minho: kim olduğunu söyle bana

jisung: bilmiyor musun? ben han jisung.
jisung: zaten söylemiştim

minho: yani kendini biraz daha tanıt
minho: benimle aynı üniversiteye mi gidiyorsun? nasıl görünüyorsun?
minho: nerede yaşaıyorsun?

jisung: pekala yavaşla bakalım bebek
jisung: bir anda bana ilgi duyduğun için gururlanmam gerekse de
jisung: sırf benim kim olduğumu bulup şikayet etmek için yaptığını biliyorum
jisung: güzel birisi olabilirsin ama belli ki çok da zeki değilsin haha

minho: sen benim nasıl biri olduğumu bilirken benim senden düzgün bir fotoğraf bile görmemiş olmam haksızlık

jisung: peki sana fotoğrafımı göndereceğimi düşündüren şey nedir ha?

minho: aşırı sinir bozucusun, biliyorsun değil mi?

jisung: daha önce söylemişlerdi
jisung: galiba herkesi sinir edip korkutuyorum haha

minho: ve sen de bu yüzden pek mutlusun

jisung: yani yapmakta iyi olduğum tek şey bu

minho: hastasın sen

jisung: sana hastalıklı derecede aşığım
jisung: ah bekle
jisung: bu çok romantik oldu
jisung: siktir

minho: madem bana o kadar 'aşıksın' bir tane fotoğrafını gönder
minho: söz veriyorum kimseye söylemem :)

jisung: çirkinim

minho: bahane üretmeyi kes de fotoğrafı gönder. beni takıntı haline getirirken sana karşı ısınamıyorum

jisung: üzüyorsun beni :(
jisung: iyi peki
jisung: yüzümü görünce kaçma sakın
jisung: ya da istersen kaç ben seni her zaman bulurum

minho: gönder şu
lanet fotoğrafı

jisung: tamam tamam, biraz sabırsısız ;)
jisung: al bakalım
jisung:

jisung: umarım beğenirsin

minho: dalga mı geçiyorsun benimle?

jisung: ne, TÜM yüzümü göstermemi mi bekliyordun?
jisung: o kadar hızlı değil bebeğim
jisung: o kadar çabuk ortaya çıkmak için hazır değilim henüz
görüldü