Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA27-

Medya Poyraz.

*******

Söylediği sözle vazgeçip geçmemek arasında gidip gelmeye başlamıştım. "Bu iddiayı ben başlattıysam istediğim gibi de bitecek" dedi sanki bakışlarımı anlayarak.Bi an önce bitmesi için gömleğinin düğümleri açmaya başladım.Çıkarttıktan sonra beceriksizce ellerimi kaslı kollarına koyup yatağa doğru ilerlettim.Sırtını hemen yatağın başlığına dayarken Bacaklarımı ayırıp kucağına oturdum.Sanki her şeyi profesyonel olarak biliyormuş gibi..Niye böyle şeylere bulaşırsın Deniz anlamıyorum ki..Yokum de geç,hayır sanane yani sanane...

Derin bir nefes alıp üstümdeki asklı bluzu çıkarttıktan sonra iç çamaşırlarımla birlikte yeniden ona dönmüştüm.Göğüslerime baktıktan sonra ellerini bacaklarıma yerleştirdinde kendimi ona biraz daha bastırdım.Şu an kalbimin haddi hesabı yoktu ve dediğim gibi bu iddiayı kabul ettim diye şu an kendimden nefret ediyordum.Ellerimi ensesine yerleştirip dudaklarımı onunkilerle birleştirdim..Biraz öptükten sonra Kollarımı karnın biraz üstüne dolayıp boynunu dişlemeye başladım.İddiayı kazanmak için elimden geleni yapacaktım ve ne kadar inat bi kız olduğumu Herkeze duyurmak istiyordum.Benimle oyun oynanmayacağını bilmesi gerekti.Elleri,Şortumda biten kalcalarımı var gücüyle sıkarken,bu sefer de dişlerimi içeriye sokup yerine dudaklarımı koydum.Muhteşem kokusu asıl beni tahrik ederken nasıl bu duruma düştüm hala daha aklım almıyordu. Sırtındaki ellerimi yavaşça beline doğru getirip parmaklarımın yarısını pantolonun içine soktum.Merak etmeyin.Poposunu mıncıklayacak kadar mal bi kız değildim.Elleri baldırlarımı öyle çok sıkıyordu ki,bacaklarımdaki acıya mı yanayım yoksa şu an ki durumuma mı bilemedim...

Hadi artık bitsin şu illet!!

Ayıp olmasın ama artık bitirmek istermişçsine biraz daha hızlandım.Bitsin ki kurtulayım bende.Kalçalarımı hafif kaldırarak özel bölgesine kendimi ittiğimde,O da pes edermişçesine son bir kez tırnaklarını baldırlarıma geçirdi ve güçlü bir şekilde inledi.Bi anda kendimi onun altında bulunca koyu gözleriyle bir kez daha karşılaştım."Pes ediyorum...Ama bundan kurtuluşun olmayacak" dedi sesli nefes alışverişlerin ardından.Zafer gülüşlerimden birini yaptıktan sonra ellerimi yanaklarına koydum.

"Benimle alışverişe geliyorsun sevgili abiciğim..."

************

"Poyraz.Şunu da tutar mısın rica edersem?" ona askılıklardan seçtiğim bordo bi elbiseyi tutmasını söyleyince ilk önce garip garip suratıma baktı. Elinde dolu olan kıyafetleri bile zar zor tutarken hemen üstüne atıverdim.Eh bi zahmet yakalıyıversin.Kabine girip yüksek bel dizleri yırtık kot pantolon denedim.Perdeyi açıp karşımdaki aynaya bakarken kazanmış yüz ifademi asla bozmuyordum.

"Bunu hayatta almana izin vermem çıkar çabuk!" dedi bir sonrakini denerken.Göğüs dekoltesi oldukça açık,etek ucunda da bir tane yırtmacı vardı.Aslında elbise tam olarak fiziğime uygundu.Sevmiştim de ama fazla açıktı. Bende boşverip başımla onayladım ve kabine geri döndüm.Üstümü değiştirdikten sonra Poyraz'ın kucağındaki kıyafetleri ödeyip çıktık.Uzun zamandır bu alış veriş merkezindeydik ve neredeyse bütün mağazaları gezmiştik.Poyraz'ın yorulduğunu yüz ifadesinden anladığımda daha fazla üstelemedim.AVM'den çıkarken telefonumun popomda titrediğini hissettim.Dikkatle açıp mesajın kimden geldiğine baktım.

Gönderen: Rüzgâr..

"Buluşabilir bilir miyiz?"

"Hayır de.." Poyraz gergin ses tonuyla konuşurken,mesajı nereden gördüğüne idrak etmeye çalışıyordum.Sahi nereden görmüştü mesajı bu adam? Arabaya binip kemerimi taktıktan sonra telefonumu yeniden açtım."Neden?" diye sorarak ona döndüm."Hayır de Deniz Bitti." sıkılmış halini belli ederek yola bakmaya devam etti.Daha fazla uzatırsam azarı yiyeceğimden dolayı oflayıp uygun bir dille yazmaya başladım.

Gönderilen:

"Bu gün olmaz Rüzgar.Abimle geçireceğim günümü başka zaman."

En uygunu bu olmuştu bence.Gönder amblemine bastıktan sonra cebime geri koydum. "Ne yazdın?" gözlerini yoldan ayırıp bana kısa bir bakış attı."Seninle olacağımı başka bi güne buluşmamız gerektiğini söyledim."yüzü boş bir yola doğru gülerken ellerimle oynamaya başladım.Böyle zamanlarda inanılmaz derecede utanıyordum.Hele de gülüşü esnasında."Verdiğim kararlardan asla Vazgeçmem." dedi yine bana bakarken.Verdiği kararlar derken hangisinden bahsediyordu anlamamıştım."Hangi kararlar.." çapraz bir şekilde sırıtıp "Seni o kamıkazeye bindireceğim." söylediği cümleyle tüm vücudumun gerildiğini hissettim.Nedense kulağa pek hoş gelmiyordu bu kamıkaze.Bence çok saçmaydı nereden bulmuşlardı bu aleti? Hic bir yaşa uygun değildi bana kalırsa."Bilmiyorum Poyraz.Bakarız." sesimi soğuk tutmaya çalışarak bende yola diktim gözlerimi.

Bir süre sonra eve değilde Onun şirketine geldiğimizi yeni anlamıştım.Kafamı dayamış olduğum koltuktan kaldırıp daha dikkatli baktım.Kesinlikle şirkete gelmiştik."Ne işimiz var bizim burada?" arabayı otoparka park edip durdurunca kemerlerimizi aynı anda çıkarmıştık."Birkaç işim var ve sende benimle geliyorsun in.." yok canım.Bende beni eve bırakıp sonradan işe kendin gideceğini sanıyordum. Başımı iki yana sallayıp sabır diledim. Elimi bu sefer tutmamıştı.Onun yerine elini sırtıma yerleştirmişti.Takmamıştım.Sonuçta insanlar bizi abi kardeş olarak biliyorlar ve el ele dolaşmamız biraz ayıba kaçar gibi olurdu.Kadın sekreteler Poyraz'a yiyecekmiş gibi bakması yine sinirlerimi devreye sokuyordu.Şeytan diyorki sarıl boynuna öp dudaklarından cümlâlem görsün yanında ben olduğumu.İşin daha da sinir edici yönü de buydu zaten.Ben yokmuşum gibi Poyraz'a istedikleri gibi bakması.

Ben varım ben!!!

Asansöre bindiğimizde elini belime indirdi ve 24.kata bastı.Odasına çıkmadığımız bariz belli oluyordu.Beni kendisine çekip burnunu boynuma doğru sürttüğünde gıdıklanıp geri çekildim."Poyraz yapma ama...açılırsa kapı görürsün.!" diye uyarır bir şekilde konuştum.Hem bu daracık alanda niye bu adamla böyle duruyordum ben.Beynime ve kanıma yine acil sinyaller giderken bacaklarımın titrediğini hissettim.Poyraz'dan ayrılıp ellerimi önümde birleştirirken boğazımı tazeledim.Kaçıncı katta olduğumuza baktığımda nihayet 23'e ulaştığını gördüm.Bir süre sonra 24 olunca asansör durdu ve kapı iki yandan açıldı. Dışarı çıkarken bu katta sadece bi asistandan başka kimse olmadığını gördüm.

Asistan da asistan olsa gerek.Bu ilk Poyraz'ın odasına girdiğimde gördüğüm sarışın afetti...Şuna bak! Dip boyaları gelmiş. Poyraz'ı gördüğü gibi ilk iki düğmesini açarak ayaklandı.Gülen suratı beni birden görünce asarken dişlerimi hemen yanağımın iç tarafına bastırdım.'Seni sevmiyo bi kerem o benim' bakışları attıktan sonra,Bi kapının önünde durup cebinden anahtarı çıkardı. "Neden bu katta kimse yok?"

"Burası sadece bana ait çünkü."ardından anahtarı sokup çevirdikten sonra açtı ve "Beni burada bekle" diyerek kapıyı yüzüme çarptı..'Hayvan!!' Kollarımı göğsümde bağlayıp boş koridorda dolanmaya başladım.Şu sarışın afetin ne yaptığını merak edip hafiften adımlarımı ona yönelttim.Ayakta,elinde bi dosyayla ilgileniyordu.Telefonu çalınca çaktırmamaya çalışarak bütün bir şekilde gözüken camdan dışarıya bakmaya başladım.Kulağım ondaydı bi yönden."Efendim Poyraz bey?"

Poyraz!!!!

Bizim Poyraz! Yavaşça yutkundum.Hemen acil bir şeyler yapmam gerekiyordu ve Poyraz'a bu kızı asla yem edemezdim. "Peki geliyorum." dedi yine o cilveli sesiyle.Ben bu kızı valla yolardım ha...Yan gözle ona bakarken elinde tuttuğu dosyayla birlikte bana nispet yaparmış gibi saçlarını savura savura odasına girdi.Hatsiz...İnsan bi kapı çalar...İçim içimi yiyordu adeta.Ne yapacaklardı neden çağırmıştı Poyraz onu hic bilmiyordum.Belkide sadece iş için çağırmıştı.Aklıma hemen öyle kötü şeyler getirmemeliydim.Merakıma yenik düşerek kapıya yaklaştım.Kulağımı hafifçe kapıya dayayıp konuşmalarını dinlemeye çalışırken lanet olsun ki hiç bir şey duyulmuyordu...Kapıyı kırıp dalasım vardı içeri.Sahi ben neden girmiyorum ya içeri...Poyraz'ın bana kızacağı kesindi ama ben onu bir şekilde yumuşatabilirdim belkide.Elimi tokmağa koyarak hızla aşağı indirip içeri daldım...

Bi anda gördüğüm şeyle gözlerimi nefretle kısarken vücudumla birlikte beynim iflas etmişti resmen.Göğüs kafesimde birden daralma hissedince gerçek değil mi diye gözlerimi kırpıştırdım. O dudaklar sarışın afeti mi öpüyordu az önce!! Sanırım artık tükendiğimi fark etmiştim.Poyraz bana "Deniz!!" diye seslensede elimi iki yana salladım.Beni gördükten sonra kızı hızla üzerinden itmişti.Bu hiçbir şeyi değiştirmezdi benim için.O kadın nasıl olurda Poyraz'ın dudaklarını öpebiliyordu!! Sinirden nereye gideceğimi şaşırmıştım.Bir üst kata merdivenlerden çıktığımı anlayınca aptal kafa bir kez daha vurup geri inmeye başladım.

O anki görüntü....

İğrenç!!!

"Deniz bekle..!!" baktım ki asansör gelmiyor hızla aşağı inmeye başladım arkamdan gelmesine aldırış etmeyerek."Ya dursana!!!"

Durmayacagim Poyraz.Bu günden sonra da artık duracağımı sanmıyordum zaten.Senin istediğin bir Deniz olmayacak artik..

Bana bir ömür gibi gelen bütün merdivenleri indikten sonra koşarak çıktım şirketten... Kolumu tutunca bu seferde bırakması için silkmeye başladım."Git onla öpüşmene devam et Poyraz!! seni sevmekle bastan beridir hata yaptığımı daha önceden anlamılıydım zaten. Bırak kolumu!!" kolumu ondan kurtardığım gibi kısa bir bakış atmıştım ona."Deniz dinle lütfen!!!" hızla ilerlerken seslenmlerini yok saydım.Keşke hiç içeri girmeseydim.Girmeseydim de görmeseydim bu rezil durumu.Tam ona alıştım derken yine bi rezillik çıkmasa olmuyordu sanki.Yine ona olan bütün sevgimi yitirmiştim.

Zor bi kızdım ben.Sevdiklerimi asla bi kişiyle paylaşmak istemezdim.Hele söz konusu Poyrazsa.O kaltağın da cezasını sonra ya bir gün elbet verecektim.Kimin şirketi olursa olsun hemde.

Taksiyle eve gelirken göz yaşlarım sular seller gibi akmaya devam ediyordu.Sırtımdan vurulmuştum resmen.Oraya acımasız bi ağrı girdiğinde daha fazla ağlamaya başladım. Buğulu ve ıslak gözlerimden bakabildiğim kadar anahtarı kapıya sokup açtım ve içeri girdim.Yapabileceğim tek şey şu an güzel bir duş almak ve kendimi uyku havuzuna sokmak... Göz kapaklarım yorgundu.Daha doğrusu bütün bedenim yorgundu...

Odama çıktım.Saate bakıp göz yaşlarımı sildim.Erkendi daha ama uyumam en etkili bir sebep olacaktı benim için.Üstümdekilerden kurtulup soğuk suyun altına yerleştim yine.Yanan vücuduma birden soğuk su iyi gelmişti nedense.Saçlarımı 3 kez şampuanlayıp vücudumu da ovup çıktığımda havluyu bedenime sarıp doğruca odama geçtim.Poyraz paldırküldür odama dalınca havlumu korkarak daha sıkı tuttum."Deniz yapma böyle konuşalım.Yalvartma beni" yorulduğu her halinden belliydi.Bende yorulmuştum artık.Gerçekten bende tükenmiştim."Yalvarmak zorunda değilsin. Şimdi odamdan çık...görmek istemiyorum seni." kapıyı sert bir şekilde kapatıp bana doğru gelmeye başladı.Yavaştan tırsmaya başlarken elimi havluma götürüp daha çok sıktım.Bi adım geri gitmeme bile izin vermeden sertçe kolumu kavradı."Bana bak!! Sabrım taşıyor artık! Ne dinlemez bi insansın sen ya. Yüzünü görmek istemiyorum de ne demek!! Bi daha bana karşı sesini yükseltirsen ya da emir verirsen..canını yakarım Deniz!!"

Canımı yakıyorsun zaten!! Sadece bana ait hissettiğim dudakların başkasını öpüyordu!

Gözlerim bi an doldu ve yanaklarımdan bi ateş misali dökülmeye başladılar.Kolumun acısı bile katlanılabilir gibi değildi.Ağladığımı gördüğü anda eli kolumda gevşerken derin bir nefes aldı."Ağlama..." başımı iki yana salladim.

Senin için söylemesi kolay Poyraz bey.Beni kendin ağlattın bir de ağlama diyorsun? Bence burda saf olan ben değil sensin bence.Gerçi bana söylediği saf kelimesi temizlik anlamındaydı ama olsun. Su an tek istediğim şey yalnız kalmaktı.Belkide sadece uyumak...

Oflayıp odamdan çıktı.Derin bir nefes alıp dört parmağının kolumda yaptığı izine baktım.Ne çok sıkmıştı öyle.Sanki bütün hıncını kolumdan çıkarmış gibiydi.Vücudumu kurulayıp iç çamaşırlarımı giydim. Üstüme rahat bir şeyler geçirdikten sonra ıslak Saçlarımı havluyla biraz da olsa kuruladım.

*

Yarım saate kadar annemle uzun uzun telefonda konuşmuştuk.Abimi benim, nasıl olduğumu falan sordu.Bende iyi dedim.Her ne kadar iyi olmaya calışsakta.Bodrumdalarmış ve istersek de onların yanına gelebilirmişiz.Hiç bikiniyle paparazilere yakalanmak istemediğimden 'Bakarız' diye geçiştirdim.Geciştirdim çünkü gitmek istemiyordum.Poyraz'ı bilmezdim tabi.O gece hayatının krallarından olduğu için kabul edebilirdi. Bodrumdaki tangalı turistleri kesmek ondan beklenir bir hareketti zaten.

Büyük bir iç geçirdikten sonra okuduğum kitabı kaldığım yeri işaretledikten sonra geri baş ucuma koydum.Karnım bi aç gibi değil gibi...kendi aleminde takılıyor gibiydi miğdem.

Lay lay lom...

Yemek yememeye karar vererek pikemin içine kurulup baş ucumdaki abajuru kapattim...

En iyisi uyumak...

Gözlerimi kapattığım gibi o koyu kahve gözleri gördüğüm gibi yeniden açtım gözleri...

Onun yüzünden uyumak bile haram olmuştu bana...

*****************

Hikaye hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum mutlaka.Lütfen kısa bir yorum bile benim için geçerli olacaktır....

Sizlere kucaklar dolusu öpücüklerimi yolluyorum...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro