Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

4' Go for it, you little slut!

Medya gifi; Sasuke (got7 - jb)

¤

Pazartesi ( 14:47 )

Dersi bitmiş olan Hinata ağır adımlarla yürürken babasından gelen mesajı okumakla meşguldü. Öğrencilerin korkulu rüyası ve depresyona girme(!) zamanları olan sınav haftaları çoktan gelip çatmıştı ve iki gün önce ilk sınavlarına girmişlerdi. Şimdi ise sınav notunu öğrenen babasından mükemmel bir mesaj almış, onu okuyordu.

Kimden:
- babam

Odanda puanı 75 olan bir tarih sınavı buldum, bu bir ilk mi? Fena değil ama daha sıkı çalış.

Elinden geldiğince notlarını yükseltmeye çalışıyordu ve son zamanlardaki çabası da biraz olsun işe yaramış gibiydi. Bunun gibi ufak gelişmeler en azından modunu yükseltiyordu.

Geri mesaj yazmaya hazırlandığı sırada ona seslenen Ino'yu duymasıyla telefonunu kapatıp arkasına döndü. Ino'nun telaşlı bir hali var gibiydi.

"Hinata, seninle konuşmam gerek."

Başını olumlu anlamda salladı Hinata. Ino'nun çok önemli bir şey söyleyeceğini sanmıyordu ama bu sarışın için kesinlikle önemliydi. Bunu anlamak zor olmamıştı. "Sen bu konuda ne düşünüyorsun bilmiyorum, düşüncelerimiz uymasa da seni kendi istediğinden alıkoymak istemem ama sence de Temari grubumuz için yetersiz değil mi? Düşünce yapısının bize uymuyor, çok katı ve sadece kendi istediği olsun istiyor... Bizi ezip geçtiğini düşünüyorum. Sonuçta bir grubuz ve ortak karar almamız lazım ama o buna izin vermiyor bile, sadece kendi isteklerine göre kendince karar alıyor ve bize dayatmaya çalışıyor."

Ino'nun bu konuşmayı er geç yapacağını biliyordu. Bu, kızın toplantıdaki tavrından oldukça anlaşılırdı.

"Aslına bakılırsa... Bence o kadar da kötü değildi. Katı olduğu doğru ama haklı olduğu yanlar olduğunu da söyleyebilirim."

Bunu söyleyen Hinata'ya uzaylı görmüş gibi bakmaya başladı sarışın olan.

"Pardon ama sana sevgilinden ayrılmanı söyledi. Bu fazlaydı."

"Evet, söyledi ama sadece şansımızı arttırmak için bir öneriydi. Sevgilimden ayrılıp ayrılmamak bana kalmış bir şey."

"Bu konu hakkında Tenten ile de konuştum ve..."

Çıkış kapısının açılmasıyla Tenten'in gür ve canlı sesi kulaklarına doldu iki kızında. Yanında Temari ve Karin de vardı.

"Selam, kızlar. Temari'nin sana sormak istediği bir şey var, Ino."

Tenten her zamanki gibi neşeli görünüyordu ve Temari'de bir önceki günden farklı değildi. Soğuk görüntüsüyle hâlâ aynıydı.

"Ne kadar tuvalet kağıdın var?" diye sordu Temari direkt. Tuvalet kağıtlarını sorması hepsinin tuhafına gitmişti zira toplantıda tuvalet kağıdının gereksiz olduğunu söyleyen Temari'den başkası değildi.

Üzerindeki şaşkınlığı atamayan Ino merakla, "Neden soruyorsun bunu?" diye sordu. İçinde tuvalet kağıtlarıyla ilgili doğmak için can atan bir umut vardı.

Temari ise daha iyi bir strateji geliştirmek için sorusuna yanıt almak istiyordu hemen. "Tuvalet kağıtlarından kurtulmak istiyor musun, istemiyor musun?"

Ino, Temari'nin ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyordu ve kafası karışmak üzereydi ama en iyisi kıza istediği cevabı vermeliydi. "Sekiz paket var."

Tam o esnada yanlarından geçen Naruto yüzündeki sırıtışla Hinata'ya bakıp selam verdiğinde Temari'nin bakışları değişmiş, heyecandan gözleri büyümüştü. Geçenki partide tanıştıkları çocuk olduğu için Tenten'de keyifli görünüyordu. Hinata ise yüzündeki hafif tebessümle başını eğmişti.

"Bana diğer sınıflardan tanıdığın olmadığını söylemiştin." dedi Temari sorgular bir edayla. Yüzündeki heyecan kızların onda görmeyi beklediği türden bir ifade değildi.

"Tanımıyorum zaten. Sadece... Geçen partide Karin'i ararken yanlışlıkla onu çağırdım o kadar."

"Aslında ben onu tanıyorum," dedi Karin mahçup bakışlarını ayaklarından çekip. "O benim kuzenim. Yani sayılır, tam kuzen değiliz, annemin kuzeninin oğlu oluyor kendisi. Bu yüzden kuzen gibi bir şeyiz işte ama aşırı yakın olduğumuzu söyleyemem."

"Bana bunu neden şimdi söylüyorsun o zaman? Bunu toplantıda söylemeliydin."

Omzunu silkti. "İlginizi çekecek türden birisi olduğunu sanmıyorum."

"Benimle dalga geçiyor olmalısın. Onunla yakınsın ve kim olduğunu bilmiyor musun?"

Buna sözlü ya da mimikleriyle bir cevap vermedi. Naruto'nun kim olmasını beklediğini bilmiyordu ve Temari'nin Naruto konusundaki heyecanını da anlamış değildi. Kuzeni bildiği ve bazı aile yemeklerinde gördüğü kadarıyla fazla geveze ve biraz da aptal birisiydi.

"Pekala, kuzensiniz ama onun hakkında hiçbir bilginin olmaması çok tuhaf. O, Sasuke ile aynı otobüste. Hatta Sasuke'nin en yakın arkadaşı, dostu da o."

"Ne?!"

Bütün kızlar heyecanlandığında konu hakkında bilgisi olmayan Hinata kendini cahil hissetmeden edememişti. Sasuke kimdi ve kızları böyle heyecanlandıran neydi? "Sasuke kim?" diye sordu mevzuyu öğrenmek için.

"Gerçekten bilmiyor musun? Onu tanımadığına göre diğer kızlardan kesinlikle farklı birisi olmalısın."

"Benim gibi bir insan olduğu için onu tanımanın o kadar da önemli olduğunu sanmıyorum ama neyse..."

"Sasuke-kun ikinci sınıfların en yakışıklı ve en havalı çocuğu. Ayrıca onun otobüsü de okuldaki en popüler ve herkesin giremeyeceği türden bir otobüs. Ah, tanrım! Onu gördüğünde düşmeyecek kız yoktur eminim. Çocuk yemin bozduran türden." Ino hayal kurar gibi bakışlarını yukarıya dikip Sasuke'den bahsetmeye başladığında sarışın olanın ona karşı bir ilgisi olduğu gözlerden kaçmamıştı.

Hinata'nın da elbette tanıdığı bir Sasuke vardı ama o Sasuke ile bu Sasuke'nin aynı kişi olduğundan emin olamazdı. Sasuke adında başka insanlar da vardı sonuçta. Ancak Ino'nun ondan övüne övüne bahsetmesi ve yakışıklı olduğunu söylemesi tanıdığı Sasuke olma ihtimalini de yükseltmişti. Zira onun tanıdığı Sasuke'de yemin bozduracak kadar yakışıklıydı.

Temari bakışlarını odakladığı yerden çekmeden Hinata'yı omzundan dürttü. "Karşıdan gelene bak, o Sasuke işte."

Hinata'da dahil olmak üzere kızlar başlarını çevirdiğinde Sasuke ve arkasından gelen arkadaşlarını gördüler. Hinata dışında o an onlar için ağır çekim gibiydi. Özellikle de Ino için. Zira kızların delicesine hayranlık duyduğu, hatta hoşlandığı Sasuke, rüzgar nedeniyle gözünün önüne gelen saçlarını eliyle geriye atarken Ino'nun nefesini kestiğinden habersizdi.

"Yanındaki arkadaşları da sıradan kişiler değil. Şu sağındaki çocuk Neji Hyuuga. Duyduğuma göre Hyuuga grubun sahipleriyle akrabaymış." dedi Tenten'de söylenenlere yenisini eklemek istercesine.

Hinata ise söylenenleri dinlemek yerine sadece Sasuke'nin okula girişini izliyordu. Evet, bu o Sasuke idi. Siyah saçları, esmer teni ve yakışıklı yüzüyle, babasının yanına, yani şirkete gittiğinde gördüğü Uchiha Sasuke'den başkası değildi.

Kuzeninin ta kendisi olan Neji'yi de elbette tanıyordu ancak aynı okula gittiklerini bilmesine rağmen onu bşr kere bile görmemişti hiç. Sasuke ile takıldığından da haberi yoktu.

"Her neyse, Naruto'yu instagramda takip ediyor musun?" Temari sorularına kaldığı yerden devam etti.

"Hayır. Onu tanımadığımı söylemiştim."

"Öyleyse et."

"Neden?"

"Tanışmak için çünkü. Ne güzel olurdu ama! Sen ve Naruto..." Ino yine hayal kurmaya başlayacaktı ki Hinata kaşlarını çattı. "Sevgilim olduğunu ne çabuk unuttunuz."

"Ona açıklama yaparsın ama. Yani takılmana gerek yok, biraz konuşsanız yeter. Böylece Sasuke-kun'un otobüs partilerine katılabiliriz." Tek kaşını kaldırarak onay beklercesine baktı Ino.

"Tabii ki... Sevgilim de buna kolayca evet derdi ya..."

Gözlerini kısarak yere bakmaya başladı Karin. "Bence de konuşmalısın sevgilinle. Bunu söylemem doğru değil ama az önce kuzenimin sana olan bakışını gördüm ve ayrıca selam verirken seninle ilgileniyor gibiydi. Bana kalırsa Ino'nun da dediği gibi en azından konuşun."

Temari gözlerini devirerek elini alnına götürdü. "Size söyledim. Sevgilin sorun olmaya başlıyor. Bakın kararınızı verebilirsiniz ve ben karışamam ama bu otobüs işine ciddi ciddi girmek istiyorsak ya bekar takılmalısınız ya da risk almalısınız."

Hinata, Kiba'dan ayrılmak gibi bir aptallık yapmayacaktı. Onu çok seviyordu ve güzel giden bir ilişkileri vardı. Arkadaş edindiği doğruydu ama onlardan önce Kiba vardı hep ve aptal bir otobüs için de onu kaybedemezdi. "Risk almayı tercih ederim."

"Öyleyse," Temari siyah saçlının telefonunu alıp instagramına girdi. "Yapalım şu işi." Naruto'nun kullanıcı adını yazdıktan sonra onun profiline girip takibe aldı. Bu yetmiyormuş gibi bir de hiçbir şekilde göz geçirmeden bütün fotoğrafları beğenmeye başladı. Ki Hinata, onun fazla abarttığını düşünüp telefonunu baskın olan Temari'den alana kadar. "Bu kadarı yeterli."

Temari yüzüne yerleşmiş geniş gülümsemeyle Hinata'yı sıkı sıkı tembihledi: "Eğer mesaj atarsa cilveli davran. Flörtöz cevaplar ver."

"Bana neden mesaj atsın ki?"

"Boşver onu şimdi. Dediğim gibi mesaj atarsa flörtöz cevaplar vermeyi unutma. Ben gidiyorum şimdi, haberleşiriz yine."

Temari kızların yanından ayrıldığında Tenten ve Karin ona el sallamayı ihmal etmediler. Ino ise korku ve sinir karışımı bakışının yeniden yüzünü ele geçirmesine izin verdi. "Riverdale'deki Cherly Blossom gibi resmen."

"Değil mi? Onun gibi çok fena." diyerek Ino'yu onayladı Tenten'de.

Pazartesi ( 15:41 )

Yorucu geçen bir okulun ardından evlerine gitmek üzere Hinata, Kiba ve Lee kendini otobüse atmıştı. Çok dolu olmayan otobüsün sessizliği ile kutsandıklarını hissederek boş bir yere karşılıklı oturdular. Kiba ve Lee, instagramda Lee'yi stalklayan bir kızdan bahsederken Hinata'da cebinden telefonunu çıkardı bu esnada. Instagramda neler olup bittiğini öğrenmek istiyordu ancak bu o kadar kolay olmadı.

"Yarın size gelmeme ne dersin?" diye soran Kiba büyük bir beklentiyle Hinata'ya baktı. Ancak Hinata anında reddetmeyi tercih etti. Bunun üzerine Lee ise sordu: "Neden?"

"Benden utanıyor." dedi dalga geçerek Kiba. Ayrıyeten bakışlarında da ima vardı.

Hinata ise kızarmaya başlayan yüzüne aldırmadan, "Saçmalama. Sen yatağımda yatarken babamla tanışman ne kadar mantıklı?" dedi. Sesinde hafif bir kızgınlık vardı.

"Pekâlâ."

Telefonundan gelen bildirim sesiyle Hinata şifresini girip bildirime bakmaya başladı.

"O zaman evinize akşam yemeğine çağır beni." dedi yeniden Kiba. Bu konuyu acilen halletmek istiyordu ama sorun şuydu ki sevgilisi telefonuna gelen mesaja yanıt vermekle meşguldü ve pek takılmış gibi değildi.

naruto_uzumaki: Beğeniler için teşekkürler. Daha önce hiç stalkerım olmamıştı.

Hinata ise tamamen Naruto'dan gelen mesaja odaklıydı ve bir şeyler yazmaya çalışıyordu.

"Olur mu?"

Hinata aniden başını kaldırıp meraklı gözlerle Kiba'ya baktı. Sonunda bunu başarabilmiş gibiydi. "Efendim?"

"Diyorum ki evinize, akşam yemeğine çağır beni."

"Tamam, çağırırım." der demez geri telefonuna döndüğünde Naruto'dan yeni bir mesaj daha gelmişti. Yeniden zaman ve mekan kavramını unutabilirdi işte.

"Ne zaman?" Kiba ise arkası kesikmeyen sorularına devam ediyordu. Hiç bitmeyecek gibiydiler.

Hinataaaa._.101: Haha! Berbat bir stalkerım. Dikkat et, her an evinin önünde olabilirim.

"Evet, bugün? Yarın? Cuma günü ya da gelecek ay."

naruto_uzumaki: Hahaha! Garip... Aslında biraz korktum. Ama tahrik de oldum.

Lee de bir şeyler söylemeye başlamış ancak Hinata öyle bir dalmıştı ki Kiba'yı da, Lee'yi de duymamaya devam ediyordu.

Kızın bu dalgın ve umursamaz haline anlam veremeyen Kiba elini sevgilisinin önünde salladı. "Alo?"

Hinata bir kez daha umursamaz şekilde ilgisini birkaç saniyeliğine telefonundan çekip, "Cuma" dediğinde tekrar ve tekrar telefonuna gömüldü.

"Evet, cuma." bunu öyle bir dalgaya alarak söylemişti ki aniden bakışları değişiverdi. Biraz sinirli ve meraklıydı artık. "Kiminle yazışıyorsun sen?"

"Ino."

Kiba bu ismi duyar duymaz tekrardan dalgaya aldı. "Russ otobüsü başkanı."

"Russ mu? Senin Russ otobüsün yok ki!" Lee'nin bakışları ikili üzerinde gidip gelirken hazır cevapla yanıtladı onu arkadaşı: "Hayır, artık var ve işler çok karışık."

"Öyle söylemesene." dedi Hinata başını telefondan kaldırıp. Bu konu daha çok ilgisini çekmiş gibiydi.

"Daha geçen hafta katılmayacağını söyledin." dedi yeniden. Russ'a karşı olan ve onlarla dalga geçen kızın biranda Russ'da olduğunu öğrenmek normal olarak şaşırmasına neden olmuştu.

"Evet ama fikrimi değiştirdim."

Kiba, "Kesin değişmiştir..." diye bir şeyler geveledi gülerek. Hâlâ ve hâlâ sevgilisinin Russ'a katıldığına inanamıyor, kabullenmekte zorluk çekiyordu.

Perşembe (12:10)

Sabah derslerinin bitişi ardından bahçede kızları konuşurken gören Hinata yüzüne yerleştirdiği gurur dolu gülümsemeyle yanlarına gitti ve ellerini iki yana açtı.

"Bilin bakalım kim Sasuke-kun'un partisine davetli?"

Hinata'nın bu ani girişi ve söyledikleri tüm kızları şaşırtırken Ino özellikle heyecanlanmıştı ancak şaşkın yönü öyle baskındı ki bu heyecanını ilk seferde gösterememişti. "Ciddi misin? Aman tanrım, Hinata!"

Hinata'nın çekingen kişiliğine rağmen bunu bir şekilde başarmış olması Temari'yi de şaşırtırken başını, vay canına der gibi salladı. İçten içe gurur duymuştu.

Hinata telefonundan Naruto ile olan mesajlarını açıp kızlara uzattı.

"Şuna bakın."

Partide, kalbini tam on ikiden vuran çocuğu; Sasuke'yi görecek olmak Ino'nun derin hayallere dalmasına ve delicesine mutlu olmasını sağlamıştı. Bu hayallerinin arasında, "Sasuke'de gelecek." diye mırıldandı.

Kızlar telefondaki mesajları okuyadursun, Ino hinataya dönüp boynuna sarıldı.

"Bu harika bir haber, Hinata. Bizim için bunu ayarlamana inanamıyorum."

Tenten ise mesajları artık sesli olarak okumaya başladı: "Parti cuma günü Ikebukuro'da. Güzel arkadaşların varsa onları da getirebilirsin."

Naruto'nun güzel arkadaşlar kısmına karşılık Hinata, Sakura ve Temari dışında kızlar kendilerinden emin şekilde seslice evet derken, Sakura sadece gülümsemekle yetinmiş; Temari ise eski ciddiyetine geri dönmüş, tepkisizce karşılamıştı bu mesajı. Kızların bu kadar abartmasını ve aşırı tepki göstermesini de pek uygun bulduğu söylenemezdi.

"Sakin... Sakin olun biraz. Abartmayın bu kadar." dedi tüm ciddiyetiyle. Heyecanlarını yıkmıştı ve bu aniden ortamın gerilmesine sebep olmuştu ama umrunda da değildi. Grupça erkek düşkünü gözükmek istemiyordu.

"Alkol almamız gerek," dedi Ino Temari'yi ve ciddiyetini görmezden gelmeye çalışarak. Sasuke'nin partisine katılma şansını elde etmişken, Temari'nin katı halleriyle daha fazla fazla canını sıkmak ve modunu düşürmek istemiyordu.

Karin cebinden telefonunu çıkarırken, "Tamamdır, ben biracı çocuğu ararım." dedi.

Ino,"Başka biracı yok mu?" diye sorduğunda mavi gözleri sadece Temari üzerinde durmuştu ve öyleki o bakış Temari'yi fazlasıyla rahatsız etmişti.

"Biracı çocuğun nesi var ki?" diye sordu Karin, Ino'ya aldırmadan. Biracı çocukta bir sorun yoktu. Bir yandan Ino'nun bakışlarını hâlâ üzerinde hisseden Temari kıza dönerek, "Neden bana bakıyorsun? İçki içer gibi bir halim mi var?" dedi. Sesindeki dalga ve öfke kendini rahatlıkla belli ediyordu.

Temari'nin bu öfkeli tavrı az önce düzelmeye çalışan keyifli ortamı yeniden gererken Sakura'dan da ses çıktı: "Ben de alkol almıyorum."

"Ne harika bir grup ama..." diye mırıldanırken Tenten, Hinata atmosferi yatıştırmayı denedi: "Sanırım babamın şaraplarından alabilirim."

Telaşlanan sarışın bir kez daha Temari'yi görmezden geldi. "Alabilir misin? Peki paylaşabilir miyiz? İstersen parasını öderim de. Anneminkilerden alamam çünkü çok pahalılar ve onları-"

Kızların bu gereksiz heyecanı, gürültüsü ve Russ'a olan düşkünlüklerinin yanında Ino'nun bitmek bilmeyen istekleri Temari'nin de sabrını zorlamaya başlamıştı. "Sus artık." dedi düşüncesizce sarışının lafını bölerek.

Temari'nin ona olan öfke ve gıcıklığına giderek daha da öfkelenen Ino, onun garezini anlamakta güçlük çekiyordu. Onu görmezden gelemezdi bu sefer ama konuşmaya da devam edeceği sırada sözü yeniden Temari tarafından bir fısıltıyla kesildi: "Çok konuşuyorsun."

"Efendim?"

"Şş..." Temari parmağını dudağına götürerek arkaya doğru geri geri giderken kızlar onun ne yapmaya çalıştığını hiç mi hiç anlamadı ancak bir şeyler düşünüyor gibiydi.

Temari gittiğinde ise Ino ciddileşerek, "Ciddi mi bu?" dedi. "Grubumuzda olamaz. Bildiğin psikopatın teki."

Kızlar Ino'nun düşüncelerine karşılık kendi düşüncelerini belirtmeye fırsat kalmadan biracıyla konuşmaya başlayan Karin'e dönmüştü meraklı bakışları. Karin ise telefonu kulağından çekip biracı çocuk olduğunu söyleyerek meraklarını gidermişti.

"Evet, lütfen... Dört kız ve yüz erkek için bira istiyoruz," Erkek kısmına geldiğinde kahkahalar yükselmişti. "Ödeme yapmak zorunda mıyız? Ino adında bir arkadaşımız var, belki sizin için soyunabilir. Nakit ödeme yapmayız yani ya da belki de," Bakışları kızlar arasında gidip gelirken Sakura'da durdu ve sırıttı. "Belki de arkadaşım Sakura'ya yaptırırız." Biracı çocuk her ne teklfi ettiyse bu kabul edilebilir değildi. "Ah, hayır onu yapamayız."

Aniden telefon yüzüne kapandığında, "Alo? Alo? Hapishanede misin?" dedi dalga geçerek ve bir kez daha kızların kahkahası yükseldi.

Cuma (18:41)

Nihayet partinin olacağı gün gelip çatmış, bunun heyecanıyla kendilerini parti alanında bulmuştu bile kızlar. Yol boyunca Ino, Tenten ve Karin ellerindeki birayı içmiş, Temari ve Sakura ise kendinden emindi. Hinata ise parti boyunca Naruto konusunda ne yapması gerektiğini düşünüp durmuştu.

Partinin yapıldığı yere geldiklerinde onlara kapıyı açan kişi de yine Naruto'dan başkası değildi. Her biri Naruto'yla göz göze gelirken daha önce onunla karşılaştıkları için Ino ve Tenten gülümsemiş, Karin pek de samimi olmayan bir tebessüm bahşetmişti.

En son arkalarından Hinata girdiği sırada ise sarışın sırıtarak arkasından bakakalmıştı.

Kızlar üst kata çıktığında erkek dolu ortama bakarken heyecanlarını da dizginlemeye çalıştılar. Toplu kız grubu olarak geldikleri için üzerlerinde hissettikleri bakışlar heyecanlarını daha da arttırırken ilk kez böyle bir ortama girmenin verdiği ağırlığı hissedenler Sakura ve Hinata'dan başkası olmamıştı.

O kalabalığa rağmen gözü hemen Sasuke'yi bulan Ino, kalbini çarptıran çocukla göz göze geldiğinde ona gülümseyivermiş, karşılığında ise Sasuke'nin uzun bakışlarını almıştı ve bu hiç olmadığı kadar mutlu olmasına sebep olmuştu. Aralarında bir çekim olduğunu şimdiden hissetmişti ve ileride güzel şeyler olacağına emindi.

Öte yandan yan yana duran Hinata ve Sakura ikilisi, Shion ve arkadaşlarını gördüğünde neye uğradıklarına şaşırırken Hinata korkunun yüreğine erişini hissedebiliyordu. "Lanet olsun." dedi endişeyle.

Shion'ların varlığını fark eden Ino'da hafiften gerilirken, "Ne yapıyorlar burada?" diye kendi kendine sorarken ne yapması gerektiğine karar veremiyordu. İki grup arasında bir huzursuzluğun yayılabileceğini öngörerek atmosferi yumuşatmak için yanlarına giderek kızlara selam vermiş ve hatta sarılmıştı bile.

Ino'nun yaptığına anlam veremeyen Hinata, "Onu otobüslerinden atmamışlar mıydı? Bu da neydi şimdi?" diye sorarken Sakura'da Shion'u göstererek, "Sana fahişe diyen o kız değil miydi?" diye sordu.

Hinata, Sakura'nın sorusunu görmezden gelip endişeyle ona döndü ve omuzlarından tutup yalvarmaya başladı: "Yanımdan ne olur ayrılma, ya Naruto- kun peşime takılır ya da o kızlar beni öldürür."

Sakura, kızın bu ürkek haline gülümserken başını sallayarak onu onayladı ve rahatlamasını sağladı. "Pekâlâ, seni bırakmam."

§

Partiye katılmaları üzerinden yaklaşık bir saat geçmiş ve az çok ortama ayak uydurabilmişti Sakura ve Hinata. İşin aslı diğer oğlanlarla konuşup takılmak yerine koltukta oturuyor ve birbirleriyle konuşuyorlardı ama Hinata için yapabileceği tek şey buydu. Shion tarafında bir problem çıkarmak ve Naruto'nun da ilgisini çekmek istemiyordu.

Diğer kızlar ise hallerinden oldukça memnun gibiydiler. Nihayetinde isteğine kavuşan Ino bir yandan birasını içiyor diğer yandan da tam karşısında duran afeti, Sasuke'yi dinliyordu.

Tenten 2. sınıflardan Neji ile, Karin ise merdiven başında bir oğlan ile tuhaf bir sohbete dalıp gitmişti bile.

"Amacı kızı hamile bırakmaktı ama sonra başka bir yol buldu." dediğinde kızıl saçlı oğlan, gergince bir kahkaha patlatıverdi Karin.


"Ne yani? Grubunuzun adı bu saçma olay yüzünden mi ortaya çıktı?" Yine de bu saçma olayı dalgaya alabilirdi.

O ikisi konuşadursun, yanlarından Sasuke ve Ino geçip aşağıya inmeye başladıklarında Ino Karin'in yanında durup zafer gülüşünü sunarak, "Sasuke beni aşağıya çağırdı. Galiba o işi yapacağız." Sasuke'yi bekletmemek üzere bunu söyleyip koşar adımlarla indiğinde Karin'de bağırdı: "Seni küçük kaşar! Yürü bakalım."

Kaldıkları yerden devam etmek üzere kızıl saçlı oğlana döndüğünde meraklı bakışlarla karşılaştı. "gerçekten mi?" diye sordu çocuk Ino'nun kaşar olup olmadığı konusunda.

"Evet, cidden küçük kaşarın teki."

Bunu söylediğinde oğlan Ino'nun gittiği yere, merdivenlere baktığında Karin oğlanın aklından geçenlerin ne olduğunu anlamıştı ancak bu tuhaf oğlan hoşuna gitmişti ve onu kaptırmak gibi bir niyeti yoktu.

"Hayır, hayır. Yani ben de kaşarım."

Partinin en sıkıcı ikilisi bitmek bilmeyen sohbetlerine devam ederken Hinata kaçamak bakışlarla Naruto'ya bakıyor ancak her seferinde sarışının mavi gözlerini kendi üzerinde buluyordu. Fena çocuk değildi ve onun ilgisini hissetmek hoşuna gitmiyor değildi ancak iyi giden bir ilişkisi olduğunu hatırladığında bir o kadar da rahatsız edici bir hal alıyordu.

Hayat özellikle önüne taş koymak istercesine Sakura'nın telefonu çaldığında gürültüden dolayı konuşamayacak Sakura'nın da kısa bir süreliğine ortamdan çıkması gerekmişti. Siyah saçların sahibi pembe saçlı arkadaşına kaş göz işaretiyle gitmemesi için yalvarıyordu ancak Sakura'nın elinden bir şey gelemezdi.

"Eğer yanına gelirse siyasetten konu aç. Emin ol çok sıkıcı olacaktır."

Sakura bu işe yarar tavsiyesini verir vermez telefonuna cevap vererek ortamdan ayrılmıştı. Onun gidişini çaresizce izleyen Hinata partiyle ilgilenmeyerek telefonuyla uğraşmaya başladı. Kiba'dan gelen bir mesaj vardı ve tam açıp okuyacağı sırada yanında hissettiği hareketlilikle bir çift mavi göz ve parlak bir gülümseme bakış açısına girdi.

"Selam." dedi Naruto kendinden emin bir şekilde. Onu reddedebilecek herhangi bir kız görmemişti yeryüzünde ve gülümsemesi de bunun kanıtıydı.

"Merhaba."

Naruto; Tenten, Karin, Sakura ve Temari'yi ima ederek, "Senin tayfan mı onlar?" diye sordu.

"Derken?"

"Yani otobüs grubun mu?"

Başını iki yana salladı ve çekingenliğinden kurtulmaya çalışarak emin cevaplar vermeye başladı: "Hayır, konuştuğum birkaç kişi sadece. Otobüsüm yok benim, Russ'a katılmayı düşünmüyorum."

Hinata'nın Russ'a katılmak gibi bir düşüncesinin olmayışı Naruto'yu şaşırtmış ve merakta bırakmıştı. Verdikleri parti de bir Russ grubu partisiydi ama Russ'a katılmayı düşünmeyen bu kız Russ partisindeydi. Her ne kadar onu davet etmiş olsa da.

"Anlıyorum ama... Neden?" sorusu da çok gecikmedi.

"Bence Russ olayı çok... Ezikçe."

Kızın söyledikleriyle daha da şaşıran Naruto'nun feleği öyle şaşmıştı ki biran için Hinata'nın bir tür espri falan yaptığını düşünmeden edememiş ve öyle olduğuna karar verip gülümsemişti.

"Güzel... Ama neden ezikçe geliyor ki? Sonuçta hepimiz eğleniyoruz."

Sarışını şaşırtmasının yanında Sakura'nın verdiği tavsiyenin de gerçekten işe yarayacağına şüphe yoktu artık. Siyasi bir ciddiyete büründü ve, "Çünkü Russ festivali kapitalist ve piyasa güçleri tarafından yönetiliyor." dedi. Bu sözler de Kiba'nın kompozisyonu sayesinde onu kurtaracaktı.

Naruto artık Hinata'nın yaptığı şeyin espri ya da bir tür şaka olmadığını fark edebilmiş ve içten içe hayal kırıklığına uğramıştı. Yine de modunu bozmamaya gayret ederek yüzündeki gülümsemesini korudu.
"Güzel... Zeki bir tipsin anlaşılan, yani demek istediğim bu hoşuma gitti. Bence bayağı çekici." En azından birkaç iltifatla cezbedebilirdi ama değil mi? Bu her zaman işe yarardı.

"Çekici olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?" Naruto'nun söylediklerinde ne kadar ciddi olduğunu bilmiyordu ama ciddi gibi bir hali vardı ve bu istemsizce hoşuna gitmişti.

Ancak ne yazık ki daha sorusunun yanıtını alamadan gürültü çıktığında bir çeşit tartışma çıktığını anlamışlardı.

Hinata kargaşanın olduğu yere baktığında Temari'nin Shion ve arkadaşlarının üzerine bira döküşünü ve bir de orta parmak çekip gittiğini görmüştü.

Az önce orada neler yaşandığı konusunda hiçbir fikri yoktu fakat bildiği bir şey varsa o da felaket rezil oldukları ve biran önce gitmeleri gerektiğiydi. Naruto ile konuşurken herhangi bir olay çıkarmayacaklarını özellikle belirtmişti.

Diğer yandan olan biteni umursamayan ve tek odak noktası yanındaki güzellik olan Naruto, Hinataya yaklaşıp, "Tam bir drama değil mi ama!" dedi yüzündeki keyifli gülümsemeyle.

Hinata, Naruto'nun bu haline ne tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu ve bilmesine, tepki vermesine de gerek yoktu. Hiçbir şey söylemeden, veda etmeden kalkıp Temari'nin peşinden giderken olanları gören Karin ve Tenten'de ona katılmış, arkalarında neye uğradığına şaşırmış bir Naruto bırakmışlardı.

Aşağıda, gürültüden uzakta delicesine öpüşen Ino ve Sasuke ise biranda açılan dış kapıyla birbirlerinden ayrıldılar ve evden uzaklaşan kızlara baktılar.

Ino kızlara, "Nereye?" diye bağırdığında cevap alamamıştı. Son kez Sasuke ile öpüşüp kızlara yetişmek üzere koşarak kızların peşine takıldı o da.

¤

Karakterler

Naruto

Ino, dizideki Vilde karakterini yansıtmaktadır.

https://youtu.be/uTzF9-7A5rA

Sasuke, dizideki William karakterini yansıtmaktadır.

https://youtu.be/-tloX1970og

Naruto, dizideki Chris karakterini yansıtmaktadır.

https://youtu.be/A-wyezpLVvc


SasuIno kısmında yazarken sinirim bozuldu falanösldöeodlösod neyse sonunda 4. bölümü attım. Yakında 5. ve 6. bölümü de yazıp yayımlayacağım. Şu Hinata kısımlarını yazarken deliriyorum cidden. Az bile olsa sasusaku sahneleri var ve Sakura'nın kısmına geçmeden önce olayları bilmeniz gerekiyor.

Lütfen yorum yapmayı da unutmayın bu arada. 3. bölüm yorum almamıştı hatırladığım kadarıyla. Sınav yılımda o kadar emek verip yazıyorum, karşılıksız bırakmayın lütfen. ❤

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro