Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

〆20 : breaths trapped in the darkness

yirminci bölüm:
karanlığa hapsolmuş nefesler

Hatalarımdan ders almam gerekiyordu ama ben bunun yerine hatalarım yaşanmamış gibi davranıyor ve her şeyde kendimi öne atıyordum. Başkalarını korumak için kendimi feda ediyordum ve ilk defa bunu yapmamıştım. Bu sefer kendimi kurtarmak için arkadaşlarımı önüme siper etmiştim. Ellerim titriyordu. Duvardan aldığım destek yetmiyordu ve kalbim o kadar şiddetli atıyordu ki kulak zarımın patlayacağını hissettim.

Jaemin az önce tıklattığım kapıyı açarken yüzüne bakamadım, elimdeki simit poşetini eline tutuşturdum ve koşar adım banyoya girdim. Ne yapacağımı bilmediğim zamanların birindeydim.

Ne yapacaktım?

Arkadaşlarım için iyi mi kötü mü yapmıştım? Ya benim yüzümden onların başına bir şey gelirse? Ya Jaemin'in başı benim yüzünden yanarsa? Mark umrumda değildi, Jaemin ve arkadaşlarım kafamda dönen tek şeydi. Verdiğim karar bir yandan doğru, bir yandan da yanlıştı ve ben bir yabancının evinde onun için kalırken benim yüzünden başına bir şey gelmesini kaldıramazdım. Ama arkadaşlarım oradan kurtulacaklardı. Diğerleri gibi sözde kazaya kurban gitmeyeceklerdi ve bu onlar için iyiydi.

Çantamdan dosyayı çıkarırken ellerimin titremesini durduramıyordum. Mark almak için türlü planlar yaptığım belgeyi bana vermişti ancak eğer bunun yokluğu fark edilirse sorumlusu kim tutulurdu tahmin edemiyordum. Sanırım Jeno'nun bahsettiği şey buydu, Mark o odaya bunun için girmişti. Eğer Kang bunu fark ederse benim yakalanmam çok daha erken olurdu ve ben kazaya kurban giderdim. Yutkundum ve dosyayı en üstten başlayıp okumaya başladım.

Na Seojun, 19 Nisan 1977 doğumlu. Tek çocuğu var, liseye gidiyor. Aktif olarak şirket yönetmekte ve Seoul'de ikamet etmekte. 

Dosya birkaç yıl sonra güncellenmiş ve altına not düşülmüştü.

Na Seojun, eşini öldürdükten sonra yurtdışına kaçmış ancak geniş çaplı operasyona rağmen bulunamamıştır. Kendisinin K.K adındaki bir örgütün lideri olduğu bilinmekte. Kendisini Koruyucu olarak adlandıran örgüt üyelerinin sayısız silah kaçakçılığı, cinayet, uyuşturucu ticareti gibi olaylardan suçu vardır. Na Seojun'un hâlâ Kore'de olduğu tahmin ediliyor.

Dosya düzenlenmiştir.

Bayılacak gibiydim. Boğazımdan aşağı inmeyen yumru ve alamadığım nefes olduğu yerde kalırken sırtımı duvara yasladım. Jaemin'in babası, yıllardır aradığım adam Karşı Koruyucular'ın başındaydı ve Jaemin belki de babasının öldüğünü düşünüyordu. Ve Mark beni kullanmıştı. Bu oyundaki piyon bendim, Mark oyunu oynayan kişiydi.

Nefeslenmek için dudaklarımı araladım, kağıdı katlayıp çantamın yan gözüne koydum ve aynadan kendime baktım. Yüzüm bembeyaz kesilmişti, bacaklarım titriyordu ve bedenimi taşıyamıyordum. Mark da bunu biliyordu, Karşı Koruculara gitmemi engellemek istiyordu çünkü oraya gidersem amacıma en kolay yoldan ulaşacaktım ve Mark kendi planını gerçekleştirmeyecekti. Beni kendi önüne siper etmişti, tıpkı benim arkadaşlarıma yaptığım gibi. Beni bir oyuncak gibi kullanmıştı. Oyunun sahibi belliydi ancak ben bunu yeni fark ettim. Bu belgeyi oradayken okumalıydım, geç kalmıştım.

Hırsla kafama vurmaya başladım. Geç kalmıştım ve aptallık etmiştim. Başımı eğip nefeslerimi dizginlemeye çalıştım. Nefes alamıyordum. Nefes alamıyordum. Nefes alamıyordum.

Eğilip yerdeki çantamı karıştırmaya başladım. Ellerim öylesine titriyordu ki hiçbir şeyi tutamıyordum, çantayı baş aşağı çevirip çantanın içini yere dökmeye başladım. İlacımı bulamıyordum ve nefes alamıyor, önümü göremiyordum. Bunu kaldırmak zordu, buna inanmak çok daha zordu ve koskocaman bir oyunun içinde olmak ve resmen canımla kumar oynamak; işte bu en zoruydu.

Hıçkırmaya başladım. Gözlerim dolu doluydu, eşyalarımı karıştırmaya devam ettim ama tek yapabildiğim onları daha da çok dağıtmak oldu. Ellerim benden bağımsız olarak hareket ediyordu ve titremelerini durduramıyordum. Ciğerlerimde tüketebileceğim nefes kalmamıştı ve ölecektim. Hıçkırıklarım arttı. Burada böylece ölmek istemiyordum. Burada ve bu evde olmazdı. Biraz daha zamana ihtiyacım vardı. Biraz daha. Birazcık daha. Sonrasında daha fazlasını istemeyecektim, yemin ederim ki istemeyecektim ama burada olmazdı.

''Jaemin!'' diye bağırmaya çalıştım ancak sesim yetersizdi, nefesim yetmedi. Jaemin'in kapıyı açtığını anımsayabildim, etrafı göremiyordum. ''Jiseul?''

''İlacım,'' diyebildim nefes almak için boğazımı tutarken. Jaemin hızla yanıma çöküp eşyalarımı kurcalarken ağlamamak için kendimi sıkıyordum, eğer ağlarsam daha çok nefes harcardım ve daha kolay ölürdüm. Sol elim destek almak için refleks olarak Jaemin'in omzuna tutundu ve başını bir an için bana çevirdi, onu görmek çok zordu ama bunu başarabilmiştim. 

''Burada.'' dedi Jaemin; sağ elini belime koyup beni kendine çekerken dudaklarımı aralamakta bile zorlandım, Jaemin ilacı sıkarken tırnaklarım omzunu iyice kavradı, canım yanıyordu ve onun da canını yakıyordum. Onun canını yaktığım düşüncesi daha da çok ağlattı beni, gözlerimi sımsıkı kapattığım anda gözyaşlarım yanaklarımdan akmaya başladı. Derin bir nefes aldım, bedenim titremeye devam ediyordu ve kendimi kontrol edemiyordum. Eğer tek başıma olsaydım ne olurdu diye düşünmek istedim ama Jaemin'in dokunuşu tüm düşüncelerimi, kaygılarımı ve hissettiklerimi bir anlığına benden uzaklaştırdı.

Jaemin'in sol elini yüzümde hissettim. ''Geçti.'' diye mırıldandı, sesi çok yakındaydı ama bir o kadar da uzaktaydı. Parmakları yanağımdan akan sürekli yaşları silmeye başladı. Elleri titriyor gibiydi ancak ben o kadar çok titriyordum ki onun titreyip titremediğini anlayamadım. Elimi omzundan çekmek istedim ama destek alabileceğim başka bir şey yoktu. Dizlerim üzerinde duruyordum ama bedenim öylesine titriyordu ki hiçbir şey hissetmiyordum, uyuşmuştum. Bedenim öylece titrerken ben sıkı sıkıya ona sarılmıştım ve bunun iyi gelip gelmediğini kestiremedim. Sonuçta sarılmıştık ve bedeninin varlığı bile rahatlamam için yeterliydi.

Bir süre öyle kaldık. Ben başımı Jaemin'in omzuna yaslarken o hiç hareket etmedi. Ne kadar süre geçti bilmiyordum ama tek hissettiğim boynuma vuran nefesleri ve belimdeki eliydi. Bütün desteğimi o sağlıyordu ve ortamdaki sessizlik hoşuma gitmişti. Bedenimin kontrolünü sağlamaya çalışıyordum ama biraz zordu, sadece ellerimi hareket ettirebiliyordum. Omzundaki elimi aşağı indirdim ve derin bir nefes aldım. Gerçekten alabildiğim ilk nefesti belki de. Değerli ve huzurlu hissettirmişti. İlk defa nefes almış gibi, çok kıymetliymiş gibi.

''Jaemin,'' diye fısıldadım yutkunarak. Son birkaç saattir onunla fazla yakındım, dün gece de bana bu kadar yakındı ve ben bu yakınlıktan korkuyordum. Bunun getireceği sonuçlar beni ölümüne korkutuyordu. Onunla ölüme kadar bu şekilde kalabilirdim ama her şeyin bir sınırı vardı. Jaemin sadece kısık bir hm sesi çıkardı. Sağ tarafımda kalbinin atışını hissettim. Vücudu benim vücuduma yapışmıştı ve kalbinin atışını bu kadar net hissetmek heyecanlanmama sebep oldu. Eğer bunu hissedebiliyorsam gerçekten yakın duruyorduk. Benimki kadar değildi belki ama çok hızlı atıyordu, boynuma vuran nefesleri rahatsız etmiyordu. Normalde olsa rahatsız olurdum ve Jaemin bunun da istisnasıydı.

''Daha iyiyim,'' dedim gözlerimi kapatarak. ''Sayende. Teşekkür ederim.''

Jaemin ses vermedi, benden hafifçe uzaklaştı ve gözlerime baktı. Yüzüme değil, gözlerime baktı ve bakışı farklıydı. Acıyor gibi değildi, üzülmüş gibi değildi ama bariz bir tedirginlik vardı gözlerinde. Ben de gözlerimi ayırmadım ondan. Midemdeki elektriklenme tüm vücuduma yayılmış gibi ürperdim bakışlarından. Gözlerimi kaçırdım. ''Bir şey mi oldu?''

Ortam çok gericiydi, her ne kadar bedenim bana şu an ne kadar ağır gelse ve kaslarımı hareket ettiremesem de gülümsedim. ''Simitler pahalılanmış, ondan oldu herhalde.''

Jaemin gülümser gibi oldu, elini belimden çekti ve benden uzaklaştı. Kalbimin atışını şimdi daha net duyuyordum. Patlayacak gibiydi. Bacaklarımı kendime çekip yere bakarken eşyalarımın her yere dağılmış olduğunu gördüm. Kuruyan yanaklarımı sildim ancak bu sadece canımın yanmasına sebep oldu. Jaemin benden önce davranıp eşyalarımı çantama atarken ben kollarımı bacaklarıma sarıp ona öylece baktım, o ise çantamı kenara koydu ve ayağa kalktı. Elini uzatıp bana baktığında beklemeden elini tuttum ve beni yukarı doğru çekerek ayağa kalkmamı sağladı. Eli sıcacıktı ve beynimin uyuştuğunu hissettim.

''Ağrı kesici vermemi ister misin? Kahvaltıyı salonda da yapabiliriz.''

Başımı iki yana salladım ve avuç içlerimi kabanıma sildim. ''Mutfakta yapabiliriz, fark etmez bana.'' Jaemin beni kısaca süzdü, kabanımı çıkardım ve asmak için portmantoya ilerledim ancak Jaemin benden önce davrandı. ''Ben asarım.'' dedi kabanımı elimden çekip alırken. Adım atmama bile izin vermedi, ben de onu izlemekle yetindim.

Ben mutfağa geçip poşetteki simitleri çıkardım ve onları bir tabağa koydum. Hâlâ mükemmel hissetmiyordum ama idare ederdi işte, ellerimin hafif hafif titrediğini fark ettim. Gözlerim ellerimdeyken bir an için odağımı şaşırdım, aklıma anılar doldu ve bıçağı ani bir şekilde tezgaha bıraktım. Kanları görüyordum, ne zaman elime bıçak alsam karnımdaki ve ellerimdeki kanı hissediyordum. Gözlerimi kırpıştırarak derin bir nefes aldığım sırada Jaemin gelmişti. ''Sen otur.'' derken arkamdan geçip sağımda durdu. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Bıçağı elime almamam lazımdı.

''Yardım etmek istiyorum.'' dedim omuz silkerek. Başım hâlâ dönüyormuş gibi hissediyordum, dengemi sağlayamayacak gibiydim ama tezgaha tutunduğum için çok fazla hissetmiyordum etkisini. Jaemin arkama doğru geçti ve başını uzattı. ''Bana başka bir konuda yardım edebilirsin.'' dedi kısık bir sesle.

Kaşlarım çatıldı, başımı ona çevirirken ne kadar yakın olduğumuzu fark etmem biraz uzun sürdü. Kalbim gümbür gümbür atarken yutkunabildim sadece, iç çektim ve simitleri tabağa yerleştirmeye başladım ancak bunu yapmamdaki tek amaç biraz olsun zaman kazanmaktı. ''Ne konuda?''

''Bana...'' dedi ellerini iki yanımdan tezgaha yaslarken. Bedenimi hapsetmesi hiç mantıklı değildi, doğru hiç değildi ve bunu yapmaya devam ederse yine nefessiz kalacaktım. 

''...arkadaş grubundan bahsetmeye başlayabilirsin. Özellikle de Jeno'dan.''

jaemin jeno kapismasi mi... OLUR OLUR YERİZ

jaemseul shipperlara bir haberim var... sonraki bölümü bekleyin çünkü... cunku... ÖYLE İŞTE.

yorumlarınızı bekliyor olacağım, kendinize cici bakın ve çok öptüm 😘 !! 👉🏻👈🏻🤧👅💅🏻🤭🌟💫⭐🌕

MERAK EDENLERINIZ VWRDIR DIYE SÖYLÜYORUM JAEMIN DÜN GECE KOLTUKTA YATTI. enistenizle bir sure limoniyiz lutgen bu konu hakkında sorular sormayin iliskimle degil isimle anilmak istiyorum 😔🙏🏻🙏🏻

OY SINIRI: 15+
YORUM SINIRI: 50+

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro