𖤋10𖤋
ᰔᩚ‧͙⁺˚*・༓☾ 💛 ☽༓・*˚⁺‧͙ᰔᩚ
17.48
Jungkook,rolex kol saatine bakarak sitelerinin kapısından içeri girdi.Dakikalar önce otoparka park ettiği arabasının anahtarını koluna astığı ceketinin cebine koyarken asansöre yöneldi.Kısa süre içinde hedeflediği yere ulaştığında tanıdık bedeni görmesiyle gülümsedi.
"Hyung.." üst komşusu olan uzun bedenin ona dönmesiyle başıyla selam verdi.
"..merhaba."
Seokjin,elindeki market poşetleriyle vücudunu hafifçe yan çevirip tebessüm etti.
"Merhaba Jungkook,nasılsın?"
Alfa,yorgun simasıyla nefes verdi.Şirketteki işlerin yoğunluğu son günlerde katlanmıştı.Bu yüzden bedeni bitkin düşüyordu,öte yandan erken çıkmak için aralıksız çalışıyordu şayet eşi mesaj atmasa öğle yemeğini bile unuturdu.
"İyiyim hyung,teşekkürler.Sen nasılsın,Namjoon hyung?Çocuklar?" ilgiyle sorarken samimi bir şekilde omeganın gözlerine bakıyordu.Sesine karışan asansörün sesiyle önlerindeki kapı aralanmıştı.Jungkook,eliyle omegaya öncelik verip ardından içeri girdi.
"İyiyiz bizde,bildiğin gibi.Okul,restorant,şirket döngüsü." asansörün kapıları bir araya gelip kapanırken cevapladı omega.
"Sağlığınız yerinde olsun,gerisi gelip geçici." derken kendi katının numarasına ve yanındaki bedenin kat sayısına basıp asansörü hareket ettirdi.
"Öyle tabii ki.." dedi,elindeki poşetleri iyice kavrarken yanındaki alfanın dikkatine takılmıştı Seokjin.
"Hyung,yardım etmeme izin ver." eğilerek poşetlere uzanacağı anda omega elindekileri geri çekerek onu reddetti.
"Hayır Kook,ağır değiller.." gülümseyerek konuşup minnetle alfaya baktı ama Jungkook ikna olmamış gibiydi.
"..gerçekten birkaç malzeme."
Mecburen başını sallayıp kayan ceketini koluna yerleştirerek geri çekildi esmer beden.
"Pekala."
Seokjin,güven verici bir şekilde gülümsemeye devam ederken aklına gelen anlarla merakla yanındaki bedene döndü.
"Karşı komşunuzu gördüm,Jimin'le kapıda konuşuyorlardı.."
Jungkook,konuşan bedenin sözleriyle kurdunun huysuzca ayaklanmasını engelleyemedi.Yüz ifadesini korumaya çalışırken gülümsemek için çabaladı.
"Evet,tanışıyorlar." kısa bir cevaptan sonra sessiz kaldı ve kendi katında duran asansörün sesini dinledi.
"Ah,öyle mi?Demek ki o yüzden öyle koyu bir sohbetteydiler.." kendi kendine konuşuyormuş gibi mırıldandı Seokjin.
Jungkook,koridara çıkmak için adımlar atarken arkasındaki bedenin bu konu üzerine konuşması içini daraltmıştı.Kurduyla birlikte hissettiği kıskançlık barizdi.
"..inerken asansöre binmek istemedim,merdivenleri kullandım.Ay beni bile fark etmedim Kook,beni beni." sona doğru sahte bir alınganlıkla konuşurken söylendi.
Alfa,dudakları gererek omuzlarını kaldırıp kapanan kapıların ardında kalan bedene konuştu.Kıskançlığın getirisi olan imâ sesine yansımıştı.
"Ayıp etmişler."
ᰔᩚ‧͙⁺˚*・༓☾ 💛 ☽༓・*˚⁺‧͙ᰔᩚ
Parmak iziyle açtığı çelik kapıdan içeri girerken ceketini vestiyerin üzerine koydu.Kapıyı kapatırken karşı tarafın kapalı kapısına baktığında derin bir nefes verdi Jungkook.Kurdu kesinlikle onun kadar sakin değildi,fazla bir tepkisi yoktu ama sahibi kadar geniş düşünmüyordu.İlkel benliğiyle hırıltılar çıkarıyordu.
Elini kaldırıp saçlarına daldırarak geriye tararken tekrar alnına düşen perçemlerle iç çekip ayakkabılarını çıkardı.İnce holde ilerleyerek lavabo kısmına yönelirken salondan gelen tatlı feromonların kokusunun ciğerlerine ferahlık getiren karışımını solumuştu.
Direkt olarak mimikleri gevşerken ellerini yıkayarak kırık bir tebessümle havluya uzandı.Ailesine olan zaafı her geçen gün körükleniyordu.
Havluyu asarak salona yöneldiğinde eşinin kokusunu daha belirgin bir şekilde burnuna çekti.İçeri girdiğinde gözlerini dolduran görüntü kalbine basmıştı.Kalbinde kanatlanan kelebekler karnına akın ederek içini gıdıkladı.
Eşi yan yatmış şekilde uyukluyordu.Uyuduğunı düşünmüyordu,zira Minjun açıkta kalmış göğsü keyfince emerken rahatça uyuyamazdı.Minik bebek,omeganın göğsünü iki eliyle kavramış çekiştirerek emiyor avuçlarıyla sıkıştırarak ılık sıvının yüzüne veya üstüne damlamasına neden oluyordu.Kendi kendine eğlenirken ayakları asla durmuyor küçük tekmeler atıyordu.
"Bu ne tatlılık.." alfa,hülyalı hülyalı mırıldanıp koltuğa birkaç adımda ulaşırken kıkırdadı.
Jimin,duyduğu sesle saniyesinde gözlerini aralayıp eşine baktı.Jungkook,koltuğun kenarına çökmüştü.
"Kook.." küçük bir esnemeyle susmak zorunda kaldı.Tatlı uykulu hali eşinin yoğun bakışlarının esirindeydi.
"..hoş geldin."
"Çok hoş buldum." gülerek oğlunu karnının iki yanından kavrayıp alırken eşinin açıkta kalan göğsünü görmesiyle göz kırptı.
Omega,onun arsız haline yayvan bir yan gülüş verip üstünü düzelterek tenini kapattıktan sonra doğruldu ve oturur poziyona geldi.
"Miniminik polenim.." oğlunun koku bezine burnunu bastırarak konuştuğunda Minjun kıkır kıkır çığırarak eliyle babasının yüzünden herhangi bir yeri tutmaya çalıştı.
Kısa beden,oturduğu yerden oğluna bakarken geriye yaslanarak güldü.
"Şu haline bak~"
Jungkook,eşinin sesiyle mis kokulu ensesini emcüklediği oğlunu kendine çevirip yüzüne baktığında kahkaha atarak dizlerinin üzerinden kalkıp koltuğa,omegasının bitişine oturdu.
"Tipini yerim." aşkla konuştu Jungkook.Yüreği kabarıyordu,kurdu coşuyordu.
Minjun'un küçük yuvarlak ve tombul yüzü sütle kaplıydı ama bu babasına parlak bademleriyle bakmasına engel değildi.Sevimli haliyle ebeveynlerinin kanındaki şeker oranını alt üst ederken son derece memnundu.
"Önce yemek sonra tatlı." kıkırdayarak konuştuktan sonra ayaklanıp vücudunu biraz esnetti Jimin.Uykulu hissediyordu ama aç karnı ve yavrusu sayesinde ıslanmış üstü onu rahat bırakmıyordu.
"Pekiii.." şirin bir tınıyla konuşarak Minjun'u kaldırıp burnunu öptü.Küçük omega çığırarak ayaklarını durmaksızın salladı.
"..tatlımız biraz beklesin."
Jimin,başını sallayarak eğilip bebeğini kucakladıktan sonra eşi oturduğu yerde bacaklarını açarak gömleğinin kol düğmelerini açmaya başladı.
"Ilık bir duş almalıyım." dudaklarından kopan sesi halsizdi.Eşi saniyesinde anlamıştı.
"Yorgun görünüyorsun." ağzını hafif yana bükerek eşine baktı.Çenesini omuzuna yaslamış bebeğinin memnuniyetsiz mırıltılarını duyuyordu.
Uzun beden,kıvırdığı gömleğiyle ayaklanırken başını sağa sola sallayıp omegasının şakağına derin bir öpücük bıraktı.
"Sorun yok,sizinleyken yorgunluğun zerresi kalmıyor."
Jimin,aldığı cevapla göğüs kafesinin sımsıcak bir hisle dolmasına engel olamadı.Ama yinede eşinin böylesine yorulması onu etkilemişti.Hüzünle iç çekerek bebeğinin sırtına koyduğu elini çekip alfasının pazısına koydu ve okşadı.
"Senden aldığımız güçtendir o.." içtenlikle mırıldandı.İnce dudaklarda gül gibi açan gülümsemeyi saniye saniye izlerken mutlulukla soludu ve sözlerine devam etti.Uzun beden harelerindeki yıldızlarla eşini dinledi.
"..peki babası,biz üstümüze çekidüzen verip geliyoruz."
ᰔᩚ‧͙⁺˚*・༓☾ 💛 ☽༓・*˚⁺‧͙ᰔᩚ
19.27
Jungkook,elimdeki kupayı bilinçsizce çevirirken dalgın gözüküyordu.Seokjin'le asansördeki konuşması lanet bir tohum gibi aklına yerleşmiş ve her düşündüğünde büyüyerek sarmaşık gibi zihnini sarmıştı.
Kıskanç biriydi,sevdiklerini sahiplenirdi.Ama her zaman dozunda olurdu,aşırıya kaçmazdı.Kısıtlamaya veya tatsızlığa sürükleyecek kadar hastalıklı değildi.
"Uhm?Jungkook?" bileğinin tutulup hafifçe sıkılmasıyla bakışlarını irkilerek kitlendiği yerden çekerken eşine baktı.
"İyi misin?Birkaç kez seslendim." telaşla konuşurken hızlı hızlı konuşmuştu.Eşini sıklıkla bu şekilde gördüğü söylenemezdi,istisnalar hariç..
"Ah..evet.." gülümsemeye çalışarak soğuk kahvesinden bir yudum aldı,bu hareketiyle eşinin eli bileğinden ayrılmıştı.
"Bir sorun mı var?İşle ilgili mi?" ikna olmamış bir şekilde merakla bakarken sesi son derece ilgiliydi.Eşinin yorgun argın hali gözlerinin önünden gitmiyordu.
Jungkook,aldığı sorularla boğazındaki yudumu zar zor yutarken gözlerini kapatıp açarak mantıklı düşünmeye çalıştı.Ve tek mantık içeren çözüm,eşiyle konuşmasıydı.Aksi tamamiyle sarpa sarmaktı.
"Jim..aslında.." duraksayarak konuştu.Söyleyeceklerini düşündüğünde kıskançlığı tekrardan nüksetmişti.Burnundan sesli bir nefes soludu.
"Ay..unuttum."
Sessiz kalmasından bir süre sonra Jimin birden ayaklanarak hızlıca salondan çıkıp mutfağa gitmişti.Alfa anlamaz bir şekilde arkasından bakarken saniyeler içinde gelen eşiyle kaşları gevşedi.
Omega,iki elinde tuttuğu tatlı kupalarıyla içeri girmişti.
"Magnolia mı o?" heyecanla sordu alfa.
Jimin,eşinin en sevdiği tatlıyı gördüğünde verdiği tepkiye tebessüm ederek konuştu.
"Evet,yeni komşumuz yapmış ve bizimle paylaşmak istemiş.Sen gelmeden kısa süre önce getirmişti." konuştuğu süre boyunca alfasının yanına oturup tatlılardan birini uzatmıştı.
Jungkook,duyduğu açıklayıcı sözlerin içindeki kıskançlık ateşine su gibi döküldüğünü hissetti.Kurdu sakinleşti,zihni sarmaşıklardan kurtuldu.
Tatlıyı eline alarak eşinin belinden tutup yakınına çekti ve saçlarından öptü.
Üç porsiyon tatlıyla günü kapatmıştı..eşi,oğlu ve Magnolia
ᰔᩚ‧͙⁺˚*・༓☾ 💛☽༓・*˚⁺‧͙ᰔᩚ
0
8.37
Alfa,eşinin açtığı kapıyla dışarı çıkarken kravatını sağa sola oynatıp rahat ve orantılı bir açı bulmaya çalıştı.
"Ah,oynama dedim sana.Her seferinde bozuyorsun." diyerek eşikte duran eşine uzanıp ellerini çekmesi için küçük şaplaklar vurdu omega.
Kucağında duran bebeği bu görüntüye kıkırdarken Jungkook ellerini indirerek uzanıp oğlunun yanağını öptü.
"Komik tabii."
Jimin,tek eliyle kravatı sabitleyip takım elbisenin ceketini düzeltirken kirpiklerinin altından eşine bakıyordu.
"Acaba bilerek mi yapıyorsun,diye düşünüyorum." her sabah alfasının işe gitmeden önce yaşanan senaryoya bir bölüm daha eklendiği için şakayla karışık sordu.
"Bilmem.." derken,konu hakkında bilgisiz görünme çabasıyla omuzlarını kaldırdı alfa.
"..tartışılır."
Kısa beden,gülümseyerek eşinin göğsünü patpatladı.Oyuncu tavrını sergilemesi hoşuna gidiyordu ve eşlik etmekten geri kalmıyordu.
"Peki,yarın haftasonu." diyerek eşinin evde olacağını bildirdi.
"..bol bol tartışırız."
"Elbette.."
Jungkook,göz kırparak uzanıp omegasının yanağından öperek geri çekildi ve bambi gözlerini kırpmadan onları uslu uslu dinleyip izleyen oğlunun diğer yanağını da öptü.
"..yatağımızda ve kollarımın arasında gerçekleştiririz."
"Hmhm.."
Omega,yaramaz bir gülümsemeyle kaşlarını kaldırıp içeri girmek için bir adım geriledi.
"..iyi çalışmalar Kook." dedi ve ayrılmaları gerektiğini vurgularak yoksa saatlerce kapı önünde konuşabilirlerdi.
"Sanada güzelim,görüşürüz."
Kısa ve küçük bir vedanın ardından eşinin kapıyı kapatmasıyla asansörün açılma sesini duydu ve yakalamanın heyecanıyla hızlıca adımladı.
Kapının açılmasıyla yeni komşularını gördü ve duraksadı.Aynı şekilde asansörden çıkan adamın bilinmez bakışları onu taradı.
"Merhaba,günaydın siz.." derken elindeki poşetleri bir eline toplayıp elini uzattı.
"..Jimin'in eşi olmalısınız?"
Jungkook,duyduğu tanımlamayla belli belirsiz gülümseyerek elini uzatıp alfanın elini sıkarak salladı.
"Evet,Jungkook."
"Memnun oldum,Eunwoo."
"Bende memnun oldum,alışabildiniz mi?" elini çekerek sohbet açtığında muhatabından cevap gecikmedi.
"Evet,ben halükarda alışırım da oğlumun bu sefer hızlıca uyum sağlaması beni rahatlattı."
Tebessüm ederek başını salladı Jungkook.Kurdunun karşısındaki alfaya karşı hiçbir olumsuz duyguyu kabartmaması onu muhabbete itiyordu.
"Bu en önemli etken,senin adına sevindim."
"Bende hem oğlum hem kendi adıma sevindim,iş yerime yakın bir evi yadırgamadığı için minnet duydum." dedi,kıkırdayarak Eunwoo.Bu sırada asansörün önünden çekilip samimi bir yakınlığa girdi.
"Ah,işte o zaman harika.İş yerin nerede bulunuyor?" merakla sordu esmer tenli.Asansörün bekletme düğmesine bastı.
"Bir sokak aşağıda pastanem var."
Jungkook,birkaç saniye düşündükten sonra aydınlanmış bir ifadeyle alfanın yüzüne baktı.
"Astro Pastanesi?"
Eunwoo,şaşırmış bir ifadeyle parmak şaklatarak kıkırdadı.
"Evet."
"Geçen aylarda evlilik yıldönümümüz için birkaç tatlı almıştım.Gerçekten harikulade tatları vardı ayrıca dün yediğim Magnolia çok iyiydi."
Jungkook,karşısındaki alfanın aldığı iltifatlarla mutlu oluşunu gözlerinden apaçık gördü.
"Damak zevkinize hitap etmek bir onurdur."
Kısa bir kıkırdamanın ardından asansöre binmeden önce tekrar elini uzattı alfa.
"Tekrar memnun oldum Eunwoo,en kısa zamanda bize bekleriz."
Eunwoo,onun elini tutarak içtenlikle karşılık verdi.Komşuluk ilişkisine değer veren biriyle tanıştığı için şanslı bir komşuydu.
"Bende Jungkook,tabii geliriz."
ᰔᩚ‧͙⁺˚*・༓☾ 💛 ☽༓・*˚⁺‧͙ᰔᩚ
Bir an mağarasından çıkacak gibi oldu ama iyi toparladı🌪️
🍥+160 oy
🍥+160 yorum
Okuduğunuz için teşekkür ederim 💐🤍
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro