ÜA-18
*****
Aşağıdan gelen bebek sesi ile gözlerimi açtım... ne yanı evde bi bebek mi var yoksa ben mi yanlış duydum? Dogruldum hemen.Yeniden bi kıkırdama sesi gelince,gülümsedim.Sanırım küçük Can'ımız buradaydı.Can hafize ablanın torunu oluyordu.Yaklaşık her iki haftada bir Can'a bakıyordu...Neşeli bir şekilde ayağa kalkıp Saçlarımı yeniden topladım.Çıplak ayaklarımla birlikte hızlıca merdivenlerden inip mutfağa girdim.Tam tahmin ettiğim gibi bebek sandalyesine oturmuş sevinçle yerinde zıplıyordu...Üzerindeki yarım asklı çıtçıtlı mavi tulumu ile bembeyaz yumuşacık kolları ve bacakları resmen beni 'ISIR' diyerek bağırıyordu..Yanına yaklaşıp kucakladım hemen.
Allahım mis gibi kokuyordu.."Can. hanimiş erkeğim? Deniz ablana mı geldin sen??" diyerek o tombiş yanaklarından öptüm."Lütfen bu gece bende kalsın!!" diyerek hafize ablaya döndüm."Müştemilatda değil benim yanımda kalabilir lütfen.. Çok özledim!!" diyerek yakarmaya başladım.Benim gibi masmavi gözleri vardı miniğimin.O ıslak dudaklarını hevesle yanağıma götürdüğünde sesli bir şekilde güldüm.Sadece dudaklarını değdirip çekmişti..."Peki Deniz hanım kalabilir" dedi hafize ablaya...Sevinçten Can'ın o minik elini tutup kucağımda dans etmeye başladık.Can'ın ise gülüşle karışık çığlığı mutfağı dolduruyordu..
Salona geçip bacaklarımın üstüne oturttum ve elindeki oyuncağını alıp ona doğru sallamaya başladım.Değişik değişik sesler çıkarırken sadece ona gülümseyerek bakıyordum.Çok tatlı bi Çocuktu.Her zaman söylediği kelime 'anneniii' oluyordu.Yani hafize ablayı kast ediyordu.O minicik dudaklarından çıkan kelimeler bile sesiyle dans ediyordu sanki.Hiç duramayıp yanağına kocaman bir öpücük daha bıraktım..O sırada huysuzlanarak çığlık attığında bende sesli bir şekilde gülmeye başladım. Henüz daha 1 Yaşındaydı ve görmeyeli çok değişiyordu.İlk geldiğinde başı keldi ama şimdi sapsarı kısa saçları vardı..En sevdiğim yönü ise benim gibi mavi gözlü olmasıydı...
"Heyyy bu çirkin de kim böyle!!!" Poyraz üstsüz bir şekilde yanıma oturunca Can'a kaşlarını hafif çatarak baktı.Can sanki hissetmiş gibi o küçük ellerini göğüslerimin üstüne koyup..başını da göğüs arama yerleştirdi..Masum bir şekilde Poyraz'a bakıyordu.. "Bakmasana ya öyle korkutuyorsun çocuğu.."diyerek Kollarımı Cana doladım hemen." Hey çek ellerini" diyerek o minicik ellerini göğüslerimden ittirmişti..O minicik çocuk daha ne anlar? "Poyraz ne yapıyorsun o daha küçük" Can yine ellerini göğüslerime koyarken başını huysuzca Poyraz'a doğru arkasına çevirdi.Şuncacik çocuk bile anlıyordu asabi olduğunu...
"Kim bu?" dedi onu işaret ederek.
"Can.Hafize ablanın torunu bu gecelik benim misafirim." Poyraz işaret parmağını Cana götürüp dürtünce kafasını Poyraz'a doğru çevirdi ve yüzünü buruşturdu.."O nasıl dokunmak öyle??" diyerek geri cekistirdim.Gerçek mi diye bakması beni de huysuzlandırmıştı.."Ne yani bütün gün bununla mı ilgileneceksin" düşündüm biraz.Gözlerimi Cana çevirip gülümsedim."Rüzgarı'ın bu gün yüzme maçı var. Hafize ablaya geri veririm.Eve gelince tekrar benimle birlikte olacak zaten" diyerek o yumuşak narin başını öptüm."Senin gibi mavi gözlüymüş..Hic sevmem" diyerek dudaklarını havaya doğru kaldırdı."hiçte bi kere.Mavi gözlü erkeğim o benim.Karışma sen bize!!"
"Senin erkeğin yalnızca olsa olsa ben olurum."
"O kadar emin olma Poyraz." diyerek Canı yeniden kucağıma alıp ayaklandım.Yalnızca erkeğim oymuş..Pehh!! Can muhtemelen mamasını yememişti ve hafize ablaya mamasını hazırlamasını söyleyecektim.Ama onu mutfakta bulamayınca kendim yapmaya karar vermiştim.O sırada Poyraz mutfağa girince ona dönüp Can'ı uzattım."birkaç dakika tutar mısın Poyraz mamasını hazırlayacağım."
"Benimkini de hazırlarsan tutacağım."
Tabiki de hazırlamayacağım.Zafer gülüşü yaparak onu kucağına verdim.Biraz eğilip koltuk altlarından tutarak kendine çekti ve yüzünü tekrardan buruşturarak Can'a yeniden baktı."Büyüyünce asla benden daha yakışıklı olamazsın.Mavi gözlerinle Denizi kendine çekebileceğini mi sanıyorsun??" diye ona karşı mırıldanmaya başlarken ,gözlerimi devirip bebek çantasına yöneldim.Onun söylediklerini nerden anlardı bu çocuk ??
Beyaz sütlü tozu çıkartıp küçük bir tabağa koyarken,O sırada da ketıla kaynaması için suyu doldurdum.Can'ı kontrol etmek için arkamı döndüğümde gayet mutlu bir şekilde Poyraz'ın kucağında oturuyordu.
Düşünüyorum da sanki gerçekten bi aileymişiz gibi Poyraz baba ben anne..
Kendine gell!!
Tamam saçmaladım. Böyle şeyler anca ya rüyamda görürüm ya da halisilasyon falan görürüm...Poyraz'ın kolu Can'ın karnını sarmalamışken diğer eliyle de telefonuyla uğraşıyordu.
Duygusuz Herif!!
Can o kısacık kollarını Poyraz'ın telefonuna yönlendirdiğinde Poyraz geri çekti hemen elini."Hey dokunma.Önemli bir iş yapıyorum. Oyuncağınla oyna..." dedi.
Tamam Canda anladı hemen.Tövbe tövbe..
Gözlerimi devirerek kaynamış olan suyu toza dökerek bulamaç hale getirip küçük bi kaşıkla karıştırmaya başladım.Hazir olunca Orta tezgaha bırakıp üzerindeki dumanın gitmesini yani soğumasını bekleyerek Poyraz'a bir şeyler hazırlamaya koyuldum.
Normalde evet hazırlamayacaktım ama sonradan pişman oldum.Canla ikisini görünce yumuşayıverdim hemen.Sonuçta bende açtım burada.O yüzden buzdolabına yönelip iki tane yumurta alınca Yine gözlerim gülerek mamasını yediren Poyraz'a baktım."Sıcaktır dikkat et!" diye uyarıda bulunduğumda bana garip bir şekilde baktı."Merak etme dikkat ediyorum" diyerek Can'a yöneldi yine.
Hem çirkin diyor hemde ilgileniyordu..
Dengesiz herifin teki işte ne bekliyordun ki?
İkimize de bir şeyler hazırladıktan sonra onları da masaya yerleştirip Poyraz'ın karşısına oturdum.Hala daha Can'a mamasını yedirmekle meşguldü.. Aslında kucağına bebek çok yakışıyordu.Onlara bakınca gülümsedim."Ya niye yarısını yutup yarısını ağzından çıkartıyorsun anlamıyorum ki?" diyerek peçeteyi ağzına götürüp sildi."İşin gücün pislik çıkartmak!!" peçeteye bakıp yüzünü buruşturdu."Neresini seviyorsan artık bu mamanın??"
Kollarimi tezgaha koyup onu izlemeye devam ettim.Can o küçük elini Poyraz'ın çıplak göğsüne aralıksız vurmaya başlayınca yine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Vurmasana ya..Ben nasıl çalışıyorum o kasları yapmak için biliyor musun sen??" ardından kaşığı Can'ın ağzına koyup "Çıkartma bak geri!!" diyerek kızdı..
Can hic bi şeyden habersiz sadece Poyraz'ı seyrediyordu ve mamasını o minicik dudaklariyla yiyiyordu.
"Hadi sende başla artık" diyerek çatalı elime aldım.O da başını hafifçe sallayıp ufak ufak atıştırmaya başlarken Can'a sürekli gülümsüyordum...
"Çocuklara bu kadar düşkün olduğunu bilmiyordum" dedi ağzındakini çiğnerken."Ben hep çocukları severim.Canla uzun zamandan beridir aramızda bi bağ var.Sen yokken bile neredeyse günümun yarısını onla geçiriyordum"
"Bağ derken??"
Hadi ama Poyraz küçük bi çocuktan beni kıskanacak kadar ergen misin??
"Basbaya bağ işte.Resmen bi ilişkimiz var çocukla."
"Hadi ya.." dedi alayla. Ardından Cana dönüp "Deniz birazdan dışarı çıkacak oğlum göreceksin sen!!" diye ölümcül bakışlar atmaya başladı..
Ah çocuğu dayak manyağı yapmaz herhalde dimi??
İçeri hafize abla girince ikimize bakıp gulumsedi."Aman Poyraz bey.Can huysuz bi çocuktur rahatsız olmayın alayım ben" diyerek Poyraz'a yaklaştığında hemen geri çekti çocuğu. "Gayet iyi anlasıyoruz Hafize hanım."
Ya ne demezsin!
"Peki.Siz öyle diyorsanız..Benim yukarıda bir kaç isim var.Lütfen rahatsız ederse bana seslenmeniz yeterli" diyerek mutfaktan çıktı.
"Gerçekten harika anlaşıyorsunuz Poyraz!" dedim imalı bir şekilde. Çocuğu azarlamaktan bıkmıyordu resmen."Sen karışma gerizekali."diyerek kahvaltısına döndü. Tam tersine inek bir öğrenci oluyorken bana nasıl 'gerizekali' diyebiliyordu.Kendisi neydi acaba?? bi aynaya baksa fena olmazdı aslında."Bana gerizekali demeyi kes artık!!"
Pis bir şekilde sırıtıp ağzındakini yuttu yine."Sana böyle hitap etmekten hoşlanıyorum maviş.Seni sinirlendirmeyi seviyorum"
Bir kerede seni seviyorum desen ölürsün sanki dana!!
"Bende seni seviyorum" diyerek gülümsedim.. Gıcıklığına yaptığım apaçık ortadaydı işte.Bi anda gözleri kararınca gülümsedim.En zayıf noktasından vurduğunu,bütün Türkiye bilir olmustu artık. "Ne yani söylediğim cümlenin altından çıkara çıkara seni seviyorum muydu??" çayımdan bir yudum aldıktan sonra arkama yaslandım."Hayır. Apaçık seni sevdiğimi dile getirdim."
"Keşke Can Hafize hanımın torunu değilde...Her neyse al artık şunu kucağımdan.Bacak aram pişik oldu ya!! Debinden beridir alttan alttan bırakıyor gazı!" kısık seste kahkahamı atıp ayaklandım ve kucağından alıp bebek masasına yerleştirdim.
Can huysuzlanıp kollarını Poyraza doğru uzattığında elimle ağzımı kapattım.Şuncacik Can Poyraza alışmıştı öyle mi??"Kusura bakma küçük Deniz.Kucağa alışmaman gerek."
Küçük Deniz?? "Büyük bir Poyraz" diye mırıldanıp boş tabakları alarak diğer tezgaha bıraktım. Saate baktığımda yarım saatim kaldığını görüp adımlarımı hızlandırdım.Canın ağzını sildikten sonra kucağıma alırken. "Gel bakalım ablacığın üstünü degiştirecek.Yanımda ol." evet yanımda olmasını istiyordum. Poyraz'a güven olmazdı şimdi."Ne yani sen soyunurken o yanında mı olacak??!!"
"Evet Poyraz bi sakıncası mı var??"
"Evet var.O erkek!!"
"Küçük Poyraz.Daha yaşına bile girmedi sayılır. Bunu benden kıskanıyorsan pes diyorum artık!"
Arkamı dönüp merdivenleri çıkmaya başlayınca Can saçımı çekiştirmeye başladı."Hayır bitanem o oyuncak değil saçımı bırakır mısın lütfen!" odama girince onu yatağıma yatırıp yanlarına da yastıklarımdan koyup düşmesini engelledim.O kendi aleminde takılırken bende dolabıma yöneldim..
"Ah! Can ah!" diyerek iç geçirdim.Sürekli aklıma Poyraz geliyordu ve o çocuksu hali bile beni etkilyebiliyordu.."Poyraz abini çok seviyorum ama o bunu engelliyor sürekli. Bana gerizekali demesinden nefret ediyorum biliyor musun? Ama her ne olursa olsun onu karşılıksız seviyorum.Belkide o bu huyuyla güzeldir ha??" diyerek dolabımdan bir kaç kıyafet çıkarıp yatağa firlattim.
Can yine "Anneniii!!" diyerek bağırınca güldüm. Çok tatlı söylüyordu. "Anneanne iş başında bebeğim.Birazdan ilgilenecek seninle" diyerek o tombiş kolunu öptüm.Üstümdekilerden kurtulup beli açık olan su yeşili kısa kolumu altıma ise koyu renk jeans pantolonumu giyerek nike düz taban siyah spor ayakkabılarımı giyip Saçlarımı da salık bırakarak yine sol tarafıma aktardım ve Cana döndüm. Kucağıma aldıktan sonra odamdan çıkıp bana doğru gelen Hafize ablaya baktım."Ya benkm dışarı da bir kaç isim var.Can'ı alabilirin.Ama akşama gelince muhakkak prensimi görmek istiyorum anlaştık mı?"nazikçe kucağımdan alırken "Peki Deniz hanım" O sırada da Poyraz yine takım elbiselerinden birini giymiş odasından çıkarken, siyah ceketinin kol dugmelerini bağlamakla meşguldü. Hafize abla Canla birlikte aşağı inerken son kontrollerimi yapıp tekrar başımı Poyraz'a çevirdim."Çok geç gelmek yok.O herife dikkat et" gözlerimi devirdim hemen.
Dana Poyraz!!
"Biliyor musun Poyraz.Rüzgar senden daha anlayışlı ve daha empati kuran birisi.Bence ona karşı dikkat etmemem gerekiyor.
" Öyle mi? Bir gün başına bela olursa senin peşinden ayrılmazsa bana gelip de kurtar beni diye bağırma o zaman"
"Başıma bela olacağını sanmıyorum Poyraz.Şimdi hoşçakal" Onu beklemeden merdivenlerden inerken telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim.Arka cebimden çıkartıp baktım hemen.
Gönderen: Rüzgâr.
Seni bekliyorum güzellik hadi."
Kendi kendime gülümsediğimde arkamdan gelen Poyraz'a aldırmayarak kapıyı açıp çıktım.Karşıki kaldırımda beni bekliyordu.Hafifçe elini kaldırdığında, gülümseyip hızlı adımlarımla yanına yaklaştım.Beyaz dar gömlegi bütün kaslarını ortaya çıkarıyorken altındaki siyah pantolonu bile ona çok yakışmıştı.
Erkeksi şuh kahkahasını atarak tek koluyla beni havaya kaldırdığında ağzımdan küçük bir çığlık çıktı."Bu gün çok enerjigim.Kesin kazanacağım" diyerek beni yere indirdi.Yanağıma öpücük bırakıp hızlı bir şekilde kapıyı açıp geçmem için çekildi.
Poyraz hala arabanın başında bize sinirli bakışlarını atarken bi an için korkmuştum. Bu bakışları normal değildi..Hemde hic normal değildi."E hadi akşama kadar dikilecek miyiz burada?" bakışlarımı Poyraz'dan çekip Rüzgara çevirdim.Zor bir şekilde gulumsedikten sonra koltuğa yerleşip kemerimi taktım. Yanıma yerleşince o da kemerini bağlayıp arabayı çalıştırdı.Yavaşça hareket etmeye başlarken söze girdi.
"Eee napıyosun görmeyeli?"Artık iyice ilermeye başlarken ona döndüm." İyi her zaman ki gibi evdeydim."
"Hm..O okulda gördüğüm yanındaki adam kimdi peki??"
"Bi arkadaş.."
"Nasıl bi arkadaş?" bunları neden bana soruyordu ki? Sanki umrundaymışım gibi.Sorusunu cevaplamayarak başka bir konuya geçtim. "Kaç senedir bu sporla ilgileniyorsun??" şakaklarini ciddi bir şekilde ovaladıktan sonra sert bir sesle "altı" dedi.Gergin olduğunu anladığımda elini tutup "Sana her zaman destek çıkmaya hazırım" dedim.En azından belki gerginliği gider diye düşünmüştüm...
Elimi tutup dudaklarına götürdü.Ardından öptü ve "Biliyorum" dedi.
Galiba bu da Poyraz 2 oluyor!!
Sonunda kapalı büyük bir yüzme havuzuna geldiğimizde heyecanla kemerimi çözdüm.Televizyondan daha canlısını izleyecektim şimdi.
Yanıma gelip elini belime yerleştirdiğinde doğruca içeri girdik
"Karşıki localardan birine oturabilirsin.Ama seni gorebileyim tamam mı.Bi 15 dakika sonra başlar bana şans dile" diyerek yanağımdan öptü ve benden uzaklaşmaya başladı.
Bende dediğini yapıp ön taraflardan birine oturup, o geniş kırmızı şeritlerle ayrılmış büyük ve enli yüzme havuzuna baktım.Benim gibi masmaviydi.Gülümsiyerek bacak bacak üstüne atıp beklemeye başladım...
O sırada yanıma esmer ve kıvırcık saçlı bi kız oturunca bana muzipçe gülümsedi "Pardon oturdum ama senin için bir sakıncası var mı?"diye sorduğunda aslında sesinin çok güzel olduğunu fark ettim.İyi birisine benziyordu." Hayır.Oturun.Rahatsız olmayın lütfen" diyerek bende aynı şekilde güldüm.O da benim gibi bacak bacak üstüne atarken "Rüzgâr'ın fanı mısın??" dedi.Bedenimin yarısını ona dönderdikten sonra garip bir şekilde gülümseyip "Yani..evet" diyebildim.Aslında fanı falan değildim. Sadece onu izlemek için gelmiştim. Hepsi merakımdandı yani.
"Peki ya sen?" aynı soruyu ona yönelttiğimde zafer gülüşü yaparak bana baktı."Hemde koyu fanıyım.Sencede çok fazla kaslı ve yakışıklı değil mi?? Her neyse çok abarttım.Bu arada ben Mine. " diyerek elini uzattı.
Biraz fazla garipti..
"Bende Deniz" diyerek elini tutup sıktım."Hah başlıyor..!!" diye tüm dikkatini karşıya verdiginde bende en az onun kadar heyecanla Rüzgâra kenetledim gözlerimi.Küçük merdivenlerden çıkıp gözlüklerini gözlerine yerleştirip olduğu yerde zıplamaya başladı..bi nevi ısınma hareketleri diyelim.Baya kaslı geniş bir vücudu vardı.Sanırım 6 sene içinde olmuştu bu kaslar..
Düdük çalınca Hepsi birden balıklama havuza atlarken ben sadece Rüzgarı takip ediyordum.Diğerlerine gore oldukça öndeydi ve baya profesyonel bir şekilde geniş kulaçlarını atıyordu... "Hadi Rüzgâr geç şunları!!" diyerek bağırdı Mine denen kız.."Sanırım biraz fazla bağırdım " diyerek eliyle ağzını kapatırken tekrar yanıma oturdu."Önemli değil.Haklısın bence şimdiye kadar geçmesi lazımdı rakiplerini."diyerek teselli vermeye çalıştım.Çok çabuk ezilen pişman olan birisine benziyordu..Gözlerimi ondan çekip İkinci tura geçmiş Rüzgara baktım.Hala önde gidiyordu yüz üstü yüzme pozisyonuna geçmişti...Ellerimi hafiften çırpıp heyecanlanmaya başlarken dizimle bir yandan ritim uydurmaya başlamıştım.Kazanmasını herşeyden çok istiyordum tabiki...
Yarım saat sonra her şey hızlı gelişmişti sanki.Rüzgar birinci olmuştu ve Su an kabinin önünde onu bekliyordum.Sevinçten şakıdığını bile duyar gibiyim.En sonunda giyinmiş olarak çıkarken ıslak saçlarına elimdeki havluyu uzattım.Duş almıştı ve ıslaktı hafif sarı olan saçları.
"Bana uğur getirdin Deniz.!" dedi aynada saçlarını kurularken."Saçmalama.Sen kendin başardın ve gayet iyiydin!" dedim bende. Hiç kimseye bu zamana kadar be uğur getirmişligim ne de şans getirmişliğim vardı.."Pekala hadi artık gidelim.Bunu da en kısa zamanda kutlayalım." diyerek elini belime yerleştirdi..
Beni arabasıyla eve kadar bırakırken kemerimi çözüp ona döndüm.
"Tekrar tebrik ederim harika bi yüzücüsün" diyerek ona baktım.Gülümsiyerek "Yanımda olduğun için tesekkur ederim Deniz.Sen benim tanıdığım kızlar içinde en farklı olanısın" önüme düşen saçımı alıp kulağımın arkasına yerleştirdiğinde tekrar gülümsedi.
"Önemli değil görüşürüz"
"Görüşürüz"
Kapıyı açıp attım kendimi dışarıya..Böyle gizemli bir şekilde konuşması beni korkutuyordu.Bazen belki arkadaşı olduğum için bu kadar yakındır diye düşünüyorum ama sonra ise..aklıma türlü türlü işler geliyordu..Ben hic kimseyle sevgili olmam..olamazdım..Bana gore değildi.
Anahtarımı ayakkabılıga bıraktığım gibi içeri gittim.Can kendi kendine koltukta yatmış kipirdaniyorken ona dönük olan Poyraz'a baktım.Kocaman eliyle Can'ın elini kavramış sadece gülümsüyordu...Bu hallerine bakıp gülümserken sessizce iç geçirdim.Bir bebek Poyraz'a bu kadar mı yakışır.Kolundaki saate bakıp ofladığında tekrar Can'a döndü.. "Ablan seneye mi gelmeyi düşünüyor acaba??" diyerek Can'ın elini salladı."Kim bilir o Piç...Tamam sustum küçük yaşta senin yanında böyle şeyler konuşmamalıyım." Can yine bebeksi bi çığlık attığında Poyraz.."Evet evet..haklısın. Sende merak ettin" diyerek Can'ın yanağını yavaşça öptü."Biliyor musun şu an benden daha güzel kokuyorsun.Ama Deniz'in kokusunu hic bir şeye değişmem " dedi. Ne yani benim kokumu beğeniyor muydu?? kalbim yine teklemeye başlarken titrediğimi hissettim.
Sakin ol!!
"Ben geldim!!!" diye sekerek onlara yaklaştım.Poyraz rahatlamış bir şekilde nefesini ağzından verdiğinde "Saat kaç??" diye sordu.Kolumdaki saate baktım hemen."sekiz buçuk " gözlerini devirip başka bir yöne çevirdi başını. "Baya iyi alışmışsın bakıyorum" diyerek Canı gösterdim."Öyle oldu" umursamaz bir şekilde ayağa kalktı.
Etrafına bir süre hic bir şey olmamış gibi bakındıktan sonra neler olduğunu anlamadan beni koltuğa yatırıp ardından üstüme çıktı.Gözlerim yuvalarından çıkmış korkuyla ne yapacağından habersizken yüzündeki tek ifade sinirdi..Ve kalbim bir at kadar hızlı gidiyormuş gibi güp güp atmaya başlamıştı...
Ellerimi başımın yanlarına sabitledikten sonra burun buruna geldik ve ben hala ona kös kös bakıyordum.
"Eziksin!!" diyerek dudaklarını boynuma sürtmeye başladı.Ne eziği?? hey ben ezik falan değildim...
"Gerizekalısın"
"Safsın"
"Hic bir şeyi bilmiyorsun."
Durdu ve derin bir nefes aldı."Bi katilin yanında duracak kadar manyağın tekisin.Hatta...Öküz mü demeliyim"
"Sözlerine dikkat et..Ben bile bu kadar cümle kullanmadım sana karşı..Ayrıca ne katili ya??"
Hafifçe güldüğünde kaşlarımı daha çok çattım."Poyraz kalk üzerimden.Annemler falan gelir şimdi!!" kaşlarını havaya kaldırıp dilini şaklattığında geriye bir tek bana göz devirmek kalıyordu.Onu da yapıp ellerimle göğüslerinden ittirdim."Poyraz!!!" başını boynuma gömüp kokladığında durdum.
"İlla birisinin yanında olacaksan burada ben varım.Benim yanımda ol!" bu seferde kollarını belime dolayınca yükünün tamamını bedenime verip burnunu boynuma sürtmeye devam etti.
Ah hayır!! Poyraz'dan uzak durmalıyım.!
"Beni bir daha sevdiğini söyler misin??"
"Neden??"
"Duymak istiyorum."
Durdum.Söyleyemedim bir şey.Ondan uzak durmak istiyorum o bana gore değildi..nefesimi dışarıya üfledikten sonra söze girdim.
"Eğer böyle devam edersek sana aşık olacağım ve senden kurtulmam biraz zor olur.O yüzden hiç başlama Poyraz.Ben söylemeyeyim daha iyi"
"Bu zamana kadar ilk defa birisi bana seni seviyorum demişti.." diyerek iç geçirdi..
Nasıl yani??
"Anlamadım??"
"Anlama boşver" diyerek başını iki yana salladı."Baban bile mi??" diye sorduğumda ofladı."Evet.Annem bile.Babam bile.." elleri belimde sıklaşırken Kollarımı geniş kaslı sırtına sardım.
Belkide sadece şefkate ihtiyacı vardı.Belki de sadece...Sevilmeye ihtiyacı vardı.Ah Tanrım neden onu kendimden uzaklaştıyorum.Resmen bi yetim çocuktan farkı yoktu..
Poyraz!!!
Kafamı çok karıştıyordu.Ondan uzak durmaktan yine vazgeçmiştim.Suratına baktım.
Gözleri dolmuş bir şekilde Can'a bakıyordu..
Poyraz Bulut ağlıyor muydu.??
Daha sıkı sarıldım ona..saçlarını öptükten sonra çenemi başına dayadım...Şu an Umrumda olan tek şey Poyrazdı...Poyraz..Poyraz..Poyraz..
O an benimde gözümden bir yaş damlayınca elimin tersiyle sildim.Poyraz kafasını kaldırıp bana bakınca doğru hemen."Özür dilerim."
Hayır neden özür diliyordu ki?? Onun suçu değildi..
Bende onun gibi oturur hale gelince boynuna sardım kollarımı.Bende sevgiye muhtaçtım o da.."Lütfen özür dileme." ellerimi saçlarına daldırıp tekrar kokusunu içime çektim.
Onun hakkında bundan sonra asla kotu bir şey düşünmeyecektim."Sen hiç kimseye aşık olmayan birisisin.Bende olmamaya çalışıyorum işte.Gerçi olmam da yanlış çünkü.. Sen bir nevi abimsin.."
"Artık şu Abi kelimesini kullanma!!"
Korkmuş bir şekilde yüzüne baktım.Debinki huysal Poyraz'a ne olmuştu. ??
"Benden uzak durmaya çalışma Deniz!! Olmuyor işte sende görüyorsun!! Yeniden kollarımdasın işte.." gözlerini kapatıp dudaklarını anlıma bastırdı.
"Senide annem gibi kaybedemem"
Kalbime yeni bir yara açılmış gibi sızlarken gözlerimi sıkıca kapadım. Annesini mi kaybetmişti? Annesi ölmüş müydü??"
Galiba yapamıyorum!!
Hızlıca Kollarımı ona tekrardan sardım. "Seni seviyorum....seni seviyorum.." diye mırıldanmaya başladım kulağına karşı.Bana aşık olmayacağını bile bile onun seviyordum.
Ne kadar da aptalım dimi??
"Sana bu kadar bağlanmıkşen beni bırakıp hic bir yere gidemezsin" diye tekrar emir verince gülümsedim..
"Senden başka gidecek sıcacık kollarına sarılabilcek kimsem olmadığı için bende hiç bir yere gitmem." kollarını daha çok sarmıştı bedenime ve boğulmamak elde değildi..
"Gözlerine yandığım mavişim..."
"Bundan sonra asla yalnız bırakmayacağım adam.."
*************************
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro