I Know That*3
(09.18, Pazartesi, İksir Sınıfı)
''Bay Lestrange bu sabah pek enerjik değilsiniz.'' dedi Slughorn sıraların arasında dolaşırken. Neden acaba? ''Evet profesör. Biraz rahatsızım.'' E bina öğretmenlerine 'Evet profesör. Bütün gece ateş viskisi shotı attık da uyumadım.' diyecek hali yoktu. Remus konuştu. ''Yiyip içtiklerine dikkat edersen..'' dedi iksirine ot doğrarken. Rabastan kafasını kaldırmadan cevap verdi. ''Olur olmadık yerlerde saçmalamazsan..''
''İksirin patlaması gerekiyor Remus. Biz hala bir şeyler katıyoruz.'' O anda patlama sesiyle sol taraflarına döndüler. Rabastan ve Regulus iksirlerini patlatmışlardı. Rabastan aklı başına yeni gelmiş gibi görünüyordu. ''Rabastan ve Regulus... Çok güzel. 10 puan Slytherin'e.'' Rabastan, Dorcas'a baktı sonra da eşyalarını toplamaya başladı. NE? Gerçekten, ne? Evan ve Lucius gülerlerken Regulus da güldü. ''Dorc hadi.'' İki derslik iksir dersi bitmişti ve sonunda çıkıyorlardı. Rabastan uyuşuk uyuşuk eşyalarını toplarken Dorcas ve Remus da sonunda çıkabildiler.
(11.57, Tılsım Sınıfı)
''Çok güzel Bayan Meadowes.'' Profesör Flitwick başını memnuniyetle salladığında Dorcas gülümsedi. ''Görüyor musun Remus? Bir harikayım.''
Remus gülerken arka sırada işler onların ki gibi gitmiyordu. Lucinda, Rabastan'ı azarlarken nasıl yapılacağını anlatıyordu. Rabastan'sa her zaman ki gibi sadece işine gelen yerleri duyuyordu. Dilini dışarı çıkarırken Lucinda'nın çıldırmış şekilde ona bir şeyler anlatmasına gülüyordu. Lucinda onun güldüğünü ve dinlemediğini fark ettiğinde Rabastan için çok geçti. Çünkü çoktan karın boşluğuna bir yumruk yemişti. Regulus da Lucinda'yı azarlamaya başlamıştı. Ve ona 'Küçük Pitonuna dokunmasının yasak olduğunu ve eğer bir daha zarar verecek olursa Lucinda'yı Mızmız Myrtle'a şikayet edeceğini ve bütün bokları dökeceğiyle ilgili' bir tehdit savurmuştu. Lucinda'ysa altta kalmamış eğer kendisi yanarsa Regulus'u zevkle yakacağını söylemiş ve asasından küçük bir ateş çıkarmıştı.
Hella ve Rodolphus çocukları kavga eden anne baba gibi onları izliyordu.
(12.06, Koridor)
Sonunda bu ders de bittiğinde öğle arasına çıkacaklardı ve Rabastan'ın tek istediği yemek yedikten sonra bahçeye çıkmaktı. Ve Dorcas'la uğraşmak. Bunu düşününce sırıttı. Dorcas ne kadar terslerse o kadar eğlenceli hale geliyordu. Koridorda Remus'un ve arkadaşlarının sesini duyduklarında Rabastan ''Açım.'' dedi ve yürümeye başladı.
Remus ise asıl onunla uğraşmak istiyordu! Hadi ama nereye gidiyordu bu? Ve Remus bırakmadı ''Lestrange!'' diye bağırdı. Dorcas göz devirip ''Saçmalamayı kesin kurt gibi açım.'' dediğinde Remus yine de onu dinlemedi ve boş koridorda Rabastan'a yetişti. Ellerini cebine sıkıştırıp onunla yürümeye devam etti. Rabastan'sa sadece ilerliyordu. Bu kadar tepkisiz olmamalıydı!
''Şimdi de suskunluğunla mı olay çıkartmaya çalışıyorsun?'' Rabastan bir süre cevap vermedi. Sonra ağzı açıldı. ''Hayır.'' Ve başka bir şey demedi. En azından bir iğneleyici kelime, en azından bir alaylı tını.
Remus durmadı. ''Demek büyüdün ha?'' dedi alayla gülümserken. Rabastan kafasını salladı. ''Evet.'' dedi. James olsa çoktan onu yakasından tutup yüzüne yumruğu geçirmişti. Öyle de oldu. Remus ne kadar başkan olsa da onu yakasından tutup duvara yasladı. ''Bir tepki ver. Bir sikik tepki ver!''
Sirius'un sesini duymasıyla bıraktı. Onlar yaklaşırken Rabastan sakince ''Bitti mi şovun?'' Sirius ve Dorcas yanlarına ulaşınca ''Umarım kendini tatmin etmişsindir.'' dedi ve yürümeye başladı.
(12.11, Büyük Salon)
''Nerede kaldın?'' dediklerinde omuz silkti Rabastan. Konuşmaya çok üşeniyordu. O kadar şeyi anlatmak çok zor görünüyordu. Sonunda bulduğu ilk yere kendini attı ve tabağını doldurmaya başladı.
Diğerleri de kendi haline döndüklerinde Rabastan önündeki patates püresini başka bir yemek yapmaya çalışıyordu. Kısmen başarmıştı da. Biraz ot, biraz et ve patates püresi. Sanki en çok istediği şeymiş gibi beğeniyle ve hayranlıkla tabağına baktı. Sonra gülümsedi ve yemeye başladı.
Onun bugün ki halini konuşan Rodolphus, Hella ve Regulus'tan haberi yoktu tabii. Rodolphus gözlerini kısıp kardeşini izlemeye devam etti. "Sizce ne düşünüyor?" Regulus kafasını iki yana salladı. "Kesinlikle iyi şeyler düşünmüyor. Şu el hareketlerine baksana!" Üçü de Rabastan'ın ellerine baktılar. Bir elinde çatalı vardı diğerinde de bıçağı. Ve bıçağını, çatalına yardımcı olmaktan başka bir şekilde kullanmıyordu. Aynı şekilde çatalını da ağzına götürmekten başka bir şekilde kullanmıyordu.
Ama bu üçlü o kadar paranoyaktı ki bir anda bıçakla bir şey yapacağını düşündüler. O an sanki evren onların elinde olan bir kuklaymışçasına bu düşünceyi hayata geçirdi. Rabastan, bıçağını çatal sanıp ağzına götürürken eli kaydı ve bıçakla çenesine bir yarık açtı. Yani normal yemek bıçağıydı ağır değildi. AMA... DOSTUM ÇOCUĞUN ÇENESİNDE YARIK VARDI! Üçü de gözleri kocaman olmuş onu izlerken Evan bağırdı "Rodolphus ne bakıyorsun aptal herif?! Hastane Kanadına gitmemiz gerekiyor!"
(12.27, Hastane Kanadı)
"Bay Lestrange, ben de nasıl oldu da bu hafta Hastane Kanadı'na uğramadınız diye düşünüyordum." Şifacı çenesini sardıktan sonra iksirlerini getirmeye gitti. "Uyumak istiyorum." Hella başını salladı. "Çıkınca yatakhaneye git. Biz hallederiz." Regulus en sonunda gülüşünü bastıramayıp gülmeye başladığında diğerleri de gülmeye başladı. "Bir daha eline bıçak aldığında kendi ellerimle Moody'yi önüne bırakacağım." Rabastan gülerken "Acıyor, sus." diyebildi.
(15.38, Slytherin Ortak Salonu)
Rabastan ortadaki koltuklardan birine yatmış uyuyakalmıştı. Gürültüleri duyunca ve sırtına bir ağırlık binmesiyle bağırdı. Acı çekerken üstündeki her kimse "Seni sikeceğim." diye söylendi. Biraz muhabbet ettikten sonra Rodolphus "Eee öğle yemeğinden önce ne oldu? Neden geç kaldın?" diyince Rabastan ofladı. Kurtulamayacak mıydı? "Lupin'le karşılaştım." dedikten sonra susmayacaklarını bildiği için "Saçmaladı bir şeyler, sonra arkadaşları geldi, bende Büyük Salon'a girdim." Hepsi dahasını bekler gibi ona bakarken "Sonra da çeneme bıçak sapladım. Hastane Kanadına gittik. Hella, Rodolphus, Regulus ve Evan diye arkadaşlarım var. Slytherin'deler 6.sınıf. Hepsi de cin gibidir. Tanışs-" Rabastan çıkıştı. "Sikeyim dalga geçme. Ne olduğunu anlat." Rabastan'ın kaşları çatıldı. "Zaten anlattım. Bir şeyler söyledi sonra arkadaşları geldi diyorum! Kulaklarını temizlemeli miyiz?" Rodolphus rahatlıkla "Yalan söylüyorsun." dediğinde Rabastan omuz silkti. "Zaten hep bunu diyorsun. Siktiğimin dünyasının sonunun geldiğini söylesem de bana inanmayacaksın." dedikten sonra ayağa kalktı ve yatakhanesine çıktı.
"Ergenliğe yeni mi giriyor bu?" Rodolphus'un sorusuna Barty cevap verdi. "Ona inansaydın o zaman zarar görmezdin. Ve şu an onunla olan ilişkinde onu suçlayamazsın."
(16.01, Slytherin Erkekler Yatakhanesi)
*+44...* : Naber, en yakın arkadaşı #1 düşmanım olan Gryffindor?
*Dorcas* : Şu saçma şeyi kes artık.
*Dorcas* : Bana mesaj atmayı kes.
*Dorcas* : Senin aptallıklarınla uğraşmam.
*+44...* : Ah, sesi duydun mu?
*+44...* : Kalbimi alıp parçalara ayırdığında çıkan sesi...
*Dorcas* : Duyabilirdim...
*Dorcas* : Eğer kalbin olacak kadar insan olabilseydin
*Dorcas* : :)
(görüldü, 16.08)
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro