Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Kedi

Kardeşim diye düşündüğüm kişi bana şehirde benim ve Spider Crew'ın haberi olmadığı bir Spider'ın gezdiğini söyledi. İnanamamıştım. İnanmak pek de kolay değildi. Hemen ağ atıp Black Cat'i önüme çektim. Birbirimizin arasında bir karış vardı , "Doğru mu söylüyorsun? Sana nasıl inanabilirim?" Black Cat'de öfleyerek o sımsıkı siyah taytın içinden telefonunu çıkardı ve bana onla olan resimlerini gösterdi. Doğru söylüyordu telefonda gösterdiği resimlerde hep bir Spider Man kostümüne benzer bir kostümlü biriyle idi.

Resimleri görünce hemen ona döndüm, "Onu nerede bulabilirim başı büyük bir dertte olabilir." O da bana umutsuzca baktı, sanırım bir fikri yoktu, "Hiç bir fikrim yok." Tam cevap verecekken herkesin göreceği bir çatı üstünde konuşmanın pek de mantıklı olmadığını fark ettim, "Bu konuyu başka bir yerde görüşebiliriz,tabi başka bir işin yoksa."

O da karşılık olarak dibime kadar girip "Tabi ki de olur Spider. Hayır diyebileceğimi düşünebiliyor musun?" Bunu deyince aklımdan onun örümceklerle alakalı herkese bayıldığı fikri geçti. Bir anda koşup karşı binaya atladım ve bağırdım, "Beni takip et!" Ben giderken o da arkamdan gelmeye başladı.

 Hızlıydı, yetenekliydi ve benimle gelmeyi bu kadar çabuk etmesini düşünmemiştim. Ben önce tartışırız, sonra gerçekleri anlatırım diye düşünmüştüm ama çabuk ikna olması benim yararıma idi.

Benim kaldığım depoya gelince kimsenin görmeyeceği gizli kapıdan giriyorduk. Yani binanın arkasındaki çöp konteynerinin altındaki geçitten. Bana burayı Mike söylemişti, arka kapıdan çıkmayayım direk çıkmayayım, gizlice girip çıkmam için. 

Kedi ile gizli kapıdan geçtikten sonra kaldığım yere çıktık. Ellerimi kaldırıp etrafı göstererek "Ta da! İşte kaldığım yer." Kedi ise, "Etkileyici, bayağı büyükmüş aslında." Sonra da gördüğü ilk koltuğa oturdu. Bende maskemi çıkartarak sırıttım, onunla ilgili laf şakası yapasım geldi ve yaptım,  "Arka tarafta kumda var ister misin?" Kedi yüzünü somurttu, "He he çok komik." Bacak bacak üstüne attı "Ne konuşacağız söyler misin?"

Ben de onun karşısındaki koltuğa oturdum, "Öncelikle, bazı gerçekleri kabul etmen gerekiyor .Senin annen de Black Cat idi. Baban ise Norman Osborn." Ben bunları söylerken, hiç bir şekilde şaşırmamıştı, onun şaşırmaması beni şaşırtmıştı "İkisinin evliliği ve birlikteliği sonucu ikimiz doğmuşuz, sen ve ben." Bunu duyduğun da şaşırmıştı, en azından mimik olarak.

Ben konuşmaya devam edecekken, kedi konuşmamı böldü, "Bunların doğru olduğunu nereden biliyorsun?"Bende gözlerimi devirdim, "Bana bunları Spider Crew'da ki Mike söyledi, Norman Osborn ise evimi ve ailemi yok ederek bunu doğrulamış oldu." Kedi ise sadece dediğin aksine bir surat ifadesine sahipti, "Üzüldüm,devam et." Ben de devam ettim, "Şimdi ise senin konuştuğu kişiyi bulmamız lazım, Osborn bulmadan önce." Kedi ayağa kalktı ve "Öncelikle, gerçek annemizin ve babamızın kim olduğunu biliyorum üvey annem ve babam söylemişti. Kardeş olduğumuzu da biliyorum. O yüzden şaşırmadım"

Rahatlamıştım çünkü neden şaşırmadığını merak etmiştim, en azından öğrenebilmiştim. O an fark etmiştim ki, onun ismini sormayı unutmuştum, yine .Bunu fark edince hemen Kediye "İsmin ne peki?" O da kırıta kırıta arka tarafa doğru yürürken durdu ve arkasını döndü "Katie Haven." Yanın geldim, nedense onunla konuşurken hep yakın oluyorduk birbirimize, "Memnun oldum, bende Chris, Chris Brown." El sıkıştık, ardından Katie arka tarafa gidip bakındı. Yanına gidip omuzuna kol attım, "Peki yıllarca kardeşini hiç merak etmedin mi? Katie ise bana bakmadan söyledi, "Hayır, pek etmedim. Tek çocuk olarak iyiydim."

Katie benim nasıl kardeşim olmuştu acaba. Ben hep bir kardeşim olsun istemiştim. O an pek ortak yanımız olmadığını düşündüm. Hatta beni sevmediğini, en kısa sürede buradan kaçıp uzaklara kaçacakmış gibi bir his vardı içimde. Kolumu onun omuzuna atmıştım fakat bir anda kolumu kavrayıp döndürdü ve duvara yapıştırdı. Olayın şokunu yaşarken, reflekslerim sayesinde arkamdaki duvara ters takla atarak zıpladım ardından atladığım duvardan güç alarak karşı duvara atladım ve atladığım duvara yapıştım. Öfke içindeydim, "Ne yaptığını sanıyorsun?"

O ise sadece kahkaha atarak "Eğer gerçekten kardeşim isen benim kadar iyi dövüş yeteneklerin olması lazım." Bunu duyunca durduğum duvardan indim, "Demek bu yüzden, ben başka bir şey sandım. Bu arada senden daha iyi dövüşebilirim çünkü bende Spider Man'in güçleri ve daha fazlası var." Katie ise gerindi, "Hadi görelim." Bende "İyi, bak sen istedin sonra ağlamak yok."

Konuşma bittikten sonra birbirimize daldık. Hızlıydı ama kaçamayacağım kadar değildi. Yaptığı hareketlerden dövüş eğitimi aldığını düşünmüştüm, çünkü belli bir teknikle dövüşüyor gibiydi. Bütün hamlelerini savuşturuyordum ta ki, tekmeden sonraki dirsek buruna gelmesini engelleyemediğim için afalladım ve geriye atladım.

Burnumdaki kanı sildim ve "Hiç acıman yok Katie, kardeşim olduğunu bu kadar belli etme." Ardından tekrar üstüne atladım ve bu sefer ben saldırmaya o kaçmaya başladı. Arka arkaya saldırıyordum ama sanki biri önceden ona söylüyormuş gibi kaçı veriyordu. Son saldırım da yumruğumu tuttu, ben de onu kendime çektim.

Aramızda neredeyse mesafe yoktu ve ikimizde birbirimize bakıp gülüyorduk, onunla dostça kavge etmek hoşuma gitmişti. Biraz bakıştıktan sonra Katie, "Gerçekten kardeşim olduğunu anladım. Neden sana bu kadar sürekli farklı davrandığımı fark ettiysen, bil ki o şüphe duyduğum içindi ama şimdi bütün şüphelerim kalktı sen benim kardeşimsin. Yıllardır istediğim kardeşim."

Bende "Demek şüphe duydun. Neyse, şüphelerinin kalkmasına sevindim. Burnumu kanatmış olsan da." Bunu dedikten sonra Katie geri çekildi, hareketli davranıyordu. Tıpkı bir kedi gibi hareketliydi, "Bu arada benim sevgilimi arıyordun değil mi?" Bunu duyunca hemen tepki verdim "Sevgili mi? Keşke sevgili olduğunuzu baştan söyleseydin. Katie bunu duyunca gülümsedi, "Benim sevgilimin olup olmamasına mı karışacaksın?" Bende yerdeki karton parçalarının üstüne oturdum, "Hayır, benim başka planlarım var Scarlet'ı bulmak için"

Yaklaşık bir buçuk, iki saat Katie ile oturduktan sonra hava iyice kararır oldu ve Katie'nin telefonu çalınca ikimizde heyecanladık. Katie telefonu açtı. İki, üç kere evet, tamam dedi ve sonra telefonu kapattı, "Beş dakika sonra beni saat kulesinde beklediğini söyledi. En üstte" Bende, ellerimi belime koydum,  "Tamam, beraber gidiyoruz, benim o Ben'e söyleyeceğim bir kaç şey var."

Katie'nin önden gitmesiyle şehrin saat kulesine vardık. En aşağıdan girip yukarıya tırmandık. Belli bir süre geldikten sonra Ben'in orada beklediğini gördüm. Katie'ye döndüm, onun burada beklemesini istiyordum, "Sen burada bekle." Ben fark etmeden arkasına geldim. Hazırlandım, tam atladım. Ben beni fark edip arkasını döndü ve kolumdan yakaladı. Ardından kolumdan tutup yere yapıştırdı beni. Sersemlemiş bir halde iken kafama basacaktı ki son anda kalkıp kurtuldum.

Bana "Sen kimsin, Osborn'nun robotlarından mı?" Ne diyordu, Osborn robotları mı? Dediği mantıksızdı, "Hayır, senle Osborn hakkında konuşmaya gelmiş Spider Crew üyelerinden biriyim." Reilly bu dediklerime pek inanmamıştım "Sana nasıl inanacağım, kanıtla"

Bende, içimdeki stresi azaltmak için kavga etmeyi düşündüm,"O zaman dövüşmeye devam et." Biz bunları konuşurken, dövüşmeye de devam ediyorduk.

İkimizde birbirimize saldırıyorduk ama ikimz de kurtuluyorduk. Kimse kimseye ne yumruk, ne tekme atabiliyordu ta ki, benim Ben'nin yumruğundan sıyrıldıktan sonra Ben'i kolundan tutup kendime çekip kafasına yumruğu yapıştırana kadar.

Güçlü bir yumruk atmış olsam da,yumruğum Ben'e pek işlemiş gibi görünmüyordu. Yumruğu yedikten sonra iyice öfkelenen Ben, olduğu yerde dururken bir anda üzerime atladı ve beni saat kulesinin duvarına yapıştırdı. En üst kısmı kare şeklinde olan saat kulesinin içinde biz dövüşürken, Katie'de bizi  o kare alanın dışında çarkların arasında bekliyordu. Saat çalışmayı durdurduğu için çarklar çalışmıyordu.

Ben, beni duvara yapıştırdıktan sonra geriye atladı. Kendime gelip toparlandıktan sonra ikimizde birbirimizin üstüne koştuk ama son anda Reilly üstümden atlayıp arkama geçip arkamdan kafamı tutup diz attı. O son darbe yüzünden iyice sersemledim ama bu beni dövüşmekten alı koyamadı.

İki elimle de Ben'in arkasına ağ atıp, kendimi sapanın üstündeymiş gibi Ben'in üstünde fırlattım. Öyle bir güçle fırlamışım ki Reilly ile o kare arenanın dışına çıktık ve saat kulesinin saat camını da kırıp kuleden dışarı, aşağı düşmeye başladık.

Aşağı düşsek de, bu bizi dövüşmekten alı koyamadı. Havada bile birbirimizi yumrukladık. İkimizde diğerimizin altımızda olması için birbirimiz çeviriyorduk ama çekişmede kazanan ben oldum. Reilly, yere çakılmış olsa da, aniden çarpmanın yarattığı etkisi, benden çabuk geçti ve beni havaya fırlattı. İkimizde havada iken, bana yumruk atıp beni saat kulesinin dış duvarına  yapıştıracaktı ki, havada onun yumruğundan kaçıp onun kolunu tuttum ve gücümü kullanarak onu yere fırlatıp yapıştırdım.

Reilly yine çabuk toparlandı. Bu adam fazla çabuk toparlanıyordu. İkimizde saat kulesinin önünde birbirimize bakıyorduk. İkimiz de birbirimize yaralı halde bakıyorduk. Tam yine birbirimizin üstüne koşacaktık, Katie bizi durdurdu. Aramıza Katie girince ikimizde istemesek bile durduk.

Katie'de aramıza daldı, artık daha fazla kavga etmemizi istemiyordu "Durun, daha fazla kavga etmeyin, yeterince dövüştünüz zaten." Aramıza Katie'nin girdiğini gören Reilly, şaşırdı "Onu tanıyor musun Katie?" 

Katie'de kafasıyla onayladı, Reilly, bana baktı, "Tamam, şimdi inandım senin Osborn Robotu olmadığına." İnandığı için rahatlamıştım,"İnandığına sevindim. Ben Chris, SpiderBoy." Elimi uzattım.  Reilly'de uzattığım elimi boş bırakmayıp sıktı "Demek sen Chris Brown'sın, senle konuşmam gereken şeyler var Chris."

---------------------------------

Kaçıncı bölüm la bu? Bilmiyorum, aslında pek önemli değil, sanırım dokuzuncu bölüm, ya da on. Neyse, düzenleme konusunda gayet iyi gidiyorum bence.

Kimse okumaz diyorum, yine diyeyim, kimse okumaz ama ben düzeltiyorum yine de.

Sonraki bölümlerde görüşmek üzere, hoşça kalın, kendinize iyi bakın

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro