Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA17-

****

Annem hala şaşkınca bize bakarken bir bebek gibi omuzlarımı silktim.Popom müthiş bir şekilde acıyordu.Ayakkabılarım elimde ikisine sırıtırken,Poyraz bi anda sarhoş bedenimi kucağına alıp (Multi) anneme döndü."Biraz fazla kaçırdı.Sakarlığına verin lütfen.Ben onu yatırayım izninizle" diyerek Annemin yanından ayrılırken bende saçma bir şekilde kafamı anneme çevirip "İyi Gecelerrr!!" diye seslendim..Poyraz oflaya oflaya yukarı çıkarken yanağına dudaklarımı iyice bastırıp öptüm...

Umarım sabahleyin bunları hatırlamak zorunda kalmam.Odama girince doğru banyoma soktu beni.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kurulamaya başladı yavaşça yüzümü.Mermer zeminden destek alarak hala gülüyordum ona.Dudaklarına yaklaştım yavaşça.Tam öpecekken hafifçe ittirdi beni...

İyiki de ittirmis.Yoksa kendime hakim olamayıp daha kötü şeyler yapabilirdim."Beni kendindeyken öpmeni istiyorum sarhoşken değil.!" başımı iki yana sallayıp elimi göğsüne koydum."Ah Sorry Poyraz.Haklısın.!!" ona bakmadan kapıya yönelip yatağıma doğru ilerledim.Pikemi yavaşça açıp içine girdiğimde yanıma doğru geldi."Yanımda yat diyeceğim ama yatmazsın." Gülümsiyerek ceketini ve kravatını gevsetmeye başladı."Sabah annenden özür dilemen gerekecek biliyorsun dimi??"

Evet.Sarhoş olduğum için ve vazoyu kirdigim için."Önemli değil.Gönlünü alırım." diye gözlerimi kapattım.Sanırım artık uyumam gerekecek.Arkamda bi çöklük hissettiğimde arkamı döndüm. "şşş rahat dur.Sadece yanında yatacağım." kollarını bedenime dolayıp kendine çektiğinde rahatlıkla gülümsedim."Bende öyle tahmin ediyordum..." diyerek başımı boynuna gömdüm...

Tam uykuya dalacagim sırada yavaşça fısıldayıp "Keşke bir daha öpsen beni.." diye biraz daha sarıldı..

İşte bu ayık halime denk gelmişti..

***********************

Başımın iğrenç bir şekilde agrımasıyla uyandım bu sabah.Yüzüme vuran güneş Işığı daha çok agrıtıyordu başımı.

Aman Tanrım başım çatlamak üzereydi..Gözlerim üzerime kaydı hemen.Lacivert elbisem üstümdeydi.Hatırladığım tek şey Poyraz'ın yanımda yatmasıydı ve akşamki fısıldadığı sözdü... Yanımda olmadığına göre gitmişti.

Belki onu öpecektim??

İşin kötüsü annemin nasıl gönlünü alacağımdı...

Tanrım!!! Kendimi sokak çocukları gibi hissediyordum.Yoksul ve çaresiz..

Pikemi itip aşağı indim. Sersemce merdivenlerden inerken elimi de başıma götürdüm.Sanırım bir daha içmemek için kendime yemin edebilirdim...

Mutfağa girdiğimde Hafize'e ablaya dönüp "Sadece bi kahve hazırlar mısın?" diye sordum.O kabul edip hemen işe koyulunca bende bar taburelerine oturup başımı tezgaha koydum.Kahvemi içtikten sonra direk banyo yapacağıma söz vermeye başlamıştım kendime."Kuzucum iyi misin sen?? Gözlerin şişmiş." kafamı kaldırıp Hafize ablaya baktım."Yorgunum.O yüzdendir." elindeki kulplu bardağı önüme bırakıp "Hadi iç ayrılırsın." başımla onaylayıp bardağı ellerimin arasına aldım."Poyraz çıktı mı??!" sıcak kahvemden bir yudum alıp tüm dikkatimi vereceği cevaba verdim."Evet geç kaldığını söyledi hatta.Ayak üstü bir şeyler atıştırıp gitti." demek geç kalkmıştı."kaçta gitti??" bi an gözlerini saate çevirdi ve ardından tekrar bana baktı."Saat 7 falandı.Sen bana niye soruyorsun bunları??" kahvedemden büyük bir yudum daha alıp "Hiiiç..öylesine. Sohbet çıkarmak için" sahte bir gülümseme ile suratına bakarken şüphelenmesinden korkmaya başlamıştım, yine de bir şeyler hissetmesi normaldi."Neyse ben odama çıkıyorum.Bi duş alsam daha iyi olacak" deyip kahvemi bitirdim ve doğruca odama çıktım.

