Girl*6
*previously on Star Shopping*
(10.57, Salı, Hastane Kanadı)
'Sonra kaos geldi. Rabastan daha fark edememişti. Ama Regulus onu görmüştü. ''Siktir Rab...'' dedi koluyla oğlanın koluna vurarken. Rabastan'sa ''Tamam bundan sonra gerçekçi olmayacağım.'' demişti. Sonra yatağın ayak ucunda birinin durduğunu hissedince Rabastan doğruldu. Boş boş karşısındakine bakıyordu. Ne işi vardı bunun burada?'
Adele yatağın ucunda duruyordu. Rabastan doğrulmuştu. Tabii ki konuşuyorlardı. Ama birbirlerine karşı hep mesafelilerdi. Ve Adele de Rabastan'ın sırf kafası şişti diye geçmiş olsun demek için ta Hastane Kanadı'na gelmezdi.
"Reg, Rabastan'ı biraz çalabilir miyim?" Adele, Regulus'la da iyi arkadaştı. Rabastan ve Adele ayrıldıklarından sonra onlar için değişen bir şey olmamıştı, hala yakınlardı.
Regulus kafa salladı. "Keyfinize bakın. Birazdan gelirim." Adele gülümsedikten sonra Regulus da Adele'e gülümsedi ve gitti.
Rabastan şaşkın şaşkın karşısındakine bakıyordu. "Her şey yolunda mı?" diyebildi en sonunda.
Adele yatağın ucuna oturdu. "Sana bir şey sormalıyım. Ve bazı şeyleri açıklamalıyım." derken saçlarını omuzlarından geri attı. "Düşünüyordum..." biraz durdu. Kafasında cümleleri toparlıyordu. Rabastan ona bakmaya devam ediyordu. Adele çok güzel bir kızdı. Ama Rabastan bunu düşünmüyordu, şu an. "Biz beraberken her şey çok güzeldi. Ve mutluyduk. Sadece şımarıklık ettim ve bu kötü şeylere sebep oldu." biraz bekledi. "Üzgünüm hata yaptım." Rabastan kaşları kalkmış onu izliyordu.
''Saçmalıklar olmadan her şeyin güzel olacağı bir ilişkiye var mısın? Bir kere daha.''
Adele sonunda sorduğunda rahatlamış görünüyordu. Belki de uzun zamandır bunu düşünüyordu.
''Senden hemen bir cevap beklemiyorum. Şaşırdığını görebiliyorum. Sadece düşün. Her şeyi düzeltebiliriz. Ve her şey yeniden mükemmel olabilir.'' dediğinde Rabastan kafasını salladı.
''Tamam, Astronomi Kulesinde buluşalım. 9.30.'' dedi. Adele de kafasını salladıktan sonra ''Görüşürüz.'' diyerek Hastane Kanadı'ndan çıktı.
(12.52, Bahçe)
''Mutlu musunuz?'' Rabastan hesap veriyordu. Narcissa bir çığlık attığında göz devirdi. ''Merlin sonunda!'' Hella'ysa ''Seni sevdiğini biliyorsun.'' demişti. ''Ve sen de ona karşı boş değilsin.'' Rabastan kafasını salladı.
Başlarda o kadar bağlı değillerdi birbirlerine ama sonra birbirleriyle daha fazla vakit geçirmeye başlayınca birbirlerine alışmışlardı.
''Peki sen ne düşünüyorsun? Çünkü her şey ona göre ilerleyecek.''
Kabul edecekti galiba. Adele iyiydi. Birbirlerine ayak uyduruyorlardı. Ve mutluydu. Mutluydular.
''Kabul edeceğim. Biz...iyiydik. Yani her şey iyiydi.''
Narcissa kahkaha attı. ''Tabii ki her şey iyiydi. Merlin aşkına çok güzeldiniz!''
Rabastan biraz daha bu muhabbet hakkında konuşursa vazgeçeceğini düşündü. Kızlar da bunu anlamış gibi ''Tamam seni bırakıyoruz. Erkek arkadaşlarının yanına git.'' dediklerinde yanlarından ayrılmıştı.
(15.47, Gryffindor Ortak Salonu)
''Ne yani öylece duruyordun sonra ilahi bir güç geldi sana bu numarayı verdi sonra da siyah dumanlar eşliğinde yok oldu?''
Çapulcular, Ortak Salon'da oturmuş Peter'ın geçen gün 'işletiriz' diye getirdiği numarayı tartışıyorardı.
Peter ofladı. ''Dorcas'a mesaj atmıştı. Oradan aldım.''
Sirius telefonuna numarayı yazarken ''Şimdi öğreneceğiz...'' diye mırıldandı. Numarayı telefonundaki programa yazdıktan sonra biraz beklediler. Ve sonucun açılmasıyla dördünün de gözleri kocaman açıldı.
''Ne?'' dedi James inanamayarak. Hepsi dehşete düşmüş şekilde numaranın sahibinin ismine bakıyordu.
''Mesajda ne yazıyordu Peter?'' Remus sorarken Peter hatırlamaya çalıştı.
''Evet, hatırladım! 'Ben de öyle düşünmüştüm.' yazıyordu.
Sirius yüzünü buruşturarak ''Ne sikimden bahsediyor?''
''Bunu sadece üç kişi bilir. Dorcas, Rabastan ve Merlin.'' James başını iki yana sallarken konuşmuştu.
''Belki sadece önemsiz ve saçma bir şeydi.'' Peter olayın iyi yönünden bakmaya çalışırken Remus ''Neden Dorcas öyleyse?'' demişti.
Sirius sanki dünyadaki en büyük başarısı bir başkası tarafından çalınmış gibi bir ifadeyle ''O DA MI İŞLETİYOR YOKSA? ÇATALAK BUNUN DOĞRU OLMADIĞINI SÖYLE!''
Dördünün de kafası buna yattığında kendi şakalarını kullanan insanları boğmak hakkında teoriler buluyorlardı.
(19.49, Slytherin Ortak Salonu)
Rabastan yatakhaneye çıkmadan kendini Ortak Salondaki koltuklara atmıştı. Birazdan zaten yemeğe gideceklerdi.
''Rabastan, Profesör Slughorn seni çağırıyor.'' Bina başkanları Anwar Greengras'ın sesini duyduğunda ayağa kalktı. ''Sağol..'' diye mırıldanırken son iki haftası gözünün önünden film şeridi gibi geçti.
(19.53, Profesör Slughorn'un Odası)
''Profesör, beni çağırmışsınız.'' temkinli adımlarla odaya girip masanın önünde durduğunda Slughorn gülümsedi. ''Rabastan, otur lütfen.'' dedi öğrencileriyle özel konular konuştuğu koltuk takımını işaret ederken.
Rabastan koltuğa otururken hala anlam veremiyordu.
''Ufak bir kaza geçirmişsin oğlum. İyi misin?'' Rabastan kafasını salladı. ''Evet, profesör daha iyiyim.''
Slughorn asıl konuya girmişti sonunda. ''Son iki haftadır kafanın biraz karışık olmasıyla beraber profesörler senden çok memnun. Derslere katılımın yılbaşındaki haline dönmüş. Özellikle...''
Annesinin bütün bunlardan haberi mi oluyordu yani?! Manyak bir takipçiydi bu kadın!
''...tebrik ediyorum oğlum. Unutmaman gereken şeyleri biliyorsun.'' Slughorn gururla ona bakarken Rabastan gülümsedi. ''Elbette profesör. Teşekkür ederim.'' dedikten sonra odadan çıktı.
(20.39, Büyük Salon)
Dorcas sonunda Alice'e anlatmıştı. Ve yemek boyunca Alice, Rabastan'ı gözlemişti. ''Mesaj atmıyor mu artık?'' Alice sorduğunda Dorcas kafasını iki yana salladı. ''Perşembe günü attı en son. Bir daha bir şey olmadı.'' Yemek yemeye döndüklerinde yine normal hallerine dönmüşlerdi.
''Dorcas'ın attığı kafanın etkisinden çıkamıyorum hala.'' dedi Remus kahkaha atarken. Dorcas ayağa kalkıp ''Ah ben...'' diyip saçlarını savurmuştu.
(21.07, Slytherin Erkekler Yatakhanesi)
''GİDİYOR MUSUN?!'' Regulus bağırarak Rabastan'ın koluna yapıştığında, Rabastan sweatshirtünü kafasından geçirmeye çalışıyordu. Bir kolundan Regulus diğer kolundan Barty tutup onu engellerken gidemiyordu.
''Böyle yapmaya devam ederseniz gidemeyeceğim.'' dedi burnundan soluyarak. Rodolphus ve diğerleri aşağıdaydı.
''Siktir git!'' Regulus, Rabastan'ın yastığını aldığında ''Artık benden sıkıldın değil mi?!'' yine evli karı-koca ilişkileri varmış gibi oynuyordu. Barty kahkaha atmaya başlayınca Rabastan da gülmüştü.
''Ceza alma Rab!'' Rodolphus o giderken arkasından bağırdığında Rabastan kapıya yürürken orta parmak çekmiş ''Tabii anne!'' demişti.
(21.32, Astronomi Kulesi)
Rabastan, bacaklarını Astronomi Kulesinin balkonundan sarkıtmış Candy Crush oynuyordu. Adele gelene kadar en iyisi buydu. Başka bir şey oynarsa yarım kalacaktı. Ve yarım kalmasından nefret ediyordu. Sonunda yanına biri oturduğunda telefonu kapatıp kafasını sağa çevirdi. İkisi de bir süre konuşmadı. Sonra Rabastan konuştu.
''Varım.'' derken elini tutmaya çalışmış, sonra da Adele'i öpmüştü.
(21.36, Gryffindor Erkekler Yatakhanesi)
Çapulcular yatakhanede yayılmış 'kim nerede, ne yapıyor' oynuyorlardı. Sirius ve James haritaya bakıp konuşuyorlardı. Bazen sadece isim verip Remus ve Peter'ın mekanı tahmin etmesini bekliyorlardı. Bazense mekanı verip kişiyi tahmin etmesini bekliyorlardı.
''DEVASA SİKTİR! BUNA İNANAMAYACAKSIN!'' Sirius heyecanla konuşurken Remus ve Peter birbirlerine tuhaf tuhaf bakmışlardı.
''Dostum ipucu geliyor... Astronomi Kulesi'nde bir çift. Ve düz bir çift. VE SEN BİLE KÜFÜR EDECEKSİN SİKEYİM!'' Sirius neredeyse heyecandan dans edecekti.
''Slytherin mi?'' Sirius kafa salladı. ''Peki..ıhm...bildiğimiz bir çift mi?''
Sirius buna ne cevap vereceğini bilemedi. ''Yani eski bir çift ama herkes biliyordu.''
Remus kafa sallayınca Sirius bağırdı. ''RABASTAN VE ADELE!''
''Siktir, ne?''
Oha bu bölüm dünküne göre daha iyiydi galiba.
Gökçen kafanıskm diyenler buraya
Gökçen seri kaosla diyen kaosla beslenen şeytanlar buraya
Kendimi kitlesi olan bir yazar sanıp bunu dermişim.
Bir de en üstte olan previous kısmı önceki bölümdeki konuşmalarıydı. Bu bölümde direk kızlarla olan konuşmadan başlıyor.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro