jisung: selam minho, neler yapıyorsun?
jisung: saat baya geç oldu ama uyuyamadım

minho: şu anda seungmin'in odasında yalnızım. diğerleri pizza alıp gelecekler
minho: neden sordun?

jisung: çok sıkıldım
jisung: ayrıca bu hafta sonu buluşacağımız için de biraz gerginim

minho: benden daha gergin olamazsın
minho: sanki hiçbir şey beni sakinleştiremiyor gibi
minho: peki ben bunu sana niye söylüyorum ki

jisung: çünkü bana güveniyorsun

minho: sana güvenmiyorum

jisung: ah bu acıttı
jisung: neyse bunu hak ettim sanırım. özür dilerim
jisung: biraz seninle konuşmak istedim. chan ve jeongin şu an buradalar ama başka bir şeyle uğraşıyorlar

minho: lütfen bir daha telefonunu almalarına izin verme. beni çok korkutmuşlardı, o gece uyuyamadım hatta

jisung: bir daha öyle bir şey olmayacak minho
jisung: asla
jisung: bunu sormak benim haddime değil belki ama... felix'le nasıl gidiyor?
jisung: ve changbin'le tabii

minho: felix benden o şekilde hoşlanmıyor
ve changbin'le de iyiyiz sanırım
minho: bilmiyorum aslında. bununla ilgili konuşmak istemiyorum.

jisung: böyle bir şeyi yaşadığın için çok üzgünüm
jisung: keşke seninle şu anda buluşup nasıl olduğunu görebilseydim

minho: buluştuğumuz zaman her şeyi konuşacak uzun zamanımız olacak
minho: ama onun öncesinde yüzüne güzel bir yumruk çakacağım

jisung: gerçekten mi

minho: ciddiyim. kısa boylu, sevimli ya da tombul yanaklı biri olarak karşıma çıksan bile bana yaşattıkların yüzünden seni bir güzel benzeteceğim

jisung: ama sonrasında konuşacağız, değil mi?

minho: tabii

jisung: umarım sonra beni görmezden gelmezsin
görüldü

jisung: minho?
jisung: neler yapıyorsun?
jisung: meşgul müsün?
jisung: minho? cevap ver

minho: şimdi konuşamam, arkadaşlarım geldi
minho: sonra konuşuruz belki

jisung: off
jisung: yine mi
minho: pardon?

jisung: hiç.
minho: jisung sonra konuşuruz dedim

jisung: tabii
jisung: her zaman aynı şeyi söylüyorsun.
jisung: boktan pizzanın tadını çıkar. umarım iyice kilo almazsın.

jisung sohbetten ayrıldı