2
Viran Efkan Karahanlı'dan
Az önce yanından ayrıldığım Nart'a hazırlanmasını söylemiştim.
Yarış yarım saate başlayacaktı ama herif ortalıkta yoktu.
En sonunda bulup haber vermiş, Nida'nın nerede olduğunu sormuştum.
Haberleri olmadıklarını söyleyince bir an sinirden patlayacağımı sanmıştım ama bir kaç dakika önce telefonda konuştuğum Alp, tuvalette olduğunu söyleyince ezbere bildiğim yolu ilerleyip sırtımı kadınlar tuvaletinin duvarına yaslamış çıkmasını beklemeye başlamıştım.
Dakikalar geçmesine rağmen çıkmayınca en sonunda bir küfür mırıldanıp kadınlar tuvaleti olduğunu umursamadan kapıyı sertçe açtım.
Şu kadınların tuvalette bu kadar uzun saat ne yaptığını gerçekten hep merak ediyordum.
Karşımda elindeki kırmızı ruju dudağına yayan kadınla merakımı yenmiştim.
Kapının açıldığını duysa da dönüp bakmamıştı.
İşinin bitmesini beklerken omzumu neredeyse boyumla aynı olan kapı pervazına yaslayıp onu izlemeye başladım.
Kırmızı rujun yakıştığını düşündüğüm ikinci kadındı...
En sonunda o klasik hareketi yapıp rujun kapağını kapattığında bende garip bir şekilde dudaklarımı ıslatmıştım.
" Yanlış yerdesin. " elindekini çantasına atıp yanıma geldi.
" Öyle mi? Bence gayet doğru
yerdeyim. "
Elini kapı koluna uzatıp açarken
" Sanmıyorum... " diye mırıldanmıştı.
" Yanlış yerdesin." güldüm.
" Öyle mi? Sanmıyorum."
Peşinden çıkıp ağzımı aralayacak iken durmasıyla otomatikman bende durmak zorunda kaldım.
Eliyle tepemizi işaret edince anlamayarak kafamı yukarı çevirince ışıklı BAYAN WC tabelasını gördüm.
Sinir bozukluğuyla gülmüştüm.
" Gördüğün gibi. "
Gitmeye kalkıştığında kolunu tutmak için elimi uzattım fakat elimi avcuma hapsedip " Benimle
geliyorsun. " duyabileceği şekilde konuştum.
Kollarını göğsünde birleştirdi.
" Nereye? "
Önüne geçtim.
" Anlarsın gidince. "
Oflasa da burada yapacak başka bir şeyi olmadığını fark edip arkamdan yürümeye başladı.
Ama arkamdan yürümesi hoşuma gitmemişti.
Burası bir sürü kafası güzel ve içmese de kafası güzel insanlarla dolu olduğu düşünüldüğünde onun için güven verici bir yer değildi.
" Önüme geç. " dediğimi umursamadan yürümeye devam ettiğinde aniden durup arkamı döndüm.
Bu hareketle bana çarparken mecburen kolundan tutmak zorunda kalmıştım.
" Bak, burası kendi kafana göre hareket edebileceğin bir yer değil! İnadın da umrumda değil. Arkamda kalmamalısın. "
Sadece kolunu çekip gözlerime bakmakla yetinmişti.
Derin bir nefes alıp bunu kabul olarak görmemle arkasına geçtim. Kokular. Aynılar.
O da en azından şimdilik inadı bırakıp küçük bir çocuk gibi kollarını bağlamış, önümden yürümeye başlamıştı.
Hafif yönlendirmelerle toz içindeki piste geldiğimizde ileride kaskını giyen Nart'ı gördüm.
Kendininkini takıp Işıl'ınkini de takınca siyah, mavi çizgili motora binmişti.
Giriş kısmına geldiğimizde bana dönmüştü.
" Yarışacaklar mı? "
Dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı.
" Yarışacağız. "
Yandaki yere elimi uzatıp kaskımı almada önce üzerimdekini çıkartıp ona uzatmıştım.
" Giy şunu. "
İstemeyerek de olsa alıp giyerken ben kaskımı almıştım.
O ceketi giyerken onun kaskını da alıp ilerlemesini söyledim.
Küçük adımlarla motorumun yanına gelmemizle gülümsemiştim.
Arkamda öylece beklerken arkasından gelenleri görünce istemsizce kendimi ona yakınlaştırma gereği duydum.
Aramızda mesafe kalmayacak ama temas da etmeyeceğimiz şekilde yanında dururken karşımda duran herife boş gözlerle bakıyordum.
" Karahanlı, her gün farklı hatunla geliyorsun. Bir kaç tane de
bize- " yaptığı imayı anladığım gibi susması için işaret etmiştim.
Cümlesini tamamlamadan Nida'yı belinden tutup göğsüme çektim.
Şaşkın ve sinirli gözlerle bana bakarken gözümü ona indirmedim.
" O sikik çeneni kırmamı istemiyorsan onu kapalı tut! "
Gülüp yanındaki esmerin omzuna kolunu atarken gözümü kıza çevirmemiştim bile.
" Ne o? Bu farklı, tavırlarına mı gireceksin şimdi de? Ne önemi var. Önemli olsa her gün başkasıyla gelmezsin
herhalde. Değil mi? "
Gözlerindeki meydan okuma beni delirtiyordu, istemsizce Nida'nın belini sıkmıştım.
Nida elimin altında titrerken ve tırnaklarını eline batırırken onu zor duruma soktuğumu biliyordum.
" Bir farkı yok! Bulaşma! "
O puşt bakışlarını Nida da gezdirirken suratına yumruğumu geçirmemek için kendimi zor tutmuştum.
" Erguvan, bence siktir olup gitmenin tam zamanı biliyor
musun? "
Daha fazla uzatmadan son bir bakış atıp bir kaç sıra arkadaki motoruna ilerledi.
Vakit kaybetmeden elimi belinden çektim.
Tir tir titriyordu.
" Sen, sen adi herifin
tekisin! " fısıltısıyla gözlerimi kapattım.
Keşke bağırsaydı...
Gözünden akan yaşı hızlıca silip üstündeki ceketi göğsüme fırlattı.
Ceketi hızlıca motora bırakıp peşinden ilerledim.
" Nida, dur! "
Geçtiğimiz gişeden bir kez daha geçmeye çalışsa da kartı olmadığı için geçememişti.
Yandaki görevliye " Kız
benimle. " diyerek açmamasını belirtmiştim.
Gişenin altından geçerken ben de üstünden atlayıp ona yetiştim.
" Nida bekle! " omzundan düşen çantasını omzuna takarken önüne geçmiştim.
" Ne yapmaya
çalışıyorsun? "
Nefes nefese bir şekilde önünde dururken bana bakmamak için çabalayan mavileri benimkileri buldu.
" Ben mi bir şey yapmaya çalışıyorum?! " çantasını hırsla yere atıp kendini gösterdi.
" Sana hakkımda tek bir şey söyledim. Bana dokunma dedim! Temas etme, dokunma! Yaklaşma! İnatla devam ediyorsun! Az önce bir kriz eşiğinden kurtulduğumu biliyor musun mesela? Bilmiyorsun! " az önce yüksek çıkmasını istediğim sesi bana istediğimi vermişti.
" Ya her şeyi geçtim, bana yaptığı o ima... Beni böyle bir duruma sokacak bir yere neden beni
getiriyorsun sen?! "
Gözünden akan yaşları bir kez daha sildi.
" Ben o her gün yanında taşıdığın ya da altına al- "
" Nida! " bir adım yaklaştım.
Sinirle güldü.
" Ne!? Az önce bana yapılan ima tam olarak buydu! O zaman da aynı tepkiyi verseydin o zaman! Niye sustun?! Neden reddetmedin o zaman bunu?! "
" Çünkü öyle olması
gerekiyordu! "
Samimiyetsizce güldü.
" Öyle olması gerekiyordu
değil, öyle! Tam olarak az önce ima ettiğim şeyi yaptığına o kadar eminim ki... "
" Bu seni niye bu kadar
ilgilendiriyor? "
Şokla yerinde durdu.
" Ya sen, sen... Gerçekten bu kadar iğrenç bir herif olabileceğini hiç düşünmemiştim! Çok mu umrumda senin gece hayatın!? Ne
sanıyorsun!? "
Alayla güldüm.
" Bilmem. Öyle
gözüküyor. "
Eliyle toplu saçlarını açtı.
" Sen, az önce bana basılan damgayı anlamadın sanırım! Az önce o herif bana resmen fahişe dedi ve sen resmen bunu, bir farkı yok, diyerek onayladın! "
" Ne onaylaması Nida!? Saçma sapan konuşma. O herifle beni aynı kefeye nasıl koyabilirsin amına
koyayım ya!? Tacizci piçin
teki o! "
Gözlerim yanaklarındaki ıslaklıklardaydı.
" Biliyor musun? Benim gözümde aranızda tek bir fark bile
yok... "
Kurduğu cümleyle olduğum yerde kaldım.
" Sen, sen ne dediğini bilmiyorsun. Ben şuan bu konu hakkında konuşmayacağım. Yarış başlayacak, hadi. " kurduğum cümleyle başını iki yana salladıyıp sinirle güldü.
" Ben ne dediğimi çok iyi
biliyorum! Aynısınız! Hiçbir farkınız yok! Tam da beklediğim gibi biri çıktın biliyor musun? Gerçekten, neye şaşırıyorsam... "
Son söyledikleriyle delirmiştim.
" Aynıyız öyle mi?! Tacizci piçin tekiyim gözünde yani?! Nida, ben sana... Ben sana o herif gibi bakar mıyım sanıyorsun? " derin bir nefes aldım.
" O it gibi mi dokunurum sana?
Ne sanıyorsun kızım sen? "
" Nereden bileyim!? Daha tanışalı ne kadar oldu Allah aşkına! Seni tanımıyorum, seni
anlamıyorum! "
" Eğer orada bir farkı yok demesem ne olacaktı biliyor musun sen de
konuşuyorsun!? Delirtme beni! "
Sinirden göğsü hızla kalkıp inerken
" Ne olurdu? " dedi.
Samimiyetsizce güldüm.
" Emin ol, bilmek
istemezsin. "
" Söyle! Ne olurdu!? "
Sinirle bir nefes aldım.
" Gel, gel bak bakalım ne
oluyormuş. "
Eğilip çantasını almıştı.
Çantayı koluna takarken ne diyeceğini umursamadan bileğinden tuttum.
Bu tip bir temasla krize girmeyeceğini biliyordum.
O da bu yüzden sesini çıkartmadan beni takip etti.
Geçmediğimiz yerlerden geçip depoya gelince sinirden titreyen ellerimle cebimden anahtarı çıkarttım.
" Aynıyız gözünde değil mi?!
Aynıyız! " kendi kendime mırıldanarak zor da olsa kapıyı araladım.
Bileğinden tutup panonun önüne getirdim onu.
" Bak tamam mı!? Gözümde aynısınız dediğin adamın yaptıklarına
bak! "
Gözünü bir kaç haberden sonra çekip bana döndü.
Mavilerini mavilerime değdirince başımı iki yana salladım.
Çenesinden nazikçe tutup panoya çevirirken gözlerini kapatmıştı.
" Bak! "
Titreyen elini bileğime çıkardı.
" Tamam, Efkan yeter. "
" Yetmez, beni bu herifle karşılaştırıyorsan yetmez
Nida! "
Kapalı gözlerinden düşen yaşla içimi çektim.
Ben bir yaşına, bir ömür feda ettiysem hiçbir şey bu acıyı dindirmeye yetmez sarışın ...
Selammm
Yeni bölümümüz geldii
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler??
Nida?
Efkan?
Bu arada çok karıştırmışsınız, Viran ile Efkan aynı kişiler.
Çocuğumun adı Viran Efkan yani KFQKKDALXLQÖXÖAÖDQÖD
Neyse uzatmayayım
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
Oy verip yorum yapmayı unutmayınn
1179 kelime
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro