İlaç
Magnus;
Annem üzerime doğru koşarken kendimi yana atıp onun boşluğa düşmesini sağladım.Bileğim nedensizce titriyordu. Bundan zaman kazanıp tepeye çıkmaya başladım. Az kalmıştı üzerinde '3-3-1' yazan çantayı görünce gülümsedim.Sadece biraz uzağımdaydı.
Çantayı alacakken birden başka bir el onu aldı.
Em.
" Kusura bakma john'un işleri vardı bana da bu düştü." Dedi em ve belindeki baltayı hızlıca bana savurunca yere sendeleyerek düştüm." O çocuğu seviyorsun değil mi ? ACINASI DURUMDASIN." Diye bağırdı ve ben daha yerden kalkamazken ayağı ile göğsüme baskı uyguladı. "Bakalım burda neler varmış ? " diye em bana daha çok baskı uygularken çantayı açtı.
"İlaçlar ve yemekler....ilaç onun için mi ? " diye sırıttı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda boğazıma sertçe baskı uyguladığında öksürdüm ve nefes almaya başladım.
Em bir ilacı açıp elinde inceledi. "Kuduz ilacı ha ? " diyip ilacı tepeden aşağıya attı. Bağırmaya çalıştım ama boğazım işkence görüyordu şuan.
"Şimdi sıra sende-" derken birden em'in dudaklarından bir kan geldi ve üstüme yığıldı.Ani gelen temiz hava ile başım döndü. Bir top sesi geldi.
Önümde gözlüklü bir çocuk vardı. Omuzunda ve gözünde çizikler vardı.Kolunda da büyük bir yarık.
Ona anlam veremeyen gözlerle baktım."Josh isabelle'i yakaladı. Yardıma ihtiyacı var." Dedi gözlüklü çocuk aceleyle.
"Neden yardım ediyorsun?" Dedim em'i üstümden çekerken. Bana suçlu bir şekilde baktı.
Bekle isabelle bu çocuğun etrafında dolanıp durmuyormuydu? " Bazen değer verdiğin şeyler için insan kendi riske atmalı. Beni istersen öldürebilirsin fakat onun yardıma ihtiyacı var." Dedi çocuk.
Bana doğru eğildi ve kulağıma yaklaştı." Seni ilizyonundan kaçarken gördüm. Benden duymadın ama oyun küçük hileler ile dolu. Fark ettiysen ilizyon sana saldırırken kolun titredi. Takip cihazlarımızda bir kod daha var. Eğer onu çıkartırsan oyunu daha net görürsün. Her şeyi daha net görürsün." Dedi ve benden yavaşça uzaklaşıp aksi yöne doğru koşmaya başladı.( filmi veya kitabı okuyanlar göndermemi anladı kdnssj)
Kolumu sıyırıp bileğimdeki o küçük ışığa baktım ve kolumu kapattım. Em'den çantayı aldım ve ilacı attığı tara doğru koştum.Manyak annem etrafta görünmüyordu.
...
Alec;
Etraf duman ile dolmuşken nerdeyse hiç bir şey göremiyordum.Öksürüyordum, kıpırdayamıyordum...
Eğer burdan çıkamaz isem ölecektim ki bu son isteğimdi. Duvara dayanmış olan ok ve yayımı zorlukla sırtıma geçirdim ve duvardan destek alarak ayağa kalktım fakat bu benim için çok zordu çünkü ayaklarım doğru düzgün tutmuyordu bile.
Mağranın çıkışına doğru ilerlerken yere kapaklandım.
...
Isabelle bir ağaca yaslanarak john'a baktı."Öldür. Sorun değil... Ama şunu bil ki , magnus geri gelecek ve seni öldürecek. Kardeşimi öldürebilirsin , beni de öldürebilirsin fakat bu oyunu kazanamazsın." Dedi isabelle hırçınca.
John gülümsedi ve kılıcını isabelle'e yaklaştırdı. İzzy gözlerini kapattı ve gelecek darbeyi bekledi. Birden bir bağrışma geldi ve izzy gözlerini açtığında alec john'un üzerine atlamıştı.
John ayaklarıyla alec'i üstünden sertçe attığında alec öbür tarafa savruldu. Josh hızlıca koşup ormanda kayboldu. İsabelle abisinin adını haykırıp onun yanına koştu.
"Ben iyiyim,sorun yok." Diye mırıldanıp duruyordu alec. Saçları küller yüzünden daha da siyah görünüyordu. "Sen iyi misin ? " diye sordu alec darbe aldığı karnıni tutarken.
"Seni bırakmamalıydım,özür dilerim benim hatam. Sana ne oldu ? " dedi izzy hızlıca. Kalbi deli gibi atıyordu.
"Mağra yandı. Nedenini sorma, bende bilmiyorum." Dedi alec. İsabelle kaşlarını çattı. Oyun hileliydi.
"Magnus'u bulmalıyız." Dedi izzy. "John ?" Dedi alec.
"Onu siktir et. Nasıl olsa yakında onun ağzına edeceğiz."
...
Magnus mağraya deli gibi koşuyordu. İlacı elinde sımsıkı tutuyordu. Koşarken nerdeyse düşecek gibi oluyordu.
Mağraya yaklaşırken, " Alec, İsabelle ! İlacı aldım ! " diye bağrıyordu. Normalde ses çıkartmaması gerekirdi ama şuan bu aklından tamamen çıkmıştı.
Mağranın önüne gelince aniden durdu. İlaç elerinden kayıp kara doğru düştü.
Mağra yanmış, dumanlar çıkartıyordu."Alec ! " diye mağraya koştu,taşlar devrildiğinden geçit kapalıydı. Yere çömelip elleriyle yüzünü kapattı.
Etraf artık ona buz gibi geliyordu...
"Magnus ! " diye bağırdı isabelle. Magnus kafasını kaldırıp alec'i taşıyan isabelle'e baktı.
Sendeleyerek geliyorlardı. Magnus hızla ayağa kalkıp ikisinin üstüne atlayınca hepsi yere devrildi.
Magnus onlara sımsıkı sarıldı.İsabelle kendini yana atınca ikisinin arasında çekildi. Magnus bu sefer Alec'e sımsıkı sarılıyordu.
Yüzünü Alec'in boynuna gömdü. Alec, kollarını magnusa sardı. " Seni kaybettim sandım." Diye fısıldadı magnus.
Alec gülümsedi." Hala burdayım. Sorun yok." Dedi alec. Magnus gülümsemesine karşılık verip onu hafifçe öptü.
Alec onu hafifçe itti." Magnus beni öpmemelisin kuduz bulaşıcı bir hastalık." Dedi alec ciddiyetle.
Magnus onun gözlerine bakıp, " Sorun değil, ikimize yetecek kadar ilaç var." Diyip onu tekrar öptü.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro