Güven [3/4]
25 Mayıs 2018
Mektubu bulduklarından beri 3 gün geçmişti. Serena Carmelle ile birlikte Nathan ile kaldıkları otele gidip bütün eşyalarını toplamıştı. Şimdi ise Charlie, Alisa ve Lee ile vedalaşıp uçağa binmişlerdi. Serena ve Nathan beraber otururken bir arkalarında da Sam ve Carmelle oturuyordu. Serena gözlerini dinlendirirken Nathan onu izliyordu. Hissettiklerini söylediğinden beri Serena ondan kaçıyormuş gibi geliyordu ve bu moralini bozmuştu. İlk defa birine böyle hisler beslerken ellerinin arasından kaçmasını istemiyordu. Serena'nın gözlerini açmasıyla genç kadının yüzünü inceledi.
''Sorun ne Nate?'' dedi Serena.
''Hissettiklerimden rahatsız mısın?'' demesiyle Serena bocaladı. Adamın bir anda böyle bir şey demesini beklemiyordu.
''Bunu da nereden çıkardın? Sadece senden biraz zaman istiyorum.'' diyerek daha fazla devamını getiremedi Serena. Bu derinlere gömmek istediği anılarını tekrardan ortaya çıkarmıştı.
18 Eylül 2014
Serena karşısındaki adam dışında her yere bakıyordu. Kolunu saklamak için eli ile kolunu tuttu ve acıya katlanmaya çalıştı. Peter kadını dikkatle izlediği için şüphelendi.
''Bana bak Serena.'' dedi Peter. Serena'nın gözleri dolarken Peter elini kaldırdı ve kadının elini tutarak montunun kolunu yukarı çekti. Serena daha fazla görmemesi için kolunu çekmeye çalıştı ama Peter izin vermedi.
''Hâlâ size zarar mı veriyor o adam?'' diyerek morarmış koluna dehşetle baktı Peter. Serena gözyaşları akarken gülümsedi.
''Sen de varlığımdan rahatsız mısın Peter. Seni de varlığımla üzüyor muyum?'' dediğinde Peter genç kadının kolunu bıraktı ve kendine çekerek sarıldı.
''Bunu da nereden çıkardın?'' dedi ve Serena'nın saçını okşamaya başladı. Genç kadın sesli sesli ağlarken yoldan geçenler onlara bakarak geçiyorlardı.
Serena biraz olsun rahatladığında Peter'dan ayrıldı ve ellerini adamın göğsüne koydu. ''Sana olan hislerimden rahatsız mısın?'' dedi Serena. Peter gözlerini kadından kaçırmadı ve ''Asla olmadım ve asla olmayacağım. Çok az kaldı sevgilim. Seni ailemle tanıştıracağım ve evleneceğiz. Sadece senden biraz zaman istiyorum.'' dedi.
Serena genç adama gülümsedi ve Peter'a sımsıkı sarıldı. ''Sen olmasan nasıl dayanabilirdim bilmiyorum.'' dedi adamın sırtına şekiller çizerken.
''Sen ben olmasam da dayanabilirdin Serena. Ben olmasam da kardeşin için dayanırdın.'' dediğinde Serena gülümsedi. Bu adamı hiç bırakmak istemiyordu.
25 Mayıs 2018
Serena gözlerini yavaşça kapadı ve daha fazla hatırlamamak için başka şeyler düşünmek istedi. Ne yaparsa yapsın olmuyordu. Bir kerede silemiyordu ona ev olan, yaralarını saran adamı. Artık sevmiyor olabilirdi ama alışkanlıklar nasıl bırakılırdı ki?
''Ondan korkuyor musun?'' dedi Nathan. Serena'nın gözlerini açmasını sağladı.
''Hayır.'' dedi ama bunun yalan olduğunu ikisi de biliyordu. Serena açıkça bunu söylemeye korkuyordu ama bir zamanlar sevdiği adamın neler yaptığını ve yapabileceğini görmüştü. Kardeşine yapabileceğinden korkuyordu. Teyzesine dokunmasından ve Nate'e zarar vermesinden korkuyordu. Yolculuğun geri kalanında daha fazla konuşmadılar.
Uçaktan indiklerinde çantalarını almak için beklerken Nate geldiklerini haber vermek için Sully'i aradı. Serena Nate'in bavulunu da alırken uzun bir süre uzaktan adamın sırtını izledi. Aptalca bir şey yapmanın eşiğindeydi ve sorun bunu bilmesine rağmen yapmak istemesiydi.
''Sevdiklerim için.'' dedi fısıldayarak farkında olmadan. Şimdi anlıyordu filmlerdeki o aptal baş kahramanları, neden böyle bir şey yaptıklarını, nasıl böyle bir şey düşündüklerini.
''Hadi Serena.'' diyen Carmelle'in sesini duymasıyla irkildi. Kafasını salladı ve kardeşini takip ederken elindeki bavullarının alınmasını hissetmesiyle yanına baktı. Nathan ona gülümseyerek yanından geçti ve önden yürümeye başladı.
''Serena sen iyi misin?'' dedi Sam genç kadının konuşulanları dinlemediğini fark ederek. Serena gülümsemesini genişletti ve ''Elbette.'' dedi. Konuşmalara dikkatini vererek arada dahil oldu. Otobüs beklerken karşısında Peter'ı gördüğünü sandı ama o sırada otobüs geldi. Bindiklerinde şansına otobüste fazla insan yoktu. Cam kenarına oturdu ve Peter'ı gördüğü yere tekrar baktı. Genç adam gözlerini ayırmadan Serena'ya bakıyordu. Bakışlarını okuyamadı. Serena gözlerini kaçırmak istemedi ama koluna dokunulmasıyla koluna dokunana baktı.
''Seni söylediklerimle kırdım mı?'' dedi Nathan yüzünden okunan pişmanlıkla. Serena Nathan'a böyle hissettirdiğinin farkında değildi.
''Hayır Nate. Ben sadece bulduğumuz mektupların ne ifade ettiğini düşünüyorum.'' dedi ve kafasını tekrar Peter'ın bulunduğu yere çevirdi. Adam olduğu yerden ayrılmıyordu. Otobüs ilerleyip görüşünden çıkana kadar da orada kaldı.
Serena telefonunun çalmasıyla çantasındaki telefonu çıkardı. Arayan Peter'dı. Açacaktı ki Nate'in elini elinin üstüne koymasıyla durdu.
''Yalnız değilsin, bunu biliyorsun değil mi?'' dediğinde Serena gülümsedi ve ''Bunu düşündüğümü de nereden çıkardın. Ben gerçekten iyiyim Nate.'' dedi ve Nate'in elini çekerek uzun süre çalıyor olan telefonu açtı.
''Bunu yapacağını tahmin etmeliydim.'' dediğinde Serena bir şey diyemedi. Nate yanındayken konuşamazdı da zaten. Peter bunu biliyormuş gibi konuşmasına devam etti.
''Tek merak ettiğim neden sevdiklerinin hayatını o adam için tehlikeye attığın. Gerçekten Salvina, neler yapabildiğimi unuttun mu yoksa?'' diye sorduğunda Serena gözlerini kapadı. Titrek nefesi Peter'ın kulaklarına ulaştığında Peter gözlerini kapadı.
''Yarın Carmelle olmayacak. Bunu bilerek geçir son gününü.'' dediğinde Serena kalbini hızlandığını hissetti.
''Bunu yapma.'' dedi kafasını cama çevirip fısıldayarak. ''Lütfen. Dayanamayacağımı biliyorsun.'' dediğinde genç adam kapalı gözlerini açtı. O da o günü hatırlamıştı. ''Sen o olmasa da yaşayabilirsin sevgilim. Yaşayabileceğinden eminim.'' dedi ve telefonu kapatmak için kulağından çekti. Serena ağlamamak için zor duruyordu. Peter hiçbir zaman kardeşinin hayatıyla tehdit etmemişti onu. Bu iki yıl boyunca sessizce beklemişti. Kadının arkasındaki izleri takip ederek sessizce beklemişti.
Durakta indiklerinde Serena hepsinden hızlı davranarak Nate'den kendi bavulunu aldı ve önden yürümeye başladı. Carmelle ona yetişebilmek için koşarken Sam ve Nathan da arkadan kızları izledi.
''Serena'da herhangi bir değişiklik fark ettin mi?'' dedi Nathan Sam'e bakarak. Sam kafasıyla onaylarken konuştu.
''Birlikte o harabeye gittiğimizden sonra böyle oldu.'' dedi Sam. Serena orada büyük bir ipucu ya da hazineyi bekliyordu ama tek buldukları saçma mektuptan başka bir şey değildi.
''Carmelle nasıl?'' dedi Nathan kardeşini dikkatlice izleyerek. Sam'in göz kapaklarında hafif bir titreme fark etti.
''İyi?'' dediğinde Nathan gülümsedi ve kardeşinin dediğine ona hatırlatmak amacı ile ''Yoksa yine Eros olma vaktim geldi mi?'' dediğinde Sam elini yumruk yaparak Nathan'ın omzuna vurdu.
''Kes sesini.'' diyerek Nathan'ın gülmesine sebep oldu.
''Ciddiyim. Aranız nasıl?'' dedi Nathan gülümseyerek.
''Elle daha önce tanıştığım hiçbir kişiye benzemiyor. Biliyorum klişe gelecek ama o gerçek beni görebiliyor. Bütün şakalarımın altındaki kişiliğimi görebiliyor. Söyleyebileceğim hiçbir kelime onu anlatmama yeterli değil.'' dediğinde Nathan kardeşinin sırtına elini koydu.
''Seni anlıyorum kardeşim.'' dedi uzakta yürüyen Serena'ya bakarak.
''Sizin de aranız iyi anladığım kadarıyla.'' dedi Sam gülerek.
''Bilemiyorum. Ondan hoşlanıyorum ama Serena kendi şeytanları tarafından esir tutuluyor sanki. Ona yaklaşmama izin vermiyor.'' dedi ve elini kardeşinin sırtından çekti Nathan.
''Ona zaman vermelisin Nate. Bu adam, eski sevgilisi, Serena'nın en ihtiyacı olduğu zaman yanındaymış.'' dediğinde Nate devam etmesi için Sam'e bakmaya devam etti. Sam omuzlarını düşürdü ve ''Tek diyebileceğim Serena'nın yaşamı hiçbir zaman kolay olmamış. Daha fazlasını Serena'dan duysan daha iyi olur.'' dedi.
Sonunda Camila'nın evine geldiklerinde Serena içeridekilerin yüzüne bakmadan odasına geçti. Carmelle de arkasından giderken Camila kardeşlerden bavullarını aldı.
Serena bavulunu koyarken Carmelle içeri girdi. ''Artık sana ne olduğunu anlatacak mısın?'' dedi. Serena bir şey demeden kardeşine sımsıkı sarıldı. Kokusunu içine çekerken saçlarını okşadı. ''Seni seviyorum.'' dedi ve gözyaşları akmaya başladı. Saçlarını okşarken hıçkıra hıçkıra ağladı.
''Seni çok seviyorum.'' dedi ve aynı sözü tekrarlayarak ağlamaya devam etti. Carmelle ne yapacağını bilemedi ve öylece durdu. O da ellerini kardeşinin beline yerleştirdi ve omzuna alnını dayadı. Kardeşinin içini dökmesine izin verdi.
Umarım beğenmişsinizdir. Görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın! Hatalarım varsa şimdiden özür dilerim.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro