Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Eğitim

Köstüm sahibi olmamın kutlamasını yaptıktan sonra herkes odasına çekilmişti ama ben eve gitmemiştim antrenman odasındaydım, kum torbası üzerinde dövüş tekniğimi geliştirmeye çalışıyordum. 

O sessiz ve kocaman odada sadece bir ses vardı, o da benim kum torbasına yaptığım vuruşların sesleriydi. Kum torbası yumruklamaya devam edecektim ama Mike gelip işime karıştı ve bölündü  "Bence o kostümü günlük kıyafetlerinin içine giy"

Yavaşça arkamı Mike'a döndüm, normal bir şekilde "Haklısın,yarın bu dediğini yaparım." Mike ise kollarını birleştirdi ve yanıma yavaşça yürümeye başladı, yürürken de konuşmayı inkar etmedi, "Sırf intikam için mi Spider güçlerini geliştirmek istiyorsun.

Yoksa gerçekten de Spiderman'i sevmeye  başladın mı?" Bende vücudumun tamamı ile Mike'a dönüp "Osborn'un benim hayatım gibi başka insanların hayatını karartmasına izin veremem. Yani evet, sırf intikam için." Yumruğumu sıkarak cevaplıyordum bu soruları nedense.

Mike'da bana değil,etrafa bakarak "İlginç, sırf intikam için kahraman olmak .Başka insanların hayatı zarar görmesin diye intikam almak. Belkide bu bir intikam değildir Chris. Belki de senin içinde bir kahraman yatıyordur. Bunu hiç düşündün mü?" 

Bir anlığına cevap vermedim ve düşündüm. Acaba Mike gerçekten haklı mıydı? Benim içimde bir intikam isteyen biri değilde hakikaten bir kahraman varsa. Belkide yavaş yavaş nefret ettiğim şey oluyorumdur ben fark etmeden.

Yine de öyle bir şey olacağını düşünmüyordum. İnsanlar nefret ettiği şeye dönüşebilirdi ama bu durum tamamen farklıydı.

Hızlıca kafamdaki düşünceleri bir kenara attım fakat Mike'a karşı cevap vermeden hemen konuyu değiştirerek "Peki nasıl ağ atacağım, Spider Man gibi atıyorum olmuyor. Bunun başka yöntemleride mi var?" Mike'da bunu duyunca koluma baktı, uzun uzun baktı ama bir şey bulamadı ama bir tahminde bulundu "Belkide bir vücut hareketi ile değil de zihnin ile atıyorsundur, hiç düşündün mü?" Aslında söylediği mantıklı gelmişti, bir el hareketi değilde zihin ile ağ atma olayı.

Belkide ben olaya hep yanlış açıdan bakmıştım. Mike bunu fark etmemi sağlamıştı.

Gece olunca iyice uykum gelmişti, uyumam lazımdı. O yüzden oradakilerle vedalaşıp kendi kaldığım yere doğru gitmeye başladım. Spider Crew'ın binası üç katlı falan olsa da genellikle etrafta ağ atıp sallanmak için uygun yükseklikteydi ama daha ağ atamıyordum. Her ne kadar ağ ile sallanmak rahat olabilecek olsa da koşup zıplamak ile yetinmeliydim.

Kısa bir yolculuğun sonunda kaldığım yere varabildim. Girer girmez hemen yatağa atladım. Yatmaktan önce kostümü kıyafetlerimin içine giymenin mantıklı olduğunu düşündüm, sonuçta ne olursa olsun hemen hazırlıklı olmalıydım. Bir şey olması durumunda hemen kostümün hazır olurdu. Kostümü içime giydikten sonra tekrar yatağa atladım ve uykuya daldım.

Rüyamda yine ilginç görüntülerden birine şahit oldum. Ama pek bir şey hatırlamıyorum, tek hatırladığım şey, Spider Man'in kucağında bir kadınla sallanıyor olması, adamın acelesi olduğu, ardından onun, hastane odası gibi bir mekanda, elinde bir bebek tuttuğuydu.

Bu ilginç rüyadan sonra başka anlamsız rüyalarda gördüm ama bunu bile zor hatırlarken onları hatırlamak hiç mümkün değildi. Sabah uyanır uyanmaz ayağa fırladım. Hızlıca kalkıp gerindim. Gerinmek için her yaptığım harekette kendimi güne daha hazır hissediyordum. Gerinirken o günün harika olacağını ayrıcana hissetmiştim, ben ne kadar hazır olsam da, olmasam da günüm harika geçecekti. Ne yazık ki yapacak bir şey olmadığı için ağ atma antrenmanlarına başladım. Ne yapsam elimden o ağ çıkmıyordu. "Keşke Peter gibi kendime bir ağ atıcısı yapabilseydim" Kendi kendime bunu demiştim.

Bir iki saat geçirdikten sonra canım sıkılmıştı .O sebepten dışarı çıktım. Hava günlük güneşlikti, çevrede de bir sorun yoktu. Dışarı çıkma amacım her ne kadar canımın sıkılması olsa da, aslında çizgi roman almak için dışarı çıkmıştım ama bunu kendime kabul ettiremiyordum. Bütün hayatımı çizgi romanların ne kadar saçma olduğunu söylemekle geçirmiştim, şimdi gidip kendi ellerimle alacaktım. İnsanlar gerçekten de değişiyordu, belli bir süre ve başlarına belli olaylar geldikten sonra.

Sadece dolaşıp çizgi roman alacak olsam da yeni kostümümü içime giymekte bir sakınca görmemiştim, daha önce dediğim gibi, hazırlıklı olmak lazımdı. Nedense etraf fazla sessizdi hatta kornalar falanda yoktu. O an öyle düşündüğüm için şom ağzım sayesinde yanımdan hızlıca itfaiye arabası sirenleri açık geçti ve Spider Sense'im beni uyardı. Durum böyle olunca da ben o işte bir sıkıntı olduğunu anladım ve itfaiye arabasının peşinden koşmaya başladım.

Beş dakikalık hızlı bir koşuşun sonucunda yanmakta bir binanın önüne gelmiştim. Herkes binanın etrafında toplanmış hayretler içerisinde bakıyordu. Hatta bunu cep telefonu ile kaydedenler bile vardı. Bende bu durumu kahramanlık yapmak için iyi bir fırsat olduğuna karar verip gördüğüm ilk ara sokağa daldım. İnsanların beni görmediğine emin oldum ve çizgi roman almayı boş verip kıyafetlerimi çıkarıp kenara koydum. Kostümün kapüşonunu ve maskesini taktıktan sonra derin bir nefes aldım ve yangına doğru koştum.

Kimsenin ne dediğini aldırmadan itfaiyecilerin yanına gittim ve hızlıca "İçeride kimse kalmış mı?" İtfaiyeci önce hayalet görmüş gibi oldu sonra toparlanıp "Üçüncü katta yedi yaşında bir çocuk kalmış." Bunu duyar duymaz binanın ön kapısından içeri daldım.

 İçeri girince karşıma ilk çıkan şey yoğun alevler oldu. Alevleri umursamadan üçüncü kata kadar duvardan duvara atlayarak çıktım. Üçüncü kata geldiğimde ağlayan bir çocuğun sesini duydum. Bana bahsedilen çocuğun bu olduğunu düşündüm ve sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım. Karşıma ne kadar kuvvetli ve yoğun alevler çıkmış olsa da, hepsinin arasından yara almadan geçmeyi başarıp çocuğun yanına gidebildim.

Çocuk koridorun sonundaydı, ben ise koridorun başındaydım, sonuna doğru koşarken bina sallandı ve çocuğun durduğu alan çöktü. Bende refleksimle bir anda ileri atladım ve çocuğu yakalamak için elimi uzattım ama işe yaramayacaktı. Çocuğu elimle yakalayacak kadar yakın değildim. O an hayatımdaki en üzücü anı yaşayacağımı düşündüm, küçücük bir çocuk gözlerimin önünde yanacaktı. O an benim için sanki yavaş çekim gibiydi. Çocuk yavaşça aşağı düşüyordu, ben ise kolumu uzatmış onu yakalamayı denemiştim ama olmamıştı.

Çocuğun alevlerin içine düşmesine gıdım kalmıştı ki, kolumdan mucizevi bir şekilde örümcek ağı çıktı ve onu yakaladım. O an inanamamıştım, sonunda ağ atmıştım ve gerçekten Mike'ın dediği gibi aklımla atmıştım, herhangi bir el hareketi ile değil

Çocuğu ağ  ile yakaladıktan sonra tavana ayağım ile yapıştım ve ayağım tavana yapışmış halde ters dururken çocuğu çekmek için uğraştım. Zar zor ağı kendime çekerken ağım kendi kendine bileğimden içeriye doğru çekildi. Sanki kolumun içerisinde bir mekanizma varmış gibi ağı geriye otomatik çeken.

Sonradan anladım ağı geriye çekmeyi de düşünce ile yaptığımı. Çocuğu kendime çekip o koridordan çıkarmayı başarmıştım. Kucağımda şok geçiren yedi yaşında bir kız çocuğu varken gördüğüm ilk camdan atladım. Üçüncü kattan atlamama rağmen, yere düştüğüm zaman hiç bir şey olmamıştı. 

Tam zamanlamayla olay yerine bir ambulans geldi. Çocuğu gelen ambulanstan çıkan sağlık görevlilerine verdim, tam gidecekken, önümü bir haber muhabiri kesti elinde mikrofon olan. Bana mikrofonu uzattı. İşini yapıp sorular sordu "Acaba siz kimsiniz, şehrin yeni kahramanı mı? Şehirde onlarca kahraman yok mu zaten?" Bunu demesi garipti, fazla kahraman hiç bir zaman zararı olmazdı.

"Ben şehrin yeni kahramanlarından biriyim evet, doğru duydunuz, artık bu şehrin bir kahramanı daha var."

Aynı Anda, Başka Bir Yerde

Bir adam, televizyonda Chris'in haberini izlerken, aynı anda patlamış mısırları avuçla yiyordu. Avucuna aldığı mısırların yarısını dökerken, kovayı bıraktı ve koltuğun yanındaki üç litrelik koladan da bir fırt aldı. Yeterince içtikten sonra yere koyduğu yemeklerden biri olan hamburgeri aldı ve ısırdı. Bu kadar çok yemeği arka arkaya yerken, bir yandan da yorumlama yapıyordu

"Çocuğa bak lan. İleride büyük bir kahraman olacak. Sanırım Shield dosyalarında okuduğum Chris Brown bu, çünkü örümcek güçlerine sahip diğer tipleri tanıyorum ve onların bununla alakası yok. Evet, bu Chris olmalı. Neyse, babasını öldürüp intikam alsında artık bir ziyarete giderim."

--------------------------------

Fandom'dan ve çeşitli kurgulardan tanıdığınız Ahmet Pozan karakteri'nin en çok gözüktüğü kitaplardan biri bu olacak sanırım. Aktif bir rol değil de, cameo olarak gözüktüğü diyelim. Neyse, sonraki bölümlerde görüşmek üzere. Düzenleme son hız devam ediyor.

Bölümlere yeniden bakmayı unutmayın, kendinize iyi bakın, hoşça kalın.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro