Üç gün boyunca çalışmıştık.Gerek ormanda hayatta kalma olsun her şeyi öğrenmiştik.En azından temel şeyleri.

Ben en son çalıştığım üçlü oklarımı daha iyi atışlara çevirmiştim.İsabelle...İsabelle her zaman olduğu gibi muhteşemdi zaten.Onun için arenaya bir kırbaç koyacaklarına nerdeyse adım gibi emindim.

Şimdi ise her haraç yeteneklerini göstermek için kendini oyun kurucuya göstercekti ve 1 ila 12 arası bir puan alacaktı.Duyduğuma göre 74. Açlık oyunlarında bir kız, oyun kurucu'nun kafasına bir ok fırşatmış.Ve kız 11 puan almıştı bu cidden inanılmazdı.

"1. Mıntıka Catarina r
Loss." Diye anons yaptılar.Magnusun yanındaki kız yavaşça kalkıp dik bir duruşla içeri geçti.Gergindim hemde fazlaca gergindim.

Burası sırf yeteneğimi göstermemem adına ok ve yay koymayabilirdi.

Yaklaşık on beş dakika içersinde catarina adındaki kız çıktı.Ağlamışa benyordu.Belki onu azarlamışlardı.En slnunda beklediğimiz bu metal odadan çıktı."1. Mıntıka Magnus bane." Diye anons yaptı.Magnus sırıtarak içeri geçti.

"Alec?" Dedi bir ses.İzzy bana tek kaşını kaldırmış bakıyordu."Bak fesat biri değilim fakat her antraman yaptığımızda gözün şu bane'de oluyor." Dedi isabelle.Gözlerimi kıpıştırdım."Şey biz bir kaç kere konuşmutuk iyi biri işte." Dedim.

İzzy sırıttı."Tamam inanmış gibi yapacağım." Bu kızdan korkulur.

Magnus da çıktığında ağlamışa benziyordu fakat dik durmaya çalışıyordu.Kaşlarımı çatarak onun gidişini izledim.

En sonunda sıra bize gelmişti." 3. Mıntıka İsabelle lightwood." Dediler.İzzy hızla ayağa kalktı.Bana doğu gülümsedi ve içeri geçti.

Zaman geçmek bilmezken izzy de en sonunda ağlayarak çıkmıştı. Endişeli Bakışlar  atarak odadan çıkmıştı.Bir sorun vardı bunu biliyordum.

" 3. Mıntıka Alec lightfood."diye anons yaptılar.İnsanlar bana kıkırdamaya başladı.Hayır, burası benden cidden nefret ediyordu.

Sinirle soluyarak odaya girdim.İçerisi baya büyüktü ve gözüme çarpan ilk şey yay'ın olmamasıydı.

Burda bir alberet vardı.Oyun kurucuya ve yanındakilere döndüğümde hepsi içki içme devam ediyordu.

Ardından asıl oyun kurucu onlara susmalarını işaret ederek bana döndü."Adım Alec lightWOOD." Dedim 'Wood' kelimesinin üstüne basarak."LightFOOD değil."

"3. Mıntıkadan geldim. Aslında biliyor musunuz? Hangi mıntıkadan geldiğimi doğru söylediniz şaşırdım." Dedim ellerimi göğsümde kavuşturarak.

Oyun kurucu 32 diş güldü. " Bize yeteneğini göstermek için mi geldin yoksa laf atmak için mi?" Dedi oyun kurucu.

"Yeteneğimi göstermek isterdim fakat burda ok ve yay yok."  Dedim.Oyun kurucu ve diğerleri bir odacıkta keyif çatıyorlardı ,tabii odanın amacıda bizlerden onları ayırmak içindi.

Oda normalde penceresizdi fakat yıllar önce yaşanan bir olay yüzünden şeffaf bir güvenlik kalkanı koymuşlar."Üç gün boyunca yayı bir alberet olarak kullandın.Bence bu senin için çok zor olmamalı." Dedi oyun kurucu kibirli bir bakışla.

Daha çok laf yarışına girmeden albereti elime alıp inceledim.Yay gibiydi fakat biraz karşık bir sistemi vardı.

Okları kılıfa koydum ve omuzuma astım.İşin garip tarafı önümde bir hedef yoktu.

Tam oyun kurucuya döndüğümde yüzünde pis bir sırıtış gördüm.Bana gülümsedi ve içkisinden bir yudum aldı.Arkamı döndüğümde beş kişinin bana silahlı bir şekilde bana yaklaştığını gördüm.

Hepsi gerçek insanlara benziyordu.Sadece hepsi aynı tipteydi.Ortadaki koşarak bana bir bıçak attığında kendimi yana atarak bundan kaçındım.Yere düştüğümde alberete hızla bir ok geçirdim ve nişan alıp attım.

Adamın tam göğsüne saplandığında adam yok oldu.Hızlıca ayağa kalkıp diğerlerine döndüğümde tekrar kendimi yerde bulmuştum.Adam üstüme çıkmış ifadesiz bir şekilde bıçağını boğazıma yaklaştırırken alberetimi önüme alıp destek alarak onu ittim.

Ayağa hızla kalkıp oku adama attığımda yine yok oldu.Arkamı döndüğümde üstüme gelen üç kişiyi o hedef tahtaları olarak düşündüm.

Elime üç ok alıp alberete yerleştirdim.Alberetteki kötü taraf sadece oku yerleştirip çekiyordun gerisi ona kalıyordu.

Aynı kareyi yakaladığımda üç oku serbest bıraktım.Ok hepsinin karın bölgesine saplanmıştı.Hemen ardından onlarda yok olmuştu.Fazla şanslıydım

Çok yorulmuştum ve susamıştım.Arkamdan gelen kapı açılma sesiyle alberetime hızla bir ok daha geçirip gelen kişiye baktım.

"İsabelle?" Dedim.O gitmemişmiydi?

Ayrıca onun burda ne işi vardı.Elindeki kıbaçı hızla bana savurduğunda az kalsın darbe yiyiyordum.

İzzy bana doğru gülümsedi.Oyun kurucularına döndüğümde hepsi bana zevkle bakıyordu.Çünkü beni zayıf noktamdan vurmaya çalışıyordu.

İsabelle'in kırbaçı boğazıma dolandı ve nefesimin kesilmesini sağladı.Ona zarar veremezdim fakat onun gerçek olmadığını da biliyordum."Ne oldu ? Zarar veremiyor musun?" Dedi oyun kurucu.

Alberetimi sımsıkı tutup izzy'nin kafasına doğru savurunca bir çığlık attı.Sesi ona o kadar çok benziyordu ki.Üstümden kalkmıştı.

Bunu bir fırsat olarak değerlendirip onun üstüne çıktım.Kılıftan bir bir ok alıp onun boynuna dayadım."Alec lütfen ben senin kardeşinim." Dedi titreyen bir sesle.

Elim titriyordu.Bunu bana neden yapıyorlardı? Sabrımı ya da acı eşiğimi falan mı ölçüyorlardı?

"Alec" Dedi isabelle."Lütfen." Diyordu.Gözlerimi sımsıkı kapayıp oku izzy'nın boynuna sapladım ve hızla çektim.İsabelle yok olmuştu.

Artık neden herkesin gözü dolmuş, ya da ağlayarak çıktığını anlamıştım.İnsanları en zayıf noktalarından vuruyorlardı.

Ayağa kalktığımda ağladığımı yeni fark etmiştim.Göz yaşlarımı sildim ve albereti ve okları yere attım.Onlara döndüğüme hepsi bana şok olmuş bir şekilde bakıyorlardı.

"Hepiniz....Hepiniz piçin tekisiniz." Dedim hiç sesimin titrememesine bende şaşırmıştım.

Odadan hızla çıktığımda insanların şaşkın bakışlarını umursamayarak asansöre bindim ve üçüncü kata geldim.

Salonda izzy dizlerini kendine çekmiş bir şekilde duruyordu.Yanında almira ona teselli edici şeyler söylüyordu.İkisi bana döndüğünde ayaklandılar."Alec sen iyimisin tatlım?" Dedi almira yumuşak bir ses tonuyla.

Onu umursamayarak odama çıktım.Yaklaşık bir iki saat kadar odamdan çıkmayarak yere bakıyordum.Derken en sonunda hodge yavaşça içeri geldi.

"Girebilir miyim?" Dedi yumuşak bir şekilde.Ona cevap vermesemde o yanıma oturdu."Bak o odada ne gördün bilmiyorum fakat üzülme herkes orda yıkıldı.Yani herkes düşük puanlar alacak üzülme." Dedi.İfadesiz bir şekilde yere bakmaya devam ettim.

Muhtemelen herkes anında bunu halletmiştir.Benim dışında herkes.

"Hadi aşağıya inip puanları öğrenelim."
...

Aşağıya indiğimde arthur, almira, isabelle hatta o ikiz kızlar bana gülümsediler.

Arthurun yanına oturdum." Merak etme herkes yıkıldı." Dedi arthur gülümseyerek.

Ona doğru yapmacık bir şekilde güldüm.Ardından televizyona döndüm."Sayın panem halkı ben banes bell! Hepinizin 108.açlık oyunları kutlu olsun!  Bugün size beni cidden şaşırtan sonuçları okuyacağım." Dedi barnes.

"Evet...Şunlara bir bakalım." Diyerek elindeki kağıda baktı."Birinci mıntıkadan catarina loss 6 puan."

"Birinci mıntıkadan magnus bane dokuz puan."

"İkinci mıntıkadan  addie baker yedi puan."

"İkinci mıntıkadan james jones dokuz puan."

"Üçüncü mıntıkadan isabelle lightwood sekiz puan." Herkes gözlerini kocaman açtı.

"Bu bize yeter de artar bile bütün sponsorlar bize gelebilir!" Dedi almira sevinçle.

İsabelle'e doğru döndüm."Bak birde ağlıyordun." Dedim sırıtarak.

"Üçüncü mıntıkadan Alec lightwood-" Derken barnes durdu.Gözlerini kocaman açtı."Tam tamına 12 puan.Bu cidden inanılmaz ve inanılmaz.Eğer bunu izliyorsan Alec lightwood, röpörtajda sırrını öğreneceğim." Diyerek göz kırptı.

Bütün oda bir sessizliğe gömüldü.Benim zaten beyin işlevim durmuştu."Alec...Sen o odada ne yaptın?" Dedi hodge kahkahalar içersinde.

Hekes birden kadahlerini kaldırdı."Alec lightwood bugün sana içiyoruz." Dediler.Ben ve isabelle  afallayarak birbirimize bakıyorduk.

....

Haraçların puanları sayıldıktan sonra oyun kurucu da sahneye çıkmıştı.Onlar sohbet ederken bizde izliyorduk.Derken barness birden ciddilelti."Evet bay Morris günün en çok sorulan sorusu 'Neden Alec lightwood'a 12 puan verdiniz?'" Dedi bay barness.

Oyun kurucu güldü.Bu sırada herkes dikkani televizyona vermişti.Bende merak ediyordum çünkü nedenini merak ediyordum.

"Açık söyleyim ki kendisinden pek hoşlanmadım fakat bunu ciddi anlamda hak etti.Onlara en değer verdikleri kişiler ile dövüşüp öldürmeleri için bir similasyon hazırladık.Gelen herkes smilasyonu geçemedi.Kimse öldürememişti.Bazı kişiler beni hayal kırıklığına uğrattı fakat beni şaşırtan şey 24 haraç içersinden sadece Alec lightwood'un similadyonu geçebilmeydi.İlk başta yapamayacak sandım özellikle boynunda o kırbaç varken.Fakat başardı onu tebrik ederim." Diyerek kadehini kaldırdı.

Üzerimde hissettiğim gözler ile irkildim.