51.
"Bir sorun olmadığına emin misin Summer?"
Karşımda duran sınıf öğretmenime baktım. Stresten tırnaklarımı bacaklarıma geçirirken yutkunmaya çalıştım. Sürekli herkes üstüme geliyordu. Neden kimse beni rahat bırakmıyordu sadece?
"Eminim." dedim titreyen sesimle. Yüzüne bakamayıp başımı eğdim.
Düşen notlarımdan dolayı sınıftakiler gidince beni konuşmak için beklemişti.
"Son üç denemede sonuncu olmuşsun."
Cevap verememiştim. Ağlamak üzereydim bu yüzden de ağzımı açamadım.
"Ayrıca hocaların da bana sitem etmeye başladı. Derslere geç geliyormuşsun, derste sorulan sorulara cevap vermiyormuşsun."
Dirseğimi masaya yaslayıp elimi alnıma koydum. Of.
Kendimi tutamayıp göz yaşlarımı serbest bıraktım.
"Ailevi bir problem mi var?"
Yaklaşık iki haftadır sürekli odama kapanıp ağladığım için ne kitap ne defter açıyordum. Neden böyle kontrolü kaybettim bilmiyorum sadece artık özgür olmak istiyordum.
"Rehberliğe gidelim istersen."
Beni bırakmayacağını anladığım için başımı salladım.
"Olur ama iyiyim ben."
"Nasıl istersen."
Göz devirip zar zor ayağa kalktım. Ve birlikte sınıftan çıktık.
+
Somurta somurta rehberlik odasından çıktım ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Bıktım artık herkesin aptal aptal tavsiyelerinden. Neden insanlar akıllarını sadece kendinlerine saklamıyordu?
Sinirli sinirli sınıfa girip kapıyı kapattım ve sırama oturdum. Elime aptal deneme sonuçlarını tutuşturmuşlardı. Anneme göstermem gerekiyormuş. Zaten ben göstermesem hafta sonu toplantıda öğrenecekti.
Annem beni parçalayacaktı. Ne diyecektim ben ona? Ağlayarak başımı sıraya gömdüm ve hıçkırmaya devam ettim.
Bıktım artık sürekli insanların bana karşı tavırlarından. Sürekli ot gibi ders yapmak zorunda mıydım? Sürekli birinci olup test mi çözmem gerekiyordu?!
"Summer!!"
Jessica'nın sesini duyunca başımı kaldırdım.
"Summer ne oldu? Ne konuştunuz?"
Yutkundum ve göz yaşlarımı sildim.
"Boş şeyler işte. Neymiş neden sonuncu oluyormuşum..Neden sürekli ders dinlemiyormuşum?!"
Jessica ofladı ve bana sarıldı.
"Sen ne dedin?"
"Hiçbir şey. Toplantı varmış haftasonu. Bittim ben."
"Evet duydum. Ama son senemiz zaten kimse çok takılmaz."
"Annemi tanımıyorsun sanki." dedim ve göz devirip saçlarımı düzelttim.
"Üzülme anlar o da seni."
Başımı iki yana salladım.
"Neyse, boşver hadi yemeğe çıkalım."
+
"Bu notların hali ne!"
Annem ateş saçan gözleriyla bana bas bas bağırırken ben sadece koltukta oturup ağlıyordum.
"Hiç utanmıyor musun sen sonuncu olmaya?! Böyle mi kazanacaksın?! Yazıklar olsun sana!"
O her bağırdığında benim ağlamam daha da şiddetlendi. Yerin dibine girmek istiyordum.
"Ne oluyor kızım sana?! Akşamları yemek yemiyorsun, odana kapanıyorsun ders çalışacağım diye..Bu mu yani sonucu?!"
Stresten dizimi sallamayı durduramıyordum. Şu an o konuşuyordu ama benim düşündüğüm tek şey Zayn'e olan özlemimdi. Her şeyin sebebi oydu ama ona kızamıyordum bile.
"Anne ne oluyor ya? Ne bağırıyorsun?"
Abim merdivenlerden inip yanımıza geldiğinde şaşkınlıkla bize baktı.
"Summer niye ağlıyorsun?"
"Bak bak, kardeşinin gurur tablosuna bak."
Annem elindeki kağıdı abime gösterdiğinde abim boş boş bana baktı.
"Tamam ya ne olmuş yani?"
"Shawn defol git odana sinirimi senden almayayım."
"Anne tamam ya sakin ol."
"Ben bunun toplantısına falan da gidemem."
"Tamam ben giderim." dedi abim göz kırpıp. O an gözlerimi silip ona baktım.
"İyi git. Muhteşem başarılarını dinlersin."
Annem benden gerçekten nefret ediyordu. Haftalardır her gece odamda ağlamama rağmen bir kere gelip neyim olduğunu sormamıştı. Bu kadar yalnız kaldığımı bilmek canımı çok yakmıştı.
"Summer gel gidelim hadi."
Abim kolumdan tutup beni kaldırdığında ağlamam seyrelmişti. Merdivenlerden odama çıkıp içeri girdim. Abim de arkamdan gelip kapıyı kapattı.
"Abi bak sorguya çekeceksen-"
"Hayır aptal. Gel anlat ne oldu."
"Hiçbir şey olduğu yok! Yeter rahat bırakın beni!"
Boğazımdaki acıyla ağlamayı sürdürdüm. Yatağıma gidip oturduğumda abim de yanıma oturdu.
"Seninde ergenliğin şimdi mi tuttu?" dedi alayla.
"Abi git."
Saçlarımı karıştıracağı zaman öfkeyle ona vurdum.
"Yeter!"
Birden bire durdu.
"Lan..Baksana sen bana. Yoksa sevgilin mi var?! Aşık mı oldun?!"
Hemen panikledim ve kızaran yüzümü gizlemeyi denedim. "Saçmalama."
"Bu gerginlik ne o zaman?"
"Oof."
"Summer bak bazen lezbiyen olup Jess ile sevgili olduğunuzu düşünüyorum." dedi ve çok komikmiş gibi kahkaha attı.
"Hahaha.." Onun taklidini yapıp güldüm.
"Ciddiyim ben. İyice ot oldun farkında mısın?"
Kalbim kırıldığı için ister istemez alt dudağımı sarkıttım. Ne yapayım yani yaşıtlarım gibi sosyal değilsem? Oysa Zayn ile deli gibi eğleniyorduk, beni çok mutlu ediyordu, onun sayesinde bende gayet iyi yaşıyordum. Ama şimdi gitmişti ve yine yapayalnız kalmıştım.
Islanmış gözlerimi kuruladım ve abime baktım.
"Ne yapayım yani?"
"Summer test çözmekten camdan dışarı bile bakmıyorsun."
"Annemi görmedin sanki. İki kere düşük not aldım diye demediğini bırakmadı."
"Her zamanki hali o onun. Sıkma sen canını."
Elini sırtıma koyup sıralandığında burukça gülümsedim. Normalde her dakika kedi köpek gibi didiştiğimiz için böyle insan gibi konuşmasını yadırgamıştım.
En çok da onun bu iyiliğine karşı ona ihanet etmiş gibi hissediyordum.
Başımı omuzuna yaslayıp sakin nefesler alıp verdim. "Keşke hemen büyüsem." diye mırıldandım.
"Bencede. Çekilmiyor bu ergenliğin."
"Yaa.."
"Lan tamam ağlama."
Aynı anda hem ayılaşıp hem de teselli etmesi nasıl oluyordu bilmiyorum ama bu da onun tarzıydı sanırım.
"İyiyim ben. Sadece sınav stresi var. Öyle işte."
Gözlerimi sildim ve oturuşumu düzelttim. "Kazanmak zorunda değilsin ki. Ne olursa olsun sen yine Summersın ve biz seni seviyoruz, başarılarını değil. Hem düşün, ben bile kazandıysam sen de kazanırsın."
"Ne olursa olsun mu?"
"Evet. Tabii ki."
"Yani..Hata da yapsam bile?"
"Kimse mükemmel değildir Summer. Sen de hata yapabilirsin."
Dilimin ucuna kadar gelmişti. Ona her şeyi anlatacakken ağlama dürtüm galip gelmişti.
"Abi-"
"Evet?"
"Ben.." Üzüntüden nefes alamadığımı hissettim. Gerçekten, ne anlatacaktım ona?
"Ben çok yoruldum sadece."
Artık ağlayamıyordum bile. Yatağımın kenarında duran peçeteyi alıp gözlerimi sildim. Abim de masamda duran suyumu alıp bana uzattı.
"Niye bu kadar ağlıyorsun anlamadım ki."
Suyu içip yerine bıraktım.
"Hiç."
"Baksana sen, hadi gel benle, arkadaşlarla dışarı çıkacağız."
"Saçmalama abi ne işim var benim onlarla."
Aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman açıldı.
Zayn.
Ya Zayn de gidiyorsa?
Ya o da eğlenebiliyorsa?
Nasıl soracağımı bilemedim ama öğrenmem gerekiyordu.
"Kiminle gidiyorsun?"
"Tanımazsın."
Hep böyle kestirip atardı, arkadaşlarını veya kendi özel hayatını asla anlatmazdı. Ama Zayn de gelseydi söylerdi herhalde? Demek ki gitmiyor. O da eğlenmek istemiyor, çünkü benden ayrıldığı için pişman veya üzgün.
Gülümseyip başımı eğdim.
"Peki."
"Ağlamıyorsun tamam mı?"
"Tamam."
Yüzümü tamamen silip ona bakarak güldüm. "İyi. Gidiyorum ben, yine konuşuruz."
"Teşekkür ederim abi."
+
Pencerenin önüne çektiğim koltuğa oturmuş, bacaklarımı karnıma doğru çekip kollarımı sardım.
Kendi kendime düşünüp olduğum yerde ileri geri sallanıyordum.
Abim öğrenecekti. Başka yolu yok. Mümkün değildi.
Çünkü Zayn ondan korkuyordu doğal olarak. Belki de benden yeteri kadar cesaret bulamadı? Belki ayrılmaya mecbur kaldı?
Beni terk etmesini hazmedemiyordum. Mutlaka bir sebebi olmalıydı. Çünkü Zayn beni seviyordu. Bana beni hiç bırakmayacağını söylemişti..
Onu ve güzel anılarımızı düşündükçe göz yaşlarım birer birer akıyordu.
Ama bu kadar olay olamazdı. Eğer tek sorun abimse umrumda bile olmazdı, çıkıp karşısına her şeyi anlatırdım. Daha fazla Zayn'den ayrı kalmaya dayanamıyordum çünkü.
+++
depresif summer online✌
❤❤❤
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro