jisung: selam minho, uyanık mısın?

minho: uyuyamıyorum

jisung: ben de 
jisung: genelde sabaha kadar uyumadığım için alışmışım
jisung: ya sen? neden bu saate kadar uyumadın?

minho: bilmiyorum. bu günlerde uyku sıkıntısı yaşıyorum
minho: eğer siktir edip uyumak için okulu asmaya karar versem changbin ve seungmin kafamı uçururlar

jisung: kafanı nasıl uçurabilirler?

minho: ne demek istediğimi
biliyorsun

jisung: evet, biliyorum haha
jisung: bir yandan uyuyamadığın için üzgünüm
jisung: ama diğer yandan hala uyanık olduğun için mutluyum. en azından konuşabiliriz
jisung: o yüzden hadi konuşalım

minho: saat gece 2:18'de konuşacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum

jisung: tabii ki var!
jisung: senin ilgini çeken şeylerle ilgili konuşalım... şu malum kişiden mesela ;)

minho: seninle felix hakkında konuşmayacağım

jisung: hadi ama ondan bahset bana. seni nasıl hisssettirdiğini anlat

minho: harika

jisung: dikkati senin üzerindeyken nasıl hissettiyor

minho: havalara uçuyorum
minho: gerçekten çok tatlı birisi ve bana karşı çok iyi. ne zaman göz göze gelsek bana o parlak gözleriyle gülümsemesini çok seviyorum. ayrıca ne zaman sınıfa gelsem kaçırdığım notları vermesini de seviyorum ya da kendim almayı unuttuğumda bana öğle yemeği almasını seviyorum
minho: ve benden bir şeyler öğrenmek için her zaman çok istekli. onun bu özelliğine gerçekten hayranım

jisung: peki sence neden seni arkadaştan daha fazlası olarak görmüyor

minho: bilmiyorum, bununla ilgili konuşmak istemiyorum

jisung: peki

minho: ciddiyim. beni asla sevmeyeceğini duymak için henüz çok erken

jisung: peki...
jisung: peki ya aniden seni severse? hoşuna giderdi, değil mi?

minho: beni sevmesi için neden bu kadar inat ediyorsun

jisung: çünkü bunun seni mutlu edeceğini biliyorum. ve ben de senin en mutlu kişi olmanı istiyorum

minho: ...pekala

minho: planın ne o zaman bay çöpçatan?

jisung: seni sevmesi için bazı şeyleri değiştirmen gerek

minho: vay peki. laf sokmamışsın gibi davranacağım
minho: ama ne gibi şeyleri değiştirmem gerekiyor

jisung: :)