draco: istediğimden değil ama zorunluluktan soruyorum,

draco: james'in annesine de ben mi haber vereyim, sen söyler misin?

harry: aslında...

harry: ginny ve ben birkaç yıldır ayrıyız.

harry: çocukların sorunlarını umursayacağını sanmıyorum.

draco: o bir anne, elbette umursar.

harry: o zaman sorumsuz bir anne diyelim.

draco: o bir weasley.

draco: ne bekliyorsun?

harry: weasley'lerden hoşlanmaman hepsinin aynı olduğu anlamına gelmiyor.

harry: ayrıca oğlun weasley'lerle gayet iyi anlaşıyor.

draco: oğlum mu?

harry: lütfen artık hiçbir şeyden haberimiz yokmuş gibi davranmaktan vazgeçelim.

harry: scorpius yazın kaç kere bize geldi.

harry: yani onu ve albus'u biliyorum.

harry: anlamamak için kör olmak gerekir.

draco: peki... bu bir şeyi değiştirir mi?

harry: albus'un bana karşı dürüst olmasını isterdim. bana güvenmiyor demek ki.

harry: senin haberin var mıydı bundan?

draco: ben hogwarts'ta yaşıyorum.

harry: ondan bahsetmiyorum, albus veya scorpius sana söyledi mi?

draco: evet.

draco: geçen ay, yanıma gelip onayımı istediler.

draco: daha tüm okula açılmadılar harry, bu onlar için çok yeni.

harry: tüm okuldan önce benim bilmem gerekmez mi?

harry: yani baksana, ben onun babasıyım.

harry: ve sana bile söylemişler.

draco: bana bile mi?

harry: alınma, gençliğinde pek nazik biri değildin.

draco: biliyor musun harry?

draco: neredeyse senin için üzülecektim.

draco: ama eğer albus sana söylemek yerine bana söylemeyi tercih ediyorsa demek ki bunun sorunu sensin, albus değil.

draco: suçu kendinde ara.

(görüldü)