jisung: minho minho
jisung: mükemmel minho
jisung: harika minho
jisung: güzel minho
jisung: karizmatik minho

minho: yine mi sen

jisung: dans ederken çok ateşli görünüyorsun. çekici noktan bu bence
jisung: dansına şahit olanlar sana anında aşık olur
jisung: şu felix denen çocuk neyi kaçırdığını bilmiyor

minho: onunla ilgili konuşayım deme

jisung: yakışıklı çocuk ama senin kadar güzel değil
jisung: sen onu hak ediyorsun fakat o seni hak etmiyor
jisung: gözyaşlarını onun için akıtma
jisung: ayak bastığın yere bile tapması lazım
jisung: üzgünsün, değil mi?

minho: lütfen dur artık

jisung: seni fark etmediği için mi? yoksa seni sadece arkadaşı olarak gördüğü için mi?

minho: dur

jisung: elini tutuyorsun ve gözlerine bakarken sıcacık gülümsüyorsun ve ne zaman yeni hareketleri öğrenmede zorlansa ona yardım ediyorsun.
jisung: ama olayı çakmıyor, değil mi?

minho: dur. dur artık

jisung: ona olan hislerinden bihaber ama yine de onu istiyorsun
jisung: hem de çok fena istiyorsun

minho: SUS

jisung: ve bu senin içini yiyip bitiriyor
jisung: ve seni bir arkadaştan daha fazlası olarak görmesini istiyorsun
jisung: sana yardımcı olabilirim
jisung: seni fark etmesini sağlayabilirim

minho: ondan uzak dur

jisung: tamam. peki :)
jisung: ama çok yakında tıpış tıpış bana geleceksin