Poyraz'ın aklımdan hiç çıkmaması normal bir şey mi?? Bence hiç normal değil. Deli cesaretim gelirse birde onu arayacağım...

Tabiki de aramayacağım...

Duşa girip güzelce yıkandım..Şimdi daha iyi hissediyordum kendimi...Bedenimi kuruladiktan sonra iç çamaşırlarımı ardından da üzerime bi kot ve bluz geçirip Saçlarımı gevşek bir şekilde örerek aşağı indim...

"Deniz nerede onu görmem gerekiyor!!"
Kapının ağzında duran Simge,Hafize ablaya telaşlı bakışlarını atıyordu.Yanına yaklaşıp sıkıca birbirimize sarıldık.."Deniz ben çok kötüyüm.. " birden ağlamaya başlayınca kaşlarımı çatıp kapıyı kapattim."Noldu söyle??" göz yaşlarını eliyle sildikten sonra "Bahçeye geçelim mi??" diye sordu.Başımla onaylayıp elimi sırtına yerleştirdim..

Bahçeye oturup ağlamasına devam ederken derin bir nefes aldım...

Bu kız neden ağlıyor?? "Hadi Simge ne oldu anlat artik..!!"

"Annemlerle kavga ettim.!!"

"Bu muydu?? Her zamanki halleri işte Simge boşver .."

"Bu diğerlerine gore daha şiddetliydi ama.Babam ilk defa bana tokat attı biliyor musun??" tekrar eliyle yüzünü kapatıp ağlamasına devam ederken Hafize abladan su getirmesini istedim.Çünkü hic iyi değildi.."Sana şiddet mi uyguladı yani??" ellerini yüzünden cekmeyerek onayladı."Artık bi daha o eve asla gitmeyecegim.." hic bi baba kız evladına şiddet uygular mı??

"Kalacak bir yerin var mi peki??"

"Bi otelde kalabilirim.. " dedi kızarmış gözleriyle.Daha ne kadar kalacaktı ki otelde elbet bir gün yine evine geri dönecekti.."İstersen bizde kalabilirsin" burnunu çekip iki yana salladı başını "Olmaz Deniz size yük etmek istemem."

Ne yükünden bahsediyordu.Bu eve resmen bi 100 kişi sığardı.."Ah hayır Simge.Gerçekten bizde kalabilirsin...Sorun olacağını düşünmüyorum.Ben annemle akşama konuşurum merak etme.."

"Sen ciddisin??"

"Evet.Ya sen her zaman benim zor günlerimde yanımda oldun.Bırakta bende simdi senin yanında olayım."annemle aramız kötüydü ama özür diledikten sonra muhakak bu konuyu anneme söyleyecektim." Sen birtanesin...!!" boynuma atlayıp yanağımdan öptüğünde gülümsedim."İyi dostlar her zaman birbirinin yanında olurlar.." diyerek göz kırptım.

Ayaklanıp içeri girince Fatma ablanın dışarı çıkmak için hazırlandığını gördüm."Nereye gidiyorsun fatiş??" kafasını çantasından çıkartıp gülümseyerek "Evde hiç bir şey kalmamış biraz alışveriş yapacağım"

"Listesi varsa biz gidip alalım.Çok bunaldım evde.Sende gelirsin dimi Simge??"

"Tabiki de gelirim..."

"İyi o zaman biz çıkalım Fatma abla sen yorulma.."

"İyi hadi bakalım." diyerek listeyi elimize tutuştururken bir miktar parayı da elime verdi.Bende tamam anlamında kafamı sallayıp hazırlanmak için yukarı çıktım..

"Ayy Deniz..Çıkmışken üzerimize de bir kaç şey alır mıyız?"

Dolabıma yönelip kapağını açtıktan sonra gözlerimi devirerek Simgeye baktım.Bu kızın alışverişten başka bir şey düşündüğü yokmuydu??

"Yiyecek bir şeyler almaya gidiyoruz Simge kıyafet değil.Ama yarın belki çıkabiliriz.." ellerini çırpıp yatağıma bağdaş kurup oturduktan sonra tırnaklarıyla oyalanıp "Rüzgarla hic görüştünüz mü??" diye sordu.Bu Rüzgâr adını hic duymak istemiyordum...Tamam yakışıklı hoş güzelde bana göre değil."Evet.Okulda bir kaç isim vardı orada karşılaştık.. "

Sonunda dolabımdan salaş omuzları düşük gri bir kısa kollu seçip siyah mini dar eteğimin içine sokarak siyah süet babetlerimi de ayağıma geçirdim.Hazır olduktan sonra yandan bi çanta alıp telefonumu paramı ve listeyi içine sokup boynuma astım."Hadi gidelim.Baya bi alacak şeylerimiz var..." diyerek Simgeyi kolundan çekiştirerek aşağı indirdim..

Evden nihayet çıkınca bu civarlarda en yakın marekete yani bime girdik...

Ne zaman bu markete gelsem aklıma su espiri geliyor;

Adam şoka girmiş karısı da bime...

Puahahahaha..

Tamam bazılarınıza komik gelmeyebilir ama ne zaman bu markete girsem aklıma bu şaka geliyordu..

Tamam sustum.Hadi alışverisimize dönelim..

Bir tane el arabası alıp teker teker rafları gezmeye başlarken listeyi çıkarttım.

2 paket yumurta..√

Bu tamam.El arabasının geniş sepetine yerleştirip ileri sürmeye başladım.."Sırada ne var ?" diye sordu Simge.."3 paket un!!"

"E yuh..Çok mu un tüketiyorsunuz.??"

"Yani genellikle ikram ve atıştırmalık olarak yapılıyor.." diyerek 3 paketi de alıp yine sepete yerleştirdim...

Alışverişten sonra ellerimizde beyaz poşetlerle dışarı çıktık. "Kaç torba oldu ya!! 2,4.." diye sayarken gülümsedim."4 poşet Simgecim.."

"Hepsini içine nasıl Tıktık hayal bile edemiyorum" diye sesli bir şekilde gülmeye başladı...

Derken Simge'nin telefonu çaldığında sıkıntıyla nefesini ağzından verdi ve telefonunu kulağına götürdü.

"Ne var?!!" diye sesli bir şekilde bağırdı..Sanırım babasıydı..

"Hayır gelmeyecegim.Beni artik unutun...!!" gözlerini devirip "Sanane benim nerede kalacağımdan??" diyerek imalı bir şekilde konuştu.."kahretsin ya...tamam kapat geliyorum.." durup telefonunu kapattı."Ne oldu nereye gidiyorsun??"

"Of annem fenalaşmıs.Gitmem lazım eve geldik zaten poşetleri sana versem olur mu canım.Çok özür dilerim."

"Manyak mısın?? Git tabi.Ver bana poşetleri" diyerek elinden aldım."Bana da haber et ha!!" başıyla onaylayınca yanaklarımdan öpüp görüşürüz diyerek yanımdan ayrılırken bende elimde oluşan kaslarıma baskı uygulayan poşetlere baktım.Tanrım çok ağır oldular..!!

Neyse ki eve yaklaştığımda arka bahçeden girdim ve Poyraz'ı Annemi görmem kısa sürmemişti...Annem o müthiş bacaklarını üst üste atmış bi yandan kahvesini yudumlayıp Poyrazla konusuyorken beni fark etmemeleri zoruma gitmişti..

Poyraz bile beni görmemişti!!!

Hic aldırış etmeyip yanlarından geçerken sonunda fark edebilindigim sesi duymuştum. "O elindeki posetler de ne Deniz??" nihayet diyerek arkamı döndüm."Ev için bir kaç alış veriş yaptım. " çapraz bir şekilde gülümseyip "Sonunda eve yarar bir şey alabildin" dedi dikleşerek..

Seninle hic uğraşamam bay çekici!!

"Elim Ayağım tuttuktan sonra niye evime yarar bir şey almayayım ki??" bu sırada bana sırıtan Poyraz'a çevirdim başımı...

YİNE COK YAKIŞIKLIYDI DANA!!!

Annem bir şey demeyince bende yine gözlerimi müthiş bir şekilde devirip arkamı döndüm ve eve yol aldım..

Poşetleri bir bir tezgaha bırakırken Fatma ablanın 'allah razı olsun kızım çok sağol' diye söylediklerine gülümseyip odama çıktım.Fena halde yorulmuştum.Üstümü değiştirmeme kararı aldıktan sonra Saçlarımı tepeye topuz yapıp laptobun başına geçtim.

2 tane görüntülü aramam vardı..

Kim olduğuna bakınca..kocaman bi gülümseme beliriverdi yüzümde.

Babam!!!

Geri aradığımda bir kaç saniye sonra açmıştı..

İlk önce yüzüne bakıp gülümsedim ve arkasındaki arka plana baktım..

Halı desenli H.z Ali'nin zülfikar kılıncı vardı... Sanırım yeni malikahanesiydi..

Yani çile odası.. "Nasılsın baba görmeyeli çok değişmişsin" gözlerim hemen doldugunda tavana baktım hemen..."Çile odamdaydım kızım görüyorsun..Burada sürekli kendimi dinliyorum seni düşünüyorum.En sonunda anneni bile göze alarak seni aradım "

"Rahat rahat konuşabiliriz annem aşağıda bahçede." hafifçe gülümseyip arkasına yaslandı.Hafiften beyazlamıs sakalları şakaklarını kavramış,dudak kenarına uzanan bıyığı ile tam bir mafya babaları gibi duruyordu..Hele de o iri cüssesi ile..

Dedim ya..bayağa değişmişti...

"Eeee yeni biyolojik baban nasıl bakalım.Sana kötü davranıyor mu?" kollarını kaldırıp ensesine koyarken gülümsedim."Hayır. İyi davranıyor."

"Duyduğum kadarıyla oğlu da varmış" tek kaşını kaldırıp bana doğru ekrana yaklaştı."O sana nasıl davranıyor peki??" bunları merak etmesi normal bir şeydi ama bu kadarını da tahmin etmiyordum.Ona Poyraz'ın sapık oldugunu bana da sarktığını söyleyemezdim tabi.

"İşinden başka bir şeyi takip etmiyor o.Arada sırada havadan sudan konuşuyoruz.Abi kardeş gibi."

"Yine de fazla güvenme Deniz."

"Baba... O iyi birisi.Yekta amcaya hiç benzemiyor "

Külliyen yalandı söylediklerim. "Adı ne demiştin??"

"Poyraz" dedim gözlerimi kırpıştırarak.Niye bu kadar üstünde duruyordu anlamıyorum...Kapım aniden açılınca laptobun kapağını hafif öne eğdim.

Neyse ki gelen Poyrazdı..Rahatlamış bir şekilde laptobun kapağını düzeltip babama baktım.Soru soran gözleri ile ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Elimle bir dakika işareti yapıp Poyraz'a baktım.

"Ne var ne istiyosun Poyraz??"

"Sakin ol.Sadece ne yaptığına bakmaya geldim.Aşağı da inmedin"

"Babamla konuşuyorum.Anneme soylemzsen sevinirim."

"Öyle mi??" diyerek kaşlarını havaya kaldırdı ve üstündeki ceketi çıkarak yatağıma fırlattı...

Yine mi gece mavisi gömlek??!!

Bir tane sandalye alıp yanıma çektiğinde "Ne yapıyorsun!!" diye sordum.Hic bir şey yokmuş gibi davranması gıcığıma gitmişti.Hemde babamın yanında!! Sadece gülümseyip yanıma oturdu ve dikkatle babama baktı.

"Merhaba Efendim nasılsınız?"

Poyraz ve kibarlık???

Su an yere yatıp topuklarımı vura vura gülesim vardı."İyiyim delikanlı sen nasılsın?" dedi babam duruşundan taviz vermeyerek.

Sakin kalmasına şaşırmıştım. "İyiyim.Deniz sizden çok bahsetti bana.Fotoğraflardan gördüm sizi."

Fotoğraflar.??.Bir kere ben asla babamdan bahsetmedim sana Poyraz.."bizde seni konuşuyorduk.Umarım kızımın dediği kadar iyi birisisindir.Kızım benim için çok değerlidir tek teline dahi bir şey gelse o kişiyi yaşatmam.Bunu sana söylemiş miydi??"

Poyraz'ın kasılmış bedenini fark ettiğimde yalandan boğazımı tazeleyip babama daha fazla uzatmamasi için kaş göz işareti yaptım..

Umarım anlamıştır.. Poyraz en sonunda kendisini toparlayıp kolunu sırtıma doladı ve beni kendisine çekerek anlımdan öpüp babama tekrar baktı."Ben babama benzemem.Seviyorum kardeşimi." diyerek bana baktı.Babama çevirdim başımı.Sinirliydi.Özelliklede gözü sırtımı kavrayan koldaydı.Zorla da olsa gülümseyip kendimi geri çektim.

"İyi anlaşmanızı tahmin etmiştim zaten.Pekala.Sonra görüşürüz benim bir kaç isim var..Öptüm" diyerek kamerasını kapattı..

Şimdi kim bilir nasıl küfürler yağdırıyordur oradan.." Napıyosun sen ya!!" ona tamamen dönüp koluna bir tane şaplak attım."Napıyormusum.Babanla tanışmak en doğal hakkım.Hem sert görünse bile bence çok iyi birisi.En azından sana sahip çıkıyor."

Nefesimi dışarıya üfleyip "Anneme söyleme bak!!" diyerek kesin emir verdim. "Tamam be kızım.Söylemeyiz.Hem sen özür diledin mi annenden??" başımı iki yana sallayarak "Hayır.Dilemeyeceğim de." Ayağa kalkıp gözlerini devirdi.

Niye bu kadar takmıştı ki özür dilememe."Aksam neler yaptığını sana anlatsam gidip ayaklarına kapanırsın kadının"

"Ne yaptığım Umrumda değil Poyraz."

Masanın üzerinde duran Marllbora paketini açıp bir dal alıp cakmağıyla elini siper edip yaktı.Balkonun sürgülü kapısını açtıktan sonra dışarı çıkıp demirlikelere doğru eğildi ve dirseklerini dayadı.

Yavaştan heyecanlanmaya başlarken ayaklandım ve yanına gittim."Dün geceye ait hiç bir şey hatırlamıyor musun gerçekten??" diyerek yan gözle bana baktı.Bu sorusu beni gülümsetmisti nedense.Başımı iki yana sallayarak tekrar güldüm ve onunla aynı pozisyonu aldım."Hatırlıyorum sanırım" dudaklarına sigarasını götürüp gülümsediginde yavaşça dumanı havaya bıraktı.

Su anki haline canımı bile verebilirdim sanırım.Ben onun dudaklarına dalmış pür dikkat bakıyorken,Hala daha sırıttığı ne biçim belli oluyordu.."Sanırım ne istediğini de" diyerek birazdaha yaklaştım...

Kasıklarıma yeniden farklı bir acı saplandığında yanına yaklaşmak için hata mı yaptım diye düşündüm...

Bilmiyorum ama kokusu beni her türlü kendine çektiği için sarılsam da bir şey fark etmezdi.Sigarasını son bir defa daha içine çekip aşağı firlattığında bana döndü. Ve Deniz Soysal yine... Geberir..

Kollarımı beline sarıp parmak uçlarımda yükselerek yanağına dudaklarımı iyice bastırıp derin bir nefes alıncaya kadar öptüm ve dudaklarımı çektim...

Bu cesaretime ben bile şaşırmıştım açıkçası..

"Deniz!!" diyerek başını geriye atıp inledi. "Şu an o yanağımı sertçe öptüğün dudaklarını sömürmek istiyorum ama..." gözlerini gözlerime kenetleyip bir elini yanağıma koydu."İncinirsin diye çok korkuyorum."

Allahım sana geliyorum.!! Kalbimin yerinde olmadığına şüphe etmeye başlamıştım hemen.Kasıklarımdaki ağrıyı bile saymıyorum artık.."Sabah kalktığımda yanımda yoktun." dedim önüme bakarak.

Sabah öpebilirdim mesela."Sabah öyle bi pozisyondaydık ki ben bile kalkmak istemedim şirine.."

Ah!! Yine mi şirine..

"Nasıl bi pozisyon??" yine başını geriye atıp gülümsedi."Gerçekten söylememi istiyor musun? "

"Evet.Bilmek istiyorum."

"Üzerimdeydin.O narin parmakların dudaklarımın üstündeydi.."

Ne ara çıkmıştım ben bunun üzerine ya..Ellerimle yüzümü kapatıp "Tamam artık anlatma anladım.." diyerek kıkırdadım..

Utancımdan ölsem yeriydi..yüzümdeki ellerini yine sesli bir şekilde gülerek aldı ve dudaklarının üstüne koydu.Onu artik sahibim olarak falan goruyordum.Bu yakınlaşmalarımız benim gibi alışık olmayan bi kıza fazlasıyla fazlaydı..

Hemde baya baya fazla..

"Sana ağlamanı ve utanmanı yasaklıyorum Maviş.."

Hadi ama Poyraz.O ellerimin altından çıkan boğuk sesin benim için fazlaydı yine.Her seferinde bayılıp bedenimi Poyraz'a bırakmak istiyordum.Beni tutmasını ve sarılmasını istiyordum.

"Duydun mu beni??"

"Duydum!!" diyerek bağırdım.Başımı alıp göğsüne bastırdığında bende ona bi soru yönelterek "Neden ben gibi öpmüyorsun beni??" diye sordum.Bu soruyu kendimden de beklemiyordum ama aklıma estiği için sormuştum.."Ben sadece..." diyerek kendini itti.Doğrulup ona bakarken bir elini boynuma diğer elini de dudağıma koydu."Ben sadece buralardan öperim." o dokunduğu yerler acıyor şimdi...Gitme diyemezsin ki...

Şarkıya bağlamıştım hemen."Ama seni öpmem için daha vakti var bence.Yoksa seni şimdi mi öpmeliyim??" başımı hemen iki yana sallayarak ellerimi göğsüne yerleştirdim."Hayır Poyraz.Sadece yanaktan."Onu çok sevsem bile aramızda bi mesafe olmasını istiyordum.Hala daha ne bileyim kararsızdım işte..

Aniden telefonum çalınca direk elime aldım.

Rüzgar arıyor...

Dudaklarımı dilimle ıslatıp dişledikten sonra Poyraz'a baktım.Muhakkak görmüştü kimin aradığını ve şu anki bakışlarını inanın siz bile görmek istemezsiniz..Derin bir nefes alıp Poyraz'ın kollarından ayrılıp yeşil Simgeye basarak kulağıma koydum.

"Efendim Rüzgar?"

"Nasılsın Deniz? Umarım rahatsız etmiyorumdur."

"Şey aslında...Hayır müsaittim ne oldu??"

"Yarın yüzme turnuvam var.Yarış yani.Gelmek ister misin diye soracaktım."

"Şey çok isteri ama..."

"Harika.Ben seni 1 gibi alırım evinden.İyi geceler görüşürüz.." telefonu kapattığı anda kaşlarımı çattım.Cümlemi tamamlamadan nasıl kendi kararını alabiliyordu?? "Ne diyo??" Poyraz sinirli bir şekilde telefonumu işaret ettiginde tekrar sinirden dişlerimi dudaklarıma götürdüm."Yarın yüzme yarışı mı ne varmış.Beni oraya götürecekmiş."

"Sende kabul ettin.??"

"Sözümü tamamlamadan ben seni yarin alacağım dedi Poyraz ne yapabilirim??"

Elini belime sarıp tekrardan kendine çekince beni "Üşüdün mü?"diye sordu."Biraz.." dedim.Hava soğumuştu gerçekten.."Girelim o zaman ve ben kurt gibi açım"

"Yuh Poyraz bu saatte mi??"

"Açlığın saati yoktur Şirine."

"O aşkın yaşı yoktur olmasın??"

"Bu Poyraz Bulut Seferoğullarının sözü. O başka bu başka bir kere."

"Tamam Poyraz bence sus."

"Bak sırf böyle dedin diye sabaha kadar başının etini yer susmam" tabi tabi bakışlarımı atarak mutfağa giriş yaptım.Çünkü en az onun kadar bende açtım.

Dolaptaki yemekleri ısıtıp önümüze koyarken hemen yemeğe başlamıştık..

Sabahtan beridir hic bir şey yemiyorum lanet olsun ki!! "Bi arada nefes almayı denesen fena olmaz herhalde ha?? Allah o burnu boşuna yaratmamış ama dimi??" sırıtarak lokmasini çiğnerken imali bir şekilde bakıp "Çok komiksin!!" diyerek dalga geçtim..

"Sağol ya bende komik miyim diye merak ediyordum."

"İyi bak sende öğrenmiş oldun" diyerek son bir bakış daha attım.Bu cocuk aslında sinirimi bozmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Dana Poyraz !!

Yemeği saniyeler sonra bitirdikten sonra ortalığı toparlmaya başladım.Artık tam bir ev kadını falandım.Mutfakta durmayı severdim aslında ama bu babama bağlıydı tabiki..

Buz dolabında işim bittikten sonra kapağı kapatıp arkamı döndüm.Sert çıplak bi gövdeye çarptığımda Bunun Poyraz olduğunu anlamam yine kısa sürmemişti.Yine burun burunaydık ve benim acilen onun yanından Ayrılmam gerekiyordu.Hele bi de böyle yarı çıplaksa..

Kollarımı hızla ellerinin arasına alıp bana kendini itti.kollarımı havaya kaldırıp buz dolabına dayadığında yine bir kez daha yutkundum..

Tanrım dur demeliydim ama konuşamıyordum bile...

Dudaklarını hafifçe şakaklarıma sürttüğünde bana kendisini hızlı bir şekilde bastırdı. Ve bu sayede bile Buz dolabı yerinde sallanmıştı..Nefesimi tutmuş başımı vargücümle zemine bastırıyorken hafifçe sırıttı.."Bana bu kadar ilgin olduğunu düşünmüyordum şirine.Dur dememen beni şaşırttı " dur desem bile konuşacağımı pek sanmıyordum zaten...

"Hepsi senin yüzünden..bana her ne yapıyorsan sana dur hayır bile diyemiyorum düşün.!!"

Elleri bileklerimde sıkılaşırken nefesimi birkamadım hiç...

Duygularımı satırlara nasıl dokecegimi bilmiyordum.Bambaşka bi alemdeydim çünkü şu an.

"Benim yanımda şu nefesini tutmamayı öğren artık nabzın hızlı atıyor..!!"

Senin için söylemesi kolay..

"Nefes alamayarak bu kalbime daha fazla acı çektirme.." diyerek fısıldadı.Bileklerimdeki elleri yavaşça dolanarak kollarımdan geçti ve kaburgalarımda son buldu.Hızla yerden bağlantımı kesince bacaklarımı beline doladım."Bundan sonra birlikte düşelim olur mu? Sonra beni sen kaldır sonra ben seni...Bundan sonra Benimle olur musun peki??"

Bunları gerçektende o mu söylüyordu?? Kalbimin son ritimlerini duyarken kendime hakim olmadım bi an.Kollarımı boynuna sarıp kulağına yaklaştım."Seninle olurum bay ego yığını!! " diyerek kıkırdadım."Resmen romantizmin içine ettin Deniz.Ne kadar güzel konuşuyordum burada!!"

"Yaaaa.."

"Yağ bakkalda olur maviş."

"Lütfen bir daha espiri yapma Poyraz.Kafama poşet sokup ölmeyi tercih ederim"

"Yapmaya ya..o kadar mı kötü??"

"Hemde nasıl!"

Beni hala yere indirmemiş merdivenleri çıkarken "Durum vahim desene" dedi.

Odamın önüne gelince "yarın Rüzgar'ın turnuvasına gitmem gerek" dedim.Keyfimizi bozmak gibi olmasın ama öyleydi."Sen bilirsin.Ama dikkatli ol.Ben her Zaman seni seyrediyor olacağım."diyerek göz kırptı ve beni yere indirdi."İyi geceler rüyalarımın yakın mesafeli kadını.. Keşke gerçekte de yakın olabilsem sana" diyerek yanımdan uzaklaşırken ağzım açık bir şekilde arkasından baka kaldım.

Yakin mesafe??

Of bu adam şifreli konuşmaları ile beni deli ediyor resmen...Nefesimi dışarıya ufledikten sonra odama girip dişlerimi fircaladım ve yatağıma kuruldum.Pikemi üstüme çektikten sonra Telefonuma gelen mesajla hemen açıp okudum...

Gönderen; Rüzgar

Yakında benim olman dileğiyle iyi geceler...

***************

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro