Draco'dan...

Önümde yürüyen çocuğu McGonagall'ın ofisine sürükledikten sonra kendim de ofise girip kapıyı kapattım.

"Görüyorsunuz Profesör bu çıkardığı ilk olay değil" Çocuğun üzerine gitmek istemiyordum, ne de olsa Harry'nin oğluydu.

"-Ama bu sefer yaptığı şey kardeşini de etkiledi. Benim dersimde yapılmasını saymıyorum bile" ben konuşmamı bitirdiğimde McGonagall, James'e sert bir bakış attı. "Tam olarak ne yaptı demiştin Draco?"

"Nasıl yaptığını bilmiyorum ama tüm sınıfı Albus'a aşık etmiş"

McGonagall, James'e tekrar meşhur bakışlarından yolladı. James ise pek umursuyor gibi durmuyordu.

Odadaki sessizliği kapının sertçe açılması bozdu. İçeriden giren kişinin de oğlum Scorpius olması hiç de hayra alamet değildi.

"Salazar Aşkına! Kızlar tarafından durdurulmadan koridorda iki adım atamıyor! Neden James'i cezalandırmıyorsunuz ki?!" Scorpius'un kızgın ve biraz yüksek çıkan sesine karşılık McGonagall ona sevecen bir gülümseme verdi. O sırada Scorpius'un yanında duran Albus'u fark ettim, Scorpius Albus'un kolunu kavramıştı.

"Emin olun cezalandırmayı biz halledeceğiz Bay Malfoy, neden iksirin etkisi geçene kadar sabretmiyorsunuz?" McGonagall'ın bu sözüyle Albus Scorpius'a sakin olmasını fısıldarken Scorpius umursar gibi görünmüyordu. "Bu kadar insan Albus'un etrafındayken sabretmemi mi istiyorsunuz!"

"Scorpius sesini alçalt" diye oğlumu uyardım. Sinirlendiğini görsem bile Müdire'ye bağırması doğru değildi.

"Şu an yapabileceğimiz bir şey yok ne yazık ki. Aşk iksirlerinin, zaman dışında bir tedavisi bulunmuyor" diye açıkladı McGonagall. Albus başıyla onaylarken Scorpius kaşlarını çattı. Hâlâ odada olan James ise en sonunda konuştu:

"İksir neden Scorpius'u etkilememiş?"

Scorpius'un soluk yüzü pembeleşmeye başladı. Maalesef James haklıydı. Olay olduğunda Scorpius da oradaydı. Bunun tek açıklaması, Scorpius'un zaten Albus'a aşık olduğuydu.

Scorpius cevap vermek için ağzını açtı ama diyecek bir şey bulamamış olacak ki bakışlarını yere dikti. James'in kaşını kaldırdığını gördüm.

"Senin... sessiz kalma hakkın falan yok mu? Kapa çeneni James!" bu sefer James'e çıkışan Albus'tu. İçerideki gergin hava McGonagall'ın sözüyle dağıldı.

"Bay Potter'a uygun ceza neyse verilecek. Ayrıca bu ailene rapor edilecek James, eğer tekrarlanırsa babanı buraya çağırmak durumunda kalacağım. Şimdilik sadece bir uyarıyla geçiyorsun" McGonagall'da artık James'ten bıkmış gibi görünüyordu. James dudaklarını büzerek konuştu.

"Babama haber verecek misiniz?"

McGonagall iç çekerek başını salladı. "Evet evet. Draco bunu benim için sen yapar mısın?"

Benimle konuştuğunu fark ettiğimde başımı kaldırdım. Hemen başımı sallayarak McGonagall'ın söylediğini onayladım. Bekle biraz, ne demişti o? James'in babasına haber vermek mi?

"Bir saniye...Profesör, bunu benim yapmamı istediğinizden emin misiniz?" diye sordum sesimin titremesini engellemeye çalışarak. McGonagall kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Evet. Basit bir telefon görüşmesi, yapabilirsin Draco değil mi?"

Sertçe yutkundum. "Elbette, sorun değil Profesör"

Büyük bir sorundu.

Ama elbette ona, Harry Potter ile konuşmaktan korktuğumu söyleyemezdım.

"Güzel, o zaman hepiniz dağılabilirsiniz" McGonagall'ın nazik kovuşundan sonra Albus Scorpius'un kolundan tutup onu zindanlara sürükledi. James sırıtıp Gryffindor kulesine ilerledi. Bense kendimi boş bir sınıfa attım.

Basit bir telefon görüşmesi.

Bunu yapabilirim değil mi?

En sonunda kendimi mesajlar kısmında Harry'ye yazarken buldum. Aramaktan daha kolay ve pratikti. Kimsenin Potter'ın iğrenç sesini duymaya ihtiyacı yoktu.

bilinmeyen: james potter'ın velisiyle mi görüşüyorum?

harry: evet, siz kimsiniz?

bilinmeyen: profesör malfoy. james'in iksir profesörüyüm.

/ / / / / / / / / /

hellö guys🌚

drarry yazdığıma inanamıyorum. drarry yazdığıma inanamıyorum. drarry yazdığıma inanamıyorum.

bu kitabı yazmamda emeği olan fear-tears a ve malum drarry fanart'ına teşekkürlerimi sunuyorum.

bu kitabın nereye gideceği hakkında hiçbir fikrim yok. Ama Scorbus'lu Drarry böyle oluyo alın döödmddjjdjd

herneyse, umarım beğenirsiniz💘

/ / / / / / / / / / /