Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥
"Doğduğumuz gün ölmeye başlarız. Başka bir seçeneğimiz yok. Günlerimiz sayılı ve hepimiz öleceğiz. Sadece zamanını bilmiyoruz."**Bu roman tamamen hayal ürünüdür. Hikâyede geçen kişi, kurum ve kuruluşların gerçekle bir bağlantısı bulunmamaktadır.…
Annemin saç rengini değiştirir gibi sevgili değiştirmesinden mütevvellit, zilyonuncu kez elimde bavulumla babama postalanmıştım. Bundan önceki okullarımda yaşamış olduğum uyum sorunum ve kabarık disiplin cezalarım yüzümden hiçbir devlet okulu beni kabul etmeyince babam çareyi Ankara'nın uzak ucundaki benim gibi problemli öğrencilerin bol sıfırlı çekler karşılığında kabul edildiği K.Ö.K kolejine yazdırmakta bulmuştu. Ben kim miydim?Elitist kafayla, kibarlıkta nirvanayı zorlayan bir babadan olma, paronayak şizofren bir anneden doğma, çöldeki bahtsız bedevi... Yani bendeniz Ada.Şimdi okulun kapısının önünde bir elimde kitaplarım, diğer elimde tekerlekli bavulum ile yeni hayatıma bakıyordum. Maalesef bu okula giriş var ama çıkış yoktu...…
Önümdeki şüpheli son sürat koşarken ve beni çıkmaz sokağa çekmişken ne düşünüyordum bilemiyorum.Gece karanlığında görüşüne güvendiğim keskin gözlerim ve silahımda kalan tek kurşunumdan başka sahip olduğum hiç bir şey yoktu.Keşke o anonsa cevap vermek yerine kafama yorganı çekmeyi tercih etmiş olsam diyordum.Keşke.....*****UYARI:KORKU,ŞİDDET VE OLUMSUZ ÖRNEK TEŞKİL EDEBİLECEK UNSURLAR BARINDIRMAKTADIR.BÖLÜMLER +16 VE +18 YAŞ GRUPLARI İÇİN UYGUNDUR...BU KİTAP DA ADI GEÇEN KİŞİ,KURUM VE KURULUŞLARIN GERÇEKLE HİÇBİR BAĞLANTISI OLMAYIP TAMAMI HAYAL ÜRÜNÜDÜR.ELE ALINAN CİNAYET VAKALARI GERÇEK VAKALARDAN ESİNLENEREK YAZILMIŞTIR.…
Hayatımdaki her şeyi yoluna koyduğumu düşünüyordum kaderin bana çizmiş olduğu yolu öğrenene kadar. ***GERÇEK HAYATTAN UYARLANMIŞTIR***06. 02. 2023 günü saat tam 04:17 de gerçekleşen ve 10 şehrimizi yerle bir eden 7.7 şiddetindeki depremde kaybettiklerimizin anısına...Yitip gidenlere, geride kalanlara...…
Bir kömür madeni gibi siyahtı her yer...Dudakları günlerce susuz kalmışta çatlamış gibi acıyordu. Kasıklarında daha önce hiç hissetmediği bir acı vardı. Sanki maket bıçağıyla kesilmiş gibi yanıyordu canı. Elini gayri ihtiyari acıyan yerine, vajinasına götürmek istedi. Yapamadı... Soğuk demir parçası bileklerinin acımasına sebep oldu. O an fark etti kollarından bir çarmıha gerilmiş olduğunu. Bacaklarını oynatmayı denedi, oynatabiliyordu. "Kimse yok mu? Yardım edin!" diye bağırdı ama nafile. Kimseden bir ses gelmiyordu. Dudaklarını ıslatmak istercesine dilini dudaklarında gezdirdiğinde ağzına dolan kan tadıyla midesi bulandı. Neler oluyordu? Neden bağlıydı? Neden hiçbir şey göremiyordu. Sonra bir kapının açıldığını duydu. Sesini çıkarmadan konuşmalara kulak kabarttığında tüm dünyası başına yıkıldı.Adı doğuştan dili sonradan"LAL" Bir kadın hikayesi...…
Nazra Deman...Deman Holdingin Veliahtı. Geceleri ünlü bir playboy, gündüzleri yönetim kurulu toplantılarında, telefonundan Teksas Hold-em Poker oynayan bir kumarbaz...Sportif bedeninin ve mavi gözlerinin açamayacağı kapı olmadığını düşünen bir arsız.Bu hikâye?Kurdun kuzuyu yediği değil, kuzunun kurdu muma çevirişinin hikâyesi...…
Öleceğiniz günü öğrenseniz ne yapardınız?Ne kadar gününüz kaldığını ,kalbinizin kaç kere daha atabileceğini ortalama alacağınız nefes sayısını...Ben öğrenmiştim kaç günüm kaldığınıKaç nefesim olduğunuŞimdi geriye kalan tek şey elimdeki kalp kırıklarımdı...…
***Serinin ikinci kitabında kahkaha, aksiyon ve macera tam gaz devam ederken yeni başlayacak olan okuruma önemli bir not!***Cebimdeki Gözyaşları serisisinin ikinci kitabı olan "Kahkahlarla Yaşıyorum" u okumadan önce olay örgüsünü kavrayabilmeniz için ilk kitabı mutlaka okumanız gerekmektedir.…
Daha dün geceye kadar bana sarılıp, beni sevdiğini söyleyen sevgilimin kollarında uyurken şu anda gecenin bir köründe, sokağın ortasında, kıçımın altındaki yırtık bavulla kala kalmıştım. Ağlıyor ve kendimi özgür hissediyordum. Tamam, kesin içimde yatan bir mazoşist vardı benim. Ben içimdeki sesle tartışıp dururken, önümde duran arabadan gelen o gür ses, küçük dilimi yutmama sebep olmak üzereydi...''Şişt! Güzelim bir saati kaç para? ''Lanet olsun işte şimdi sıçmıştım...…
Adamla kadın göz göze geldi.Önce kaçırdılar gözlerini birbirlerinden sonra usul usul yaklaştı bedenleri birbirini çeken bir mıknatıs gibi...Dudakları birbirine değdiğinde adam fısıldadı, '' Ama ben evliyim. '' Kadın duruma şaşırmadı, dudaklarını ısırırken, '' Bende '' dedi önce ve ekledi. '' Ama seni öpmezsem, dünyanın sonu gelecekmiş gibi hissediyorum. ''Bir kaç saniye sustu bedenleri, sonra büyük bir tutkuyla buluştu dudakları.Zaman durdu, dünyadaki tüm sesler sustu.Sonra herkesin ve her şeyin yerine onların bedenleri konuştu...…
Ne beyazın içinde var olan siyahınNe de siyahın içinde kaybolan beyazın hikayesiKıyametin içinde ki aşkın varolma çabasının hikayesiAşkın en hali...Aşkın Kıyamet HaliAz önce neler olmuştu öyle....Kendimi taksinin arka koltuğuna attığımda yapabildiğim tek şey nefes almaya çalışmaktı.Oysa bu şehre geldiğimde içimde ne umutlar ne hayaller vardı.Şimdi ise elimde kalan paramparça olmuş kalbimdi.Sür diyebilmiştim taksiciye sadece nereye gideceğimi bilmez bir şekilde.Az önce evlenme hayalini kurduğum , canımdan çok sevdiğim ve uğruna ölürüm dediğim adamın zaten evli ve yedi yaşında bir oğlu olduğunu öğrenmiştim.İki yıl tam iki yıldır metresiymişim aslında onun.İki yıldır bana söylediği aşk dolu sözlere sadece bana ait olduğuna inanmıştım, ne salakmışım...…
''Elimdeki son romanımın dosyasıyla başvurduğum sekizinci yayın evinden de ret cevabı almış dibin en dibine vurmuş bir yazardım ben. Yaşamak için yazanlardan değil, yazmak için yaşayan obsesif bir kendini bilmezdim belki de. Birikmiş beş aylık ev kirası borcum yüzünden eve haciz gelmiş, evdeki tüm teknolojik aletlere veda ettiği için dededen kalma daktilo ile mum ışığında yazmaya devam eden bir avareydim. Ta ki; ünlü yapımcı kanal sahibi Şahabettin Kartalsarkar dan gelen telefona kadar. Şimdi mi? Dünyanın öbür ucunda benim gibi dibe batmış sekiz yazar ile birlikte ıssız bir adadaki yarışma programındaydım. Biz yazacaktık, sekiz farklı kültürel yapıya hakim okur bizi değerlendirecekti. Ödül mü? Tamı tamına beş yüz bin TL. ''Yazar x hayatında ilk kez bindiği uçakta emniyet kemerini bağlarken şaşkındı. Yanağını uçağın minik penceresine dayamış öylece düşünüyordu. Zaten dibe batmıştı. Daha kötü ne olabilirdi? Önündeki monitörde yarışmanın fragmanı dönüyordu yine...''Bir ada, birbirinden farklı sekiz yazar, birbirinden farklı sekiz okur. Ödül tam beş yüz bin TLYazarlar Savaşıyor, Okurlar Sövüşüyor başlıyor. İlk bölüm 1 Şubat'da saat 20:00 da karşınızda…
Bir gece yarısı gelen telefon ile yeni görev yerim belli olmuştu. Şehit düşen karakol komutanı Kemal Çelik'in yerine Türkiye'nin ücra bir köşesinde, Silahlı kuvvetlerin; hatta Allah'ın unuttuğu bir dağ karakolunda karakol komutanıydım artık. Yeni hayatım, beni orada bekleyen seksen adet er ve erbaşlarımdan, birde arkamda bıraktığım gözü yaşlı hamile eşimden ibaretti... Bu yolun gidişi olduğu dönüşü de olabilecek miydi?Önemli Not: Bu kitapta okuyacağınız tüm kişi, kurum ve kuruluşlar hayal ürünüdür. Olayların ve anlatılanların gerçekle hiçbir alakası yoktur.…
Kadın yüzündeki yorgun çizgilerin üzerine basmadan yürümeye çalışıyordu bu hayatta...Önüne çıkan her engelde daha hırslanıp maraton koşan kadın aldığı bu son darbeyle yorgun düşmüştü artık.Çalışma odasına yürüdü usul adımlarla.Ardında bir koca ,iki çocuk...Masada duran bir tabanca ve namluya sürülü tek kurşun.Bir kadının kayboluş hikayesi Alaturka…
Fabrikadan üretim hatası ile çıkmış çamaşır makinası gibiydim. Kazanı kurtarsam tambur kireç tutuyor, kireci temizlesem kayış kopuyordu.GERÇEK HAYAT HİKAYESİDİR.…
Yıllar önce bir kaza sonucu kısa bir süre sevgili olduğunuz ve yaka silktiğiniz adam ,hayatınızın aşkı ile evleneceğiniz anda nikahı bassa ve sizi sırtlayıp nikah masasından kaçırsa?Üstüne üstlük siz kapıdan kovsanız o bacadan girse?Jülide hayatının orta yerine atom bombası misali düşen bu adamla başa çıkabilecekmiydi?…
Aslında her şey ana rahmine düştüğüm o kara günden itibaren başladı. Dokuz ay on dört günü doldurduktan sonra ebenin; '' Hadi artık! Doğacaksan doğ gari doğmayacaksan doğacaklar var ! '' demesine bir anlık gaflet ve delaletle cevap vermeye çalışınca fırlayarak gelmişim bu yalan dünyaya. İçeriden bakınca ne gördüysem artık dünya hakkında muhtemelen doğasım gelmemiş.Okuyacağınız hikaye benim hikayem...İstediğiniz tedaviyi uygulayın bana vız gelir tırıs gider.Neden mi?Çünkü...BEN AKILLANMAM DOKTOR SEN DELİR!…