Tutsak [2/3]
Serena bir süre sesini çıkarmadan ellerine baktı. Peter doğruyu mu söylüyordu emin değildi. Kendine gelebilmek ve odaklanabilmek için gözlerini kırpıştırdı. ''Neden?'' dedi ve gözlerini Peter'ın oturduğu kanepeye çevirdi. Peter kadının neye neden dediğini bilmiyordu bu yüzden sustu ve Serena'nın konuşmasını bekledi.
''Neden bunları bana şimdi söylüyorsun? Eğer bana o gün söyleseydin seni beklerdim Peter. Sen... Sen bizden vazgeçmişsin.'' dediğinde Peter Serena ile aynı kanepeye geçti ve elini kadının yüzüne koydu. ''O gün sana bunu söyleseydim her gün hayatını tehlikede yaşardın ve ben senin yeniden korkmanı istemedim.'' dedi. Serena içinde bir şeylerin değiştiğini hissettiğinde adamın elini tuttu ve yüzünden çekti.
''Buna tek başına karar veremezsin Peter. Tanrı aşkına 3 yıllık bir birlikteliğimiz vardı bizim. Düşüncelerimin azıcık bile mi önemi yoktu senin için? Biz sevgili olduğumuz kadar da arkadaş değil miydik?'' dediğinde Peter ağzını açamadan Serena tekrar konuştu. ''Benden saklayarak beni nasıl yıktığının farkında mısın? Yaşadığımızın her şeyin yalan olduğunu düşünerek kendimi nasıl yıprattığımın farkında mısın? Sen beni fark eden ilk kişiydin Peter. Beni fark ettiğin gibi sevildiğimi düşündürdün bana. Bana gerektiğinde baba, gerektiğinde ağabey, gerektiğinde sevgili, gerektiğinde de en yakın arkadaş oldun sen. Neden bir anda ellerimi bıraktın?'' dediğinde Peter daha fazla dayanamadı ve genç kadına sarıldı. Serena Peter'ın bırakmasını bekledi. ''Çok özür dilerim sevgilim.'' dedi Peter ağlayarak. Peter'ın gözyaşlarının ensesine düşmesi ile Peter'ın ağladığına şaşırsa da daha fazla dayanamadı ve Peter'ı kolları arasına aldı.
''Benden tekrar seni sevmemi bekleme Pete.'' dediğinde Peter daha sıkı sarıldı genç kadına. Adının kısaltılmış halini sevdiği kadının ağzından duymak, kadın yanında olmasına rağmen daha çok özlem duymasına sebep olmuştu. ''Yapma bunu bana.'' dedi Peter. Serena ellerini adamın sırtından çekti ve boynuna götürdü. Peter'ın yeni çıkmış saçlarını okşarken ''Artık bana olan takıntından vazgeçmelisin sevgilim. Benim ilerlediğim gibi sen de ilerlemelisin.'' dedi. Peter burnunu Serena'nın saçlarına götürdü. Şampuanını hiç değiştirmemişti.
''Ben nasıl yapacağımı bilmiyorum Serena. Seni de bırakırsam yaşayabileceğimi sanmıyorum.'' dediğinde Serena genç adamın kollarından sıyrıldı ve elini Peter'ın yanağına koydu. ''Sen ben olmasam da yaşayabilirsin Peter. Yaşayabileceğini biliyorum.'' dedi ve Peter'ın eline daha da yaslanmasına izin verdi.
''Canını çok yaktım değil mi?'' dedi Peter gözlerini kapatarak.
''Evet Peter. Sevdiklerime zarar vermekle tehdit ettin beni.'' diyerek diğer elini de adamın öbür yanağına koydu ve adamın gözünü açmasını sağladı.
''Özür dilerim Serena. Ben... Ben böyle biri değildim. Bana neler oldu bilmiyorum ama sensiz kendimi sadece boşlukta hissettim.'' dediğinde Serena gülümsedi ve ''Biliyorum Peter. Sen böyle biri değildin. Sadece beni takıntı haline getirdin.'' dedi. Serena adamın gözyaşlarını sildi ve daha fazla adamın boynunu ağrıtmamak için ellerini çekti. Ellerini çektiği anda evin kapısı sertçe açıldı. Peter kaşlarını çatarak salondan çıkıp kimin geldiğine baktı. Gelen Shoreline'nın lideri Nadine idi.
''Aradığımız ipucuyu bulduk. Bir müzayedede en yüksek teklifi verene satılacak.'' dediğinde Peter olabilirmiş gibi çatık olan kaşlarını daha da çattı. ''Ne zaman?'' dediğinde Nadine ''Yarın.'' dedi kısaca. Peter kafasını salladığında Nadine ikiliyi rahat bırakmak için odadan çıktı.
Peter gülümseyerek Serena'ya döndü. ''Benimle son kez yasa dışı bir şey yapmaya ne dersin?'' dedi ve Serena'nın tebessüm etmesine sebep oldu. ''Yarın her şeye son veriyoruz yani.'' dediğinde Peter gülümsemesini bozmayarak ''Elbette. Yarın her şeye son vereceğiz.'' dedi.
Bir süre sonra Peter koltuktan kalkıp gözden kaybolurken, Serena da Peter'ın yokluğundan yararlanıp dışarı çıktı. Kapının önünde bulunan adamlar gözleri ile kadını takip ederken Serena kollarını birbirine kavuşturup Shoreline askerlerini izledi. Genç kadının evden çıktığını fark eden Nadine yanına gelirken Serena yüzüne, kıyafetine ve saçına baktı.
''Sizinle tanışmanın bir onur olduğunu bilmenizi isterim hanımefendi.'' dedi Nadine Serena'nın yanına geldiğinde.
''Size para ödeyen Peter, ben değilim. Neden bana hanımefendi diyorsun?'' dediğinde Nadine güldü.
''Size saygı duyduğum için.'' dedi ve adamlarından sandalyeler getirmelerini emretti. Sandalyeler geldiği gibi oturan Nadine, Serena'nın da oturması için eli ile gösterdi. Serena şüpheyle oturdu. ''Eğer saygı duyduğun tarihe bilgim ise tek kişi sen değilsin.'' dedi Serena gülerek. Nadine sesini çıkarmadı ve kadının hareketlerini izledi. Bu Serena'yı rahatsız etse de bir şey demedi.
''Serena!'' diye bağıran sesi duyduğunda arkasına baktı. ''Yorulmuşsundur. Neden yatmayı denemiyorsun?'' dedi Peter, Nadine ve Serena'ya yaklaşıyorken. Serena onu onayladı ve yerinden kalktı. Peter gözlerini Nadine'in üstünden çekmeden Serena'nın yerini alırken, Serena eve yürüdü.
26 Mayıs 2018
Serena Peter'a ve elindeki elbiseye baktı. Gülümsedi ve ''Bunu yapmana gerek yoktu.'' dediğinde Peter da ''Ne yani bu kıyafetlerle mi gideceksin? Benim bir imajım var.'' dedi ve papyonunu düzeltti. Serena gülümsedi ve adamın elindeki elbiseyi aldı. Odasına geri girerken kalbinin sıkıştığını hissetti. Eli ile göğsünü sıktı. Kalbinin ağrısının geçmesini beklemeden üstünü değiştirdi. Uzun, kırmızı, sırt dekoltesi olan ipek elbiseyi giydi. Elbisenin göğüs kısmı beyaz taşlarla kaplıydı. Elbiseye aynadan baktığında gülümsedi. Odadan çıktığında ayak ucundaki kırmızı topukluları görmesiyle gülümsemesi büyüdü. Topukluları giydi ve salona girdi. Peter kafasını döndürmesiyle genç kadını gördü. Ağzını açıp bir kelime edemedi.
''Çıkalım mı?'' diyen Serena'yı sadece kafasıyla onayladı. Beraber evden çıktıklarında Nadine dışında başka Shoreline askeri göremedi. Gelmeleri de absürt kaçardı zaten. Nadine ikili için araba kapısını açtı. Peter bir şey demeden arabaya binerken, Serena Nadine'e teşekkür etti ve öyle bindi.
Müzayedenin olacağı malikaneye geldiklerinde Serena etrafında göz gezdirdi. Peter onu içeri yönlendirdi. İçeride kendilerine önden bir masa seçtiler. Masaya geçtiklerinde Serena ''Buraya neden geldiğimizi artık söyleyecek misiniz?'' dedi. Nadine Peter'a baktıktan sonra konuştu. ''Son günlerde Miguel'in karısına yazdığı bir mektup bulunduğu ve müzayede satılacağına dair haberler ortaya çıktı. Gerçek olup olmadığından emin olmalıyız.''
Serena şaşkınlıkla gözlerini açtı. Bu imkansızdı. ''Bu imkansız. Onun karısına son mektubu bende bulunuyor.'' dedi.
''Emin olmak zorundayız.'' diye Peter'ın dediğini tekrar ettikten sonra insanları izlemeye başladı Nadine. Serena da onunla birlikte yavaş yavaş dolan odadaki insanları izlerken Sullivan'ın kapıdan girdiğini görmesiyle kalbi yeniden sıkıştı. Adamın rahat rahat gelişini izledi. Sullivan arkalardan bir masaya geçerken gözleri Serena'nın gözleri ile kesişti. Serena adamın yüzünü inceledi. Sullivan ona göz kırparken onunla konuşan Nadine'e baktı.
''Elbette.'' dedi kadını dinlemeden. Bunu anlayan Nadine Serena'nın nereye baktığına baktığında Sullivan'ı gördü. ''Beklediğimiz gibi, gelmişler.'' dedi Nadine, Peter'a bakarak. Serena kaşlarını çattı. ''Onların geleceğini biliyor muydunuz?'' dediğinde Nadine gülümseyerek ''Elbette ama korkmana gerek yok. Bu sefer her şeye hazırlıklıyız.'' dedi.
Serena korkarak Peter'a baktığında Peter boş bir yüz ifadesiyle gelen insanlara bakıyordu sadece. 'Güvenmemeliydim.' dedi içinden. Sullivan'ı uyarmak istiyordu ama Nadine'in buna asla izin vermeyeceğini biliyordu. Bu sırada tekrar Sullivan'a baktı. Sullivan neden yalnız başınaydı? Adama gözlerini kısarak baktığında Sullivan purosunu Serena'ya doğru uzatarak gülümsedi ve odadan çıktı. Serena ağzını kapalı tuttu ve insanları izlemeye devam etti.
Sonunda yeni bölüm yazdığım için mutluyum ama sanki çok hızlı olayları geçiştirdim gibi geldi. Umarım siz beğenmişsinizdir! Görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın!
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro