsın modadan...
"Sen sanki moda konusunda ustasın ya Poyraz." aklı sıra benimle uğraşacaktı sabah sabah,hiç çekemezdim.
Kahvaltıdan sonra son hazırlıklarımı yaparken Poyraz'ın sesini yeniden duymuştum. "Ben seni bırakırım düş önüme" arabanın anahtarını alıp dışarı çıkarken yine asabi ve sertti.Zaten her zaman öyle değil miydi? Bunu söylememe bile gerek yoktu artık. "İlk önce okula gitmem gerekiyor"dedim yanına binerken. Kemerimi takıp kısa bir süreliğine ona baktım. "Ne yapçan yine okulda?" biliyorum bıkmıştı artık. Geçen seferde yine bir işim düştüğünde yanımda Rüzgar vardı ve Poyraz küplere binmişti. Bu yüzden oraya gittiğim anda erkek dışında hiç kimseyle konuşmamaya karar vermiştim. Okula varana kadar çıt çıkmazken kemerimi çıkartıp ona döndüm. Yine bir şeyler diyecekti anlaşılan.
"Bekliyorum mavi göz.Yine yanıma bir erkekle gelirsen hiç acımam öperim o dudaklarından ona göre"
Gözlerimi devirerek arabadan indim.Öpecekmiş...sapık! Ben izin verirsem öyle öpersin.
Saçlarımı arkaya doğru atıp fakülteye giriş yaptığımda ne kadar da özlediğimi anladım. Gördüğüm tanıdık kişilere bir yandan selam verirken Ulaş'ı gördüm.Bi kızla hararetli bir konuşma esnasındaydı.Sinirliydi. Yoksa sevgilisi miydi? Alt dudağımı kıvırıp yanlarına yaklaşırken gittikçe sesleri kulağıma ilişir olmuştu. "Ulaş!" dedim ona seslenerek. Yanına yaklaşırken o sert yüzünü bana çevirdi.Bakışları biraz üzerimde dolandığı anda yanına tamamen yaklaşıp elimi omzuna koydum."Noldu?" kızda Ulaş'da sinirinden köpürüyordu.
"Ulaş bu kız kim!?" dedi adını bilmediğim şahıs.Kollarını göğsünde bağladı ve beni süzdü.Aksine benden kısaydı.Ulaşla boylarımız eşitken onun omuzlarına falan geliyor gibiydi. Ulaş birden kolunu belime dolayı kendine çekince şaşkınlık içerisinde ona baktım.
"Sevgilim Asu.Ne var ki?"
O anda şaşkınlıktan "Ha!?" diye bi soru çıkınca ne yapacağımı bilemedim.Az önce yanlış mı duydum ben? Ulaş az önce bana sevgilim mi demişti? Ona çevirdim başımı.Kaş göz işareti yapıyordu ama anlamıyordum ne demek istediğini.
"S-sevgilin mi?"
"Evet Asu. Sana daha önceden de söyledim sevgilimin olduğunu."
Gözlerimi bir kaç kere kırpıştırdım.Ya ben bunu anlamayacak kadar saftım ya da Ulaş bunu anlatmak istemiyordu.Kızın bi anda gözleri dolduğunda gözlerimi yuvalarından çıkarttım. Bu kız Ulaş'ı seviyor olamazdı öyle değil mi? Gözlerimi başka yöne çevirdiğimde ise o gözlerle karşılaşmıştım.O gözlerle değil alev fışkıran gözleri kast etmiştim.
"Kanıtla o zaman.Onu dudaklarından öpmeden inanmam sevgili olduğunuza!!"
"Yok artık!!"
Kız elinin tersiyle akan göz yaşını sildi."Hadi ne bekliyorsun Ulaş!! Sevgilin değil mi öpsene?!"hayır! Tabiki de olamazdı böyle bir şey. Ulaş benim en yakın arkadaşımdı.Bu...bu imkansızdı. Başımı hafifçe onaylamaz bir şekilde Ulaşa dönerdim.Yine olmazdı.Çünkü Poyraz vardı ve o bakıyordu.Bitirirdi beni...
"Saçmalama Asu.!!"
"O zaman inanmıyorum.!!"
"Delirme.Sevgilim diyorsam sevgilim işte.NESİNİ ANLAMIYORSUN BUNUN KÖPEK GİBİ AŞAĞIM BEN ONA.!!! DAHA FAZLA UZATMA LAFI DA DEFOL!!"
Kız ağlayarak oradan uzaklaşırken Poyraztan tarafa çevirdim başımı. Yoktu.Arabası da yoktu.İçime bir yumruk oturmuştu yine.Duymuştu tabi kesin.
Of ya!!!
"Ulaş naptın sen?!" dedim bıkkınca.Gerçekten ne yapmıştı bu herif.!Resmen sevgilim diye tanıtmıştı beni Asu denen kıza.. "Deniz...Buna zorunluydum..Kız benim peşimi bırakmıyordu.Sen gelmeden önce peşimi bırakmasını istediğim için sevgilim var dedim ve sende yanıma gelince-"
"Tamam" dedim durdurarak.Demekki kurtulmak için yapmıştı ama benim için zor olan Poyrazdı tabi.Ulaş öyle bir bağırmıştı ki etrafta olan bazı kişiler bile dönüp bakmıştı. Ulaşa'da bir yönden hak vermek lazımdı.Asu denen o kız...Ne bileyim sevilecek bir tarafı yoktu."lütfen anla beni.." elimi tutunca burukça gülümsemek zorunda kalmıştım.Bu burukça gülümseyişim bile Poyraz'a nasıl laf anlattıracağımı sorgulattırıyordu bana.
********************
Annemin şirketine geldiğimde çantamı masaya fırlatırcasına attım. Umrumda değildi. Poyraz eğer bu sebepten dolayı orayı terk ettiyse bu kesinlikle yanlıştı.
Odanın kapısı iki kere tıklatılınca saçlarımı geriye doğru atarak arkama döndüm.
"Deniz hanım istediğiniz dosyalar" dedi içeri giren kız.Başımla onaylayıp masayı gösterdim."Bırakabilirsin şöyle"
Kız odadan çıkar çıkmaz içeri Rüzgar girince kaşlarımı havaya kaldırdım.Ben nerede olsam buluyordu beni.
"Deniz!!" dedi telaşla ve bana doğru gelerek sıkıca sarıldı. Sesi telaşlı olduğundan çattım kaşlarımı ve kollarımı sırtına koydum."Efendim Rüzgar?"bunun üzerine bana daha sıkı sarılırken yine boğulma aşamasına geçmiştim."En son seni eve bıraktığımda iyi değildin."
Beni Merak eden Tek yaratık; Rüzgar...
"Şey...Yok bir şey ya iyiyim.Dinlendim geçti." Rüzgar sahiplendiriciydi.Tamam Poyraz da en az Rüzgar gibiydi ama biliyorsunuz..Öküz denen kelime tam ona uygundu.Poyraz bir kere insan değildi. E tabi Rüzgar'ın yerini asla doldurmuyordu. Yani kıssadan hisse Rüzgar Poyraz'a bin basardı. Ellerini yavaşca yanaklarıma koyup dudaklarıma yaklaştı.Elimi göğsüne koyup ittireceğim sırada "Sakın!" dedi."sakın engel olma Deniz.."
Bana halk arasında ne derlerdi bilmiyorum.Bi Poyraz bi Rüzgar.Kesinlikle iki erkek arasında kalmamalıydım.Rüzgar yavaşca bana yaklaştığı anda vücudum bi anda titreşim anına geçmişti. İttirdim hemen.
Bu dudaklar Poyraz'a aitti.
"Rüzgar yapma."
Kaşlarını çatıp dudaklarını yaladı.Hızlı bir sekilde kollarımdan tutup duvara yasladı sırtımı.Neler olduğunu anlayamıyordum.Gerçekten tuhaf huyları vardı.Birden celalleşmişti bu adam.Burnunu şakaklarıma doğru gezdirmeye başlayınca belime sarmaladığı Kollarını çekiştirmeye başladım.
"S-sen...sen napıyosun Rüzgar kendine gel!!"
Annemin odasında olmayacak işlerdi bunlar. Rüzgar aklını yitirmiş gibiydi.
"Poyraz la bir ilişkinizin olduğunu biliyorum" dedi yavaşca fısıldayarak.
"Salak mısın sen nerden uyduruyorsun bunları!!?" Poyrazla düzgün bir ilişkimiz olduğu pek söylenemezdi.Sevgili miydik yoksa hala daha adı konamayan bir his mi onu bile tam netleştirememiştik.Poyraz böyleydi.Ne olursa olsun içinde beslediği duygulardan davranışlarından asla vazgeçmeyecekti.Çünkü o ormanların kralıydı.Ben ise hazırda bekleyen yavru ceylandan başkası değildim.
"Seni arzuluyorum.Seni istiyorum...Sana ömür boyu sahip olmak istiyorum."
Çok geç canım...
Bence de.
"Seni sevmek suçsa..." dedi sözünü keserek.
Öldür beni Pakize derse valla topuklarımı vura vura gülerdim.Bu ne ya.Edebiyata mı bağlayacaktık şimdi.. "Rüzgar çek ellerini üstümden.Bak böyle burada bu şekilde durmamız doğru değil anladın mı?"
"Umrumda değil Deniz. Elalemin ne düşündüğü ne yorumladığı sikimde bile değil anladın mı? Ben seni istiyorum seni.!!!"
Bu adam sorhoş da değildi. Gerçi gündüz gözüne içecek hali yoktu.Ama bu gün bambaşkaydı. Evrim geçirmiş gibiydi. Bu cümleleri kullanmayı ondan asla beklemezdim."Herşeyi çekinerek söylemekten bıktım Deniz.Seni sevdiğimi çekinerek ifade etmekten bıktım anlıyor musun beni?
Ya anlıyorum ya da anlamamazlıktan gelmek istiyordum.Bi katille benim nasıl bir ilişkim olabilirdi.Derin bir nefes alıp verdim ve gözlerimi kapadım.Diyecek bir şey yoktu. Bıkmıştı.Evet sadece bıkmıştı.Ortamdaki gerginliği kapı çalınarak bölünürken Rüzgarı kendimden ittim ve üstümü düzelterek "Gel!" diye talimat verdim. Ben çoktan koltuğa oturmuş dosyalara göz atarken o iğrenç ses yine kulaklarıma Çin işkencesi yapmaya başlamıştı.
"AY KIZ SEN NERDEYDİN??! ÖDÜM Bİ TARAFLARIMA KARIŞTI GEÇ KALDIN DİYE. BU TELEFON NİYE AÇILMIYO?" oflayarak arkama yaslandım.Bu duruma üzülsem mi sevinsem mi bilememiştim.Bence ikisi de.Hem Rüzgarla beni o anda kurtardığı için hem de o ses kulağımın zarını patlattığı için.Olsun.Sonuçta Rüzgarla beni o pozisyondan kurtarmış durumdaydı.
Koray arkasına dönüp Rüzgarı şöyle süzünce beğenmemiş bir şekilde alt dudağını kıvırdı. "Ay.Sende mi burdaydın? O Neşe Karaböcek denen annen nerde.? Ha yani keyfimden sormuyorum Ender arıyomuş açmıyormuş.Söyle her neyin oluyorsa." dedi ve koltuklar dan birine oturdu.Rüzgar tavana bakıp ağzını oynatarak ya sabır çekti ve söze girdi."Birincisi bizim soyadımız Karaböcek değil Doğan. İkincisi o benim annem oluyor. "Dedi.Koray elini 'he yav he he' dermiş gibi salladıktan sonra ortada duran sehpadan bir dergi aldı ve bana dönerek "Canım zahmet olmazsa bana bi kahve.Köpüklü. Orta şekerli.Ay yok dur.Şekerli mi içiyordum ben yoksa şekersiz mi? AY TABİ Kİ DE ŞEKERSİZ.Şekersiz canım." değip arkasına yaslandı.Bu konuşmasına Karşın açık bıraktığım ağzımı zar zor kapatarak telefona yöneldim.Aslında ona okkalı bir cevap vermem lazımdı ama KORAY bu.Bir kız gibi tiriplenir topuklarını poposuna vura vura kaçardı.Telefonu sertçe kulağıma dayayıp görevli kişiden Köpüklü Şekersiz bir kahve söyleyip kapattım ve önümdeki dosyaları bir bir açarak ilgilenmeye başladım.Bu arada Rüzgar hala buradaydı.
Kapıyı kapatıp "Bu adamla seni asla yalnız bırakmam" dedi ve oda Koray'ın karşısına oturdu."Bana bak.Laf mı çarpıyorsun sen bana!?Seni varya öldürürüm anladın mı?AY SENİN İŞLERİN YOK MU BE!! NİYE BU KIZIN YANINDASIN SEN??!" kulaklarımı tıkadım hemen.Bunlar yüzünden bir İşimi yapamayacak mıydım ben be! "Yakında kocası olacak kişiyim Koray hanım da o yüzden yanındayım."
'ben şok.Ben iptal.Ben vefad' desem çok abartmış olur muydum? Bu Rüzgar dönüp dolaşıp lafı nereye getiriyordu böyle? Hayır yani kendine bu kadar evliliğe kaptırmış olması... Gerçekten vahim bi durumdaydık şu an.
Koray dehşetle bana döndüğünde alt dudağımı dişlerimin arasına almıştım hemen.İyi de bu Koray'ın yanında söylenecek bir konu değildi.
Naptın be Rüzgar...
"AY SEN EVLENİYO MUSUN!!!? HEM DE BU KAS YIĞINIYLA!!! AY GERÇEKTEN SANA İNANAMIYOORĞĞUM DENİZ... GERÇEKTEN İNANAMIYOORĞĞUM."
Rüzgara Aferin sana bakışlarımı yollarken Rüzgar tam tersine mutluydu.Ama ben onun kadar mutlu olamıyordum işte.
Olmuyordu.... Sevemiyordum.Daha doğrusu sevmeyi beceremiyordum.Ben kendimi her ne olursa olsun Poyraz'a yakın hissediyordum...
******************
Şirkette işim sona ererken kendimi nasıl dışarıya attığımı bir ben biliyordum herhalde.Poyraz'ı tam 26 kez aramama rağmen hepsini de meşgule atmıştı.Bende soluğu evde almıştım. Aklıma mümkünse kötü bir şey getirmemeye çalışıyordum.Belki toplantıdaydı ya da meşgul olduğu için telefonlarıma cevap vermiyordu.Nasıl olsa eve gelicekti.
Bir şeyler atıştırdıktan sonra odama girerek yine kısa bir duş aldım ve altıma toz pembe kısa şort ve beyaz bol asklı bir pijama geçirip saçlarımı yeniden dağınık bir topuz yaptım.Annemin şirketi yüzünden derslerimi fazlasıyla aksatırken neredeyse 3,4 saatimi de derslerime ayırmak zorunda kalmıştım.Kolumdaki saate baktığım anda saatin 11 buçuğu geçtiğini görünce Poyraz hala daha evde yoktu. Oflayıp test kitabımı kapattım ve aşağı inmeye başladım.O anda birden anahtar sesi duyunca yüreğim ve kalbim everes dağına çıkmak üzereydi.
Gelmişti!!
"Poyraz!!" diyerek yanına koşar adım ilerledim.Beni takmıyor gibiydi.Bana bile bakmadan salona ilerlerken peşine takıldım bende.Kendini birden koltuğa atıp gözlerini kapayınca ben yokmuşum gibi davranması artık gururuma dokunur olmuştu.Yanına oturup koluna sarıldım.
"Bana kızgınsın biliyorum."
"Odana çık Deniz! Konuşmak istemiyorum."
Onun gibi bende kapattım gözlerimi.Beni dinlemesi gerekiyordu.
"Olay sandığın gibi değil Poyraz.Boş yere kızıyorsun bana."
"Boş yere mi? O adam sana sırılsıklam AŞAĞIM dedi duymadın galiba"
"Karşısındaki kızı başından kovmak için öyle söyledi Poyraz.Mecbur kaldığı için" bana inanması gerekiyordu.
"Bıktım Deniz anladın mı? Etrafındaki erkeklere yaklaşmandan onlara yardım etmenden bıktım. Sanane onların kavgasından.Sen ne zaman bir erkeğe yaklaşsan o kişi sana aşık oluyor."
Haklıydı...
Ne derse desin haklıydı.Bananeydiki onların kavgasından..Ya da bendeydi suç.Ne diye Poyraz tembih etmişken inatçılığımı öne sürer olmuştum. Sırılsıklam aşık olduğum bi adama bunaları neden ona yapıyordum.Başımı duvarlara vurup odunla dövsem yeriydi bence.
"Özür dilerim be adam ..Özür dilerim."
Ah hayır bunun yüzünden ağlayacak değildim ya...Gözlerimi tavana diktim dolan gözlerim akmasın diye.Artık yanında durmamın bir anlamı yoktu..Sinirliydi ve daha fazla ezilmemek için kolunu bıraktım ve yavaşca ayağa kalktım.Birden bileğimde sıcak bir dokunuş hissettiğimde arkama döndüm.
"Dur Deniz...En değerlim olmuşken çekip gidemezsin."dedi ayağa kalkıp. Peki insan en değerlisine odana çık konuşmak istemiyorum der miydi? Bana biraz daha yaklaşıp burunlarımızı hizaya getirdi."Şimdi gitme deme sırası bende.." dedi ve alnımı öptü.
"Çok kötüsün Poyraz bunu biliyorsun dimi?" kötüydü. Ben onu bırakıp nereye gidebilirdim ki..Ya da Poyrazsız asla, adım gibi Denize açılmam bile imkansızdı."Gitmeyeceğim" deyip sıkıca sarmaladım boynuna kollarımı.Kokusu beni cennete gibi hissettiriyordu ve ona daha sıkı sarılma hissi uyandırıyordu bende."En değerlin olmuşken hic bir yere gitmem Poyrazım.."
Gideceğim tek yer odamdı zaten.Başka neresi olabilirdi ki?Poyraz benim için büyük bir enkazdı.Ve enkazlarını üzerimde kalıcı olarak bırakıyordu.Onunla iletişimim zor olabilirdi ama kendisini çokta güzel sevdiriyordu.Poyraz zor birisiydi.Hem de çok zor.Akıllıydı da.Tamamen çözmüş durumdaydım onu.Hiç bir zaman hayalimdeki prensi gözümde canlandırmamıştım.Hayal etmemeliydim de.Çünkü ben kara şövalyemi bulmuştum bir kere.
Poyraz Bulut...
Her ne kadar hayal meyal gibi gelse de bu kalp sevmekten ne bıkıyordu ne de usanıyordu..
*******
Vote ve yorumlarınızı Bekliyorum canlar...
Sizler...seviliyorsunuz..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro