You're Waitin' For Me*19
(11.10, Salı, Koridor)
"Evet."
Rabastan ve Evan Astronomi Kulesine çıkacaklardı.
Cuma'dan sonra Pazar günü tekrar Dorcas'la buluşmuşlardı. Bu sefer bir çabaya girmemişler, sadece sırası gelen şarkıları dinlemiş ya da oyun oynamışlardı. Bunu yaparken sürekli bir şeyler hakkında konuşmuş ve saçma saçma şeylere bile gülmüşlerdi. Beraberken güzeldi. Dorcas da güzeldi.
"Rabastan?"
"Buradayım." irkilerek konuştu.
"Geç kalmayalım. Hadi."
"Tamam."
(11.57, Astronomi Kulesi)
Profesör bir şeyler anlatırken Rabastan dinlemekten sıkıldı. Sıranın altından gizli kapaklı iş çevirme vaktiydi.
*Rabastan* : Öğle arası yemeğe gitmeyelim.
*Dorcas* : Hayır olmaaz. Açım.
*Rabastan* : Her zaman senin için bekliyorum :d
*Dorcas* : Kes sesini.
*Dorcas* : Sınıftan çıkma (:
*Rabastan* : ::::)
"Ne yapıyorsun?"
Barty'ye döndü.
"Saate bakıyorum."
"İki dakikadır mı?"
"Zaman geçmiyor!"
(12.36, Astronomi Kulesi)
"Bu oyun böyle oynanmaz!"
Dorcas çok sinirlenmişti. Rabastan bir oyun bulmuştu ve yanlış oynuyordu. Ama yanlış oynadığını asla kabul etmiyor Dorcas'ın bilmediğini söylüyordu.
"Böyle oynanır!"
"Seni şimdi şurad-"
Telefonu titreşmeye başlayınca sözü yarım kaldı. Neredeyse yatar gibi uzandığı sıradan doğruldu.
"Efendim?"
"Nerede olacak okuldayım."
"Bahçede."
"5.sınıflarla dedikodu yapıyorum Alice. Kapat!"
Rabastan gülmeye başladı.
"5.sınıflarla dedikodu yapıyorum Alice. Kapat!"
Onu taklit ederek konuştuğunda Dorcas onun dizlerine koyduğu ayaklarıyla dizlerine vurdu.
"BDSM mi yapıyoruz?"
Rabastan sırıtarak sorduğunda 'Fifty Shades of Grey'in tema şarkısını açtı.
"Bilmem, olabilir."
"Siktir, ne?"
Dorcas gülerken konuştu.
"Çok olağanüstü randevumuzu bölüyorum ama gitmemiz lazım."
Rabastan elini kalbine koydu.
"Beni burada mı bırakacaksın?"
"En azından burada bırakıyorum."
(13.01, Sera)
"Nasıl gidiyor beyler?"
Profesör Sprout, Rabastan ve Regulus'un bitkisinde baktı.
"Anlaşılan pek iç açıcı değil ha?"
Rabastan dilini dışarı çıkararak bir şeyler yapmaya başladığında Profesör Sprout 'yine ne yapacak' der gibi ona bakıyordu.
"İşte oldu Profesör bakın!"
Bitkide hiçbir değişiklik yoktu.
"Evet Bay Lestrange, sihirli ellerinizle bitkiyi kutsadınız."
Profesör Sprout uzaklaşırken Rabastan göz devirerek mırıldandı.
"Evet Profesör Sprout, siz de yüksek espri anlayışınızla beni kutsadınız."
"Öğle arası neredeydin?"
"OKULDAydım."
"Vay canına Rab." Regulus kahkaha attı.
"Sikeyim seni!"
(15.47, Gryffindor Ortak Salonu)
"Ödev. Yine ödev. YİNE ÖDEV VAR."
Dorcas çantasını koltuğa attığında konuştu.
Hepsi ona şüpheyle bakarken Dorcas onların bu bakışlarını görmüyordu.
"Yapacak mısın?"
"Yapmayacak mıyız?"
"Bilmem. İşin falan yok mu?"
"Hayır Remus ne işim olabilir?"
"5.sınıflarla dedikodu yapmak?"
"O bir kere olur."
"Hadi kütüphaneye inelim. Akşam rahat rahat yayılmak istiyorum."
Alice, Dorcas ve Remus çantalarını alarak kütüphaneye gittiler.
(18.53, Slytherin Ortak Salonu)
"Cissy son yere ne yazacağız?"
"Daha oraya gelmedim Rabastan."
"Zaten dört yer var. Hogwarts Tarihi mi yazıyorsun?"
"Al son bölüme bu yazılacak."
Barty'nin verdiği parşömeni aldı ve aynısını geçirmeye başlayacaktı ki
"Salak herif aynısını mı yazacaksın?!"
"Evet."
"Böylece ödeve not vermesin değil mi?"
"Tamam değiştiriyorum."
(20.16, Büyük Salon)
"Sen Slytherin masasına bak. Ben Dorc'a bakarım."
Alice ve Remus planı kurmuşlardı.
Dorcas'ın üç keredir ortalıktan bir anda kaybolması onları şüpheye düşürmüştü. En sonunda Sirius haritadan Dorc'a bakmıştı ve yanında Rabastan olduğunu söyleyince hepsi çok şaşırmıştı. Arkadaşları üç kez gizli saklı Rabastan Lestrange'le mi buluşmuştu? İki soru vardı. Neden? Ne yapıyorlardı?
Alice konuşmaya başlayınca diğerleri de katıldı. Ve sohbeti ilerlettiler.
Bu arada Remus, Slytherin Masasına bakıyordu ve Alice de Dorc'un göz odağına.
Remus, Rabastan'ın tam karşısına oturmuştu. Dorcas biraz daha çaprazında kalıyordu.
Bütün öğle arası boyunca iki salağın gözlerinin birleşmesini beklediler.
Ama ellerine hiçbir şey geçmedi. İkisi de birbirine bakmamıştı çünkü!
(21.48, Gryffindor Ortak Salonu)
"Dorc bir şeyler söylemek ister misin?"
Dorcas'ın içindeki endişe kendini gösterdi.
"Ne gibi?"
"Şu kaçıp kaçıp gitmelerin gibi..."
Alice karşısına geçmiş ciddi bir şekilde onu sorguya çekiyordu.
"Kaçıp kaçıp gittiğimi de kim söyledi?" Dorcas gergince gülerken öğrenmiş olma ihtimallerini gözünün önünden geçirdi.
Yoo, hiç ortalıkta buluşmamışlardı ki. Öğrenmeleri imkansızdı. SİKTİRSİNLER!
"Hufflepuf'taki flörtünle buluşmadığını biliyoruz."
"Öyleyse Kaptan'la buluştuğumu biliyorsunuzdur?"
"Hayır. Rabastan Lestrange'le buluştuğunu biliyoruz."
SİKTİR. SİKTİR. SİKTİR.
"Neden biz söylemedin? Seni engelleyecek miydik?"
"Bir çocuk için bana tavır alamazsınız."
"Bir çocuk için bize yalan söyleyemezsin."
"Niye bunun hakkında tartışıyoruz? Biz arkadaşız. Benim yanımda durmanız gerekir."
"Nereden buldun onu?"
"Saçma davranıyorsunuz. Sadece..."
"Sadece ne? Beraber saatlerce oturup şarkı mı dinliyorsunuz sonra da 'sana aşığım' mı diyor? Ne olabilir?"
Vay be Remus bunu nereden biliyordu?
"Oyun oynuyoruz. Falan."
"Falan ne?"
"Bana bunun için kızmana gerek yok Remus. Elbette söyleyecektim herhalde. Süper kontrol manyağı arkadaşlarım olduğu için her şeyi bir anda söyleyemiyorum!"
Sonra Dorcas tekrar konuştu.
"Siz benim arkadaşlarımsınız. Aynı şeyi siz yapsanız ben sizi desteklerdim. Ne düşündüğümü bilmiyorsun bile."
"Ne düşünüyorsun?"
"Bunu söylemek istemiyorum şu an."
"Ne düşündüğünü biliyor musun?"
"Tabii ki biliyorum. Ne diyorsun Remus?"
"Heves."
"Sizinle tartışmayacağım." dedikten sonra hızla yatakhaneye çıktı.
Dert ettikleri şeye bak. Saçmalıyorlardı. Madem heves diyordu. Neden bu kadar takmıştı salak Remus?
(22.32, Slytherin Erkekler Yatakhanesi)
"Regulus oyuna gir."
Regulus banyodan bağırdı. "Duş alıyorum salak çocuk!"
"Duşa daha girmediğini biliyoruz. O banyoda geçirdiğin bir saatin hakkını ver!"
Rabastan yatağın altından bağırdı. Geçen gün oynadığı oyun yüzünden yatakta yatmaya korkuyordu ve yatağın altında saklanıyordu. Ama tabii ki bunu kabul etmeyip 'oyundaki atmosferi yaşamak istediğim için' diyordu. Hem yatağın altındayken telefonu daha güvendeydi.
"Banyodan çıktım!" Regulus bağırdığında Rabastan banyo kapısına en yakın yatakta yatıyor olmanın yararıyla banyoya girmişti.
"REGULUS ARCTURUS BLACK SENİ BÜTÜN DIAGON YOLU BOYUNCA SİKEYİM!"
Regulus banyodaki çoğu zamanını suyu soğuk hale getirmek in uğraşmıştı.
Ve şimdi Rabastan'ın bağırışlarını elindeki şekeri emerek ve arkasına yaslanarak keyifle dinliyordu.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro