Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

►I◄


Açık camdan gözlerine vuran güneş ışığı ile inledi acıyla.

Sonunda sabah olmuştu.
Fazla uzun sürmüştü.

Yüzünü buruşturdu ve yatakta diğer tarafa döndü.
Yanına attığı kolu boş yatağa çarpınca gözlerini zorlukla açtı.

Dağılmış beyaz yorgan ve buruşmuş yastık.
Ah bir de,
boşluk.

Başka ne bekliyordu ki zaten?!

Ah,onun orda olmasını bekliyordu.

Ama değildi.

Nefes verdi ve tekrar sırt üstü yattı.

Havada asılı kalmış güneş ışınlarına baktı.

Acaba anaokulundaki mukavvadan yapıp ucuna misina ipi bağlayarak duvara yapıştırdıkları yıldızlar gibi miydiler?

Kolunu havaya kaldırdı ve elini üstünden geçirdi.

Ne tavana bağlı ipi vardı, ne de elinin gölgesindeki ışıltısı.

Elini yatağa indirdi ve ışık huzmesinin tekrar parlamasına izin verdi.

Alt dudağını kemirip tavana
bakmaya devam etti.

Yıldız satın almalıydı.
Onlar sönmezdi.

Değil mi?

Ah,onun yıldızları verdi zaten.
Asla sönmeyecek.

Uyuşmuş bacaklarını yataktan aşağı sarkıtıp doğruldu.
Elleriyle yüzünü ovarken esen rüzgar ile teni titredi.

Ayağa kalkıp yere saçılmış kıyafetlerini aldı ve yavaşça ilerlerken bir yandan da geceliği başından geçirmeye çalıştı.

Başarı sevinciyle dışarıya bıraktığı nefesiyle evde ilerlemeye devam etti.

Açık kapının ardından gözüken, mavi-kırmızı kıyafetli ve siyah maskeli ayıcığa doğru topukları üstünde dönüp asker selamı verdi ve yine aynı şekilde dönüp asker yürüyüşü ile ilerledi.


Dağınık oturma odasında gözlerini gezdirdi ve nefes verdi.

Ehh,dün biraz dağılmıştı.
Toplayabilirdi.

Kollarını geriye uzattı ve uzun saçlarını elleriyle topladı.

Yerdeki cam kırıklarına basmamak için zıplayarak masadaki tokaya uzandı ve sadece "toplamak" amacı ile dağınık, çirkin bir topuz yaptı.


Nefes verip koltuğun üstünden atladı ve yere doğru baktı.

Yeni bardak takımına merhabaaaa!

Bu hafta 4. oluyordu.

Ona "kırılgan" kavramındaki hiçbir şey dayanmıyordu.

Tabii ki de buna kızın kendi kalbi de dahildi.

Önceden uyarmıştı aslında kendisini ama, olacakları bile bile kabul etmişti kız.

Derin nefes verdi ve aklındaki düşünceleri, yüzünün etrafında elini sallayınca sanki gidecekmiş gibi yok etmeye çalıştı.

Böyle giderse işe geç kalacaktı.
Kıkırdadı kendi kendine.

Ancak gözleri yerde camı kırılmış küçük saatle buluşunca kendine geldi.

"GEÇ KALDIM!!!"

Yine zıplayarak eski geldiği yere doğru ilerledi.

Zıplamasına rağmen yerde ayaklarına batan cam parçaları yüzünden inleyerek üstünü tekrar çıkarmaya çalıştı.

Yine.



Hızla aynanın karşısına geçti ve mırıldandı kendi kendine.
"Tanrım,daha hiçbir şey yemedin Hope."


Üstünü hızla düzelttikten sonra gözleri aynayla buluştu.

Kahverengi gözler.
Sıradan.

Burun.
"Ah domuz burnu.
Kim sever ki."

Dudak.
Ah,"Dudağım dolgun aslında...".
Parmaklarıyla dudağına dokunup bastırdı hafif aynaya
yaklaşarak.

"Ah,hayır hayır hayır."

Hızla aynadan çekildi.

"Dün gece yüzündendir."
Kıkırdadı kendini teselli etmek için.

"Y-yoksa o farkeder söylerdi dudaklarımın güzelliğini."

Kekelemesini durduramadı.

Yutkundu ve gözlerini bu sefer saçlarına çevirdi.

Uzun hafif dalgalı saçlar.
Klasik!!!
Kahverengi,uçlarına gittikçe açılan ve en uçları sarı olan saçlar.
Tanrım,
"Neden benimle ki?
Daha iyileri var..."

Dolu gözlerini aynada yukarı doğru çıkardı.

Dudaklarının arasından "hava"nın kaçmasına izin verip, kahküllerinin "zaman"kavramına inat yavaşça tekrar alnına düşmesini izledi.


Omuzlarını silkti,
"En azından kahküllerim güzel.".


Hızla saçının iki yanından küçük bir tutam alıp arkada tutturdu.

Kendine son kez nefes verip küçük bir gülümsemeyle baktı ve hızla kapıya doğru koştu.


Gelen gürültü seslerinin ardından, yatak odasına doğru tek ayağını kaldırmış ayakkabısını giymeye çalışarak geri dönen bir kız göründü. Hızla aynaya uzanıp uzun bir öpücük bıraktıktan sonra geri koşmaya başladı.

Kendimi seviyorum.



"Kaba adamlar" ile karşılaşmadan geçen rahat bir yürüyüş sonrası elindeki bitmiş donat pakedini çöpe attı.

Arkasına döndüğünde gördüğü küçük bir bina ile yüzüne kocaman bir gülümseme kondu.

"Geldim."

Adımlarını hızlandırdı ve binanın gözünde gittikçe büyümesine ve yaklaşmasına izin verdi.


İnleyerek açtığı ağır kapının ardından, renkli kağıtlarla ve bol simle süslenmiş olan kapıya ellerini uzattı ve içeriden gelen çığlıkları umursamadan yavaşça açtı.


Kulağına doluşan çığlıklar bir süre durup tekrar başlayınca bacağına yapışmış küçük çocuğa baktı.

"Ah selam Max!"
Kıkırdayarak eğilip çocuğa sıkıca sarıldı.

"Hope, Hope bugün yaptığım resmi görmelisin!!"
Hızla resmi getirmek için uzaklaşan çocuğa bakıp kıkırdadı ve kapının yanındaki sandalyeye oturup ayakkabılarını çıkardı.

Pembe çorapları tekrar anaokulundaki yumuşak halıyla buluşunca gülümsedi.

Yavaşça açık kapıların önünden geçti ve pembe kapılı sınıfı görünce durdu.

Kapının önüne geldi ve gülümseyip içeriye seslendi:
"Günaydın benim küçük parlayan yıldızlarım!!!"

Ve "Sönmeyecek Yıldızlar" isimli sınıfdan gelen sevinç çığlıkları ile kahkahalar; biraz sonra çizmeyi öğrenecekleri kuş resimlerinin gerçeğe dökülüp uçması gibi, gökyüzüne yükseldi...


Nefes verip kapıyı kapattı arkasından.

Yorucu bir gündü.

Dayanamayıp gülümsedi,
ama çok da güzeldi.

Karanlıkta zar zor görünen dağınık odayla inledi çantasını yere atıp.

Yarın toplarım.

Yorgunlukla mutfağa ilerledi.
Buzdolabını açtı ve içini yokladı.
Bıkkınlıkla nefes verdi ve sadece soğuk su şişesini alıp kafasına dikti.

Yemek yemese de olurdu,
ona güzel görünmeliydi.
Kazağını açıp küçük göbeğiyle oynadı kıkırdayarak.

Yerdeki pembe çorapları ilerleyerek geride bırakıp çıplak ayaklarıyla odasına ilerledi.

Kapının eşiğinden geçti lambayı açmaya ihtiyaç duymadan.

Saçındaki tokayı çıkarıp elini pencereden içeriye giren şehir ışıkları yardımıyla masanın üstüne koydu ve teni lastik toka ile buluşunca hızla saçını atkuyruğu yaptı.


Odanın ortasına doğru yürüyüp üstünü çıkardı yavaşça.

Ta ki çırılçıplak kalana kadar.

Yere eğildi ve sabah yere attığı geceliğini bulmak ümidiyle elini yerde gezdirdi.

Teni yine yumuşak kumaş ile temas edince doğruldu ve kumaşın teninden aşağı süzülmesine izin verdi.

Adımlarını yatağa doğru çevirdi ve yatağa uzattığı eli soğuk bir metal ile temas edince sıçradı.

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

Burdaydı.

Hızla yatağın diğer tarafına ilerleyip yavaşça yatağa yattı.

Diğer tarafa yaklaşıp kollarını adamın beline sardı ve iyice sokuldu.

Sevinçle gözlerini yumdu.

Gerçekten burada.


Kız sevinçle düşünürken, adamın belindeki eli ıslak bir şeyle temas etti.

Ah tanrım, görevde çok yorulmuş olmalı.
Duş bile yapmadan yatmış.

Kız umursamadan gülümsedi ve biraz daha sokulup uzun kirpikli gözlerini, yüzündeki küçük gülümseme ile karanlığa yumdu.

Ancak zavallı kız onun ter olmadığını,ancak sabah boş yataktaki kan lekesi ile dehşetle bakışırken anlayacaktı.

◆ ◇ ◆

SELAM KUZLARRR!!!!
SONUNDA İLK DEFA BİR KİTABIMA DÜZGÜN BİR BÖLÜM YAZDIM SANIRIM!!!!

AH TANRIM,NEYSEH!!

BÖLÜMÜN ŞOKUNU ATLATABILDIYSENIZ VE BURALARI OKUYABILIYORSANIZ ÖNEMLİ BIR ŞEY DEMEK ISTIYORUM.

ILK BÖLÜM BÜTÜN KURGU İÇİN ÇOK ÖNEMLİ ASLINDA TABII SIZ BUNU ANCA KURGU BITINCE ANLAYACAKSINIZ.
NEYSEH,ILK BOLUMDEKI "SOBER" SARKISINI MUTLAKA DINLEYIN VE ARASTIRIN TURKCESINI DERIM!
ÇÜNKÜ BÜTÜN KURGU NERDEYSE SOZLERINE UYUYOR!!!

NEYSEH MEDYAA DA ZAVALLI KIZIMIZ HOPE VE BOLUM ICIN DİNLEYEBİLECEĞİNİZ ALTERNATIF BIR SARKI VAR!
ASLINDA OYUNCUNUN BUTUN SARKILARI KURGUYLA DA UYUYOR YINE DINLEMELISINIZ KLIPLERDEN BAZILARINDAN DA BOLUMLER OLUCAK HATTA!!

HERNEYSE KUZULARIM,UMATIM BÖLÜMÜ BEGENMISSINIZDIR! YAZIM YANLISI OLURSA MAZIR GORUN YAYIMLAMAK ICIN ACELE YAZDIM!!!
DIGER BOLUMDE GORUSMEK UZERE KOYUNLARIM!!!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro