Chris, Osborn'un üstüne iğnelerini açarak atlamıştı. Ne yazık ki Osborn, o mutasyona uğramış dev yeşil haliyle onu havada kavrayıp yere yapıştırdı. Chris ise boş durmayıp iğneleri Osborn'nun koluna sapladı.

Diğerleri ise Chris'e yardım etmek için Osborn'a dalacaklardı ki, Chris onları durdurdu, "Siz karışmayın bu benim meselem." Osborn, Chris'i fırlattı fakat Chris sırtındaki dört örümcek ayağını yere saplayarak yavaşladı. Osborn'un elinde bir anda alev küresi belirdi ve onu fırlattı.

Chris, ona doğru gelen küreleri ağı ile söndürdü. Osborn sinirlendi "Tahminimden daha zor çıktın." Chris ise hiç bir şey söylemedi. Sadece Osborn'a doğru koştu, iğnelerini saplamayı başardı Osborn'a. Ardından onu havaya kaldırıp fırlattı .Öyle bir fırlattı ki, Osborn, tavanı kırıp çatıya çıktı. Arkasından da Chris geldi.

Spider Boy, çatı katına doğru yüksek bir sıçrayış yaparak çıktı. Daha yere değmeden direk Osborn'un üstüne atladı. Üstüne çıkıp iğnelerini saplamaya başladı. Bir kaç darbe yedikten sonra Osborn sert bir yumruk attı ona. Yumruğun etkisiyle uçtu.

Her ne kadar yükseğe fırlasa da, iki elini kullanarak ağdan bir çekiç yaptı. Çekiç o kadar ağır oldu ki, bir anda yere düşmeye başladı Chris. Çekici havaya kaldırarak Osborn'un üstüne düşmeyi bekledi.

Osborn'da ona vurmak için havaya fırladı. İkisi havada vuruştu ama ilk hamleyi yapan Chris oldu. Osborn, çekiçten yediği sert darbe ile geri düştü ve çakıldı. Chris ise onun üstüne düşmüştü. Chris, o kadar sert düşmüştü ki, bir alt kata yine indiler.

Her ne kadar Chris sert bir darbe vurmuş olsa da, sanki hiç bir şey olmamış gibi rahatça ayağa kalktı Osborn. Chris şaşırmış halde baktı "Sen nasıl ölebilirsin?" Osborn kötü gülüşü patlattı, bütün her yerde yankısı duyulan bir kahkahadan sonra, "Beni öldüremezsin Chris. Ben seni öldüreceğim".

Osborn bir yumruk daha vuracaktı ki, Chris, Osborn'un yumruğunu eliyle durdurdu. Osborn, nasıl olduğuna şaşırdı. Chris'in gözleri yine kırmızı parıldadı. Üstünde maskesi olmadığı için gözlerinin parladığını herkes görmüştü.

Chris, Osborn'un yumruğunu tuttuktan sonra kolunu kavrayıp döndürüp fırlattı onu. Fırlattıktan sonra kendisi de fırladı onun arkasından. Osborn duvara yapıştı, tam kalkacakken Chris'in de üstüne fırlamasıyla duvarı kırarak aşağı düşmeye başladı ikisi de.

Havadayken birbirlerini dövmeye başladılar. Chris örümcek ayakları ile Osborn'a saldırıyordu. Osborn ise yumruklarla.Tam yere düşecekleri sırada, yere ağ atıp kendine sapandaymış gibi fırlatıp Osborn'a vurdu ve yere daha sert çarptılar. Chris, Osborn'un üstünde olduğu için etkilenmedi.

Chris iğnelerini yine saplamaya başlamıştı. İğnelerini saplarken Osborn onu kafasından kavradı ve kafasını patlattı. Yukarıda izleyenler ise inanamamışlardı. Osborn tam işini bitirdiğini zannedip giderken Chris'in kafası yine oluştu. Ardından Osborn'u arkadan yaklaşıp iki iğneyi de kafasına sapladı.

Osborn elini arkasına götürüp kolundan kavradı Chris'i. Ardından yerden yere vurdu. Bir o yana, bir bu yana vurdu. Sonra da yerde sürükledi Osborn.

Chris onun elinden kurtulmaya çalışırken yukarıdakilerden Reilly, olaya karışacaktı ki, Victor onu durdurdu. Reilly "Neden durdurdun? Chris orada yeniliyor" dediğinde Victor cevap verdi,

"Eski bir tanıdığımı çağırdım yardım için. O, Osborn'u yenebilecek tek kişi. Chris'e anca o yardım edebilir." Reilly ise düşünür halde "İsmini söyleyecek misin?" Victor ise aşağı bakarken,"Gelince görürsün" 

Chris, Osborn'un elinden kurtulamıyordu. Tam yenilgiyi kabullenmişti ki, Osborn bir anda bağırmaya başladı ve Chris'i bıraktı. Chris kendine gelir gelmez Osborn'un arkasına baktı. Saçının bir tutamı beyaz olan, üstünde uzun kollu kuru kafa tişörtü olan bir kız vardı. Kız,sadece eliyle Osborn'a dokunuyordu.

Osborn'un hareketsiz olduğunu gören Chris, bütün gücüyle vurdu Osborn'a. Osborn, bayılıp düştü. Her ne kadar bayılmış olsa da Chris'in onla işi bitmemişti. Önce kızın kim olduğunu tanımak için kızla konuştu.

"Yardım için teşekkürler adını öğrenebilir miyim?"

"Anna, Anna Marie."

"Memnun oldum ben de Chris, Chris Brown." İsminin Anna olduğunu duyan Chris, Alex'in bahsettiği bir arkadaşının da adının Anna Marie olduğunu hatırladı.

"Anna mı? Acaba, Alex adında bir kızı tanıyor musun?"

"Tabi ki de tanıyorum, benim arkadaşımdı. Onu tanıyor musun"

"Evet, onun erkek arkadaşıydım" Chris yukarı, Alex'in öldüğü yere baktı. Hala hava kapalıydı ve yağmur yağmaya devam ediyordu, Yumruğunu sıktı Chris.

"Dım mı? Alex'e bir şey mi oldu. Sana dokunabilir miyim"

"Tabi ki dokun. Sorun olmaz da, neden sordun ki?"

Kız cevabını vermeden çocuğa dokundu, "Ama bu biraz farklı" Anna, Chris'e dokundu. Chris'in canını yakmadan onun anılarına baktı. Alex'in öldüğünü gördü. Nasıl Spider olduğunu, Victor'u,yaşadığı bir çok şeyi. Elini onun yüzünden çekti kız, ve,

"Alex öldü mü? Olamaz, gerçekten olamaz"

"Evet, ne yazık ki. Sorumlusu da şurada yatıyor. Eğer onu öldürmek istersen benden önce davranman gerekecek."

Osborn, yavaşça ayağa kalktı, "Öldüreceğim! İkinizi de. İkinizi de parçalayacağım." Anna ve Chris ise aynı anda konuştu "O zaman bizden önce davranman gerekecek." İkisinin aynı anda konuşması ne kadar uyumlu olduklarını gösteriyordu.

Etrafı kapatılmış ama hiç bir şey yapılmamış, Hammer binasının karşındaki inşaat alanındaydılar. Osborn, onların üstüne koşarken Chris kollarını iki yana açarak iğnelerini saplamak için havaya zıpladı. Anna ise belinden çıkardığı sopayı açarak ona vurmak için yerden kaydı.

Anna sopasıyla onun karnına vurdu.Darbenin sertliği ile havaya zıplayan Osborn'a Chris'de iğnelerini sapladı ve onu havada dikey olarak bir tur döndürdükten sonra yere yapıştırdı.

Osborn, hareketsiz olarak yerde kaldı. Anna çıkardığı tabanca ile bir şarjör boşalttı. Chris ise bir kaç defa iğnesini sapladı ardından bağırdı

"Bu kötü hayatınla son kez vedalaş, BABA!"

Ardından iğnesini sertçe kafasına sapladı ve ondan Goblin olmasını sağlayan radyasyonu çekti. Çekerken hem Osborn, hem de Chris bağırdı. Fakat başarmıştı. Osborn insana dönüşüp kafasındaki yarıkla orada kaldı. Anna ona dokunup güçlerini zayıflattığı için daha rahat bitmişti işi Osborn'un.

Anna, yerde yatan Osborn'a bakıp "O zaman ikimiz de sevdiğimizin intikamını aldık. Buraya gelme amacımı gerçekleştirdiğime göre gidebilirim." Tam gidecekken eldivenli eliyle Anna'nın omzuna dokunarak durdurdu Chris "Peki seni kim çağırdı." Anna yukarıdaki ekibe bakıp "Eski tanıdıklarımdan biri" deyip gitti.

Anna'nın gölgelere karışmasını izleyen Chris'in hemen yanına gökten bir ışın indi. Ne olduğunu merak edenler hemen Chris'in yanına geldi. Gökten inen ışık kaybolduğunda ortada iki tane Spider Man belirdi.

Biri lacivert, biri de kırmızı-siyahtı. Birinin kolunda mekanik bir düzenek, diğerinin ise göğsündeki Spider işareti kırmızı kuru kafa idi. Gelen iki Spider bütün ekibi gördü ve lacivert olan diğerine "Tamam doğru gelmişiz, burası 221824". Diğeri ise ona kafasını çevirdi ve sordu "Nereden anladın".

Lacivert olan Spider Man açıklama yaptı "Reilly, Black Cat ile yan yana, burası olduğundan eminim. Chris şaşırdı, onların kim olduğu hakkında bir fikri yoktu, "Peki siz kimsiniz?" Lacivert olan "Ben Spider Man 2099, o da Superior Spiderman. Adım Miguel, onun adı da Otto Octavius".

Mike, Otto ismini duyunca şaşırdı, bu evrene Otto Doc Ock olarak bilinirdi, "Ne Otto mu? Sen nasıl Spider Man olursun?" Otto ise ona döndü ve elini kaldırdı Mike'a "Ben iyi taraftayım merak etme. Ayrıncana tek evren bu değil." Chris yerdeki cesede baktı, "Neden buradasınız?" Miguel açıklamaya başladı.

"Öncelikle şunu bil. Tek evren burası değil, binlerce evren var. Her evrende ise bir Spider Man var, bazılarında ise birden fazla. Ne yazık ki bu Spider Man'ler birileri tarafından avlanıyor. Bizde onları korumak için bir ekip kuruyoruz. Bütün evrenlerdeki Spider Man'leri toplıyoruz. Merak etme buraya kimse gelip zarar vermeyecek. Burası bir F.A.N evreni olduğu için bu evreni göremezler. Biz de gelmek için uğraştık. Neyse, dediğim gibi bir ekip kuruyoruz. Şimdi sana soruyorum. Diğer Spider Man'leri korumak için ekibe katılmak istiyor musun?"

Chris, şaşırmıştı.Başka bir evrenden iki tane Spider Man gelmiş. Ona bir ekibe katılması için bir şans vermiş. Chris, arkadaşlarına baktı. Hepsi ona başarabileceğini, gitmesi gerektiğini söyledi. Chris Miguel'e bakarak konuşmaya başladı.

"Amacımı gerçekleştirdim. Öldürmek istediğimi öldürdüm. Bu güçleri sadece intikamım için kullanacaktım fakat diğer Spider Man'ler tehlikedeyse... Gelebilirim, fakat beni ne engelleyecek".

Miguel, kollarını kavuşturup konuştu "Hiç bir şey. Fakat bütün Spider Man'ler öldüğünde Spider Totem yok olacak ve bütün evrenlerde örümcekle alakalı hiç bir şey olmayacak. Kaderi ağları örülemeyecek. Dünyalar yok oluşa sürüklenecek. Eğer bütün dünyayı yok oluşa sürüklemek istiyorsan .Senin kararın"

Chris, yine arkasına baktı "Eğer bütün herkes tehlike de ise... Tamam yapacağım. Size katılacağım. Kaderin ağlarının bozulmamasını sağlamak için sizinle geleceğim."

Arkadakiler onu tebrik ederken Otto, o sözü söyledi

"Spider Army'e hoş geldin o zaman"

--------------------------------

Son, demek bu kadarmış. Bu hikayeyi de tekrar düzenlemiş oldum. Eski halinden çok daha okunabilir oldu onu kabul etmek lazım, ama ilk hikayem olduğu belli olsun diye değiştirmedim. Tamamen baştan yazsam, yine sanırım bir ay falan sürerdi.

Ama bazı kısımları baştan yazdığım doğru. 

Neyse, diğer kurgulara bakmayı unutmayın. Hepinize hoşça kalın, kendinize iyi bakın.