ÜA40-
*Medya Poyraz...*
İyi okumalar..
******
Tüm iç ve dış hormonlarım birbirine girmiş gibiydi.Arkamı döndüğüm anda iki tane burayı izleyen takım elbiseli adamlar var olduğunu gördüm.
Bu adamlar beni burada nasıl bulmuştu. Rüzgar tedirginliğimi anlar bir ses ifadesiyle "Ne oldu Deniz.Sıkıldıysan geri dönebiliriz"dedi.Dudaklarımı birbirine bastırıp ona döndüm.Ona burada Poyraz'ın adamlarından bir kaç tanesinin burada olduğunu söyleyemeyeceğime göre onayladım.
"Ya aslında iyi olur.Bundan bir sonraki vapur seferlerine baksak? Yani kendimi biraz kötü hissediyorum da." bu söylediğime daha çok çattı kaşlarını."Deniz...Bak gerçekten iyi misin? Neyin var.?"dedi masadaki elimi tutup.Hemen elimi geri çekip telefonumu ve çantamı omzuma taktım. "Gitmemiz en doğru seçenek bence.İkimiz için."tekrar baktım adamlarına. Birisi telefonla konuşuyordu.Diğeri ise bize bakıyordu. Bu adam hakikaten pisikopattı.Gerçekten pisikopattı!.!
Rüzgar biletleri ayarlamaya giderken Poyraz'a en ağır şekilde küfürlerimi savurarak allah ne verdiyse yağdırmıştım telefona.Sonra ise gönder tuşuna basarak arka cebime koydum.İşte şimdi rahatlamıştım.Niye bana karışıyordu? Her zaman peşime adam takmak zorunda mıydı? Eve gidince soracaktım zaten ona.Hayatıma karışmasına izin vermeyecektim artık.
Sonunda karaya ayak basınca hızlı adımlarımla arabaya ilerledim."Deniz biraz yavaş. Ya ne bu telaş? Gazeteciler mi var yoksa?" hızla Arkamı dönüp ona baktım.İllaki bir cevap vermem gerekiyordu orası kesin."Hayır....şey aslında... "Doğruyu söylesem Rüzgarın tepkisini merak ediyordum.Sinirlenebilirdi.Başımı iki yana salladım."Gitmemiz en doğru bence.Dedim ya kendimi biraz kotu hissediyorum."inanacağını pek sanmıyordum ama yine de denemeliydim şansımı.Poyraz'ın adamları da vapurdan inince Rüzgar'ın kolunu tuttuğum gibi arabaya yönelttim."Gidelim."
Eve nihayet gelince derin bir nefes almıştım. Kemerimi çıkartıp Rüzgara döndüm."Biraz başım dönüyor.Dinlensem geçer belki."dedim onu yatıştırmaya çalışarak. Gözlerinden anlayabiliyordum 'ne oldu' bakışlarını."Pekala.Sonra görüşürüz o halde."onaylayıp "görüşürüz" dedim ve indim arabadan.Evin kapısına varana kadar girmemişti Rüzgar.Buruk bir gülümseme ile evime girdim nihayet.Spor ayakkabılarımı ve şapkamı bir yerlere fırlatarak merdivenleri çıkmaya başladım.Böyle durumlarda yorgun hissediyordum kendimi.Bitik ve çaresiz...
Odamın kapısını açtığım gibi başka biri tarafından kapatılması bir olmuştu sanki.Bunun daha yeni yeni Poyraz olduğunu anlarken dudaklarım şaşkınca aralandı.Beni kapıyla kendi arasında sıkıştırınca gözlerinden çıkan o sinir alevleri ve lavları birazdan püskürtecek gibi duruyordu.
"Sen hala o katille dolaşacak kadar gerizekali mısın?
"Bundan sanane Poyraz!? Bu benim hayatım.Sen Alevi işe almışsın ben bir şey diyor muyum? Sana karışıyor muyum?''
Elini yumruk yapıp kapıya sert bir şekilde geçirince yerimden olmuştum az kalsın."Bundan sonra senin hayatın benim hayatım Deniz!! Dün gece altımda inlerken benim hayatım demiyordun ama!!" bu nasıl aşşağlayıcı biz söz böyle. İnsan sevdiğine bunları demeyi utanır bile.Gözlerim bi anda dolunca koyuverdim göz yaşlarımı. Beni ne kadar incittiğini anlaması gerekti arttık.!
"Sen alevi işe alırken iyi ben bi katille gezince mi sana batar oldu Poyraz!!" sanki onun hiç suçu yokmuş gibi davranıp duruyordu bana.Benim nasıl bi halde olduğumu bilmiyordu. Boşuna azarlayıp duruyordu beni.Bu cazgır huyundan bıkmıştım artık!
"Anlamadan dinlemeden boşuna kızıyorsun bana. Burda sana kızması gereken benim Deniz! Kaç kere dedim Rüzgarla takılma diye...!!
"Hah!! Anlamadan dinlemeden öyle mi? Alevi işe geri almanın ne gibi bi açıklaması olabilir ki Poyraz!!" derin bir nefes alıp verdim.Kalbim sıkışıyordu artık daha fazla konuşamayacaktım."Seninle konuşmak istemiyorum seninle de bir daha birlikte olmayı da planlamıyorum.Merak etme bundan sonra da altına bir Sürtük gibi girip de inlemem.!!"yanımdaki kolunu hışımla ittirip çıktım odamdan.Madem beyimiz bu durumdan şikayetçiydi yatağına girmezdim bundan sonra.Zaten baştan hataydı onunla yatmam.Odamdan bi eşyanın kırılma sesi geldiğinde aldırış etmedim.Ne cehennemim varsa yakıp yıkıp döksün!
Ağladığımı gören Fatma abla kaşlarını çattığı gibi bana doğru yürüdü."Kızım noldu iyi misin?"Dudaklarımı birbirine bastırdım hemen ve onayladım.Kırılan bir bardağın sabrı taşmıştı artık.İçimdeki o Deniz büyük bir depreme uğramış,içindeki enkazları da bana miras bırakmıştı sanki.Benim dünyamı yeniden inşa eden Poyraz şimdi elleriyle paramparça etmişti onu.Gözlerimden akan ise sadece göz yaşlarım değildi. Onlar benim hislerimdi.Bin bir iğneye saplanan kalbimin damarlarıma pompalandığı o yakıcı acıydı.Bu göz yaşları benim hayata tutunduğum o pamuk ipliğinden bağın aforizmasıydı.O bağı koparan ise benim Poyrazım dediğim adamdı.Ne kadar da utanç bir durumdu bu.Çantamı aldığım gibi dışarı çıktım. Kapıda günlerdir belkide haftalardır görmediğim Yekta amcaya baktım."Kızım nereye böyle bu halin ne!!?" benim için telaşlandı mı bu herif.Hah çokta Umrumda."Oğlunuza laf geçittiremiyorum..Lütfen hayatıma karışmamasını ona söyler misiniz?" onu beklemeden ilerlemeye başladım hızlı adımlarımla.Niye her sevdiğim kişiler bana ihanet edip aşşağlıyor? Evet.Şu an büyük bir sarsılma yaşamıştım ve tamamıyla yıkılmaktan korkuyordum.Betonlarım ve tuğlalarım teker teker üzerimden düşerse bu hayata bir daha geri dönemezdim.Poyraz artık bi abim gibiydi.Yeşeren ağacım bi anda sonbahar yapraklarını dökmeye başlamıştı bile..
Banklardan birine oturur oturmaz elimle yüzümü kapatarak ağlamaya devam ettim.İçimdeki bu kor ateş yanmaya devam ediyordu tüm gücüyle.Nasılda hala bu adama kanacak kadar saftım? Hala neden sevebiliyordum peki?
Aniden suratımı kaplayan serin rüzgar Saçlarımı havalandırmaya yetmişti.Birden güneş açan hava benim kaderime de dayanamamıs o da kendi gökyüzünü kapatarak benim halime ağlamaya başlamıştı.Çıplak bacaklarıma hafiften düşen çiseler içimdeki o ateşi bile söndürememişti.Yara büyüktü. Bana karşı kullandığı hitamlar kalbime sapladığı bir hançer gibiydi.Bütün duvarlarını kapatmıştı bana.
Yağmur hızlanmaya başlarken kalkamadım yerimden.Saplanmıştım sanki oturduğum yere.Eve gidesim yoktu.Bütün günümü sokaklarda da geçirebilirdim sanırım.Islak Saçlarımı geriye doğru atıp çantamdan çıkardığım mendili gözlerime doğru götürdüm.Üşüyordum.Bu hayatta tek dayanağım bile kalmamıştı artık. Kıyafetlerim Saçlarım....korkunç görünümdeydim biliyorum.Ama gidecek hiç bir yerim yoktu.Ayağa kalktım yavaşça.Kollarımı sıvazlayarak ilerlemeye başladım. Nereye gideceğimi bilmeden ilerlemek gerçekren delinin zoruna bak denicelecek türdendi.
Soluğu Simge'nin evinin önünde aldığımda kapıyı çaldım iki sefer.Kapıyı tahmin ettiğim gibi Simge açarken halimi görmesiyle birlikte ciddiyetle çattı kaşlarını."Deniz!! Ay girsene içeri bu halin ne!!?" burnumu çekerek içeriye girdiğimde Simge'nin sıcak eli sırtımla buluşmuştu."Canım benim noldu sana ya...titriyosun sen!" salona girip koltuğa yavaşça oturdum ve o anda ağzımdan çıkan hıçkırığa engel olamamıştım."K-konuşacak gücüm yok Simge.. " Islak saçlarımı ellerinden geçirip dudaklarını alnıma bastırdığında anlayışla karşıladı."Peki.Bu gece burdasın.Şansımıza annemle babam iş gezisinde..Ben sana bi pike getireyim de ısın."deyip ayaklandığında başımı güçlükle arkaya yasladım.Hasta olacağım kesindi.
*******************
Halsiz vücudumu yavaşça kıpırdatırken gözlerimden fışkıran alevi yok sayarak açtım günün ışıklarına.Ne çabuk gün aymıştı böyle? Hasta olmuştum sonunda.Bunu da becerebildiğim için kendimle gurur duyar olmuştum."Günaydın bebeğim!!" Simgeye güçlükle baktım.Elindeki iki fincanı masaya bırakırken dibime kadar oturdu.Elini yanağıma koyup tam öpecekken çattı kaşlarını. "DENİZ SEN YANIYOSUN!!" diye bağırdı. Artık kulaklarımda hasta olurken pikeyi teptigim gibi ayağa kalktım."Ben...ben gitsem iyi olucak artık. Her şey için teşekkür ederim"
"Ay dur nereye gidiyosun Deniz hastasın gel bi doktora gidelim!!" kolumdan tutunca çektim hemen."Eve gidince hallederim ben hoşçakal"bir şey demesine izin vermeden çıktım evinden.Dönen başım her an yıkılacakmış gibiydi.Ne hallere düşmüştüm ben böyle? Hasta olmak da neyin nesiydi? Ya da Ateşimin çıkması?
Güç bela atmıştım kendimi eve.Anahtarı komidine koyduktan sonra akşamkinden daha öfkeli Poyrazla karşılaştım.Kollarımdan tuttuğu gibi beni sarsarken artık dayanılamaz duruma gelmiştim. "Her yerde küçük hanımı arayalım o eve gelmesin öyle mi?!!!" görmüyor musun be poyraz halimi.Bu kadar mı körsün sen!!
"S-sen titriyorsun!!"
Hele şükür anlayabildin be Poyraz!
Sıkıca tutan ellerinden kayıp yere diz çökerken Kalbimin parçalanması yetmiyormuş gibi vücudum da hurda durumdaydı artık... "Ah be güzelim yanıyorsun sen!!" vücudum bi anda yerle bağlantısını kesmişken yumruk yapamadığım ellerimi Poyraz'ın göğsüne koydum.
"Onca bana yaptığın hakaretler karşısında hala niye benimle ilgileniyorsun be adam!! Niye?!karışmasana bana bir kere de...'' seviyorum ulan seni..seviyorum.Bir dediğim bir dediğimi tutmuyor olsa da sen affet be!
Alnıma sıcak dudaklarını bastırıp adımlarını yukarıya yönelttiğinde düşmemek için Kollarımı boynuna doladım." İnsan sevdiğine kızar da ilgilenmezde sever de sevişir de." derin bir nefes alıp dudaklarını yine alnıma bastırdı. "Senin bu saçlar niye ıslak? İlla deli mi ediceksin beni? Dun gece neredeydin sen be!!" odamın içine kadar girip kapıyı kapatınca huysuzca mırıldandı."Poyraz bırak beni.Ben hallederim çık!?" damağını şaklatıp beni yeri indirince çırpınmaya başladım gücüm yettiğince.
"Poyraz ya bırak dedim dimi? İstemiyorum ben hallederim düşürürüm ateşimi.Boşuna mı tıp okuyorum ben!!?
"Ama ben senin yanında olmak istiyorum anladın mı?"
Git sen Alevin yanına ol!! Hayvan herif...Yine mi nefret duydum kabarmıştı?
"Bence yanına olması gereken kişi ben değilim Poyraz.Sekreterin" gözlerini devirip başını yana eğdi ve kollarını sırtıma sardı. "Tek sorun bu mu yani? Alev'i işe almam mı? Ah be güzelim.. Dinleseydin beni hic bunlar olmayacaktı" onu ittirdiğim gibi yatağıma yöneldim. Uzak durmalıydım artık ondan... Bu hasta halimle laf yetiştirecek durumda bile değildim.
"Bırak beni git!!"
"Sen burda cayır cayır yanarken ben seni bırakıp gideceğim öyle mi? Güldürme beni Deniz.." ofladım hemen.Dedim ya yanında olması gereken kişi ben değildim. Gece hayatına da geri dönebilirdi artık. Umrumda bile değildi herşey.. Bana doğru yaklaştı. Yine tepemde dikilerek bluzumun eteklerini tuttu ve yukarıya kaldırarak kollarımdan çıkarttı. "İlk önce şu ateşin bi düşsün.O zaman görüşeceğiz seninle" dedi sahte bir sinirle.Hala daha görüşeceğiz seninle diyor.Allahım çıldırmak üzereydim sanırım.Ben burda onun için ne hallere düşmüşüm o hala...
Tamam ya diyecek birşey bulamıyorum artık.
"Poyraz!! Ya bırak dedim!! Ben kendim yıkanırım...
Beni ayağa kaldırdığında şortumun düğmesine gitti elleri.O soğuk eller yanan vücuduma temas edince irkilivermiştim aniden...Artık şortumu da çıkarınca " Poyraz!!"demiştim ki dudaklarını Dudaklarıma bastırmıştı. Geri çekildim. Hemen öpünce yumuşayacaktım öyle mi? Tabiki de hayır.."Sadece kapa çeneni mavi göz. Kapa!!"
Banyoya girince suyu açıp yine bana yöneldi. Üzerindeki Polo mavi gömleğinin düğmelerini teker teker açtı ve yere bıraktı. Altındaki pantolonunu da çıkartınca "Her şey senin için..." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Beni sen değiştirdin... Dosdoğru evinden işine giden bir adam yaptın beni...Daha ne istiyorsun..İlk defa bi kız için bu kadar endişeleniyorum bu kadar ilgileniyorum bu kadar seviyorum...Daha bana ne yapmayı planlıyorsun Deniz ne!?" karışlıksız kalmıştım sözcüklerinde.Gerçekten değiştirmiş miydim onu? Aşktan anlamayan Poyraz'a sevgiyi mi öğretmiştim..Benim sinirlendiğim tek konu bana sarf ettiği hakaretler ve kovulmuş Sürtük bir sekreteri işe almasıydı..
"Senden nefret ediyorum Poyraz...!!"
"Hayır.Benden nefret etmiyorsun.. Sen beni sevdiğin için nefret ediyorsun!"
"Onca bana laf ettiğin sözcükleri unutacağımı mı sandın Poyraz!! Kalbim acıyor anlamıyor musun? Bitek sen vardın beni ayakta tutan..bitek sen vardın benim ailem olan...Ama sen bunları hiç düşünmedin.Bana söylerken o hakaretleri,hiç düşünmedin Deniz kırılır diye...O da can diye.." hıçkırıklara boğulmuştum yine. Hayat küsmüştü bana.Kalbim bedenim ölü gibiydi..."O an sinirliydim.. Kıskanıyorum seni anlamıyorsun musun? Rüzgarla ikinizi görünce... Çıldırıyorum..Deniz bana ne kadar acı çektirtriğini farkında mısın?"
Poyraz Empati kuran birisi değildi. Beni kendisi yerine hic bir zaman koymamıştı.Bu durum daha da sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. O acı çekiyorsa benimkisi neydi...Ben sanki sokaklarda güle oynaya dans mı ediyordum!?
"Hadi!" dedi elimi tutarak."Söndürelim şu narin vücudundaki ateşi.." suyu kapattığı gibi bir bacağı dolmuş suya batırdı. Beni kendisine çekerken burnumu yeniden çektim.Bu soğuk suya yanan bedenim biraz zor alışacağına benziyordu..Poyraz küvete uzanıp beni de kendisine çekti yavaşça. Karnım sürekli içe kaçıyor dudaklarım titriyordu. Bu soğuk su...vücuduma işkence eder gibiydi tıpkı. Sırtımı Poyraz'ın göğsüne güçlükle dayadım ve kapadım gözlerimi.Hızlı nefes alıp vermeye başladım bir anda.Gerçekten iyi değildim psikolojikman.Ya da bedenen.İkisi de olabilirdi bilmiyorum."Şşş...Sakin ol...!"dedi o da fark ederek."Senden nefret ediyorum Poyraz...n-nefret!!!"bi anlık için kaldırdığım başımı tekrar omzuna yasladım."Et Deniz.Nefret edilmeyi hak ediyorum çünkü.. Ama seni asla bırakmayacağım.. Eninde sonunda beni dinleyeceksin!"dinlenecek bir şey varmıydı sanki? Her şey apaçık ortaydı işte. Gözlerimi hafifçe kapatıp suda titremeye devam ettim. Nefret ettiğim adamın kollarında zorla ateşimin düşmesini bekliyordum.Poyraz bi anda sütyenimi çıkardığında refleks olarak kollarım göğüslerimi sarmaladı."Manyak mısın neden çıkarıyorsun iç çamaşırımı geri ver hemen!!"Omzumun üstünden ona baktım. Sırıtıyordu.Ben bu haldeyken bile sırıtıyordu.Bence Poyrazdan nefret etmek konusunda Haklıydım."hayır vermiyorum beni dinleyeceksin."ovunma bezini suya batırıp yavaşça göğüs arama sürttüğünde yine vücuduma kezzap dökülmüş gibi hissetmiştim. Pes edercesine gözlerimi yeniden kapatıp Poyraz'a dayandım."Bu yaptığına pişman olucaksın"dedim son nefesimle birlikte..Bu yaptığına pişman olacaktı.
"Ben hic bir zaman pişman olmam mavi göz. Ben seni öyle bir pişman ederim ki seni iyiki sevdim diye ayaklarıma kapanırsın."
***********
Tamam tamam.Yine yersiz bi zamanda bitirdim doğru. Ama bekletmek istemedim sizleri...Emeğe saygı...hsjs okuyanlara en sıcak öpcüklerimi yolluyorumm...
Sizleri seviyorum...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro