Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA22-

******

"Hadi ama Maviş oraya tamamen taşınmıyoruz.Bir kaç eşya alman yeterli" Poyraz'ın güçlü sesi sabah sabah kulağıma savaş açarken yine ve yine yüzümü buruşturdum.Küçük el cantama bir kaç eşya doldurduktan sonra kapıda beni bekleyen Poyraz'a baktım."Bağırma! Sanarsın birisi öldü.Geldim işte ne dana gibi böğürüyon?"onu arkamda bırakarak aşağı inmeye başladığımda "Artık beni tanıman gerektiğini düşünüyorum.Burada sap gibi bekleyen benim Deniz."

Arkama dönüp "Üzümünü ye bağını sorma!" deyip tekrar ilerlediğimde hafifçe sırıttım.Akşamki atasözümüz...

"Hayırdır çocuklar nereye?" diye sordu Yekta amca.Nereye gideceğimzi ben bilmediğim için Poyraz'a dönüp hadi bakalım cevap ver! gibisinden bir bakış attım.Poyraz boğazını tazeleyip karşıma oturunca "Abi kardeş erken tatil yapalım dedik fena mı?" dedi.Yekta amca kahkaha attıktan sonra "İyi düşünmüşsünüz.Poyraz sana emanet Deniz.Herhangi bi kızla görürsen bi telefon etmen yeterli" diye bana seslendiğinde güldüm. "Merak etmeyin.İlk önce o kızı ben bizzat kendim halleder sonra size haber veririm" diyerek sahte bir gülüşle Poyraz'a baktım.Kahvaltısını yemekle meşguldü ve hic oralı değil gibiydi.Anneme bakınca gülerek bizi seyrettiğini gördüm."Ne zaman döneceksiniz" diye sordu annem."Yarın" diyerek düz bir şekilde cevap verdi Poyraz."E kısa değil mi biraz" diyen Yekta amcaya çevirdim başımı."Siz balayına çıkana kadar biz 10 kere gidip geliriz tatile" Poyraz dik dik babasına bakarken gulmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Hele de Yekta amca'nın Poyraz'a bakışlarından sonra yere yatıp gülesim vardı...

Kahvaltıdan sonra son rütuşlarımızı hallederken Poyraz'a bakıp "Hadi ama nereye gideceğimizi hala söylemedin.Bari bi ip ucu ver." diyerek yalvarmaya başladım.Kaç kere sordum hala daha söylememişti gideceğimiz yeri."Kapa çeneni ve arabaya bin.!" şoför koltuğuna yerleşirken elimdeki cantayla ona bakakalmıştım.Yine emir veren günlerindeydi anlaşılan.Boğazımı tazeleyip yanına yerleşirken anneme son bir defa uzaktan öpücük attım.Poyraz arabayı çalıştırıp sürmeye başlarken yanaklarımı şişirip başımı arkaya yasladım..Yolculuğun kaç saat süreceğini bile bilmiyorken boş boş yola bakmak bile bana göre çok sıkıcıydı...telefonuma uzanıp onunla oyalanmaya başlarken "Bırak onu!" diye bir emir sesi duymuştum yine. Gözlerimi en ağır şekilde devirip sıkıntıyla Poyraz'a baktım."Canım sıkılıyo ama.Ya zaten benim telefonum niye bırakayım?"omuzlarımı silkip ona bakmaya devam ederken gözlerini yoldan ayırıp bana çevirdi."Ne malum erkeklerle konuşmayacağın?"

"Hah! Sen beni mi kıskanıyorsun?"

"Belki annen de bana Deniz erkeklerle konuşursa haberim olsun dedi? Ne biliyosun?"

"Aman.Eksik kalırdı zaten annemde.Görürsün bak bir sürü erkek peşime takmazsam Deniz deyilim" diyerek instagram hesabıma girdim.Poyraz telefonumu aldığı gibi açık olan penceresinden aşağı atarken ağzım "O" şekli almıştı.Resmen attı ya telefonumu!!!

"Naptın lan sen!! İPhone o iPhone!! Kaç milyarlık telefon o senin haberin var mı ya! Durdur şu arabayı çabuk!!"

"Telefonun hurda durumda.İstesen de erkek toplayamazsın başına.!!"güçlü bi kahkaha atarken yine kafiye yapma gücüne hayran kalmıştım.

Edebiyatçı Piç!!

Sol elimi saçlarıma götürüp çekiştirirken sert bir şekilde arkama yaslandım."Dana olduğunu sana daha önceden de söylemiş miydim?"

"Daha önce kıskanç olduğumu sana söylemiş miydim?" diyerek yine bana bakarken elimi sert bir şekilde dizime geçirip alt dudağımı dişlerimin arasına alarak yola baktım."İğrençsin!!"

"Teşekkür ederim" diye gururla söylenirken allahtan sabır diledim."Unutma bana bi telefon borçlusun" Burnunu çekip baş parmağını dudaklarından çekip "Bakarız" dedi.Tanrım ne kadar da rahattı.Telefon numaram tüm kişisel bilgilerim ondaydı ve hepsi toz olmuştu.

Evet mutlaka Poyraz'a yeni bir telefon aldırtmalıydım.

***********************

Uyumaktan şişmiş gözlerimi açıp Poyraz'a doğru dönük olan başımı bize doğru yaklaşan tabelaya çevirdim.

"Nevşehir"

Gözlerimi bir kaç kere kırpıştırdıktan sonra başımı tekrar Poyraz'a çevirdim."Bende seni otel odasına nasıl taşıyacağımı düşünüyordum. Sonunda uyanabildin" deyince yavaşça yutkundum. Ne olduğunu anlamamış bir şekilde etrafıma bakmaya devam ederken Poyraz yeniden konuştu "Al bi su iç" elindeki pet şişeyi bana doğru uzattığında aldım elinden."Ne kadar süre uyuyorum ben?" dedim sersem bir şekilde.Pet şişenin kapağını açıp direk kafama dikerken yan gözle Poyraz'a bakıyordum."2 saatir uyuyorsun" dedi.Dudaklarımı şişeden ayrıldıktan sonra kapağını kapatıp eski yerine koydum."Neden Nevşehirdeyiz?" tabelaya baktığımda yanlış okumadıysam Nevşehir yazıyordu."Şu saçma sapan alışkanlıklarını yok etmek için diyelim." diyerek göz kırptı.

"Saçma sapan alışkanlıklar?"

Eliyle yüzünü sıvazladıktan sonra "Anlarsın birazdan" diye konuyu kapatmak istermişcesine konuştu. Daha fazla üstelemeyerek büyük bir otel diye tahmin ettiğim yere gelmiştik.Diğer otellerden çok farklıydı ve sadece...nasıl anlatmalıyım?

Kayadan...yanı mağara gibi ama dekorasyonu mükemmeldi. Eski bir yeri anımsatıyordu ama yine de harika gözüküyordu. "Arabadan yavaş in.Başın döner."diye kendisi inerken gözlerimi devirip kapıyı açtım ve dediği gibi yavaşça arabadan inip tekrardan kapattım.Bagajdan çantaları çıkarırken yanına gidip kendi el çantamı ondan aldım ve omzuma taktım.Arabayı kilitledikten sonra elini tutmam için bana doğru uzattığında tereddüt etmeden parmaklarımı parmaklarından geçirdim ve sekerek yanında bittim.Onunla el ele durmak beni güvende hissettiriyordu nedense.

"Hoşgeldiniz Poyraz bey" masadaki danışman adam Poyraz'a tüm içtenliği ile bakarken Poyraz sadece "Hoşbulduk" deyip "Her şey hazırsa anahtarı alabilir miyim?" diye sert bir şekilde konuşup elini anahtarı almak için uzattı.

Sanırım herşeyi önceden hazır etmişti ve bu kadar atik ve seri olması gözümden kaçmamıştı.Üstelik burada Danışman bile Poyraz'ın adını biliyorken kim bilir burada daha ne kadar tanıdıkları vardı..

Danışman ayağa kalkıp arkasındaki mantar tabloya dönüp askılar da duran anahtarı alıp Poyraz'ın eline verince tekrar gülümsedi. "Dediginiz gibi çift kişilik yatak ve uzun süre kalacağınız durumlarda ayrı olan kıyafetleriniz dolapta hazır dürülü bir şekilde duruyor Poyraz bey.Deniz hanım içinde öyle."

Ben??

İsmimi nereden biliyordu bu adam??

Salaklaşma Deniz.Poyraz söylemiştir işte..

Haaa doğru. Hafifçe gülümseyip boşta kalan elimi Poyraz'ın koluna koyup biraz daha yaklaştım."Pekala.İyi çalışmalar" diyerek yanından ayrılırken bende tesekkur mabında başımı hafifçe eğdim.Burası lüks otellerden değildi.Her yer taş devrinden kalma gibi antika yerler vardı.Ve bu benim en sevdiğim yerlerden birine benziyordu. Odaya geldiğimizde Poyraz'ın elini bırakıp omzumdaki çantayı yere atarak beyaz örtülü yatağa ilerledim.Uzun sürede arabada kalmama rağmen kendimi hala sersem ve yorgun hissediyordum...

Yatağa oturup elimi beyaz yumuşak yorgan da gezdirmeye başlarken bi anda elimin yanında Poyraz'ın dizini hissettim. Kafamı kaldırdığım gibi ona bakarken tek dizinden destek alıp kollarımdan tuttuğu gibi beni yatağa yatırıp üstüme kurulmuştu.

Ah hayır Poyraz şimdi olmaz ama!! Bunun için mi gelmiştik buraya?

Yutkunup gözlerine bakarken o koyu kıvam almış gözleri gerçekten muhteşem görünüyordu.Sonunda dudaklarını yanağıma doğru sürttüğünde,kendimi gerçekten ölü gibi hissediyordum.

Hareketsiz ve konuşamayan..

"Poyraz??" hala daha dudakları yanaklarımdayken nasıl konuşacağımı bilmiyordum."Hm" dediği anda başımı ona çevirip gözlerimi yeniden onunkilere diktim.Söyleyeceğim şeyi unuttuğumda burukça gülümseyip "Seni seviyorum" dedim.Alt dudağını ısırıp gözlerini yeniden kapattı.İki elimi de alıp yatağa sabitlerken sıkıca tuttu ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.O anda Poyraz'ın telefon melodisi duyulunca dudaklarını ayırıp yan tarafıma gecti.Telefonunu kulağına koyup "Özel anımı bozacak kadar umarım önemli bir sebebin vardır Gökhan. Söyle.!!" dedi asabi sesiyle.

Poyraz bos bir yere bakıp çatık kaşları ile birlikte Gökhan'ı dinlerken bende doğruluo bağdaş kurarak ona doğru döndüm.Poyraz en sonunda yine dudaklarını aralayıp "Tamam hallederiz ayrılma oradan" diyerek çocuğun suratına kapatmıştı.

Vicdansız..

Telefonunu yan tarafına fırlatırken benim gibi bagdaş kurup ellerini yanaklarıma koydu.O kadar sıcaktı ki onunla birlikte yanıyordum sanki.Burnuma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra "Bir duş alacağım.Sende o sırada üzerine daha kapalı bir şeyler giy.Seni bir yere götüreceğim" diyerek yanaklarımı sıktıktan sonra ayaklandı. Gömleğinin düğmelerini aça aça banyoya ilerlerken bende ayaklanıp cantama ilerledim.Üzerimde kapri şort ve askılı bi bluz vardı.Bunlara da açık diyorsa pes diyorum artik.Herhalde bu havada kazak falan giymemi istiyordu.Bir insan evladı kollarımın açıklığına bile karışır mı?

Neredeyse teseddür'e girmeyi falan düşünmüştüm.Derin bir nefes alarak çantamın fermuarını açıp içinden asker yeşili kısa kollumu bileklerimde biten siyah dar kot pantolonumu çıkartıp üzerime geçirdim.Saçlarımı tepeye salaş bi topuz yaptıktan sonra eyelinerımı tazeleyip kendime boy aynasından baktım.Gayet güzel görünüyordum ve Poyraz buna da bir şey derse artık azarlardım onu.Spor ayakkabılarımı giyerken su sesi kesildiğinde tedirgin bir şekilde yerimde kıpırdandım.Umarım burada giyinmezdi.Hala bağcıklarımla ilgilenirken banyodan çıktı ve kapıyı kapattı.Yavaşça başımı kaldırıp ona bakarken,bana bile bakmadan saçlarını kuruluya kuruluya dolabına yöneldi.Bana dönük olan geniş ve kaslı sırtına takıldı gözüm.Niye bu kadar mükemmeldi?

Dolaptan çıkardığı siyah kot ve siyah kısa kollu bluzunu ellerine tutuşturup banyoya girdi.Yarım dakika sonra giyinmiş bir şekilde çıkarken kapının yanında duran siyah deri postallarını da ayağına geçirdi.Şu an herşeyi baştan aşağı siyahtı ve bu renk ona fazlasıyla yakışıyordu.Beni baştan aşağı süzdükten sonra ellerini birbirine sürtüp "Hadi çıkıyoruz"diyerek kapıya yöneldi.Beni beklemeden ilerlerken yataktan kalktığım gibi peşinden gittim.Dışarı çıkınca elimi tutup "Biraz yürüyeceğiz" dedi.Başımla onaylayıp gözlerimi ellerimize çevirdim.Gülümseyerek ilk elimi tuttuğunda söylediği söz gelmişti aklıma.'Ellerin en çok ellerime yakışıyor' özlü sözlerinden birisiydi."Ellerin en çok ellerime yakışıyor " diye sesli bir şekilde kendi kendime söylendim."Ama artık yakışmıyor " dediğinde başımı kaldırıp ona baktım."O Rüzgar denen adam akşamdan beridir elini tututyor ve artık sanmıyorum yakıştığına."

"Rüzgârla benim aramda hic bir şey olamaz Poyraz"

"Olmayacak zaten."

"madem yakışmıyor bırak o zaman elimi!" omuzlarını silkip "Hayır" dedi."bırak.Tutmak istemiyorum!" inatla karşı geldiğimde beni durdurdu ve karşıma dikildi."Sadece ellerin değil dudakların bile dudaklarıma daha çok yakışıyor "ardından dudaklarını aralayıp " Ellerin benden başkasını kimse tutmamalı." dedi.

"Tutmuyor zaten!" elimi bir hışımla elinden çekip onu arkamda bırakarak ilerlemeye başladım. Kolundan tuttuğu gibi önüme geçerek dudaklarıma yapıştı. "Seni nasıl mutlu edeceğimi hala çözemedim" deyince umursamaz bir şekilde omuzlarımı silktim."Beni mutlu etmek zorunda değilsin Poyraz.Ben burada elimden geldiğince senden uzak durmaya çalışıyorum ama ne yazık ki senin yüzünden bir türlü olmuyor" ellerini belime yerleştirip kendisine çekerken ciddi tavrımı bozmadım.

Her ne kadar deli tarafım onu çok sevse bile...

"Benden neden Bu kadar uzak durmaya çalışıyorsun ki? İnsan sevdiğinden uzak durur mu hic?"

"Peki sen Poyraz? Sen beni seviyor musun? Hah! Tabiki de hayır. Söylesene.. bana karşı hic bir şey hissetmeyen birisini hala niye Seveyim?" gözlerini sıkıca kapadı."Benim kimseye aşık olmayacağımı biliyorsun" yine ve yine bir kez daha yıkıldım. "Hic şaşırmadım" dedim bende.Üst dudağımı yavaşça yukarı doğru kıvırıp başımı iki yana salladım."O gün o yorgun gözlerinden anlamalıydım yine altında sürtük eskittiğini"dedim bana gelen cesaretle."Artık seni daha iyi tanıyorum Poyraz" diyerek hayince sırıttım. "Sana karşı bu hissettiklerimin adını daha koyamıyorum Deniz.Ama her ne olursa olsun sen benim kızımsın." elini boynumdaki kolyeyi götürünce derin bir nefes aldım.Hissetiği sevgiydi iste.Nesini koyamıyordu adını.? Resmen aşıktı ve seviyordu...Ama bu kesinlikle olmazdı.Poyrazla deniz yan yana gelemezlerdi.Tusunami gibi bir şey olurdu."Sana bir kez daha soruyorum" karşı tarafa bakıp gözlerini kıstı."Her şeyinle benimle misin?" bu sefer gözlerine bakmaktan cekinmedim.Başımla onaylayıp "Sana her ne kadar uzak duracağımı söylesemde bir türlü duramıyorum zaten.Yine seninleyim ve yine senin yanındayım." rahatlamış bir şekilde elimi tutup "O zaman hadi gelde birlikte yenelim zorluklarını" koşar adımlarıyla beni arkasından sürükleyince bir elini iki elimle tuttum.O anda kısık seste gülüşüm çıkmıştı ağzımdan.

Ben onunla mutluydum...
**************

"Poyraz ben çok korkuyorum.!" diyerek beline bir kez daha yapışmıştım. Şu an peri bacaklarını daha iyi görmek için sepetli balonlara binmiştik ve bu durum benim için hic iyi değildi. Aşağıya bakmaktan çok korkuyordum ve bi çığlığımla havada uçan kuşları bile başıma toplayabilirdim."Güzelim sakin ol. Bak ben varım tutuyorum seni" diyerek sırtımı biraz daha sıktı kollarıyla.Beni biraz kenara itince "Hayır!" dedim huysuzlanarak."Bana güven miyormusun Deniz?"

"Ben sana güveniyorum.Ben bu balonlara güvenmiyorum.Lütfen inelim aşağı." başını 'hayır' anlamında sallayınca boku yedim dedim kendi kendime."Sence buradan düşbilme ihtimalin var mı bi bak bakalım" kapalı olan gözlerimi açtım.Daha doğrusu tek gözünü açtım ve kollarımı Poyraz'ın belinden çekmeyerek hafifçe aşağıya baktım.Baktığım gibi titremem bir olmuştu zaten.Sırtımı hızlı bir şekilde göğsüne dayayıp ardından beni tam olarak karşıya doğru dönderince yerimde debelenmeye başladım."Poyraz hayır yapma!" diye feryatlar yakarken sesli bir şekilde yutkundum.Burası benim için fazlasıyla yüksekti ve nedense buradan düşeceğim gibi geliyordu. Bi anda dudaklarını kulağımda hissedince durup yeniden sessizce yutkundum."İstikbal göklerdedir Şirine...Özgürüz...Kuşlar gibi... Şu havayı derin bir nefes al ve içine çek.Bunun neresi korkunç? Etrafımızı sarıp sarmalayan güvenlik önlemleri var.En önemlisi de ben varım...Ben...Poyraz... Seni hiç bırakır mıyım? Bunu Ölsem de yapmam anladın mı?" nefesini enseme doğru bırakıp "şimdi aşağıya bak.Emrediyorum sana!" dedi.Belimde kavuşan ellerini sıkıca tuttum bırakmaması için.Gözlerimi tamamen açıp aşağıya doğru baktım.

"Başım dönüyor..o adam geliyor yine aklıma" diyerek Poyraz'a baktım.Zamanında geçirdiğim bu trajedi benim üzerimde kalıcıydı ve gitmiyordu. "Aşağıya bakınca beni getir aklına.Benim seni asla bırakmayacağımı benim olduğunu düşün." beni birazdaha itince ellerimi dayanaklara koydum ve titreyen vücudumla birlikte yeniden aşağıya baktım.

Onu düşün Deniz..Poyraz'ı..o seni bırakmayacak hadi!

Kendi kendime gülümserken dudağımın kenarını ısırmaya başladım.Gerçekten işe yarıyordu ve her zamanki gibi kalp çarpıntım oluşmamıştı."İyi misin?" diye sorunca Başımla onayladım."Bu..bu gerçekten,sandığımdan da iyi." dedim gür sesimle."Sana söylemiştim." diyerek dudaklarını omzuma bastırdı. kollarımı titanik tarzı açıp rüzgarı yüzümde saçlarımda hissederken yüzümdeki gülümseme daha da arttı.Poyraz birden kollarımı alıp karnıma dolayınca gözlerimi açtım. "Bunu bi gemiyle seyahate çıktığımızda yaparız.Şimdi bana dön." deyince dediğini yapıp ona doğru döndüm.Ellerini sırtıma yerleştirip beni kendisine bastırırken içim nedense kıpır kıpırdı.Poyraz'ın arkasındaki balonu süren uzman bir adam vardı ve yarım saattir bizi izliyordu.Hafifçe kıkırdayıp ellerimi Poyraz'ın boynundan çektiğimde "Artık inelim mi?" diye sordum.Başıyla onaylayıp arkasındaki adama işaret etti.

Aşağı indiğimizde cesaretimizden ve hiç endişe etmeden keyifle peri bacalarını izlediğimizden dolayı adam bize başarı belgesi vermişti.Bir elim Poyraz'ın elini tutuyorken diğer elimdeki belgeyi de sallaya sallaya sekerek yürüyordum."Çok mutlu oldun bakıyorum" diyerek imalı bir şekilde bana baktı Poyraz.Gözlerimi devirerek elimdeki belgeyi ona gösterdiğimde "Herkeze veriyorlar ondan tek sana değil" gülen suratım aniden asarken "Şu anda mutluluğumu nasıl bozdun anlatamam" diye elimi bağrıma koydum.

Herkeze veriyorlarmış peh!!

Odaya nihayet geldiğimizde yatağa yarı oturur bir şekilde uzandım.Elimdeki belgeyi bir kez daha okuyup yan tarafıma bırakırken Poyraz'a döndüm. "Yarın gidiyor muyuz?" diyerek yüzümü buruşturdum. Burayı gerçekten çok Sevmiştim ve hemen de gitmek asla istemiyordum."İşlerim var İstanbulda.Senin gibi yaz tatili yapamıyorum ben.Yarın döneceğiz mecbur" diyerek ayak ucuma oturdu.Aman tatil yapamıyormuş şuna bak.Ben sanki ona öyle bir şey dedim...

Hatsiz..

"Yiyecek bir şeyler alıp geliyorum bekle beni burada." deyip odanın çıkışına yöneldi.Sanki gidecek bir yerim varmış gibi konuşuyordu. Cidden çok gerizekalıydı bu herif.Bir de bana diyordu gerizekali diye.Ağzımdan derin bir nefes aldıktan sonra yataktan kalktığım gibi balkona yöneldim.Telefonum yine aklıma gelince avuç içimi sert bir şekilde alnıma geçirdim.Kesinlikle bana bi telefon borçluydu..

Kesinlikle..

Piç herif!!

Onu her ne kadar sevsem de nefret ettiğim bir yanım muhakki vardı ve bu her ne olursa olsun değişmeyecekti...

**********************

"Aç bakayım ağzını" küçük kâseden aldığı fritözde kızarmış patatesi ağzıma attığı anda elimi ağzıma götürdüm."Sen nerden aldın ya bunları?" diye sorarken bacak bacak üstüne attım.Elimde sosisli tostum varken sürekli alttan uzun sosilerim kucağıma düşüyordu ve onları oradan almak doğru bir davranış değildi bana göre."Üzümünü ye bağını sorma maviş.Bulurum ben." o da kocaman bi ısırık alıp bana bakarken hayvanca yiyişine istemsizce sırıttım.

Aynı benim gibi...

Hayvanca yiyordu...

Alçak sehpaya biraz daha eğilerek yüzlerimizi hizaya getirdim.Ağzındakiyle birlikte düz bir ses çıkartarak dudaklarımı öptüğünde hormon ve hücrelerim beni uyarmaya başlamıştı bile.

"Poyraz!!!" diyerek geri çekildim."İğrençsin!!" lokmasını dahi yutmadan dudaklarımı öpmesi ondan beklenecek bir hareket olsa da yine kendime hakim olamamıştım.Piç bir şekilde sırıttıktan sonra ağzını açıp yediği lokmaları gösterdi.

Tekrar söylemeliyim ki Piç herif!!

**********

"Hadi uyu artık!" söyleyişine gözlerimi devirirken belimdeki eline bir tane şaplak indirdim."İyi uyuyoz"

Sesli bir şekilde nefes alıp verdikten sonra enseme küçük bir öpücük kondurdu.

"İyi geceler Poyrazlı Denizim"

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro