Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA16-

*****

İyi okumalar...Şarkıyı dinlemenizi mutlaka öneririm...

Poyraz'dan..

Gözlerimi açtığım gibi saate baktım.

10:40...

Yavaşça doğrulup esnedim.Dün Denizle yakınlaşmamız hala aklımdan çıkmıyordu.Elleri ellerime değdiği an köz gibi yanmaya başlamıştım...Hala daha ılık ılık işlemeye başlamıştı tenime.Hic bir kız bu zamana kadar beni heyecanlandırmamış kendine bağlamamıştı...

Hepsi duygusuz ve tek gecelik işlerle bitmişti. Başımı iki yana sallayıp ayaklandım...Bu gün şirkete geç gideceğimden istediğim şekilde evde Denizimle baş başa durabilirdim.Genellikle Ender ve babam sabahları evde olmuyordu..Bu yüzden rahattım..Üzerime siyah kısa kollu bi t-shirt geçirip elimi yüzümü yıkadım.Saçlarımı arkaya doğru ellerimle tarayıp odamdan çıktım. Denizin odasından geçtiğimde,gülmeden edemedim.Ama birden garip sesler duyunca gülümsememi yüzümden sildim.Aralık olan kapısından yavaşça içeri girdiğimde,Duvarına yaslanmış bacaklarını kendine çekip yüzünü kapatmış Denize baktım...Uzak olduğum için sayıklamalarını çok az duyuyordum.O yüzden iyice yanına yaklaşıp onun gibi yere oturdum bende..."Nolursun yapma...atma beni aşağı...lütfen...yalvarıyorum..!!" bunun gibi cümleler kullanırken içime bi ateş düşmüştü sanki..Ve birden aklıma gelen şey ile çattım kaşlarımı.Denizin yükseklik korkusu vardı tabi ya.."Bırak beni de gideyim...Atma beni aşağı...kıyma bana.." kim atıyordu onu aşağı?? Her neyse çok etkilenmiş olmalıydı..Derin bir nefes alarak kollarımı bedenine doladım..Benim onun yanında olmam gerektiğini bilmesini istiyordum.Ağlayan kızarmış gözlerini bana doğru çevirdiğinde burnunu çekti.Ardından rahatlamış bir şekilde rahatça bacaklarımın arasına yerleşip sıkıca sarıldı."Nefret ediyorum.. Tüm geçmişimi hatırlamamdan nefret ediyorum.. " diye ağlamasına devam etti.Geçmişinde ne yaşandı bilmiyorum ama onu fena halde etkilemişti anlaşılan.Ne oldu diye sorsam saçma olurdu.O yüzden ilk önce sakinleşmesini sağlamalıydım.."Sakin ol..Ben yanındayım.." yumuşak saçlarını ellerimin arasına alırken biraz daha kendime çektim naif bedenini.Onunla boyle yakin olmayı seviyorum.."Ağlama artık tamam.Her ne gördüysen geçti güzelim.." güven verircesine ona sarılmaya devam ettim."Geçti dimi Poyraz?? Yanımdasın dimi??" küçük bir hıçkırık çıktığı anda gözlerimi kapadım ve başımı sırtımla birlikte duvara yasladım..

Tanrım çok çabuk inciniyordu...Bi insan evladı bu kadar narin olamazdı.."Yanındayım Poyrazlı Denizim.Geçti.."

Yutkundum hafifçe gözlerimi açmadan.Biraz daha sıkı sarıldı bana. Bende biraz daha çektim kendime...

"Saçmalama ne olur çare çok..nasıl gidersin..
İstediğin her şey sanki yok.Değer mi dersin?
Başkaları görmez ,bilmez o nasıl bir duygu?
Al elini kalbime bir koy.İşte gerçek bu...
Her yer soğuk hep karanlık..kendi kendime tarifsiz..
Ayrılmamız çok gereksiz.
Şimdi uzaktan sebepsiz..

Biri bana gelsin.
Oda sensin..."

Şarkıyı kafama göre sessizce mırıldanmaya devam ederken Deniz ikide bir burnunu çekip duruyordu.Bi an duraksayınca başını kaldırıp "Neden durdun?" diye sordu.Bu sorusu gülümsetmisti beni."Devamı sonra." diyerek gözlerimi devirdim."iyi misin??" diyerek ardından merakla sordum.Başını sallayıp "Evet iyiyim." dedi.Benden yavaşça ayrılırken burnunu bir kez daha çekti."Git bi burnunu sil!!" diye alayla bağırdığımda koluma sert bir şekilde şaplak attı."Yaa çok kötüsün Poyraz.."

Kahkahalarla gülerken o da gülmeden edememişti.Ben onu ağlarken değil gülerken halini görmek istiyordum.Ağlarken çok çirkin oluyordu çünkü."Şimdi bana neler gördüğünü anlatır mısın Şirine?" gülen suratı aniden astığında az kalsın sordugum soruya pişman oluyordum.Bileğinden tutup kendime tekrar çekerek sırtını tekrar göğsüme dayadım.Parmaklarını parmaklarından geçirip kulağına dayadım burnumu. Bi kıvılcım düşmüştü yine içime..

Bacaklarını uzatıp parmaklarımla oynamaya başladı.."B..ben nasıl anlatacağımı bilmiyorum.." bebek gibi sesinden farkı yoktu..Hala daha ona nasıl davranacağımı bilmiyordum..

Huylarıyla beni kendisine kalkan gibi yapıp dokundurtmuyordu..Kıyamıyordum işte anlayın sizde..

"Hadi ama...Seni bu kadar ağlatacak olan şey ne?? Rahat ol..." bilmek istiyordum.Geçmişinde ne varsa bilmek istiyordum...Derin bir nefes alıp bacağını iki yana sallamaya başladı...

"Daha 16 yaşındaydım..Lise çağlarında filandım daha.Küçüktüm.Gerçi hala daha öyleyim.Küçük bir kız çocuğundan farkım yok davranışlarımın.Her okul çıkışı babamın şirketine uğruyordum.Beraber eve dönüyorduk..." duraksadı bi an.Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi..Göz yaşları yeniden ellerime damlayınca..

Yine kazanlarım kaynamaya başlamıştı.. "Sevmediğim bi adam bana tam 2 sene bir sürü acılar çektirdi.Sırf onu sevmediğim için." yine derin bir nefes aldı ve gözlerini tavana dikti...

Şu an içim resmen kan ağlamaya başlamıştı.

Hangi Piç...Denize 2 sene acı cektiriyordu..Umarım ölmüştür.Yoksa benden de 2 sene çekeceği vardı.."Babamın çalışanlarından biriydi..Sürekli bana sarkıntılık yaptığı bariz belli oluyordu.Korkumdan babama da söyleyememistim..En sonunda ondan nefret ettiğimi peşimi bırakmasını söyledim..."yine durdu ve hıçkırılarına devam etti.Her ağlayışında ve konuşurken cattalaşmış sesi yine beni bitiriyordu...Şu an kendimi iğrenç hissediyordum...Yaralarını deşmiştim yine.

Sinirim iki kat daha artmıştı..

"O gün olan oldu zaten..Yükseklik korkumun olmasının tek sebebi..Beni uçurumdan aşağı itmesiydi...." tüm beynim durmuş yeniden cümleleri idrak etmeye çalıştım.

"Yükseklik korkumun olmasının tek sebebi Beni uçurumdan itmesiydi..!"

"Ne??!!" diye bir çırpıda konuştum.."Nasıl olur böyle bir şey sen nasıl kurtuldun peki??!!" kendime döndürdüm onu.Avuçlarımı yanaklarına koyup mavi gözlerine baktım."Düştüm..Ama bir el uzandı bana.. Onu tuttum." elimi yanağından ayırıp tuttu.

Nasıl bu kadar masum olabiliyordu..."Kim o söyle çabuk bana..!!"

"Bulamazsın ki!!"

"Bulurum.Senin kalbini bulduğum gibi cehennemin dibinde de bulurum onu.Söyle bana çabuk!!!"

"Müebbet....Cezasini en Ağır bir şekilde veriyor zaten..."

Bu bana yetmezdi.Asıl ona cezayı verecek olan bendim...

"Ağlama artık...O uzandığın el yanında.Darmadağın olmuş hayatını ben düzelteceğim.." güldü gözlerini kapatarak."Yükseklik korkunu da yenecegiz birlikte..anladın mı?? Komaya da girmek yok artık..Gireceksek de beraber girelim.."

Bundan sonra onunlaydım..Elbet bir türlü silecektim kötü şeylerini..

Poyrazlı Denizim...

"Çocuklar??!!"

Ah yine mi??

"Baba??!!"

Deniz hemen göz yaşlarını silip arkasına baktığında bende gergin tavırlarımı ona gönderdim...

Babama gore kapı çalma kuralı diye bir şey yoktu."Pardon.Kapı aralık olunca ben.." elimle durdurup "Önemli değil laflıyorduk" dedim.Bir şeyi bozmasa da olmuyordu sanki.

Babam kafasını kaşıyıp etrafına bakındı bir süre..
"Pekala benim bir kaç işlerim var.Saat 5'te olan toplantıya geç kalmazsan sevinirim Poyraz.!" ardından Denize'e dönerek..."Aksama görüşürüz kızım." diyerek kapıdan çıktı.

Deniz kaşlarını havaya kaldırarak bana döndüğünde başımı kaşıdım.Hiç hoslanmiyordum özel anlarımın bölünmesinden.

İkimizde ayağa kalkarken Deniz nefesini bir anlık için tuttu ve ardından."Poyraz!!" diye seslendi. Gitmekte olduğum kapıya yönelmeyi bırakıp ona döndüm."Teşekkür ederim." tüm hızıyla bana doğru kosturup kollarını boynuma doladı.Ellerim direkman beline giderken gülümsedim...

Ona sarılmayı seviyordum.."Ben bir şey yapmadım.Sadece yanında olduğumu söyledim.Abiler her zaman üvey de olsa kardeşlerinin yanında olurlar." diyerek göz kırptım.O bunu anlamıştı.Aslında aramızda abi kardeşten öte değişik bi duygu daha vardı..."Her neyse.Çık artik su duygusallıktan.Karnım zil çalıyor benim.Senin derdinle uğraşmaktan aç kaldığımı bile unutmusum." diyerek başımı iki yana salladım.O da kıkırdayarak elmacık kemiklerini sildi."Bu gün Hafta sonu.Hafize ablayla Fatma teyze yoktur. Ben hallederim." dedi.Gözlerimi devirerek "İyiii..Cabuk ol.Açlıktan öleceğim yoksa.!" cevap vermesini bile beklemeden tekrar odama geçtim.

huv!! Deniz'i toparlayacağim diye anam ağlamıştı resmen.Ona bi ara ağlamasını yasaklasam iyi olurdu. Bu şekilde daha az ağlamamaya çalışırdı..

Güzel fikir.Bunu bir yere not etmeliyim...

Duşumu aldıktan sonra belime bi havlu sararak baş havlumu da alıp çıktım.Dolabıma yönelip normal gri sade bi t-shirt ve siyah kot pantolonumu çıkartıp üzerime geçirdim.Spor ayakkabılarımı da giyip Saçlarımı da halletikten sonra odadan çıktım...

Merdivenlerden inerken bile o omletin kokusunu almak..Muhteşem bi duyguydu...Direk mutfağa girdim.Maviş her zamanki gibi arkası bana donuk bir şekilde işiyle meşguldü..Dışarıdan bakılırsa karısı kocasına kahvaltı hazırlıyor gibi gözüküyordu.Bu durumdan hoşnut olup yanına yaklaştım...Geniş bir tabağa yeni koymuş dumanı tüten omlete baktım...

Resmen beni hayvanca ye!! Diyordu.Birazdan öyle olacaktı zaten..

Deniz birden "Ah!!" diye inleyince irkildim."Ne oldu??!!" elini tutup bir kere daha inlerken bende elini alıp tuttum."Galiba parmağımı kestim.!!" eliyle oraya yelpaze yaparken gözlerini kıstı.. Hafif kanayan yere baktığımda gözlerimi devirdim...

"Tamam yok bir şey!!" diyerek yavaşça üfledim.Ardından rulo havluyu yırtıp parmağına bastırdım."Delindi sanki parmağın.Kıyameti kopardın."

Tek omzunu silkip "Canım tatlıdır benim!" dedi.Daha keyiflenerek tezgaha yapıştırdım onu.Ellerimi yanlarına sabitleyerek piç gülümsememi de yapmadan edememiştim."tatlıysa....tadına bakmama izin verir misin??" birden yanakları kıpkırmızı olunca gülümsememi yüzümden hala silmemiştim..

Lanet olsun boyle kızarınca beni daha da tahrik ediyordu.!!

Tezgahın kenarını var gücümle sıktıktan sonra dudaklarına yaklaştım..."Resmen bir iple sana çekiliyorum.." dedim fısıldayarak...

Öyleydi...

"Artik şu tatlı dediğin dudaklarına baksam??"

Kalbinin atışı buradan bile duyuluyorken onu bu hale getirmeye bayılıyordum...Yutkunup başını iki yana salladı."ya hayır Poyraz.Çekil önümden.Parmağım acıyor zaten." hızla arkasına dönüp doğranmış domatesleri alıp kolumu itti ve orta tezgaha koydu.Bu haline gülerken yerime yerleştim ve onu seyrettim..

FAZLA UTANGAÇ...

Yüzüme bile bakmadan masaya herşeyi yerleştirdi ve karşıma oturdu.Hic durmadan omletimden bir parca alıp ağzıma tıktım."Babamlardan önce tatile çıkmak ister misin??" ağzındakini ciğnerken bi an durdu ve bana baktı."Babanlardan önce derken??" o da bana bir soru yonelettiginde gözlerimi devirdim.

Anlamamasına şaşırmıştım.."Evet babamlardan önce.Onlar muhtemelen evlendikten sonra balayına çıkacaklar.Bende bekleyemem o zamana kadar.Diyorum ki birlikte babamın Antalya da olan yazlığına gidelim." çayından bir yudum aldıktan sonra biraz düşündü. Anlamıyorum niye bu kadar düşünüyordu? Alt tarafı önden tatile gidecektik. "Bilmiyorum.Önden gitmek ayıp olmaz mı sence.??"

Derin bir nefes alarak "Sen bilirsin" dedim.Fazla üstelemek benim haddime değildi.Elbet onu alıp goturecektim yazlığa..

Denizden..;

Kahvaltıyı topladığım gibi Mutfağı düzelttim.Ev hanımı olmuştum resmen...

İçeri salona girdiğimde Poyraz'ın ayaklarını sehpaya uzatmış elinde de telefonu ile keyfine baktığını gördüm...

Ayaklarını sehpaya uzatmak ha...

Yanına yaklaşıp bacağına vurdum."Uzatma ayaklarını sehpaya ya ...çek..!! " geçmem için bacaklarını kırıp kaldırdığında hızlıca yanına oturdum.."Poyraz kime diyorum..İndir ayaklarını..!!" ne laf anlamaz birisiymiş...

"Banane çekmeyeceğim.Sende uzat.." ayak parmaklarını oynatmaya başlarken yüzümü buruşturdum.. İğrenç...

"Dana!!!"

"Hey...Orda dur bakalım.Bana dana diyemezsin"

"Niyeymiş?? Sen bana Şirine diyorsun ya..çok mu zoruna gidio??"

Sinirlenip telefonu diğer koltuğa fırlattı ve bana döndü. "Bir erkeğin hic bir şey zoruna gitmez tamam mı??"

"Dana!!"

"Şirineee!!"

"Dana!!"

"Şirine...!!!"

"Danasın Poyraz.Öküzsün hatta.."

Birden ayaklanınca yine kendimi koşturarak bahçede buldum..

Yine yakalambaç oynayacaktık anlaşılan..

"Gel buraya kaçma!!"

Yine aynı şekilde "Yakalayamaz ki!!!" diye bağırmaya başladım...

Koşuşturmaya devam ederken çığlık ve kahkahalarım havada ucuşuyordu..

Yorulduğumu anlayınca yerde duran kalın bahçe hortumunu elime alıp çeşmeyi açtım.Hortuma gelen suyla üzerine tutmaya başladım..

İlk önce irliksede eliyle suyu engellemeye başladı.."Deniz..bırak..şunu!!!" diye bağırdığında kahkahalarla boğuldum.Beni yakalamak neymiş gösterecektim ona..Aniden bluzunu çıkartınca derin bir nefes aldım...

Nasıl bi vücuttur bu yarapii..kasları ile etrafa meydan okuyordu sanki.Bu seferde su çıplak vücuduna vurunca yeniden sesli bir şekilde yutkundum. Tek kelime ile mükemmeldi...Bana doğru yaklaşıp elimdeki hortumu bir hışımla aldı."Çok büyülendin bakıyorum...??" yutkunup zar zor ayırdım gözlerimi ondan.Allahım nasıl bir büyüye kaptırmıştım kendimi??

"Y..yok canım ne alaksı var?? Hem sen elimden niye aldın o hortumu ver şunu bana!!!"

Hala daha çimlere akan su hortumunu arkasına almış ittiriyordu..

Gıcık...!!
"Ver şunu bana Poyrazzz!!"

"Bağırma be çemçük ağızlı..!!"

"Sensin o bikerem..!!!"

"Demek benim ha!!!" hortumu benim üzerime doğru tuttuğunda bütün soğuk su bedenime nüfus etmişti.İlk önce ağzımdan bir inilti ciksada ellerimle durdurmaya çalıştım."Ya yapma şun çek!!!" Üstüm resmen sırılsıklam olmuştu.Özenti işte ne olacak.."Poyraz ya bıraksana!!"..

"Sus gız.. Sen bana yaparken aynen böyle oldum işte.Şimdi sıra bende..!!"

Ellerimi kollarıma koyarak arkamı döndüm.Sırılsıklam olan Saçlarım önüme teker teker düşerken gözlerimi kıstım...Lanet olsun Sırtımı resmen istila ediyordu bu soğuk su..

Dakikalar sonra belimde kollar hissedince gözlerimi açtım..."Ödeştik..." diyerek kulağımın kenarına öpücük kondurdu...

Sonra o kolları yavaşca bütün bedenimi sardığında yavaşça yutkundum..Tanrım beni deli ediyordu bu hareketleriyle.."Üşümedin dimi??" sen sarılınca üşürmüyüm hiç...

Başımı olumsuz yönde salladım hemen.Zaten bu sıcak havada da üşünülesi bi durum değildi...Beni aniden kucağına aldığında direkman Ellerim boynuna gitti..İçimdeki filler depreşmeye başlamıştı aniden.Çıplak vücuduna böyle sarılı durmak...hic iç açısı değildi. "Sanırım her ikimizinde kurulanması gerek" dedi içeri yol alırken..Ay bi de o beni kuruluyormus..

Hayır canım yapmaz öyle bir şey..

Yapar mı???

Cık yapmaz...

"Noldu Şirine astın suratını hemen.Yoksa bu anın hiç bitmesini istemiyor musun?? Dert etme yine yaparız..." diyerek göz kırptı..

Gıcık....

"Ay bende bayılıyordum beni ıslat arkamdan koş diye..Hem sen beni niye kucağına aldın??"

"Ayakların çamurlu.Böyle girmeyi düşünmüyordun herhalde dimi??" igrenir bir bakış attığında çamurlu ayaklarıma baktım...

Benim bile fark etmediğim şeyleri Poyraz fark ediyorsa pes diyorum artık.Çocuk benden dikkatli."Haklısın" dedim boynumu eğerek.Ezik durumuna düşmüştüm resmen..Niye yalın ayak çıktıysam bahçeye.."Şu utanma huyundan vazgeçsen artık.Yemin ediyorum senin yanında kala kala bende utangaç birisi olmaktan korkuyorum.!"

Daha fazla bir şey deme gereği duymadan kendimi banyomda buldum.Beni küvetin içine sokup doğrulttu. "Şimdi ne yapacaksan yap ve işin bittiğinde odama gel.!!" diyerek kapıdan çıkmıştı.Onun odasına gideceğimin nedenlerini ararken aklıma kötü bir şey getirmemeye çalışıyordum.Poyraz Bulut bu.Sağı solu belli olmuyordu bazen.

Ayaklarımı yıkayıp Üstümü hallettikten sonra normal bilekten bi kot pantolon ve beyaz salaş gömleğimi üzerime geçirip Saçlarımı tepeye topuz yaptım..Gömleğimin üç düğmesini açarak içimdeki siyah badinin görünmesini sağladım.Böyle daha güzel olmuştu.

Kapıdan çıkıp direkman odasına girdiğimde gece mavisi gömleğinin düğmelerini bağlamakla meşgul olduğunu gördüm.Ellerimi arkamda kavuşturarak "Gidiyor musun??" dedim.

Başıyla onaylayıp "Evet işlerim var.Senin şu adamı bulmam gerek bi an önce.Bilgi toplamam lazım."

"Of Poyraz.Ya başına bela falan alırsın şimdi.Anlattığıma bin pişman etme beni.!"

"Bu işin peşini asla bırakmayacağımı bilmen gerekirdi." dedi tek kaşını kaldırarak.

Evet Poyraz Bulut'un bir yönü daha..Bir işin peşini asla bırakmamak."Ne halin varsa gör!" diyerek kollarımı göğsümde kavuşturdum bu sefer.Ne desem olmayacaktı çünkü biliyordum.İnatçı, huysuz,sert,dana,öküz...ne varsa bulurdun zaten onda..."Baglasana şunu!!" boynuna astığı kravatını gösterince,gözlerimi devirerek iki tarafını da ellerime aldım."Lütfen kravatımı bağlar mısın kardeşim? Demesini bilmiyor musun sen??" kaba olması hic hoşuma gitmiyordu.

Bi an ellerini belimde hissedince gözlerine baktım.Aptal bir sırıtış ile "Kravatımı bağlar mısın sevgilim.??" dedi.

Sevgilim??

Bir dakika bunu gerçekten Poyraz Bulut seferoğulları mı söylüyor? Sanırım Poyraz'a kamyon çarptı.Hemde baya büyük bir kamyon..."Of Poyraz.Çek ellerini!"

"Ne zaman Kravatımı bağlamayı kestin o zaman ellerimi çekeceğim." nefesimi dışarı üfleyip bir kaç hamle ile bağladım kravatını.O ise sadece beni izliyordu heyvan oğlu heyvan..Bakışlarından rahatsız olup "Ne var!!" diye bağırdım.Bu sefer 32 diş sırıttığında Kravatını son bir rütuş olarak düzeltip kendimi geriye çektim."Oldu işte.Ben gidiyorum."

Kolumdan tutup beni yine kendine çevirince derin bir nefes aldım.

Tanrım ondan uzak duracağıma kalıbımı bassam iyi olurdu.. "Akşama şirketler arası bi davet var.Seni oraya goturecegim." çapraz bi gülüşle "Neden ben??" diye sordum."Canım öyle istedi.Bana eşlik etmen için.Hazırlan akşama seni alacağım." bileğimi bırakıp ceketini aldığı gibi odadan çıktığında arkasından baka kalmıştım.Ben Deniz Soysal akşamki davette ona eşlik edeceğim öyle mi?? Kendi kendime gulumserken direk odama geçtim.Babamın pek çok iş davetlerine katılmıştım.Bu yüzden nasıl hangi kıyafetlerle gidileceğini az çok biliyordum.Poyraz'ın beni bi eş olarak görmesi nedense hoşuma gitmişti.Ben ondan mümkünse uzak durmaya çalışıyordum ama o bunu bir türlü engelliyordu.Artık aklıma benden hoşlandığını düşünmeye başlamıştım.Ki bu zaten imkansızdı.Poyraz Bulut asla birisine aşık olmazdı.Ben ona seni seviyorum desem bile o hic bir zaman Bende seni seviyorum falan demezdi.Bunu artik bende biliyordum.

******************

Yaklaşık tam 4 saat odamdan çıkmamış sırf test cözmüştüm.Yaz tatiline girdik diye derslerimi aksatmayacağıma dair anneme söz vermiştim.Kendisi eğitimimle fazla ilgileniyor da.Bir yönden bu konularla ilgilenmesi hoşuma da gidiyor.Daha çocuklarıyla ilgilenmeyen hatta şiddet uygulayan bir sürü anne vardır mutlaka.Derin bir nefes alıp kalın test kitabımı kapattim ve telefonumu elime aldım.Saat 6 ya geliyordu ve aksam için yavaştan hazırlansam fena olmazdı.Ne giyeceğime daha önceden karar vermemiştim.Muhtemelen çok abartılı bir şey giymemeyi tercih ettim. O yüzden annemin bana doğum günümde aldığı kalın askılı lacivert elbiseyi elime aldım.Üstümdekilerden kurtulup elbisenin fermuarını açıp üzerime giydim.Derken kapım açıldığında annem neşeli bir sesle "Meraba canım!!" dedi.Ben elbisenin arka fermuarini çekmeye çalışırken anneme de burukça gülümsedim."A.a Nereye gidiyorsun bitanem.?" derin bir nefes kollarımı sırtımdan çektim.."Anne bu fermuarı cekemiyorum.Sanırım şişmanladım.!!" kahkaha atarak yanıma geldiğinde arkama geçti."Hayır bitanem.Kilon gayet iyi. Sadece sen erişemediğin için cekemiyorsun o kadar." rahatlıkla fermuarı birleştirdiğinde derin bir nefes aldım.Bi an korkmuştum tombik olduğuma...

"Simdi nereye gidiyorsun öğrene bilir miyim?"

"Sevgili abiciğimin bu akşamki davet ettiği iş yemeğine annecim."

"Ne kadar da güzel.Birbirinize bu kadar alışacağınızı tahmin etmemiştim.Pekala o zaman.Bol şans." yanağımdan öperek dışarı çıktığında bende ayakkabı kutumdan aldığım yuksek topuk beyaz stiletto ayakkabıları ayağıma geçirdim.Bu elbise dizimin bir karış üstünde olmasına rağmen yine de çok güzel durmuştu.İnşallah Poyraz bir şey demez...

Saçımı da güzelce düzleştirip sol tarafıma aktardım.Gözlerime bir eyeliner ve dudaklarıma da parlatıcı sürdükten sonra hazırdım.Telefonumun mesaj sesi duyulduğunda direkman elime aldım.

Gönderen; Poyraz

Aşağıda bekliyorum acele et.

Gönderilen; Poyraz.

Tamam patlama geliyorum.

Bekletilmeyi sevmezdi biliyorum. O yüzden yanıma küçük bir çanta alıp acele ile aşağı indim.Kapıyı açtığım andan itibaren sıcak esen rüzgâr saçlarımı havalandırmaya yetmişti.Geriye doğru atıp arabaya yaslanmış Beni süzen Poyraz'a yaklaştım..

Bakışları ile yedi bitirdi resmen beni.

Kendisini arabasından itip hafifçe sırıttı."Zevklerimi yanıltmadın.Çok güzel olmuşsun."

"Biliyorum" dedim saçımı tekrardan arkaya atarak.Bunu söylemsine bile gerek yoktu.Gözlerini devirerek şoför koltuğuna ilerlerken,kaba olmasına bir kere daha küfür ettim.Kapı açma diye bir şey bilmiyordu sanırım.Yanaklarımı balon gibi şişirip direkman yanına oturdum."Kemerini tak!" diye yine emir verince taktım mecburen."Yavaş yavaş sözümü dinlemeye başlıyorsun Aferin sana" niye her seferinde böyle kendini beğenmiş ukalının teki olabiliyordu.??

Kollarımı göğsümde kavuşturarak ters bakışlarımla ona döndüm.Sırıtarak yola bakıyordu. "Evde tıkınmamışsındır inşallah.Orada da yemek yiyeceğiz çünkü"

"Hayır yemedim."

Bu konuşmalar dışında yol boyunca hiç konuşmamıştık.En sonunda arabayı lüks bi otelde durduğunda şaşkınlıkla gözlerimi açtım.Mükemmel gözüküyordu.Arabadan inince yanına gittim hemen.Elimi tuttuğunda kulağıma eğildi."Kapıda gazeteciler var arkadan girelim"

"Ya arkada da varsa??" boğazını tazeleyip elimi bıraktı."Ayrı yürüyelim." başımla onaylayıp yürümeye başladım..

Ah bu gazeteciler...

Tam içeri ilerliyorduk ki Gazetecilerin "Deniz hanım!!" diye seslenmelerini duydum.Mecburen arkamı dönüp kameralara çevirdim başımı. Poyraz hemen yanıma gelip elini sırtıma yerleştirdiğinde o da kameralara gülümsedi...

Röportaj yapan birisi Poyrazla nasıl geçindiğimi sorunca "Çok cabuk alıştım.İyi anlasıyoruz" diye cevapladım.Tanrım bi aksilik çıkacak diye çok korkuyordum."Çok güzel gorunuyorsunuz Deniz hanım.Yoksa bu geceğe mi özel??" Poyraz'ın eli sırtımda sıklaştığında zoraki gülümsedim."E..evet.. " Ardından Poyraz elimi sıkıca tutup "Arkadaşlar iyi akşamlar geç kalmamamız gerekiyor." beni arkasından sürükleyerek içeri soktuğunda içime serin sular serpilmişti.Röportaj yaparken konu bi tarafa aşk hayatıma geleceğini bildiğim için fazlasıyla sıcak basıyordu bana.

Beni herkeze tanıştırdıktan sonra uzun bir masaya oturup Poyraz'ın yemeğe başlamasını bekledim.Henüz daha burada yabancı olduğumdan ona göre hareket etmek daha doğru olduğunu düşündüm.

"Hadi başlasana!"

Omuzlarımı silkip "Seni bekliyordum". Dedim."Tamam hadi açsın ye." başımı sallayıp önümdekileri nazikçe yemeğe başlarken arada sırada Poyraz ve iş arkadaşlarının şirket hakkında konuşmalarına ister istemez kulak misafiri oluyordum.Birden Esin ve Samet'in tam karşımda oturduklarını görünce gülümsedim.Birbirlerine çok yakışıyorlardı bence.Esin beni gördüğü anda el sallarken ben sadece gülümsedim.Sarışın uzun boylu harika bi fiziği vardı.Gözlerinin altındaki siyah sürme onu tam bi gotik tarzı yapıyordu...

Yemekten sonra Poyraz biraz daha sohbet edip bana döndü. "Hadi sıkıldım kalk" diyerek kolumdan tuttu.Beni otelin bar kısmına yönlendirince yine içeceğini anladım.Uzun taburelere otururken eteğimin daha fazla açılmaması için elimle ikidebir çekiştirmeye başladım.Poyraz barmene hemen viski söylerken "Bende içmek istiyorum" diye atıldım. "Hayır Şirine.Sana rakı bile dokunuyorken buranın ickilerini asla sana içtirtmem."

"Banane.Bende içmek istiyorum.Bir tane tekila bardağı lütfen!" diyerek barmene seslendim."Reşitim ve bana karışamazsın!" önüme gelen tekila bardağını kafama dikip "Bir tane daha!" diye seslendim."Deniz??!!" ..

"Ne var??!" bu sefer fena halde gaza gelmiştim.

Saatler sonra içtiğim içki sayısını arttırken uyuşmuş kafama bir tane daha dikecektim ki Poyraz aldı hemen elimden."yeter bu kadar.!!" elinden almaya çalışirken "ya ver şunu!!" diyerek mızmızlanmaya başladım...

Galiba sarhoş olmuştum..Bilinç altım yerinde değildi nasıl davranacağımı bilemiyordum...Kafam karımcalanıyordu fena halde.En sonunda pes edip başımı masaya koyduğumda bir tane kahkaha patlattım...Niye bilmiyorum ama içimden gelmişti.Poyraz ayaklanıp kollarımdan kavrayınca "Hadi geç oldu gidiyoruz" dedi. Başımla onaylayıp yavaşça kalktım ve direkman sendeleyerek boynuna kapandım. "Dikkat et düşeceksin yoksa."

"Beni tutacağın için istediğim kadar dusebilirim." ardından sesli bir gülüş daha yapıp bir kolumu boynuna attım.Yoksa tek başıma hemde bu topuklularla yürümek benjm için cehenneme girmek demekti.

Arabaya bindiğimizde direkman kafamı arkaya yasladım..Saçma saçma cümleler kurmaya başlamıştım.

Baş parmağımı karşıya doğru gösterip "Geri zekalı Deniz..Sözümü dinlemeye başladın Aferin sana.." diyerek Poyraz'ın taklitlerini yapmaya başladım...

Sanırım beni bi akıl hastanesine kapatsalar iyi olurdu.Poyraz ise hiç bir şey demeyip yoluna bakıyordu.Kim bilir aklından neler geçiriyordu...Sürekli sırıtıp gülmeye devam ediyordum.Araba aniden durunca saçma bir şekilde kaşlarımı çattım."Noldu şimdi bu arabaya ya!!" diyerek tekrar çalıştırmaya başladı."Belkide benim çeneme dayanamayıp istop etti" diyerek arabanın içini dolduracak şekilde kahkaha attım.Poyraz ise sabır dileyip arabadan indi.

"İn hadi yürüyerek gideceğiz."

"Yürüyebileceğimi pek sanmıyorum." diyerek kollarına yapıştım.Kapıyı kapatıp kaldırımda ilerlerken bi oyana bi buyana gidip geliyordum. Çapraz bir şekilde düşeceğim sırada direkman Poyraz'a yapıştım.. "Kurtarıcımsın yakışıklı" diyerek yanağından makas aldım...

Tanrım biri beni durdursun.!!

Benimle bırlıkte oda yarım yamalak yürürken tekrardan tüm siteyi ayağa kaldıracak şekilde güldüm.Ardından Poyraz başıma bir öpücük kondurarak "Şşşşt gülme artık sessiz ol." dedim.Ağzımi elimle fermuar varmış gibi yapıp kapattim."Tamam sessiz oluyorum" dedim kıkırdayarak.

Her düşme esnasında beni kurtarıyordu Poyraz."Poyraz sanırım kusacagim." diyerek migdemi tuttum.

İyi değildim hemde hiç.!!

"Gel buraya baş belası maviş.!" saçlarımı arkaya doğru alıp tuttuğunda ben çoktan yere eğilip icimdekileri boşaltmıştım bile..

Eve nihayet gelmiştik..Arka bahçeden girip eve girince Sehpanın üzerinde duran vazoya çarpıp yere düşmesini izlemiştim..Vazo artık kullanılmayacak haldeyken Poyraza döndüm.

Karanlıkta da hiçbir şeyi ayırt edemiyorum...

Ben vazonun kırılmasına hafif hafif gülerken Poyraz eliyle ağzımı kapatıp "Sessiz olsana biraz Babamlar uyanacak şimdi...!!" dedi.elini ağzımdan çektiğim gibi popo üstü yere düşmemm bir olmuştu...Ve bende bastım kahkahayı...

Aniden salonun beyaz ışığı yanınca Annemin sesini duydum.

"Aman Allahım Neler Oluyor Burada!!!!??"

***********************

Bolum geç geldiği için uzun yazdım.Lütfen begendiyseniz yorumlarinizi görmek istiyorum...

Sizleri seviyorum..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro