Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

'Cause We Only Have One Conversation A Week*22

(03.23, Perşembe, Slytherin Erkekler Yatakhanesi)

''Uyan.''

Regulus kafasını Rabastan'ın yatağından sarkıtmış onun uyanması için uğraşıyordu.

''Rab, uyan.''

Rabastan'ın koluna dokununca Rabastan aniden gözlerini açtı.

''Kalk. Ortak Salon'a inelim.''

Gecenin...Rabastan telefonundan saate baktı. 3 BUÇUĞU AMINA KOYAYIM.

Ortak salona indiklerinde Regulus koltuğa yattı. Rabastan da berjere oturdu. Arkasına yaslanıp Regulus'un derdini anlatmasını bekledi. Onu zorlarsa konuşmaz ya da kendini rahat hissetmezdi.

''Uyuyamadım.''

''Şeker ister misin?''

Regulus bi süre konuşmadı. Cebindeki şekeri çıkardığında birini Rabastan'a verdi.

''Sirius'u düşünüyorum. Yani aklıma geliyor.''

Rabastan bir şey demeden onu dinliyordu. Ne diyebilirdi ki? Sirius bir aptaldı. Ama Sirius'un kendine göre sebepleri haklıydı. Regulus'u bu konu hakkında teselli edemez ya da bunun hakkında bir şey söyleyemezdi. Bu konu hakkında hiçbir şey Regulus'u sakinleştirmez ya da teselli etmezdi. Rabastan da teselli etme konusunda berbattı zaten.

''Bütün sorumluluğu bana yükledi ve kaçtı. Bencilce davranıyor. Ve onun bunu yapmasından nefret ediyorum. Ama olmuyor. Ondan nefret edemiyorum. Ve onu hala seviyorum.''

Rodolphus böyle bir şey yapsaydı Rabastan ona çok kızardı. 

''Ona çok kızgınım ama bana bir şey dese kızgınlığım geçecek gibi hissediyorum.''

Regulus sustu. Biraz daha sadece oturdular. 

Sonra Rabastan sordu

''Uyudun mu?''

''Hayır. Oyun oynayalım.'' 

''Tamam. Ne oynayacağız?''

''Sims.''

''Reg o oyunda ev düzenliyorsun.''

''Rab o oyun eğlenceli.''

''Tamam. Aç.''

Oyuna dalmışlardı. Başka oyunlara bile girmişlerdi! 

''Rabastan uykum geldi.''

''Tamam. Bekle.''

''Beni kucaklayarak mı çıkaracaksın?''

''Evet, benim kaslı kollarım olmadan o merdivenleri nasıl çıkacaksın?''

''Saat 6'ya geliyor.''

Rabastan oyundan çıkıp koltuktan kalktı. 

''İlk ders Aritmansi. Ne düşünüyorsun?''

''Ortalıkta yaşlı bir ejderha gibi gezmeyi.'' 

Bunu dedikten sonra Regulus gözlerini kocaman açtı Rabastan'la göz göze geldiler.

''Banyo benim!''

İkisi de aynı anda konuşup yatakhaneye koştular. Yatakhaneye girdiklerinde Regulus arkaya bir tekme attı. Rabastan yere düşt.

''Seni sürtük.''

Regulus ona dönüp

''I'm a bitch

I'm a boss.

I'm a bitch and a boss

I'ma shine like gloss.''

diyip banyoya girdi.

Daha iki saat önce Sirius'u özlediği için ağlıyordu! 

(07.28, Büyük Salon)

''Sabaha kadar neden uyumadınız?'' Cissy sorduğunda Regulus ona baktı.

''Oyun oynadık. Sen anlamazsın.''

''Son onlomozson. Salak.''

''Ne oynadınız? Sims mi?''

Rodolphus alayla sorduğunda Regulua, içtiği balkabağı suyunu masaya püskürttü.

''SIMS GÜZEL!''

''En azından salak mugglelar gibi pizza pişirme oyunu oynamıyoruz.''

''SALAK MUGGLE OYUNU GÜZEL!''

''Ve bu doğruca anneme gidiyor.'' 

Rabastan ses kaydına aldığı telefonu kaldırdı.

Rodolphus ona şaşkınlıkla baktı. ''Seni sürtük yılan.''

Regulus gibi yapmayı düşündü bir an. Ama sonra o fikri hızla kafasından uzaklaştırdı.

''Abimi örnek almaya başladım. Tanıyor musun? Slytherin, 1.85, 6.sınıf, kızlar yakışıklı olduğunu söylüyor ama pek emin değilim. Bir de tam bir piç.''

Rodolphus ona gözlerini kısarak bakıyordu. 

''Hayatta her şeyin karşılığı var Rab.''

''Tabii. Seninkilerin karşılığı işte burada.''

''Dorc, neden biraz Rabastan'ı örnek almıyorsun?''

Dorcas gözlerini tabağından çekip Alice'e baktı.

''Ne?''

''Biraz enerjik ol!''

''Kenevir otu çekmiyorum Alice. Nasıl enerjik olabilirim?''

''Öyleyse ondan iste sana kenevir otu getirsin.''

''Şakacılığın üstünde yine.''

(10.34, Koridor)

Rabastan, arkadaşlarının gözden kaybolmasını bekledikten sonra boş sınıfa girdi. Dorcas da ona arkasını dönük telefonundan bir şeyler yapıyordu.

''Ne yapıyorsun?''

''McGonaggal'la animagus oluyoruz. Nasıl?''

''Çok iyi.''

''Slug Kulüp Partisi düzenliyormuş.''

''Davetiyeleri ben hazırlandım.''

''Kimlerinkini?''

''Bizim binadakileri ve Ravenclaw.''

''Adele de gelmiyor mu?''

''Bakmadım..''

''Sus. Söyle.''

''Evet.''

''Partide Regulus'la gaymişsiniz gibi yapabilirsiniz.''

Rabastan kahkaha attı. ''Gryffindor'dan birisinin ki daha vardı. Ben hazırladım.''

''Remus mu yoksa?'' Dorcas güldü.

''Hayır. Ama ona yakın.''

"Ben mi?"

"Gay rolü yapmama gerek yok."

"Bunu yapmaman için Adele'in beni bilmesi gerekir. Biz Ravenclaw tribünü altında buluşuyoruz. Farkında mısın bilmiyorum?"

"Zindanlarda buluşmamızı ister misin?"

"Lafı nasıl da çeviriyorsun!"

"Kimsenin onayına veya tepkisine ihtiyacımız yok. Bunu hallederiz. Bir şekilde."

"Evet." Dorcas kafasını salladı.

Rabastan, Dorcas'ı öptükten sonra Dorcas ona baktı.

"Ağır bir şeyler geliyor..."

Dorcas konuştu "Candy Crush'ı da sil."

"AMA 146.LEVELE GELDİM!"

"Beni ilgilendirmiyor. O levelleri yanında kim varken geçtin biliyorum."

"Ama..."

"Sen mi silersin ben mi?"

"Tamam. Siliyorum."

(12.20, Büyük Salon)

"Rabastan Lestrange!"

"Ne oldu?"

Rabastan bıkkınlıkla sordu.

"Candy Crush'ı sildin mi sonunda?"

Barty sorduğunda Rabastan kafasını salladı.

"Evet, sildim."

"Bu bir gelişme!"

"Bir anlam ifade etmiyordu. Şeker patlatıyorsun. Önemsiz."

Adele ona baktı. Sonra önüne döndü.

"Dorc tehlike!"

"Ne tehlikesi? Donutlar mı bitmiş?"

"Lestrange elden gidiyor."

"Ne?"

"Adele'le bakıştılar."

"Neden?"

"Comaback yapacaklarmış."

"Avcunu yalar!"

Alice gülmeye başlayınca Dorcas ona masanın altından bir tekme attı.

"Senin çok tuhaf biri olduğundan bahsediyor."

"Kenevir otu çeken biri mi söylüyor bunu?"

"En azından çektiği kenevir otu..."

(14.53, Astronomi Kulesi)

"Profesör, peki şunlar ne?"

Rabastan bir gün şu Ravenclaw'ları boğzalayacaktı. Sürekli soru soruyorlar ya da cevap veriyorlardı.

İnsanın bu kadar ders aşığı olması normal değildi.

Mesela herkes birine aşık olsa daha kolay olurdu.

Yatakhaneye gidince direk yatağına atlamak istiyordu. Yemek bile yemeyebilirdi.

Belki artık yerde değil yatağında yatmaya bile başlayabilirdi. Yer artık eskisi gibi güvenli hissetirmiyordu. Oyunun ileriki seviyelerinde adamlar yerin altına bile girmişti. O seviyeye ulaşınca oyuna olan inancı kalmamıştı zaten.

(19.24, Gryffindor Ortak Salonu)

Remus ve Alice bir köşede konuşuyordu. Dorcas da onları dinliyordu. Remus ne kadar flörtöz yaklaşırsa Alice bir o kadar kanka yaklaşıyordu.

"Alice?" Dorcas sonunda dayanamadı.

"Ne var Dorc?"

"Salağa yatmaya devam edecek misin yoksa gerçekten seni tokatlamam gerekecek mi?"

"Ne?"

"Remus ve sen. Artık çıkacak mısınız, yoksa ikinizin yerine ben mi sizi bir araya getirip size randevular ayarlayım?"

Alice kahkaha atmaya başladı. Onun yerine Remus konuştu.

"Dorc şey...ıhm..."

"çıkıYOR MUSUNUZ?!"

Alice kahkahalarının arasından konuşmaya çalıştı "Ne zaman patlayacak diyordum."

"SİZİ HAİNLER!"






Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro