ÜA-19
**Medya Deniz..**
"Sana bundan sonra sert davranacağım" diyerek ellerini karnımda sıkılaştırdı.Can'ı kendi yatağımda daha çok kendime çekerken karanlıkta uyuyan yüzüne baktım.Masumdu ve hic bir şeyden habersizdi.. Yutkunup "Neden?" diye sordum.Nefesi arkamdan tam enseme çarpıyorken ona bu şekilde cevap vermek bana göre çok zordu."O adamın seni öpmesine ve kucağına almasına izin verdiğin için."nefesi yine beni benden alırken gözlerimi kapadım. "İstediğin gibi davran o zaman" diyerek hafiften omuzlarımı silktim.Ne yapacaksa yapsın artık Umrumda falan değildi.Eli belimde daha sıklaşırken nefes almak bile zordu.O yüzden kesik kesik nefes alıp veriyordum."Senden uzak duramıyorum..." dudaklarını omzumun üstüne bastırdığında kasıklarıma yeniden bi ağrı girmişti. "Sana karşı hiç bir şey hissetmediğim halde seni kıskanıyorum..." o an dudağımın kenarını ısırıp bıraktığımda gözümden bir damla yaş akmıştı..
Bana karşı hic bir şey hissetmiyor öyle mi?
Tanrım!! Bende ne sanıyorsam..Poyraz'ın bana aşık olacağını falan mı? Derin bir nefes aldım.Öyleyse daha fazla üstüne gitmemeliydim...
En doğrusu bu olacaktı bence..
Kolumu Can'dan çekip abajuru açtığımda Poyraz'a bedenimi döndüm ve kahverengi gözlerine baktım...
Seni artık Abi olarak seviyorum Poyraz!!
"Peki abi.Bana karşı bir şeyler hissetmemen çok normal.Seni anlıyorum...Seni o gözle sevmemeliydim.En kısa sürede de seveceğin bir kişi inşallah bulursun" diyerek nefes aldım..Bu sözleri söylemek benim için her ne kadar zor olsa da buna mecburdum.Bir şekilde Poyraz'ı sevmekten vazgeçmeliydim...Sanmıyorum ama olacaktı..Beni sevmeyen birisine asla üsteleyemezdim...Poyraz'da aşık olanacak bir adam değildi zaten..O an gözlerimi kaçırıp bos bir yere odaklandığımda bir damla göz yaşıma engel olamadım.Elimin tersiyle sildikten sonra Poyraz'a kısa bir bakış attım.Dişlerini sıktığı çene kemiklerinden belli oluyordu ve...sinirlenmişti..
Neden sinirleniyordu.Kendisi söylüyordu bir şeyler hissetmediğini ben ne yapabilirdim..."Abi.." diyerek tek kaşını kaldırdı. O anda birde gözü seyreyince iyice sinirlendiğini anladım.."Evet.." dedim titreyen sesimle.Hiç bir şey bundan sonra güzel olmayacaktı..
Hiç bir şey..
Can'ın yanı başımda uyandığını anladığımda Poyraz'ın yanından kalkıp Can'ı kucağıma aldım..
"Abi...abi...abi..." diyerek sayıklamaya başladı Poyraz...Neler olduğunu anlamamıştım ama Can'ın altını acilen almam gerekiyordu..Çantasından bir tane bez alıp aşağı indim.
İşimi bitirdikten sonra etrafı halledip Can'ı tekrar kucağıma alarak koltuğa yerleştirdim..Hafif hafif kucağımda sallamaya başlarken gözlerinin ağırlaştığını gördüm...İyice uykuya dalınca bir kaç kez daha sallayıp koltuğa yatırdım.Yanlarına yine yastık koyunca su içmek için mutfağa yöneldim..Bu arada hala oluk oluk ağlıyordum..Neden böyle hissediyorum? Neden Poyraz'ı kaybetme korkusuyla yaşıyorum..
Kalbim daralıyor sıkışıyordu..Bi bardak su içsem bile geçmiyordu..Kalp acım belkide hiç geçmeyecekti...
Belimde bir çift el hissetmem kısa sürmedi..Arkamı döndüğümde saçları dağılmış Poyraz'a baktım.Çatık Kaşlarını hic bozmadan ellerini kollarıma yerleştirdiği gibi beni duvara yasladı...
Ne konuşacak ne de tepki verecek halim vardı...
Hızlı bir şekilde bana kendisini bastırıp bi anda dudaklarıma yapışınca gözlerimi yuvalarından çıkacak şekilde pörlettim..
Beni öpüyordu..
Evet evet..beni öpüyordu..
Parmaklarım son derecesine kadar açılmış Poyraz'ın kol hizasında duruyorken dizlerimi hissetmemeye bedenim titremeye başlamıştı...
İlk defa onu öpmüştüm...
Biri beni kurtarsın.!!
Sert bir şekilde beni öpmeye devam ediyordu ve ben şu an ne yapacağımı bilemiyordum.Lanet olsı dudaklarımı güçlükle araladığımda 'ımm" diye bir ses çıkarıp ellerini belime yerleştirdi..
Ben daha öpüşmesini bile bilmiyordum ki!!
Aniden yer değiştirip beni önüne alınca kendi sırtını duvara yasladı..dudaklarımdan yavaşça ayrılınca ıslak olan benimkileri dilimle bir de ben ıslattım."Sıkıyorsa şimdi de bakalım 'abi'!!" seri bir şekilde nefes almaya başladım.Kalbim öyle çok hızlı atıyordu ki artık öleceğimi hatta son saniyelerimi filan yaşıyor gibiydim...bu kesinlikle bir rüya olmalıydı.. Hemde şimdi..
"Poyraz sen beni..!"
" Dudaklarının tadına bakabildim sonunda.." dudaklarını şaklatıp "ımm.. Çilek!!" dedi gözlerini kapatıp..
Allahım Ölüyorum... "Bana artık abi demeyi kesersin umarım.."
"Neden böyle bir şey yapayım..?? Bana karşı hiç bir şey hissetmiyorsun ve..." tekrar dudaklarıma yapışınca kendisini geri çekti.."Bana seni seviyorum de ve..abi olarak değil.."
Onu hala kalbimden cıkaramamıştım.Hele de bu olaydan sonra...
İlk defa bi erkeğin dudaklarından öpmüştüm ve bu benim için çok garip bir olaydı..
Hemde çok garip...
Ellerini yanaklarıma koydu yine.."Bana beni seviyorum de lütfen.." gözlerimi kırpıştırdım bir kaç kere..
"Lanet olsun seni seviyorum tamam mı!!!?? Bunu engellemekten vazgeç!! Bana karşı hic bir şey hissetmediğini söyleme!! Beni öptün sen beni öptün ve..ilk öpücüğümdü bu!! Söyle şimdi bana asıl ben seninle ne yapacağım?"
"Hiç bir şey yapmak zorunda değilsin Poyrazlı Denizim...Sadece bana teslim olmanı istiyorum..sadece bana.." diyerek sıkıca sarıldı..
Yine ve yine lanet olsun!!! Ondan vazgeçemiyordum işte..
"Sen benim kızımsın..Poyraz Bulut'un..duydun mu beni??"
Kollarından ayrıldıktan sonra elimi başıma götürdüm..."B..bilmiyorum Poyraz ben....her neyse ben yatıyorum iyi geceler.. "Yutkunup arkamı döndükten sonra doğruca küçücük bedeniyle uyuyan Can'a doğru ilerledim.Kucağıma uyanmaması için özenlice alıp yukarı odama çıktım..Yanıma yatırdığım gibi kendimi de yanına atarak burnumu o küçük başına dayayıp kokladım...
Beni öptü...
Beni öptü...
Beni öptü...
Hiç bir şekilde aklımdan çıkmıyordu işte..Çıkmayacaktı...Ama mesafemi ona karşın korumalıydım.Eğer onunla gerçekten bir ilişki yaşarsak..üvey abisiyle sevgili olmuş diyecekleri bazıları...
Nereden çıktın karşıma Poyraz!! süpriz kutuları gibisin.Aniden ortaya çıkıveriyorsun...
Sıkıntılı bir şekilde inleyip elimle çarşafı var gücümle sıktım...Hala daha inanamıyorum.. Rüya değildi gerçekti..
******
Uyuşmuş olan boynumu tavana doğru çevirdiğimde,tıslayarak yüzümü buruşturdum.Elimle bir yandan destek alarak doğrulduğumda başımı sağa sola kütlettim.Güneş ışığından dolayı kısılan gözlerimi hala daha uyuyan Can'a çevirdiğimde gülümsedim. Ne kadar da güzel uyuyor bir bilseniz.Yavasca ona doğru eğilip yanağına bi buse kondurduğumda,ağzındaki yalancı memesini daha çok emmeye başladı.Rahatsız etmemek adına ayaklarımı yataktan sarkıtıp derin bir nefes aldım.Yine aklıma dünkü olay gelince sol elim dudaklarıma gitti hemen.Öyle olmamız kesinlikle yanlıştı ve o bunu bile göze almıştı.Fazla öz güven iyi değilmiş demek ki.Alt dudağımı elimle uzatıp geri çektiğimde ayaklandım.Artık Cancazımı verme vaktiydi...Ne çok alışmıştım ben bu çocuğa...kucaklayarak aşağı inmeye başladım.Mutfağa girdiğimde ise daha yeni kahvaltı hazırlayan Hafize ablaya bakıp gülümsedim."Vedalaşma vakti.." diyerek yanına yaklaştım.Son bir kere daha yavaşça yanağından öpüp hafize ablanın kucağına verdim."Umarım seninde bir gün evlendiğinde böyle tatlı bi bebegin olur Deniz kızım " kaşlarımı havaya kaldırıp inşallah diyerek geçiştirdim hemen.Bunun için daha çok erkendi benim için..Arkama son bir defa daha baktıktan sonra annem ve Yekta amcanın salonda keyifle sohbet ettiklerini gördüm.Daha doğrusu sesleri geliyordu.Peki ya Poyraz?? İçerde olabilme ihtimaline karşın Saçlarımı ve üstümu rastgele düzelttikten sonra normal adımlarımla salona girdim...
Yoktu...
Omuzlarımı düşürüp Annemin yanına kurulunca ikisinin de bana gülümsediklerini gördüm. "Yüzünüzü gören cennetlik" diyerek başımı geriye yasladım.Resmen bu evde ölü gibiydiler...Her ikisi de."Bunlara alışsan iyi olur bebeğim çünkü 1 hafta sonra bir defile var ve hala daha düğün için bir kaç ekleme yapmadık.O yüzden çok sıkı çalışmam gerekiyor." diyerek Saçlarımı elinin arasına alıp alnıma bir öpücük kondurdu.."Akşam babanla geç saatte geldik ve bu gün yine çok yoğunuz"diyerek Yekta amacaya baktı...Bu adam nasıl benim babam olabilir ki? "Seninle bir gün zaman geçirmeyi çok istiyorum Deniz.Sevdiğin şeyleri yapmak sevdiğin yerlere gitmek..Bunu en kısa zamanda bi gözden geçirecegim"
Seneye kadar düşünürsün sen anca.İşlerden kendini görüyon sanki..
Yekta amcaya sahte bir şekilde gülümserken Annemin hafiften kalçama vurduğunu hissettim."hadi bakalım kaldır şu popoyu.Git hazırlan.Oturma böyle pijamalarla."oflayıp ayağa kalkarken annemin uzaktan öpücük atmasına yüzümü buruşturdum.
İçim dışım öpücük olmuştu artık.Odama çıkıp bi kot ve bluze karar kılıp üzerime geçirdikten sonra banyoda elimi yüzümü yıkadım.Spor ayakkabılarımı da ayağıma giydikten sonra Saçlarımı doğal haline bırakıp gözlerime güzel bir eyeliner çektikten sonra aşağı indim.
Sanırım Poyraz evde yoktu ve acayip sıkılıyordum.Canım yine onunla uğraşmak istese de bir yandan da bir tarafım çekiniyordu.Sert davrandığı durumlarda oluyordu çünkü. Bahçeye çıkıp sadece annem olan masaya doğru ilerleyip oturdum.Yekta amca neredeydi bilmiyorum ama hemen kahvaltı yapmaya koyulmuştum.Ufak ufak atıştırırken anneminde yemeğiyle ilgilendiğini anlayınca boğazımı tazeledim."Anne " çayından bir yudum aldıktan sonra "efendim canım?" diyerek gözlerini bana çevirdi.Ellerimi masada birleştirip "Sana bir şey söylemem gerekiyor" deyip dudaklarımı birbirine bastırdım."Seni dinliyorum" deyince bir kaç kere gözlerimi kırpıştırıp söze girdim."Simge bir kaç gün bizde kalabilir mi?" gözlerini başka bir yöne çevirip düşündükten sonra gözlerini bana kenetledi."Yine ailevi sorunlar mı?" başımla onaylayıp çatalımla kopardığım peyniri ağzıma tıktım.Umarım izin verirdi.Derin bir nefes alıp verdi ve arkasına yaslandı. "Kafasını toparlaması gerekiyor anne.Lütfen sadece birkaç gün!!"
"Pekala Deniz.Arkadaşının başımızın üstünde yeri var.Bunu sende biliyorsun.Kalabilir" ellerimi çırpıp yanağına doğru yaklaşıp öptüğümde "Tesekkur ederim annecim seni seviyorum.." gülümseyip "Bende seni" diyerek kahvaltısına geri döndü.Artık can arkadaşım gönül rahatlığıyla bende kalabilirdi..
"Ah Aman Allahım.Benim gerizekali oğlum bu dosyayı nasıl evde bırakabilir acaba" elinde kalın bir dosyayla bize doğru gelen Yekta amcaya baktım.Gerizekali oğlum deyince her ne kadar gülme krizim tutsa da dilimi dişlerimin arasına aldım.Masaya fırlatırcasına atıp oflayarak karşıma oturdu."Giderken verirsin hayatım. " başını iki yana sallayıp "Olmaz.Başka bir şirketin toplantısına katılacağım bu gün.Nasıl vereceğimi hala düşünüyorum." dedi. Annemin gözleri birden bana dönünce ne var !! dercesine baktım.
Ben götürmeyecektim galiba dimi??
"Deniz.Babana bi iyilik yaparsın herhalde dimi?"
Of bıktım bu baba lafından.Benim babam falan değildi o..
Yekta amca gözlerini bana çevirdiğinde yalandan öksürmeye başladım..
Hey ben onun şirketine falan gidemezdim...arkama yaslanıp çay fincanını ellerimin arasına alıp arkamı yaslandım ve iyice oturduğum yere sindim.
İstemiyorum...istemiyorum... İstemiyorum..!!!
"Sorun değil Deniz götürür.Dimi Deniz!!" adımı hafif sesini yükselterek söylediğinde çayımdan bir yudum aldım."T...tabi.. Götürürüm" dedim hafif kısık sesle."Ah Deniz..Beni nasıl mutlu ettin anlatamam.Sana binlerce kez teşekkür ediyorum..." sahte bir gülümseme ile çayımı masaya bırakıp Dosyayı elime aldım.
"Şimdi mi götürmem gerekiyor.."
"Bir işin varsa illâ şimdi götürmek zorunda değilsin"
"Hayır bir işim yok.Gideyim ben" diyerek ayaklandım."Tekrar teşekkür ederim Deniz omuzlarımdan nasıl bi yükü kaldırdın bilemezsin." tekrar zoraki bi gülümseme ile "önemli değil" diyerek arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım..
Mesafeni korumalısın Deniz!!
Evet korumalıyım...her ne olursa olsun..
Üzerime siyah kalın asklı bi büstiyer altına ise dar mini siyah eteğimi ve siyah süet babetlerimi giyip saçlarımda bir değişiklik yapmadan siyah deri çantamı da omzuma takip dosyayı elime aldım.Kalbim onu göreceğim hakkında sinyallerini verip hızlı atmaya başlayınca daha yanına bile gitmeden içimdeki heyecanlanmaya şaşırmıştım..
Neler oluyor bana böyle??
*********
Yolcu otobüsünden bir hışımla kendimi attım ve omzumdan düşmüş çantamı tekrar omzuma yerleştirdim. Tam karşımda gökdelenden farkı olmayan büyük şirkete baktım.Poyraz burada mıydı şimdi?? O burayı mı yönetiyordu..dudaklarım direk yukarı doğru kıvrılırken şirkete doğru ilerledim.Poyraz'ın bu kadar iş dünyasında başarılı bir iş adamı olduğunu bilmiyordum..
Danışmana yaklaştığımda ellerimi masaya dayadım ve gözlerinin bana çevrilmesi için "Merhaba" dedim.Kadın kağıtlardan başını kaldırıp bana bakınca hafif bir tebessüm ile "Merhaba" diye karşılık verdi."Ben Poyraz Bulut'u görecektim.Odasını sorabilir miyim acaba?" kadın beni süzdükten sonra bakışları ciddileşmişti."Randevunuz var mıydı?" yavaş yavaş devrelerim yanarken kadının iğrenç sesine hafif yüzümü buruşturdum."Hayır yok." kadın ayaklandığı anda gözlerimi bacaklarına kaydırdım.Bir karış etekle nasıl burada oturabiliyordu anlamıyordum.Koltuğumun altında duran dosyayı görünce yeniden çattı kaşlarını."Bir iş görüşmen mi vardı?" ama sıkılmıştım bu sorulardan ha!!!dişlerimi birbirine bastırdıktan sonra
Sahte bir gülümseme ile ayaklarıma çevirdim gözlerimi."Hayır.Artık Poyraz beyin odasını söyler misiniz?" nefes alırken o kafam kadar göğüsleri kabarıyordu.Sürtük olduğu besbelliydi..."Bir üst katta.Koridorun sonunda" diyerek yerine tekrardan oturdu.Zorla teşekkür ettikten sonra asansöre yöneldim hemen.Çağır düğmesine basıp beklerken etrafıma bi göz gezdirdim.Herkez işinin başındaydı ve beni süzen bir kaç kız görmem dışında her şey normal gözüküyordu..
Asansöre binip birinci kata bastığımda beklemeye başladım.Evet merdivenlerden bir kez çıkacak kadar uyuşuk bi kızdım ben.Çok uzun sürmeden çıktım asansörden ve koridorda ilerlemeye başladım..Sekreterin dediği gibi koridorun sonuna kadar yürüdüm ve "Şirket genel müdürü Poyraz Bulut" yazan yere baktım.Yine kalbim küt küt atmaya başlarken sesli bir şekilde yutkundum..
Gir ve hic bir şey olmamış gibi ver ve çık.!
Soğuk ve terlemis olan elimi kapının kulubuna götürüp iki kere tıklattım ve içeri girdim.Odasına kısa bir bakış attıktan sonra Poyraza çevirdim başımı.. Yanında resmen sarışın bir bayan vardı ve bu tabi sekreterse..Dolgun kalçaları daha çok dikkatimi çekerken bir kaç kere gözlerimi kırpıştırdım. Burası şirket falan değildi resmen.Poyraz arkasına yaslanmış baş parmağını dudağında gezdirirken içeri girip kapıyı kapattım..Bu sarışının hemen buradan gitmesi gerekiyor!!
"Selam Poyraz" diyerek diğer yanına geçtim ve elimdeki dosyayı gösterdim.Kız Poyraza doğru eğildiği göğüslerini doğrultup dikleşirken bana imrenir bakışlarını atarak "Ben gidiyorum efendim.Sonra konuşuruz" diyerek beline kadar uzanan sarı saçlarını savurup kıvırta kıvırta odadan çıktı. Poyraz o anda belimden kavradığı gibi kucağına oturturken burnunu enseme sürttü ve kendine daha çok bastırdı."Görüşmemi bölecek kadar iyi bir sebebin vardır umarım" diyerek bir elini bacaklarıma götürdü. O anda vücudumu ateş sararken sakin olmam konusunda kendimi uyardım..
Başımı hızlı bir şekilde sallayarak masasına bıraktığım dosyayı elime aldım."Babanın başka bir yerde toplantısı varmış ve sende bu dosyayı evde unutmuşsun.O da benden rica etti getirdim."
"Şu an Umrumda değil bırak masaya" diyerek nefes aldı.Hızlı bir şekilde dosyayı masasına bırakırken aynı zamanda da kucağından kalktim.Onunla hemde burada kesinlikle bu pozisyonda olmak benim için doğru bi seçenek değildi.Öksürüp ayağa kalkınca dosyayı alıp kısa bir şekilde göz gezdirdi.Kendi kendine gülümsemeye başlayınca kısa bir süre sonra o gülüşü kahkahaya dönüşmüştü."Benim salak babam seni buralara kadar yoracak önemsiz taslak bir dosya vermiş.." diyerek tekrar masaya fırlattı. 'Ne yani ben şimdi boşuna mı geldim buraya?'
"Hayır" dedi gözlerini gözlerime kenetlerken..yutkunup başımı kaşırken "galiba sesli düşündüm" dedim."Otur şuraya" diyerek masanın yanındaki koltuğu işaret etti."Gitsem daha iyi olmaz mı?"Gitmek istiyordum ve ona bakmak istemiyordum..Eğer bakarsam kalp krizi geçireceğim kesinlikle olacak bir şeydi.
Yine bakmamak şartıyla utançla kafamı öne eğerken "Sana gözlerime bakman için kaç kere uyarmam gerekiyor" diye homurdandığını duydum.
Buraya gelirken kendi kendime ne demiştim ben??
Mesafeni koru!!
Ondan bir adım uzaklaşırken hala daha önüme bakıyordum.Bu sefer kaçma planım suya düşmüş bileğimden kavrandığı gibi sert gövdesine çarpmıştım.Bu sefer gözlerim yine ona bakmaktan kaçınmış sadece bebek mavisi olan gömleğine kenetlemiştim gözlerimi."Gözlerime her bakmadığın dakika kendimi suçlu hissediyorum.Bana bakar mısın? " sakin bir şekilde oflayıp kızaran yanaklarımla birlikte ona baktım zorlada olsa.Hafifçe sırıtıp "Dün seni nasıl öptüğümü unuttun galiba"
"Yanaklarımın daha fazla kızarmasını istemiyorsan sus Poyraz!" gülerek elini yanağıma yerleştirince poposunu masaya dayadı ve beni de belimden kavrayarak bacak arasına yerleştirdi . "Bu kılıkla otobüsle geldiğini söyleme bana" diyerek hafifçe görünen çatalıma kaydırdı gözünü.. "Sanırım söylediğim her şey seni utandıracak..Ben sana utanmaman gerektiğini yasakladığımı düşünüyordum" beni biraz daha kendine çekerken ellerimi göğüslerine koydum ve "Of ama Poyraz engel olamıyorum işte böyle bi kızım ben.!!" diyerek kendimi ondan itmeye başladım.Tabiki de ne oluyor???
Etki etmiyor...
"Beni kendinden uzaklaştırsan bile benden vazgeçemezsin"
"Nereden biliyorsun?"
"Sence??" diyerek gözleri dudaklarıma kaydığında yine utancımdan geberecektim. "Of bakmasana ya şöyle!!"
"Tamam güzelim sakin ol.Ben senin bu huyuna da alışırım sorun değil."
İlk defa bana şirine gerizekali ya da ne bileyim maviş demedi ve benim için en güzel cümleyi kullandı.
Güzelim...
Ondan uzak duramadığım basbaya belliydi işte..."Sana sarılsam karşılık verir misin?"
Yine sırıttığında bende kaçamak gülümsememe engel olamamıştım.Ona şu an her şeyden çok sarılmak istiyordum."Veririm" dediğinde kollarımı boynuna dolayıp sigarayla karışık okyanus kokusunu içime çektim hemen...Allahım geberiyordum...bu koku beni baştan çıkarıyordu.. Boynuma başını gömdüğünde boğuk çıkan sesi ile "Baştan aşağı çileksin" dedi.
Evet saçlarımdan tenime kadar baştan aşağı çilek kokuyordum..Bu kokuyu seviyordum..boynumu başıyla ittirerek yana bükülmesini sağladığında daha rahat bir şekilde başını hareket ettirdi.
Ayrılamıyorum
Ayrılamıyorum..
Ayrılamıyorum...
Ve buraya geldiğim için binbir pişmanım...boynumdan başını yavaşça kaldırdıktan sonra dudaklarıma yaklaştı.Huysuzca inleyerek başımı geriye çekince "Bu şimdilik için yanlış" dedim.
Burada asla olmazdı ve izin veremezdim.
Kapı tıklatıldığı andan itibaren Poyraz'dan Ayrılmam bir olmuştu. Saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdikten sonra masanın yanlarındaki koltuğa oturdum.İçeri Gökhan girince rahatlamış bir şekilde omuzlarımı düşürdüm.Bi an bizi o şekilde başka birisi görecek diye çok korkmuştum.En azından Gökhan Poyraz'ın arkadaşıydı.."Deniz yanıma gel" diyen Poyraz'a çevirdim başımı. Zorlada olsa yutkunup kalktım ve ona doğru ilerledim.Belimden kavradığı gibi kendine çekerken ciddi tavrıyla Gökhan'a döndü."Hayırdır Gökhan bi sorun mu var?" elinde rulo yapmış kağıdı açarak göz gezdirdi ve tekrardan Poyraza döndü."Evet.Geldi." diyerek koltuklardan birine oturdu.Poyraz'ın eli belimde sıklaşırken kimden bahsettiklerini anlamamıştım.
"Burus, bu akşam mekanda olacak. Bizde katılacağız bu oyuna.Bu sefer yanında kızını da getirmeni istedi"
Kızı??
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro