3.
Özel bölüm şarkısı =Donmiguelo Adiciòn Al Contacto,abi dinlerken geberdim resmen.Klibi sapık olduğundan sözlü olanını koydum.Bu sarkiyla gaza gelerek yazdım.Dinlemek de size kalmis...
İyi okumalar..
"Bak kızım pe-ze-venk,Semih amca geldiğinde bunu diyeceksin pe-ze-venk tamam mı?" piknik sepetini yere bırakırken bezgince Poyraz'a baktım.Kafamda dünden beri yankılanan pezevenk kelimesi artık kusma isteği uyandırmıştı bende.Asya değişik bebeksi sesler çıkarırken Poyraz'ın baş parmağını sıkıca tutmuştu.O güzel pozisyon gözlerimden kaçmasa da küçücük bebeğe pezevenk kelimesi şimdiden öğretmek...Bilmiyorum artık..
"Hadi çıkalım artık bak bizden önce varırlarsa kötü olur demiştin Gökhan'a" hepimizin temiz mangal kokulu bi havaya ihtiyacı vardı en azından.Asya için temiz ciğerlerine hava dolardı belki.
****
Semih'in ağzından 😂
Islık çalarak aşağıya inmeye yeltendiğimde merdivenleri inmeye üşenip korkuluklara kalçamı dayayıp tek seferde kaydım.Hızlı kaydığım için sendeleyip düşecekken Rastgele ince narin kolları tuttum.
Esindi tabi bu.Onun gelmemesi anca bi muamma olurdu.Boğazımı tazeleyip soğuk sesimle "Pardon" dedim.Aylar olmuştu ona dokunmayalı.Ellerimi siyah kotumun cebine yerleştirdim hemen."Dikkat et." dediğinde basımı umursamazca salladım.Sonra mutfağa Gökhan'ın yanına geçtim zaten.
"Ayıp senin yaptığın kadına hamile hamile iş yaptırıyorsun.Ver sen yenge bana" Simge'nin elindekilerini alıp dışarıya çıktım ve arabaya yerleştirdim bazı malzemeleri.Mutfağa yeniden girerken Gökhan'ın birden dibimde bitmesiyle bir iki adım geriye gittim.
15266277237829263 kez beni yine dövecekti.Sayı biraz abartılı ama olsun.Tamam biraz abartılı değil çok abartılı.
UF Çok kötü vuruyordu gerizekalı!
"Ne Gök ne! Vurcan mı yine,dövcen mi beni nolcak? Sokağa mı atçan!"göğsümü kabarttım diklenerek.Ellerimi arkamda birleştirip üstüne yürüdüm.Geriye gitmedi.Korkusuzdu.Poyraz eğitti bunu kesin.
Aklıma birden Polat alemdarın adamları geldi.Niye geldi bilmiyorum.Kapı dışarı ettim onları ve Gökhan'a odaklandım.
Dişlerini sıkıp o koca avucunu kaldırmıştı ki elimin ucuyla omzuna canı acımayacak şekilde hafifçe 3 kere vurup "Eşşek eşşek eşşek!" dedim yine 3 kere ve koşarak mutfaktan çıktım.
"GEL LAN BURAYA.!!" Diye kükredi arkamdaki boğa.Salona gectigimde yakalamaması için sephanın önüne geçtim hemen."Semih gel dedim buraya İBNE!!"
"Bende seni seviyorum pudingim" beni yakalamaya yeltendiğinde sephanın diğer ucuna kaçtım.Biz neredeyse her gün Gökhanla böyleydik.Onu sinir etmeye bayılıyordum nedense.Onsuz bir günüm geçmezken- ne diyorum ben ya!?
''Simge tut şunu!'' dedi birden.O anda bize doğru gelen Simgeye hızlıca başımı iki yana salladım.''Yenge gelirsen var ya-!'' diyecek bir şey aradım cümlenin devamını getirmek için.Sağıma soluma bakıp ''Iıı..Halıya işerim! gelmeyin!'' Paçalarım tutuşmuştu resmen.Ama bir şekilde kurtuldum onlardan.Arabanın anahtarlarını aldığım gibi arabaya koşturdum ve şoför koltuğuna yerleştim.Esin birden yanıma binince kötü kötü ona baktım.Ona bu şekilde baktığımı gördüğünde ise omuzlarını silkip ''Buraya otur dediler.Kendileri arkaya geçecekmiş'' dedi ve arkasına yaslandı.Kemerini takarken bacaklarına kaydı gözüm.''Kotunu köpekler mi parçaladı?'' neredeyse altındaki siya kotun her yeri yırtıktı.
Belli ki bi hayvan tarafından saldırıya uğramış.
''Evet'' dedi iç büyük bir iç geçirerek.''Senin benim kalbimi parçaladığın gibi''
''Esin sinirliyorum ama artık ha!''
''Sinirlenip sinirlenmemen umrumda değil Semih.'' kollarını göğsünde kavuşturup eskisi gibi trip yapmaya başladı bana.Bu kızın tiribi bile çok güzeldi ama işte...
******
''Lan iki saattir bağırıyorum bagajı aç diye!'' arkamdan başıma bi şaplak atarken az kalsın kaza yapıyordum.Direksiyonu toparlayabildiğim de ''MEŞGULDÜK HERHALDE DİMİ ÖNCE SEN ALSAYDIN ANAHTARLARI BENİM SUÇUM MU!'' tüm bağırışımla arabayı inletirken Esin'nin kulaklarını kapadığını gördüm.Sahi niye bğırmıştım ben?
İşte Semih farkı...
''İLK ÖNCE BAĞIRMA LAN BANA! SENİN YÜZÜNDEN Bİ YIĞIN MALZEMEYİ ZAR ZOR SIĞDIRDIK BURAYA!''
''DURDUR O ZAMAN ARABAYI GÖK!!!'' ona karşılık daha da bağırdım.
''SEN KULLANIYON YA MAL!!'' bunu söyledikten sonra aydınlanmıştım.Doğru ya arabayı ben kullanıyorum.''Amaan boşver az kaldı zaten geldik sayılır.'' dedim sesimi normalleştirerek.Şimdi arabayı durdur da açda bagajı cart curt.
Sikleme Semih.
*********
Denizden devam...
"Yeter artık Poyraz doydum ben!"
"Olmaz daha çok var pişiyo!" ağzıma doldurduğu etleri yutmaya çalışırken bi yandan da Simge'nin sohbetini dinliyordum.Onu o kadar çok özlemişim ki neredeyse sarılmaktan boğacıktım onu.
Çocukluk arkadaşım sonuçta.
Ve ortalıkta hala bebek yoktu.
Masada bacak bacak üstüne atıp Asya ya yemeğini yedirirken minik elleriyle elindeki çıngıraklı oyuncağını hareketle sallaması yüzümü güldürmüştü.Büyüyünce Poyraz gibi hiperaktif bi kız olmazsa ben Deniz değilim.
"Senin şiir anlayışını sikeyim Semih!" Gökhan elindeki telefonu Semih'in görüş alanında çekerken olayı anlamak için ikisine baktım.Semih gülmüstü.Sonra ise omuz silkmişti.
"Ne var ki benim şiir anlayışımda? Hemen telefondan bi yazı gösterdin diye şiirden anlamıyorum mu sanıyorsun."
"O zaman hadi Semih" dedi Gökhan "Bir iki bi şey söylede şiirden anladığını bilelim." bunun üzerine kaşlarımı havalandırdım.Semih "Ayıp ettin" dedikten sonra oturduğu yerde dikleşti.
Semih ve şiir?
İlginç..
"Başlıyorum" derken pür dikkat ona odaklanmıştım.Poyraz ise mangalın başındaydı.
"Hayat bi filmse bacını sikiyim Gülümse!" ardından bi kahkaha atıp Gökhan'ın omzuna vururken gülmek yerine yüzümü astım.
Belliydi zaten.
Masadaki hiç kimse gülmezken bir tek Semih'in kahkahaları yankılanıyordu etrafta."Hani şey var ya hayat bi filmse Gülümse kafiye yani" sonradan hiç kimsenin gülmedigini anlayıp "Tamam tamam.Dur bi tane de daha söyliycem.Ama bu biraz uzun."
"Sert erkeğim adlı şiirimi okuyorum." kulaklarımı tıkamak isterdim ama bi yanım deli gibi onu dinlemek istiyordu.Simge ise Asyanın kulaklarını tıkamıştı.
"Çok sert bakarım
Döşüme kırmızı gül takarım
Kızarsam dünyayı yakarım
Bir nehir gibi çağlar akarım
Sert erkeğim sert" alkış beklermiş gibi kollarını açtığında iki yana salladım başımı.Gökhan sinirden köpürürken o köpüklerini dışarıya vurarak Semih'e ağır bi küfür ederek vurmaya başladı.
E hak etti.
Gökhan'ın telefonu çalar çalmaz Semihten ayrılırken ayağa kalkıp konuşmak için biraz uzaklaştı."Alın şunları da zıkkımlanın." ortaya büyük bir tabak koyan Poyraz iştahımı iyice arttırmıştı.Hemen pişmiş etlerden tabağıma koyarken Poyraz Asyaya yönelip "Gel kızçem" dedi.
Her zaman Asya ya dediği bir tabirdi Kızçe.Poyraz Asyayı kucağına alır almaz yanıma oturup "Bunların hepsi bitecek" dedi hepimize bakıp.Esin çoktan hayvanca yemeğe başlamıştı bile.
Ben atıştırmaya devam ederken Gökhan'nın tedirgin bir şekilde koşarak gelmesi ağzımdakilerin bir nevi yutmama sebep olmuştu.
"Abi!" dedi yorulan Gökhan.Ellerini dizlerine koyup soluklandı.
"Adamlardan biri Rüzgarın abisi bizi gözetlediğini söyledi.Onlarda emin değiller.Sadece bizimkileri görür görmez kaçmış."
Boğazıma takılan lokma beni öksürtünce tüm vücudumu ateş topu sarmıştı.
İkinci bir olayı kaldıramazdım..
************
Rüzgarın abisi yaşıyor demek.Hatırladınız mı Poyraz'ın babası Rüzgarın abisini öldürtmüştü.
Rüzgarın abisi öyle birisi çıkacak ki...
Neyse 😂 bu arada yazmaya karar verdim.Bu kitapsız yaşayamıyorum.Ama illaki bi sonu olucak.Sadece şimdi değil.
Yeni bölümde görüşmek üzere...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro