Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Güven [1/4]

 Nathan, Serena'nın ellerini sıkarken Serena genç adamın gözlerine bakmamak için zor duruyordu. ''Bir itirafta bulunacağım.'' dedi Nathan. Serena adamın gözlerine baktı sonunda. Ne olduğunu hissediyordu ve daha demin yaşanan olaylardan sonra hazır mıydı emin değildi.

''Yapma...'' dedi Serena. 

''Söylemek istiyorum. Daha sonra buna geç kalabilirim.'' dedi Nathan. ''Seni gördüğüm ilk günden beri seni düşünmeden duramıyorum. Her zaman benimle konuşmanı, her zaman bana bakmanı istiyorum. Ben senden hoşlanıyorum Serena.'' dedi Nathan. Serena heyecandan Nathan'ın yarasına olduğundan fazla bastırmıştı. Adamın nefesinin kesildiğini fark ettiğinde elini hafifçe çekti. ''Elle endişelenmiştir.'' dedi Serena telefonuna bakarak. 

''Bu hislerim karşılıklı mı Serena?'' dedi Nathan, Serena'nın lafı değiştirmeye çalışmasını umursamayarak. 

''Böyle bir hayatta bir ilişkinin yürüyeceğine inanmak zor Nate.'' dedi Serena.

''Korktuğun buysa böyle bir hayatı sürdürmeyi bırakırız. Ben Peter değilim Serena. Seni bırakmayacağım.'' dedi ve elini kaldırarak kadının yanağını okşadı. Serena'nın kalp atış hızı hızlanırken anın heyecanıyla ''Tamam.'' diye fısıldadı. Nathan'ın gözleri şaşkınlıkla açılırken, Serena adama gülümsedi.

''Ama öncelikle bitirmem gereken işlerim var. İspanyol Hazine'sini bulduktan sonra bu işlerden ayrılabiliriz. Senden istediğim tek şey bu hazineyi bulana kadar bana koşulsuz güvenmen. Ne olursa olsun.'' dedi Serena. Nathan genç kadına gülümsedi ve kafasını hızlıca salladı. 

''Ne olursa olsun.''

İkisi de kendini dış dünyayla kapamış bir şekilde öylece birbirlerine bakarken dışarıdan gürültülü sesler geldi. Sesleri ilk duyan Nathan olmuştu. ''Biri geliyor.'' diye fısıldadı. Serena silahını eline aldı ama adamı bırakmak istemedi. Nathan, Serena'nın kıyafetini yarası için tutarken kadının üstüne baktı. O da kadını bırakmak istememişti.

Serena gürültünün sahibine bakabilmek için odadan çıktı ve karşısındaki duvar ile gizlenerek yola bakmaya çalıştı. Gelen, orta yaşlarda kel bir adamdı. Küfürler ederek odaları geziyordu. Serena adamın Nate'in bulunduğu odaya yaklaştığını görmesiyle silahını kaldırdı ve karşısına geçti. Adam geri adım attı ve ''Sakin ol güzelim. Drake için geldim.'' dediğinde Serena onu Peter'ın gönderdiğinden emin değildi bu yüzden Nathan'ın bulunduğu odayı gösterdi. Adam gözlerini kadının silahından ayırmayarak içeri geçti. 

''Vay canına Drake. İğrenç görünüyorsun.'' dedi adam kahkaha atarak. Nathan'ı yattığı yerden kaldırmaya çalışırken Serena da ona yardım etti. 

''Kapa çeneni Charlie.'' dedi Nathan. Serena, Charlie'nin genç adamı taşıyabildiğinden emin olduktan sonra çantasını topladı ve onları takip etti. Charlie eski kahverengi bir karavanla gelmişti. 

Nathan'ı arka koltuklara yatırdıktan sonra Serena'nın da binmesiyle kapıyı kapattı. ''Ona güvenebilir miyiz?'' dedi Serena fısıldayarak. Nathan onu başıyla onayladı ve kadının elini tuttu.

''Arabamı kirletmez isen iyi olur Drake. Bu bebeği yeni aldım.'' dedi Charlie dikiz aynasından Nathan'a bakarak. Nathan adamın bu dediğine gülümsedi. ''Yanındaki güzel bayanla beni tanıştırmayacak mısın?'' dedi Charlie arabayı çalıştırırken. Serena ön koltuklara eğildi ve elini uzattı. ''Serena Crane.'' dedi. 

''Charlie Cutter.'' dedi Charlie kadının elini sıkarken. Sürmeye başlamadan üstünde bulunan ceketi Serena'ya verdi. Serena ceketi giydikten sonra yerine geçti. ''Sizi bu halde hastaneye götüremem ama tanıdığım bir doktor var. Onu evime çağıracağım.'' dediğinde Nathan onu onayladı. Tekrar genç kadının elini tuttuğunda Serena yola bakmayı bırakıp Nathan'a gülümsedi.

''Carmelle'e söylediğinden tam tersini yapıyorsun.'' dedi gülümseyerek Nathan.

''Sen nasıl duydun?'' dedi Serena dehşete düşerek. Nathan kahkaha atmamak için zor durdu.

''Bir baykuş kadar iyi duyarım.'' dediğinde Serena utandı. Bu adam yakınındayken bir şey söylememesi gerekiyordu. 

Uzun süre kimse konuşmadı. Charlie'nin evine vardıklarında Nathan, Serena'nın da merak ettiği soruyu sordu. ''Sen bizi nasıl bu kadar kısa sürede buldun?'' dedi.

''Hırsızlığı bıraktıktan sonra sessiz ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmek için buraya taşınmıştım ama beni her yerde buluyorsun Nathan. Senden kaçamıyorum.'' dedi Charlie gülerek. Ev, işlek caddelerden uzaktaydı bu yüzden şimdilik görünürde insan da yoktu.

Charlie kapıyı açtığında ortada koşturan bir erkek çocuğu koşarak geldi. Babasına sarılacaktı ki yanındaki insanları görmesiyle korkarak kaçtı. Charlie, Nathan ile içeri girdiğinde Serena kapıyı kapattı. Charlie, Nathan'ı odalardan birine girerek yatağa koydu. Serena kapıdan onları izlerken arkadan gelen gürültülü adımlarla arkasına baktı. Oldukça güzel bir bayan sinirli konuşurken Serena kadını anlamakta zorluk çekiyordu. Charlie odadan çıktığında kadına bir şeyler söyledi. Kadının yüzünü anında gülümseme kaplarken Serena onlara bakmayı bıraktı ve Nathan'a bakmaya başladı. Nathan gözlerini kapamış, muhtemelen uyuyordu. Bugün onun için oldukça acılı ve yorucu geçmişti. Dinlenmek adamın hakkıydı. 

''Serena tanıştırayım, karım Alisa.'' dediğinde Alisa, Serena'ya sıkıca sarıldı. ''Charlie'nin beni aldattığını sandım.'' dedi Alisa kıkırdayarak. Serena kadından ayrıldıktan sonra üstüne baktı. Böyle birisi onun da evine gelseydi o da aynı şeyi düşünebilirdi. ''Alisa, neden Serena'ya kıyafet vermiyorsun?'' dedi Charlie ve salona doğru gitti. Alisa, Nathan'ın kaldığı odanın karşısındaki odaya girdi ve dolabından kıyafet seçmeden önce Serena'ya bedenini sordu. Ev soğuk olduğu için genç kadına lacivert bir kazak ve siyah bir eşofman verdi. Yıkanması için de bir havlu verip lavabonun yerini gösterdi. Serena lavaboya giderken erkek çocuğunu yeniden gördü. Ona gülümsedi ve lavaboya girip kapıyı kilitledi.

Duşunu aldıktan sonra kıyafetlerini yıkanması için Alisa'ya verdi. Nathan'ın odasına girecekken genç bir adamın odadan çıkmasıyla geçmesi için yer verdi. Nathan'a baktığında göğsünün sargı ile sarıldığını gördü. Genç adam Charlie'nin bulunduğu odaya giderken Serena da Nathan'ın yanına oturdu. Adamın gözleri hâlâ kapalı olduğundan uyuduğunu düşünerek kirli saçlarında ellerini gezdirdi. Adamın gülümsediğini görünce uyumadığına kanaat getirdi. Yanağını hızlıca öpüp çekildiğinde Nathan'ın da gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Serena adamın hareketlerine gülerken Nathan elini yanağında gezdirdi. ''Sen uyumuyor muydun?'' dedi Serena gülümsemesini saklamaya çalışarak.

''Ne yani hoşlandığım kadının ne yapacağını merak edemez miyim?'' dedi ve kadının elini tuttu. İkisi de bugün çok fazla ele ele tutuşmuştu ama başka ne yapacaklarını bilemiyorlardı ve ikisi de her elleri değdiğinde heyecandan kalbinin duracağını hissediyordu. Açık olan kapı çalındığında Serena kapıya döndü. Alisa elindeki tepsiyi gülümseyerek ayağa kalkmış Serena'ya verdi ve ''Yemekten sonra uyuyun, yorulmuşsunuzdur.'' dedi.

Serena tekrar oturduğunda Nate de yatağında kendini yukarı iterek vücudunu dik tutmaya çalıştı. Serena ilk ona yemeğini yedirdi. ''İtiraf ettiğim ilk günden senin beni kabul edebileceğini düşünemiyordum.'' dedi Nathan ilk kaşığındaki yemeği yutunca. Serena ona gülümsedi. ''Ben de Peter'dan sonra birine güvenebileceğimi düşünmüyordum ama beni şapşallığınız ile ele geçirdiniz bayım.'' dedi ve Nate'e yedirmeye devam etti. Nathan gururlanarak yemeğini daha hızlı yemeye başladı. Yemeği bittiğinde Serena peçeteyle ağzını sildi. Kendi yemeğini yerken Nathan'ın ''Onunla ne konuştun?'' dedi. Serena ağzındaki yemeği çiğnemeden yutmaya çalıştı. ''Önemli bir şey değildi. Bizi rahat bırakabilmek için yalan söyledim.'' dediğinde Nathan Serena'nın kaşık olmayan elini tuttu. 

''Seninle ilgili her şey benim için önemli Serena.'' dediğinde Serena ona cevap verebilmek için yemeğini bitirmeye çalıştı. Aslında utancını saklamaya çalışıyordu. Yemeğini bitirdiğinde tepsiyi masaya bıraktı ve tekrar yerine oturdu. Bağdaş kurdu ve Nathan'ın gözlerine baktı. ''Bizi bırakması için onu hâlâ seviyor olduğumu, bu bir yıl boyunca ondan intikam alabilmek için uzak durduğumu ve sizi piyon olarak kullandığımı söyledim. Hazine'nin Fransa'da olduğunu söyledim böylece hazineyi bulmak için ortadan kayboldu.'' dedi. Nathan tekrar yerinde iyice yayılırken ''Bunu söylediğin için teşekkür ederim. Eğer bunu o adamdan duysaydım o anlık kızgınlıkla ne yapabilirdim bilmiyorum.'' dedi gülümseyerek. Karnı doyan genç adamın iyice uykusu gelmişti. Serena ayağının ucunda olan pikeyi adamın üstüne serdi ve karşıdaki yatağa geçip gözlerini kapadı. Yarın oldukça yorucu bir gün olacaktı...


Hastalığım tuttu yine. Ben beğenmedim bölümü ama umarım siz beğenmişsinizdir. Görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın!


Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro