1.0
Bölüm şarkısı: Little Mix - Touch
Şarkı biterse başa sarın.
~~~~~~~~
"Tanrım! Hailey benim ayakkabılarım nerede?" dedim ve odada koşturmaya başladım. "Tamam Kylie sakin. Ben bulacağım" dedi Hailey ve benimle birlikte koşturmaya başladı.
Kıyafet yığının içerisine daldım ve ayakkabıları aradım. Elime kumaşların arasından sert bir şey değdiğin de, hemen elime aldım ve kıyafet yığınından çıktım.
"Hailey buldum" diye bağırdım ve yüzümü kapıyan saçlarımı geri çektim. Hailey koşarak yanıma geldi ve yüzümü elleri arasına aldı. "Ama makyajını bozmuşsun" dedi ve çeneme bulaşan rujumu sildi.
Kafamı yenilgiyle aşağı eğdim. "Tanrım Hailey yetişemeyeceğim ve ya çok çirkin olacağım. Zayn beni gördüğün de kaçıcak" dedim. Gözlerim dolmaya başladı.
Hailey çabuk bana sarıldı. "Yemin ediyorum bebeğim seni o randevuya en güzel şekilde yetiştireceğim" dedi Hailey ve göz yaşlarımı sildi. "Gerçekten mi?" dedim ağlamaklı sesimle. Kafasını salladı. "Hadi ayağa kalk şimdi" dedi ve beni çekiştirerek giysi odasına götürdü.
Kuaför son olarak ördüğü saçlarımın ucuna bant bağladı. Dudağıma Hailey ruj sülerken, bana göz kırptı. Güldüm ve aynaya bakmak için eğildim ama Hailey izin vermedi. "Bittiğinde bakacaksın Kylie" dedi ve rujumu sürmeye devam etti.
"Ya beğenmezsem Hailey?" dedim çok bilmişce. Yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirdi. "Öyle bir şansın yok Jenner" dedi. Ofladım ve koltuğa iyice sindim. 2 saattir hazırlanıyordum. Tamam kıyafetim falan her şey güzeldi ama saçlarımdan ve makyajımdan haberim yoktu.
"Bitti" dedi ve Hailey geri çelkildi. "Sonunda" dedim ve hemen koltuktan kalkıp aynanın önüne geçtim. Karşılaştığım manzaraya memnuniyyetle baktım. Hailey bu işi çok iyi biliyor.
Döndüm ve bana bakan Hailey'e sarıldım. "Ya çok teşekkür ederim harika olmuş" dedim. "Rica ederim ama biraz yavaş sarıl boğacaksın" dedi ve güldü. Yanağına koca bir öpücük kondurup geri çekildim. Aynaya dönüp yeniden kendime baktım. Umarım Zayn beni beğenirdi.
"Cindirella çabuk ol, gecikeceksin prensle randevuna" dedi Hailey. Güldüm ve saate baktım. Sadece 25 dakikam kalmıştı. Çabucak çantamı aldım. "Tanrım ben hemen gitmeyilim"dedim ve Hailey'e öpücük attım. "İyi şanslar Ky" dedi Hailey. "Teşekkürler" dedim ve odamdam çıktım.
Şansa ihtiyacım olacaktı. Merdivenlerden indikten sonra arka bahçenin kapısından çıkarak, arabama doğru yürüdüm ve şöför koltuğuna geçtim. Arabayı çalıştırmadan önce gözlüğümü taktım ve gaza yüklenerek yola koyuldum.
Gerçekten çok fazla heyecanlıydım. Onu orada gördüğümde havalı davranacaktım. Tüm o hayranlar gibi bayılıp, ayılmayacaktım. Bunu yapmak çok zor olucaktı ama kendim olucaktım. Mesajları yazan kız olucaktım.
Bir kaç dakika sonra onu görücektim. Mükemmelliyi karşısında eriyecektım. Ama o benim sevgilimdi. Onunla seks hakkında uzun mesajlaşmalar yapmıştık. Ona küfür bile etmiştim. Ona sayısız küfür etmiştim. Ama biliyorum o da beni seviyor. Sadece biraz rahatlamalı ve olumlu düşünmeliyim.
Telefonuma gelen bildirm sesi ile telefonumu aldım. Tanrım Zayn mesaj atmıştı. Hemen mesajı girip okudum.
Pudingim: Kafedeyim ve seni bekliyorum ; )
Kraliçem: Yoldayım bir kaç dakikaya gelirim
Kraliçem: Ama her an geri döne bilirim
Bunu yapa bilirdim. Birazcık düşünmeden kararlar verirdim ve fazla adrenalin dolu bir vücutla kafam zaten sağlam çalışmıyordu.
Pudingim: Öyle bir şey yaparsan, gece evine gelir ve seni sabaha kadar beceririm
Yüzüme bir sırıtma yayıldı. Böyle mesajlar atmasını seviyordum. Edepsiz ve sert olmasını seviyordum. Bende yaramaz bir kızdım sonuçta.
Kraliçem: Kulağa hoş ve bir o kadar da, korkunç geliyor
Pudingim: Benim için fark etmez. Öyle ya da böyle benim olacaksın
Güldüm ve mesajı yeniden hatta yeniden okudum. Tanrım Zayn Malik bana sevgi ve seks dolu mesajlar atıyordu. Dünyanın en şanslı kızı ola bilirdim.
Karliçem: Az kaldı bebeğim. Geliyorum
Telefonu çantama attım ve arabayı daha hızlı sürdüm. Vücudum şimdiden ateş almıştı.
Kafeden içeri girdim. Bedenim de adrenalin her geçen saniye yükseliyordu. Gözlerimle Zayn'i aradım. Masada yayılırcasına oturan Zayn Malik'i görmemle nefesim kesildi. Her şey bir duman olup beynimden uçtu. Onun mükemmelliyi nefesimi kesiyordu.
Öldürücü bir cazibesi vardı. Beynim sanki durmuştu. Haraket etmeliydim ama sadece onun bu mükemmelliyini seyr ediyordum
Sonunda 1 adım attım ve ona yaklaşmaya başladım. Çok heyecanlıydım ve bu randevunu mahv etmekten korkuyordum. Yaklaştığım her an muhteşemliyi daha fazla artıyordu. Havayı ciğerlerime kadar çektim ve dudağımı ısırarak ona yaklaştım.
Kafasını kaldırdı ve beni göredüğü an yüzüne bir gülümseme yayıldı. Tüm vücudumu hayranlıkla süzerken ben dehşete düşmüşce bakıyordum ona.
Ayağa kalktı ve kollarını bana sardı. Vücudum kas katı kesildi sanki. Sonra onun çikolatamsı kokusu ve pahalı lasyonunun kokusu burnuma doldu. Harika kokuyordu. Ellerini belimde birleştirmişti. Nefesi boynuma çarpıyordu. Ona sarılmalıydım. Kendime gelmeliydim.
Sonunda bende kollarımı onun boynuna sardım ve kafamı boynuna yerleştirip, kokusunu içime çektim. Kollarını belimde biraz daha sıkılaştırdı. "Çok güzel kokuyorsun, çok güzelsin. Aklımı başımdan alıcak kadar güzelsin" dedi etkilenmiş sesi ile.
Sadece susudum. Söyleyecek bir şey bulamıyordum. Ah hadi ama o yaramaz kız geri gelmeli.
Bir kaç dakika daha sarıldık ve sonra ayrıldık. Yüzü bana çok yakındı. Yavaşca yanağına dudaklarımı yaklaştırdım ve öptüm. Sakalları batıyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Dudaklarımı geri çektim ve ona baktım. Şirince gülüyordu sadece.
"İlk öpücüğümü almış gibi hissediyorum" dedi. Söylediklerine kıkırdadım. Kaşlarını çattı ve bana baktı. "Sesini duymak istiyorum artık" dedi ve dudaklarıma baktı.
"Tanrıya benziyorsun" dedim. Aklıma ilk gelen şeyi söylemiştim. Sırıttı ve elini belime yerleştirdi ve beni hafifçe kendisine doğru çekti. Nefesi yüzümü yalıyordu. Yüzü kusursuzdu. Dudağını yaladı ve konuşmaya başladı. "O zaman sende Tanrıça oluyorsun" dedi.
Yüzüme bir gülümseme yayılmasına engel olamadım. "Hadi bebeğim geç otur" dedi ve sandalyemi çekerek, bana baktı. Sandalyeye oturdum ve o da sandalyemi öne doğru itti. Kendi de, geçip önüme oturdu.
Bir birimize, durup sadece öylece bakıyorduk. Yüz haltları, burnu, dudağı, saçları, kiprikleri, gözleri hepsi tek kelimeyle muhteşemdi. Bir kusur bulamıyordum.
"Şimdi de kesişiyoruz, öpüşmek yerine" dedi. Kıkırdadım ve utandığımı hissettim. Ben asla utanmazdım ama Zayn Malik bende ters etki yapıyordu.
Masaya garson geldi ve bize menüleri uzattı. "Buyrun efendim. Ne istersiniz?" dedi garson çocuk. Aç değildim yani yemek yemeyecektim. Zayn bana baktı, kararımı vermemi bekliyordu. "Bana çikolatalı ve sütlü Kapiçino" dedim ve menüyü garson çocuğa uzattım.
"Bana Double Expresso. Yiyecek olarak, cupcake, makaron" dedi. Bana baktı ve sordu "Başka bir şey ister misin sevgilim?". Cümlesinde ki, sevgilin sözcüğünden başka hiç bir şey anlamamıştım. Bana sevgilim dedi. Vücudumu anlayamadığım duygular ele geçirirken, sadece Zayn'e bakarak sırıtıyordum.
Zayn ve garson'da bana bakıyordu. Kesinlikle oradan salak gibi gözüküyordum. Kendime geldim ve boğazımı temizleyerek, konuştum. "Teşekkürler sevgilim. Bir şey istemiyorum" dedim. Gülümseyerek kafasını salladı ve garson yanımızdan ayrıldı.
"Double Expresso fazla sert değil mi?" sordum ellerimi masada birleştirerek. Zayn masaya doğru eğildi. "Sert severim" dedi ve göz kırptı. "Zaten onu biliyoruz. Tüm mesajlaşmaların hepsinde sert sevdiğinin altını çizdin" dedim.
Masada biraz daha bana doğru yaklaştı. "Sende sert seviyorsun" dedi sırıtarak. "Duruma göre değişir" dedim. "İpler hep benim elimde güzelim" dedi ve gözlerini üzerimde gezdirdi. Göğüslerimde bakışları bayağı bir oyalandı.
"Aklından ne geçiyor Zayn?" dedim ve gözlerimi kıstım. Bakışları yüzümde durdu. "Gerçekten bilmek ister misin?" diye soru yöneltti bana. Bende ona biraz yaklaştım ve kafamı salladım. "Bilmek istiyorum" dedim.
Yutkundu ve bademciği yukarı çıkarak, aşağı indi. Elinin birini masanın üzerine koydu ve masaya yavaşca vurdu. "Seni bu masaya yatırmak ve sertçe becermek" dedi. Vücudum alev alırken, dudağımı ısırdım. Bu çok ateşliydi.
Ta ki, garson masaya gelene kadar. İkimizde geri yaslandık ve garson kahveleri önümüze bıraktı. Zayn teşekkür etti ve garson gitti. Kahvemi elime aldım. Kahveden bir yudum aldım ve masaya bıraktım. Zayn kahvesini çok rahatça içiyordu. Double Expresso'yu süt içer gibi içiyordu. Ben sade Expresso bile içemiyordum ki, o Double içiyordu bide.
Cupcake'den bir ısırık aldım. Zayn bana baktığın da, "ne oldu?" dedim. "Ağzının kenarına çikolata sosu bulaşmış" dedi. Peçeteyi almak için elimi uzatacakken Zayn beni durdurdu. "Ben temizlerim" dedi ve bana yaklaştı. Nefesimi tuttum ve ona baktım.
Baş parmağı ile ağzımın kenarını sildi. Silerken, parmağı dudağıma dokunmuştu. Sonra parmağını ağzına alarak emmeye başladı. Bunu yaparken tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Sonunda parmağını ağzından çıkardı ve bana gülümseyerek geri çekildi.
Lanet olsun bu fazla tahrik ediciydi. Dudaklarını oynatarak konuştu. "Senin aklında ne var Kylie?" dedi. Yüzüne odaklandım. Oyun oynamayı severdim ve galiba o da seviyordu. "Sakallarına dokunmak" dedim.
Elleri sakallarına gitti ve kaşıdı. "O zaman hadi gel ve dokun" dedi. Kendi sandalyemden kalktım ve onun yanında ki, sandalyeyi çekerek oturdum.
Ellerimi yüzüne yaklaştırdım ve sakalların da, parmaklarımı gezdirdim. Sakalları ona çok yakışıyordu. Sakallarını okşamaya başladım. Tam olarak gözlerimin içine yüzünde hiç bir ifade olmadan bakıyordu. Sakalları elime batıyordu ve bunu seviyordum.
"Sen yaptın aklından geçeni, şimdi de sıra bende" dedi Zayn. Aniden öksürmeye başladım ve gözlerim şokla açıldı. Tamam ani konuşmaları beni öldürecekti. "İyi misin?" diye sordu Zayn. Kafamı salladım ve ayağa kalktım. "Şey ben bir lavobaya gidip, geleyim" dedim. Zayn kafasını salladı.
Çantamıda aldım ve masaların yanından geçerek, kafenin koridorunda yürüdüm. Kızlar tuvaletine girdim ve kapıyı kapadım. Etrafa baktım, kabinlerin hepsinin kapısı açtıktı. Hiç kimse yoktu demek ki. Çantamı lavobonun tezgahına bıraktım ve aynada kendime baktım.
Hala heyecanlıydım ve o edepsiz cümleler beni daha fazla heyecanlandırıyordu. Musluğu açtım ve ellerimi soğuk su ile yıkayıp, kuruladım.
Kapı aniden açıldı. Yerimde sıçradım ve kafamı kapıya doğru çevirdim. Zayn'i görmemle ağzım şokla açıldı. Kapıyı kilitledi ve bana doğru gelmeye başladı. "Zayn burada ne yapıyorsun?" dedim. Üzerime geldikce bende arkaya doğru gidiyordum. Sonunda kalçam tezgaha çarptı ve ben durmak zorunda kaldım.
Zayn aramızda ki mesafeyi kapadı ve ellerini tezgaha yaslayarak, beni tezgah ile arasına aldı. "Sonunda sana dokuna bileceğim, seni öpe bileceğim" dedi ve ellerini bel oynutuma yerleştirdi. Tüm vücudumu sıcaklık sarmalarken, dudağımı yaladım. Onu öpmek istiyordum.
Dudaklarını aniden dudaklarıma bastırdı ve sertçe öpmeye başladı. Kollarımı boynuna doladım ve onu daha çok kendime çektim. Sert öpücüğüne karşılık verirken, zorluk çekiyordum. Alt dudağımı sertçe emmeye başladı ve kalçlarımı avuçladı. Saçlarını çektim ve dudağını ısırdım.
Dilimi diliyle buluşturdum ve aheng içinde dans etmeye başladılar. Bu alt tarafım da tatlı sızılar yaratıyordu. Beni bacaklarımdan tutarak, kucağına aldı ve arkaya giderek duvara yasladı.
Dili tüm damağımı yalıyordu. Dudaklarımdan ayrıldı ve boynumu öpmeye başladı. Sertliği bana değiyordu ve kızlığım sızlıyordu. Tenimi sertçe emiyordu ve ıslak öpücükler bırakıyordu. Küçük inlemeler ağzımdan izinsizce kaçıyordu.
Elleri kalçama gitti ve sertçe sıktı. Aynı anda tenimi dişleri arasında sıkıştırdı. Saçından çektim ve dudağımı ısırdım. Vücudum yanıyordu. Isırdığı tenim üzerimde dilini gezdirdi. Çeneme bir kaç öpücük kondurup, yeniden dudaklarımı öpmeye başladı.
Öpücüğüne açlıkla karşılık verdim. Eli göğüsümü sıktığın da, inledim ve kendimi ona doğru bastırdım. Dudağımın üzerinde dilini gezdirdikten sonra, alt dudağımı sertçe ısırarak kendine doğru çekti.
"Seni burada becereceğim" dedi ve dudağıma sayısız öpücük kondurdu. İkimizde nefes, nefeseydik. "Burada değil Zayn" dedim. Dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu ve yüzüme baktı. Hızla inip, kalkan göğüslerimiz bir, birine çarpıyordu.
"O zaman bana gidiyoruz" dedi ve beni kucağından indirdi. Kafamı salladım ve şişmiş dudaklarına baktım. Öpüşmekten şişmiş ve kızarmıştı. "Şeker gibi tadıyor dudakların" dedi ve üzerlerine bir öpücük daha kondurdu.
Gülümsedim ve çantamı aldım. Yukarı çıkmış eteğimi aşağı çektim ve kapıya doğu yürüdüm. Zayn kapıyı açtı ve önden çıkmam için elini uzattı. Kapıdan çıktığımda popoma bir şaplak attı.
Ani darbe ile sıçradım. Elini kalçama yerleştirdi sırıtarak. Kesinlikle bu gece bakireliğimi Zayn Malik'e veriyordum.
~~~~~~~~
Sonunda görüştüler. Gelecek bölüm neler olacağını artık siz tahmin edin. Bu arada gelecek bölümde normal olacak yani texting olmayacak.
Bölüme oy verip, yorum yapmayı unutmayın. Lütfen birazcık yorum yapın. Bölüme ne kadar çok oy ve yorum gelirse, bölüm o kadar çabuk yayınlayacağım.
Sizleri seviyorum. İyi okumalar tavşancıklar ve bir adet pandam.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro