Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.Bölüm "Sesizliğe Büründü SESLER.."

İlk hikayem inşallah beğenirsiniz..

İlk kurgum olduğu için eksiklerim var. Zamanla daha iyi olacaktır.. DESTEK OLUN canlarr...

Bölüm şarkısı: Birdy/ People Help The People...

"Bazen de yıldızlar bakar, insanlar kayar hayatımızdan.."

Bu gece daha soğuktu etraf, daha soğuk ve karanlık. Karanlık insanın içine işliyordu. Toprak ölüm kokuyordu. Ağaçlardan bilinmedik bir uğultu yayılıyordu.

İstanbul semalarını kara bulutlar kaplamıştı. Kuvvetli bir rüzgar; yağmur sonrası etrafı saran kokuyla doldurmuştu havayı. Rüzgarla birlikte İlke'nin saçları savuruluyordu dört bir yana.

Kalbi paramparçaydı. Bu gün sadece babasını kaybetmemişti. Canını, en değerlisini kaybetmişti.

Mezara diktiği bakışlarını kaldırdı usulca. Gecenin karanlığına inat masmavi gözleri yaşlarla parlıyordu. Gözyaşları dinmiyordu. Acısı o kadar büyüktü ki masum yüzü solmuştu. Öylesine çaresiz, öylesine boşluktaydı ki ne yapacağını bilemiyordu. Acıyı en zoruyla tecrübe ediyordu. En ağır şekliyle.

Boş gözlerle bakıyordu etrafına.Yapayalnızdı koskoca mezarlıkta. Kimsesizliği canını acıttı.

Her zaman gülen güzel yüzü kedere bulanmıştı. Etrafı sıra sıra servi ağaçlarıyla çevrili mezarlığı hıçkırık sesleri dolduruyordu. Bir baykuş ötüyordu ilerideki mezarın başında. Bu bir çeşit çığlık gibi yankılanıyordu mezarlıkta.

Yorgun gözlerini mezara dikti. Keşke diye düşündü... Keşke bunlar olmasaydı. Eskiye dönebilseler yeniden. Babasıyla beraber yaşadığı apartman dairesine. Babası gelsin erkenden kaldırsın yine. Beraber kahvaltı etsinler. Okula bıraksın yine. Kavga etsinler. Her pazar sahile gitsinler.

Hiç üzmezdi bu sefer babasını.Tabi bunlar mümkün değildi artık. Babası onu yapayalnız bırakıp gitmişti. Hem de bir daha geri dönmemek üzere.

Cenaze biteli saatler olmuş bir saniye ayrılmamıştı babasının mezarının başından. Cenazeye gelmeye tenezzül eden bir kaç kişi de sessizce terk etmişti mezarlığı. Sessiz akan gözyaşları arttı bir süre sonra. Omuzlarında taşıdığı yükün altında eziliyordu genç kız. Bu yalnızlık ağırdı ona. Küçücük yüreği taşıyamıyordu bu yükü.

Daha fazla dayanamadı. O buz tutmuş toprağa dizleri üzerine çöktü. Hıçkırıklara boğuldu. Sarıldı babasının mezarına. "Baba" diye fısıldadı. Daha sıkı sarıldı baba bildiği toprak yığınına. Sıkıca tutundu.

Onun kollarında ağlayabileceği bir babası yoktu artık. Çaresiz ve yapayalnızdı bu kirli dünyada. Onun saf temiz yüreği nasıl dayanacaktı bunca kötülüğe? Bunca zorluğu nasıl tek başına aşacaktı? Başa çıkabilecek miydi?

Sert bir rüzgar esti önce. Rüzgarın uğultusu kızın hıçkırıklarını bastırdı.Kızın yalnızlığına ortak olmak ister gibi birden yağmur başladı. Kasvete büründü ortalık. Sanki yağmur da genç kızın kederine ağlıyordu. Servi ağaçlarının hışırtısı dolduruyordu etrafı. Baykuşta ötmeyi bırakmıştı birden.

Yağmur o kadar şiddetliydi ki İlke saniyeler içinde sırılsıklam oldu. Siyah saçları çamura bulandı. Umurunda değildi genç kızın, babasını yalnız bırakamazdı. Mezardaki toprağı aldı avuçlarının içine.

Babasını düşündü. Yıllardır bir anne şefkatiyle bakmıştı ona. İlke'nin başını okşayacak bir annesi yoktu. Babasına ne zaman annesini sorsa hep gözleri dolar, üzülürdü. O da bir süre sonra vazgeçmişti sormaktan.

Genç kız babasıyla beraber hastaneye gittikleri günü dün gibi hatırlıyordu. Doktor ilkenin elini tutmuş ve "Kızım bunu söylemek çok zor ama babanın durumu iyi değil. Uzun yıllar sigara ve alkol kullanmış. Maalesef kanser akciğerinin büyük bir kısmını kaplamış." Doktorun söylediklerini soluk almadan dinlemişti. O konuştukça gözlerinden yaşlar akıyordu.

Doktor Akif Bey İlkeye sarılmış ve o unutamadığı sözleri sarf etmişti. "Çok zor biliyorum ama çok ileri bir safhasında hastalığın o yüzden tedavi önermiyorum. Son zamanlarınızı değerlendirin güzel kızım."

İlke'ye bu sözleri söyler söylemez çıkıp gitmişti odadan.

Aklına gelenlerle daha da çok yıkıldı genç kız."Keşke" dedi "Keşke senin yerine ben ölseydim."

Babasının güvenli kollarına sığınmış küçük bir kız çocuğu gibi kıvrıldı mezarın yanına.Hüzünlü bir tebessüm oluştu kederli yüzünde. "Özür dilerim baba."Uzun bir sessizlikten sonra yorgunluktan kısılmış sesiyle fısıldadı "Seni seviyorum..."

Kurduğu son cümleler bunlar oldu. Minicik bedeni bunca acıya yenik düştü. Mezarın yanı başında o yağmurun altında uyuya kaldı.... Onu bekleyen onca yenilikten bir haber babasının mezarına sığındı..

Genç kızın bilmediği bir şey de biraz ileride ağaçların ardından dikkatle onu inceleyen genç adamdı. Kapkara gözlerini ayırmadan kızın hüznüne ortak oldu gizlice.

Peki ya kimdi bu genç adam?

***************************

İlke güneş ışıklarına karşı zorlukla açabildi gözlerini. Gün ilk ışıklarını yaymıştı etrafa. Kızın kalbi ne kadar kırık ve yalnızsa o kadar parlaktı güneş. Siyah saçları çamura bulanmış, güzel yüzünü hüzün ve yorgunluk esir almıştı. Siyah pantolonu çamurdan görünmeyecek durumdaydı.

Zorlukla kalktı yerden. Kalkıp mezarın başında dimdik durdu. Kısılmış, çatallaşmış sesiyle fısıldadı "Merak etme baba bak iyiyim ben."
Sözlerinin aksine kısılmış sesi ve koyu göz altları tam aksini gösteriyordu. Sesiz gözyaşlarıyla döndü arkasını. Mezara son bir kez daha bakıp bilinmeze attı adımını.

Yavaş yavaş sarsak adımlarla çıktı mezarlıktan. Üzerindeki beyaz uzun hırkanın bir kolu kaymış, yer yer çamura bulanmıştı. Perişan halde karıştı kalabalığa.

İnsanların acıyan, kınayan bakışlarına maruz kaldı. Bunların hiç biri umurunda değildi. Hiç bilmezdi, insanın sevdiğini kaybetmesinin bu kadar acı olduğunu. Aldırmadı bu bakışlara. Nereye gittiğini bilmeden ilerledi sadece. Acısına gözyaşlarına inat yürüdü..

Gidebilecek ne bir arkadaşı vardı ne de akrabası. Eve gidemezdi. Buna hazır değildi onca anının olduğu o eve giremezdi. Babası hastalığını öğrendikten sonra 4 ay yaşamıştı. Her günü dolu dolu yaşanmış 4 ay. Her gün bir hemşire gelip dayanılmaz acıları hafifleten iğneler yapmıştı. Bu ilaçlar babasının uyumasına ve rahatlamasına yarıyordu.Böyle böyle 4 ay geçmiş babası vefat etmişti.

Çaresizdi ve güvenecek kimsesi yoktu. Düşüncelere boğuldu. Okulu vardı. Son senesiydi bu. Mimar olacaktı. Babası ne çok isterdi kızının mimar olmasını.

Babasının sözleri yankılandı aklında. "Ne olursa olsun okuyacaksın." "Benim kızım mimar olacak." Anılar bazen insanın canını yakar ya canı yanıyordu İlke'nin de. Hem de çok fazla. Koskoca bir yalnızlığa hapsolmuştu. Kapılar yüzüne kapatılmıştı.

Bilinçsizce yürüyordu kalabalıkta. Bazen insanlara çarpsa da aldırmıyordu. Artık yürümekte zorlanıyordu. Vücudunun her zerresi ağrıyordu. Büyük bir hastalığın habercisiydi bunlar.

Başına giren ağrıyla sarsıldı. Çantasına sıkıca tutundu. Etrafın bulanıklaştığını hissetti. Babasının sesini duyuyordu. "İlke" ona sesleniyordu babası. "Meleğim."

İlke çaresizce bakındı etrafına. Kimseler yoktu. Sesler kesilmiyordu. Her yerde babasının sesini duyuyordu. Aklı ona oyun oynuyordu.

Çaresizce döndü etrafında. O döndükçe sesler artmış, çekilmez bir hal almıştı. Çaresizliğin soğuk yüzüyle karşı karşıyaydı. Gencecik yaşında acıların en büyüğüyle tanışmıştı. Etrafında ona teselli verebilecek kimsesi yoktu. Tek arkadaşını, babasını da toprağa vermişti işte.

Birden her şey duruldu. Sessizliğe büründü SESLER. Karardı etraf. Zifiri karanlığa hapsoldu duygular. Bir şey hissedemez oldu. İlke bu ağır yenilgi ile yığıldı yere.

Etrafına insanların toplandığını göremese de biliyordu. Kalkamıyordu yerden. Başında dayanılmaz bir acı vardı. Ağlamak istedi. Ama olmuyordu. Sanki bir rüyanın içindeydi ve kendini izliyordu. Ama müdahale şansı yoktu. Perişan bir haldeydi. Birden eşsiz bir koku kapladı etrafını. Huzura davet eder gibi bir koku. Bir papatya tarlasına uzun uzun bakmak gibi.

Huzur diye tabir ettiği koku tarafından sarındı. Hissetmez, duymaz oldu.

Tamamen bıraktı kendini bilinmez karanlığa.

Sonrası ise koskocaman bir HİÇLİK oldu.....

Hayatın bize sunduğu acı anlar vardır. İnsanın hayat ışığını söndüren olaylar da yaşarız. Bunlara rağmen sımsıkı tutunmalı hayata. Unutmamak gerek ki hiç beklenmedik bir anda parlar UMUT YILDIZI.

Kitap kapağı: ozperim
Emeğine sağlık güzel insan.
Kitap kapağı için ozperim'e ulaşın.

******************************

Umarım beğenirsiniz desteklerinizi bekliyorum....

Oy ve Yorumları UNUTMAYIN!!!!

DÜŞÜNCELERİNİZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ.....

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro