Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

17' You Need Dick, Sakura

Cumartesi (12:34)

Sakura son zamanlarda, özellikle Sasuke ile takılmaya başladıkan sonra, Hinata ile daha sık görüşür olmuştu. Normalde kızlarla sadece okulda ve otobüs toplantıları için bir araya geldiklerinde görüşürdü ancak artık bu görüşme işini daha da ileriye taşımaya karar vermişti. Ayrıca Hinata çoğu zaman evde tek takıldığı için ona gitmek çok daha rahat oluyordu. Böylece boş bir evde iki arkadaş istedikleri gibi takılabilirdi. Ya da tam tersi, Hinata'yı kendi evine çağırıyordu. "Telefonumun şarjı çok kötü." dedi kendince. Artık giderek modası geçmişti ve buna ek olarak bataryası da bozulmuştu. Telefonunun şarjı tam olsa bile en ufak bir eylemde hemen düşebiliyordu. "Evet, biliyorum... Benimki de aynı durumda." diyerek aynı durumdan muzdarip olduğunu belirtti Hinata. İkisi de sözde bir şeyler yapmak için bir araya gelmişti ancak tek yaptıkları yatağın üzerinde yatıp biraz stalk yapmaktı.

"The Riot Club mı?" diye mırıldandı Hinata kaşlarını çatarak. "Ucuz bir konsept değil mi?"

"Bilmem, otobüs konseptleri pek ilgi alanım sayılmaz." Gruba katılmasının nedeninin büyük ölçüde Hinata ve Temari olduğu düşünülürse, anlamaması çok doğaldı.

"Duyurma partisinde eğlenmiş gibi görünüyorlar."

"Neye bakıyorsun?" Telefonunu kapatıp Hinata gibi yüz üstü bir pozisyon aldı ve arkadaşının yanına yerleşti Sakura.

"Naruto-kun'un instagram hesabına."

Hinata'nın neden Naruto'yu stalkladığını bilmese de bu aklına dünkü gördüklerini getirdi. Lee ve Naruto'nun, okulun arkasındaki gizli buluşmasını. Bunun Hinata'nın ilgisini çekeceğini bildiği için bahsetmezse olmazdı.

"Dün garip bir şey gördüm." dedi dudakları kıvrılır kıvrılmaz.

"Ne gördün?" Pek meraklı durmuyordu ancak olanları söylediğinde meraklanacağına emindi.

"Lee ve Naruto birlikteydiler."

Hinata kafasını telefondan kaldırdı. Dudakları, duyduğu şeye bir tepki verecek gibiydi ancak belli ki ne düşünmesi gerektiğine karar verememişti. "Ne? Nasıl birlikteydiler?" Aklına gelen türlü senaryolarla dudakları kıvrıldığında aynı şeyi düşündüklerine emin oldu Sakura.

"Tam düşündüğümüz gibi sayılmaz. Dün okul çıkışında Lee, Naruto'nun arabasına bindi."

"Dalga mı geçiyorsun?" Aklına gelen tek şey aralarında bir şey olma ihtimaliydi çünkü Lee'nin gizliden gizliye gay işleriyle ilgilendiğini biliyordu ve açıkça Lee'nin Naruto ile bir bağlantısı da yoktu. Aralarında normal ne olabilirdi ki?

"Nerede oldu bu?"

"Okulun sağ bahçesinde."

Aklında dolanan senaryolar yüzünde manyakça bir tepki oluşturdu ve heyecanlı görünüyordu. "İlişkileri olduğunu düşünsene! Ne manyakça olurdu ama!"

"Evet ama bir arabada oturdular diye ilişkileri olacak değil ya!" Hinatanınkisi gibi kurgular aklına gelmemiş değildi ancak mantıklı düşündüğünde, aralarında bir şeyler olmayabilirdi de. "Yine de... Garip işte. Saklamaya çalışıyor gibiydiler."

"Neyi saklamaya çalışıyorlardı?"

İki arkadaş arkadan gelen sese döndüler. Deidara, alakasız bir şekilde olaya fazla ilgili gibi duruyordu ve sırtını kapıya dayamış vaziyette kızları dinliyordu. Sakura, olayın arkadaşının ilgisini epey çektiğini görebiliyordu ancak gay mevzuları için ona kesinlikle danışmazdı. Bu fazla tehlikeliydi çünkü söz konusu Deidara'ydı.

"Hiç." dedi Sakura bir an önce sarı saçlının odadan çıkmasını dileyerek ama elbette ki iş Deidara'ya geldiyse, hayat önüne bir taş koymaktan çekinmezdi.

"Söyleyin." Heyecanla Hinata'nın yanına oturdu. "Hey, söyle hadi Sakura! Neyi saklamaya çalışıyorlar?"

Deidara'yı tuhaf ve komik bulan Hinata çocuğa ağzı açık şekilde bakakaldı. Sıradaki hamlelerini görmek için meraklanıyordu çünkü ona baktığında kişiliğinden az çok anladığı kadarıyla her an her şeye ilgisi ve yorumu çıkabilecek birisiydi.

"Hi..." Deidara'nın özellikle neden Hinata'nın yanına oturmayı tercih ettiğini biliyordu. Lanet olası, çok kurnazdı!

"Hiçbir şey."

Hinata bir Sakura'ya bir de Deidara'ya baktı. "Deidara'ya Lee-kun'dan bahsettin mi?"

"Hayır." İşin bu noktaya gelmesinden korkuyordu. Deidara, bir gay olarak, bu duruma ilgi duyacaktı kesinlikle ve sonucu öğrenmek için her şeyi yapacaktı elbette.

"Lee kim?" Burnuna gay kokuları geliordu ve bu koku en sevdiği kokuydu. En bilgili olduğu, master yaptığı uzmanlık alanıydı.

"Hiç kimse." Hinata'ya baktı ve başını iki yana salladı. "Hinata, sakın başlama! Deidara'ya sakın söyleme. Neler yapabileceğini tahmin edersin."

Deidara sanki bu anı bekliyormuş gibi heyecanlanıp Hinata'nın gözlerinin içine baktı ve ellerini tuttu. "Hinata. Deidara. Arkadaşlar!" Sakura'yı işaret etti. "O kızmış sadece. Aramıza girmeye çalışma, pembiş. Kıskanç hareketler bunlar." Tabi, eminim öyledir, bakışı attı Sakura ancak artık geç olduğunu biliyordu.

"Hinata, tatlım, söyle bakalım bana."

Hinata, Deidara'nın tatlılığıyla uwu krizine girerken, "Tutamayacağım daha fazla." dedi. Sakura yine kaybetmiş ve Deidara da bilmem kaçıncı kez kazanıyordu. "Pekala, gay olduğunu düşündüğümüz bir arkadaşımız var."

"Kim bu?"

"Adı Lee. Hep kızlarla takılıyor ama telefonunda gay pornosu bulduk."

Deidara derin bir nefes alıp tüm deneyimlerine dayanarak, "Uhm... O gay." dedi. Buna kesinlikle emindi... Her zamanki gibi. Sakura gözlerini devirdi. "Affedersin, sen herkesin gay olduğunu düşünüyorsun, Deidara."

"Hayır, düşünmüyorum."

"Evet, düşünüyorsun."

"Pekala, fotoğraflarını verin. Görsel bir şeyler gösterin bana."

Hinata Lee'nin instagram hesabına girip telefonunu Deidara'ya verdi.

"RockLee," dedi Deidara onay almak için kızlara bakıp. "Tamamdır." Lee'nin resmine bakar bakmaz dudağını ısırarak tuhaf bir ses çıkardı.

"Evet, o gay. Geçen hafta Grindr'da konuşmuştuk."

İki kız da duyduklarına şaşırdı. Bu mümkün müydü? Böyle bir tesadüf olabilir miydi gerçekten?

"Ciddi misin?"

"Tabi ki de hayır, dalga geçiyorum. Şirin biri gibi duruyor ama... Biraz somurtuk... Yakışıklı olmasa da şirin pozlar..." Hinata'ya geri telefonunu verdi. "Gay olması süper."

"Gay değil, bilmiyorsun ki!" diye itiraz etti Sakura yeniden. "Biz bile bilmiyoruz daha."

Deidara kendi instagramına girip Lee'nin kullanıcı adını aratırken yataktan kalktı. "Öğreneceğiz." Ağır adımlarla odadan çıkarken Sakura arkasından bağırdı:

"Deidara! Bir şey öğrenmeyeceksin, bu işin bir parçası değilsin."

Deidara kollarını iki yana açtı. Bazen ev arkadaşını anlamakta güçlük çekiyordu ve fazla abarttığını düşünüyordu.

"İstersem onunla mesajlaşabilirim. Instagram senin değil ya, tanrım!"

Bir kez daha yenilen Sakura yalancı bir öfkeyle, yanında kıkır kıkır gülen Hinata'ya döndü. "Ne başlattığının farkındasın, değil mi?"

Pazartesi (11:11)

Öğleden önceki son derslerin başlamasına sadece sayılı dakikalar kalmıştı ve yavaş yavaş bahçeden okula giren öğrenci sayısı artarken okulun bodrum katındaki malzeme odalarından birinde dersi umursamayan bir ikili vardı. 

Duvara dayalı masanın üstünde oturan Sakura, bacaklarında elleri gezinen Sasuke'nin boynuna sıkıca sarılmış, delicesine öpüşüyordu onunla. Okul sınırları içerisinde Ino'ya yakalanma endişesiyle uzaktan bakışmalar dışında çok fazla iletişime geçemedikleri için ya okul sonrası ya da tıpkı bulundukları malzeme odası gibi kullanılmayan odalarda gizlice buluşuyor ve vakit geçiriyorlardı. Birbirlerini sık sık görmelerine rağmen dokunamadıkları, temasta bulunamadıkları için bunun gibi fırsatları dakikalarca öpüşmek için kullanıyorlardı. 

Sasuke sevgilisini bırakmak istemeyerek, "İngilizce dersine yetişmem gerek." dedi ve sanki derse yetişmesi gereken o değilmiş gibi öpmeye devam etti. "Daha fazla devamsızlık yapamam."

"Acele et o zaman." Gülümsedi ve dudakları Sasuke'nin ıslak dudaklarıyla yeniden buluştu. "Okuldan sonra görüşelim mi?"

"Yarın. Bu akşam otobüs işlerim var," Sakura'nın pembeliklerinin dudakları arasına alırken aklını kaybediyordu ve düşünme yetisi tamamen yok oluyor gibiydi. "Sende kalabilirim belki."

"Olur." Dudaklarını bastırırken Sasuke ona gülmüş ve dilini dudağına götürmüştü. "Ne oldu?"

Başını iki yana salladı. "Şu an gidemem. Erekte oldum, yani biraz daha burada kalmamız lazım." Sakura buna gülüp sevgilisine biraz daha yaklaşmış ancak Sasuke yeniden başını sallamıştı. 

"Bu kadar leziz durma."

"Fiziksel olarak leziz durmamam imkansız, yani..."

"Doğru... Aklımı cinsellikten çekecek bir şeyler söyle."

Sasuke'nin yürüyen cinsellik olması onu cinsellikten uzaklaştıracak herhangi bir konu bulmakta zorlasa da konuşmaktan hoşlanmadığı bir şey vardı...

"Ne zaman ağabeyinle tanışacağım?" Sasuke'nin ailesi olan kişilerle tanışmak istiyordu. Belki bunun için erkendi ancak umurunda değildi. Tam da düşündüğü gibi Sasuke bu konudan hoşlanmadığı gibi direkt başını eğmişti. Öte yandan Sasuke için ise bunun için kesin bir tarih belirlemek mümkün değildi ancak bu kadar ısrarcı olduğu için Sakura'yı kırmayacaktı da. 

"Hafta sonundan önce belki." Telefonunu açtığında bildirimlerinde Ino'yu gördü. "Ino'dan mesaj gelmiş. Cuma günü otobüsümüzde partileyebilir misiniz diye merak ediyor." Sevgilisinin, o ve en yakın arkadaşıyla aynı ortamda bulunmasını istemediği açıkça ortadaydı. Bu yüzden onun görüşünü almadan bir şey yazmayacaktı. İki otobüs grubunun parti yapması demek daha az insan, daha az etkileşim demekti. Ki herhangi bir etkileşimleri de şüphe uyandırabilirdi ancak yine de güzel olabilirdi de. "İster misin?"

"Hayır."

"Neden?"

"Sasuke, Ino ve seninle aynı otobüste bulunamam."

"Pekala, o halde gitmem gerek." Sakura'nın elleri boynunu tam saracakken hızla ondan uzaklaştı. Hormonlarını yeniden kontrol altına alabilmişti ve şimdi Sakura'nın leziz dudaklarını kendininkiler arasına alarak yeniden kontrolünü kaybedemezdi. İşaret parmağını sevgilisine uzattı. "Dokunma bana."

Sasuke önden çıktıktan sonra Ino ve Karin'le olan ortak dersi için Sakura da malzeme odasından çıkmıştı. Bu esnada Kairn ve Ino'da klamidya üzerine konuşuyordu. 

Gözünde bile klamidya olabiliyormuş." dedi Ino, Karin'in telefonunda klamidyayla ilgili açtığı yazıyı okurken. "Ağzımda klamidya olsun istemiyorum." Karin ise bu kısımdaki ince detayı anlayarak kıkırdadı. "Kaparsan söyle de yaymayalım."

"Belki de ağızımızda vardır."

"Öyle mi dersin?"

"Bilmem, belki Kaoru'dan falan..."

"Merhaba!"

Konuşmalarının tam ortasında dağınık saçları ve dudağının her bir yanına bulaşmış rujuyla Sakura geldiğinde klamidyayla ilgilenmeyi bırakıp Sakura'ya odaklandılar. Bu hale gelecek ne yaşadığını bilmedikleri için bir fikir üretememişlerdi. 

"Ne oldu?" Kızların neden ona tuhaf tuhaf baktığını anlayamamıştı.

Ino ve Karin birbirlerine bakıp, hangimiz söyler bakışları atarken Ino önüne dönüp başını eğdi. "Hiç... Sadece rujun biraz dağılmış da." 

Elini dudağının kenarına sürtüp baktı. "Ah, evet... Yedim de biraz." İşin aslı Sasuke derse birkaç dakika geç girmeye karar vermiş ve biraz daha oyalanmışlardı.

Karin yavaş yavaş gülümserken soruyu patlattı:

"Ne yedin? Sik mi?"

Ino buna güçlü bir kahkaha atarken Sakura tepkisiz kaldı. Onu yememişti ancak dakikalar önce onu yemekten çok da uzak bir şey yapmamıştı. Sasuke'nin dudaklarını sömürmekle meşguldü.

"Ino cuma günü için Sasukelerin otobüsünde parti ayarladı."

"The Riot Klubü."

"Benim için hâlâ Konoha Oğlanları."

Sakura bir şeyler sormak istese de Ino ve Karin'in bitmek bilmeyen sohbetleri arasına giremedi. Sasuke ondan onay almasına rağmen kabul etmiş demekti bu. Neden kabul etmek gibi bir saçmalık yaptığını konuşmaları gerektiğini not etti. 

"Biz de kiminle sevişmek istediğimizi konuşuyorduk." dedi Ino heyecanla. "Sen kiminle sevişmek istersin?"

Buna cevabı belliydi zaten. Hayatında özellikle şu an Sasuke de varken bir başkasıyla sevişmeyi düşünemiyordu bile. "Kimseyle." Telefonunu çıkarıp Sasuke'ye bu konu hakkında mesaj yazmaya başladı. 

Ino ise Sakura'nın bu çekingen tavırlarının otobüsleri için iyi olmayacağını belirtmeye çalışıyordu. "S kura, otobüslerine gideceksek böyle olacak. Durum biraz daha farklı, al ver durumu."

Kime;
- Sousuke
Ino sizinle partileyeceğimizi söylüyor. Kes şunu!

"Karşılık vermek durumundayız."

"Ino... Bu duyduğum en saçma şey. Kimseyle sevişmemize gerek yok. Kimseyle..." Karin'in ona olan bakışlarını fark ettiğinde durdu. Hadi ama, der gibiydi. 

"Gaara'ya ne dersin? Tam senin tipin. Çok tatlı. Biraz feminen sadece."

"Neyden bahsediyorsun, Ino?" Arkadaşlarının sevişme konusundaki bu ısrarcı tavırları canını sıkmaya başlıyordu. 

Ino çantası ve ceketini hızla eline alıp ayaklandı. "Halledeceğim! Sen, Sakura Haruno, kesinlikle sevişeceksin."

Arkasından bağırdı. "Hayır, Ino!"

"Halledeceğim, anlaştık mı?"

Ino sınıftan çıktığında Karin'le birbirlerine bakıp çaresizce gülümsediler.

Salı (17:15)

Sasuke, Sakura'ya söylediği gibi kalmak üzere onun yanına gitmişti. Sakura odasının kapısını açıp onu  içeriye aldığında sade pek dolu olmayan odayı inceledi. Sade renklerin hakim olduğu, çok da büyük olmayan odanın sevgilisini yansıttığını görebiliyordu ancak bu şu anda o kadar da ilgisini çekmiyordu. İlgisini çeken, istediği şey tam yanındaydı. 

"Evet, burası da benim odam işte."

"Senin odan...?"

"Evet..."

Sakura'nın ev arkadaşlarıyla yaşadığını öğrendiğinde bu konuda ufak meraklar aklına takılmış ve kimlerle arkadaş olduğunu da özellikle merak etmişti ancak sevgilisinin dediklerine güvenebilirse, kesinlikle iyi ve zararsızlardı. 

"Güzelmiş." Siyah gözleri odada gezinmeyi bırakıp Sakura'nın yüzünde ve ardından dudaklarında durduğunda belli belirsiz gülümsedi. 

"Teşekkürler." Sasuke'nin ona yorulmadan, sıkılmadan bakması hoşuna gitmişti ve ne yapmaları gerektiğini bilerek ona baktığında birbirlerine gülümsediler. Sasuke'nin onu saatlerce rahat bırakmayacağını biliyordu. 

Onu bir gün evinde ağırladığında olacaklardan emindi ve bundan, dudaklarını hakimiyeti altına alan dudaklar ona büyük bir zevk verirken olduğu gibi memnundu. Sırtı yumuşak yatağındaydı ve üzerindeki Sasuke'nin dakikalarca rahat durmayan dudakları ona bir daha uzun bir süre sahip olmayacağı yasaklı zevki hatırlatıyordu. Kendini bunca zaman bundan saklamıştı ve o hissi tatmayı, o zevke varmayı yeniden hissediyordu. Bu sefer o kadar da korkmuyordu ancak. Sasuke'nin onu gerçekten sevdiğine emindi ve şimdi tek istediği onu kaybetmemekti. En azından kalbinin yarısının ona haykırdığı buydu.

Dudaklarını bir an için Sakuranınkilerden ayırdı. "Evlenmeden önce seks yapmayacağını söylemiştin ya, hatırlıyor musun?" Yeniden minik bir öpücük bıraktı.

"Evet, hatırlıyorum." Sasuke bir kez daha ufak bir öpücük bırakırken, güldü.

"Çok komikti."

Sasuke onu kendine bastırıp dönerek yerlerini değiştirirken tutmayı sevdiği ellerini kalçasında hissettiğinde derin bir nefes aldı ve heyecanı, sevgilisinin öpücükleri esnasında hâlâ kalçasında ve sırtında gezinip duran eliyle ikiye katlanırken ıslak öpücüklerine güçlü karşılıklar vererek anın tadını çıkarmaya devam etmek istese de bir noktada anlaşmaları gerekiyordu çünkü hâlâ Sasuke'ye anlatamadığı şeyler vardı. Başını yana çevirdi. 

"Evet ama... Şaka değildi."

"Hayır."

"Hayır..."

Sasuke'nin yanağını okşayıp işaret parmağını dudağında gezdirirken Sasuke yeniden öptü ve ardından üzerinden kalktı. Gözünün önüne düşen saçlarını yana attı.

"Tabi, benim için de aynı. Beklemek iyi yani."

Bunu büyük bir ciddiyetle söylemesi şaşırttı. Gerçekten böyle mi düşünüyordu bilemese de Sasuke'nin şu durumda onun için yapmayacağı şey yokmuş gibi hissediyordu. Kaşlarını şüpheyle çatarken ciddi olup olmadığını sordu ancak aldığı cevap elbette her zamanki gibi tam tersiydi. Sasuke alayla dalga geçtiğini belirtir belirtmez yeniden dudaklarını kendininkilerle beraber buldu. Kaç dakikadır öpüştüklerine dair hiçbir fikri yoktu ancak odada sonsuza kadar birlikte kalıp sıkılmadan öpüşebilirlerdi. 

Ancak ateşli öpüşmeleri, kapıyı tıklatıp cevap dahi almadan odaya giren Deidara yüzünden Sasuke'yi hızla üzerinden atmasıyla son buldu. 

"Deidara! Kafana her estiğinde odama dalamazsın!"

Deidara Sakura'nın dediklerini zerre sallamazken dikkatle Sasuke'ye baktı. "Bu kim?" Sakura'nın ilk kez eve birini, daha doğrusu bir erkek, getirdiğini görüyordu ve bu her bakımdan şaşırtıcı ve büyük bir gelişmeydi. Sakura ise Deidara'nın umursamazlığına içten içe daha da delirirken Sasuke'ye döndü.

"Sasuke, Deidara. Deidara, Sasuke," Sasuke işaret ve orta parmağıyla selam verdi. "Sasuke, Deidara işte..."

"Anladım." Meşhur Sasuke bu demek, diye düşündü ancak bunun önemi yoktu, çok daha önemli bir şey için gelmişti ve söyleyip söylememek arasındaki kararsızlığıyla sırıtır gibi oldu.

"Ne oldu Deidara?" Sakura ise basılmış olmanın verdiği gerginlikte bir an önce gitmesini istiyordu. Sasuke'yle olan ateşli öpüşmelerinin bozulduğundan değildi kesinlikle. 

"Lee ile sohbet ediyordum, gay değilmiş." Bunda saklanılacak bir şey olmadığını düşünerek pat diye söylese de Sakura'nın büyüyen gözlerinden ters bir şeyler yaptığını anlaması uzun sürmedi.

"Deidara!"

"Ne?"

Bu konu Hinata'yla arasında özel bir mevzu olduğu için başka kimsenin bilmemesi gerekirdi. Sasuke'nin arkadaşlarına gidip dedikodu yapacağından da değildi elbette ancak son zamanlarda Lee ve Kiba'nın Sasuke'nin otobüs grubuyla yakınlaşmasından dolayı bilmemesi çok daha iyi olurdu. Başını Sasuke'den yana hızla indirip bilmemesi gerektiğini işaret etti. Bunu onun yanında konuşamazlardı. 

Ancak Deidara'nın da bir anda siniri bozulmuştu. Alt tarafı gay olmadığını söylemişti,  Sakura'nın bunu bir devlet mevzusu haline getirmesi gıcığına gitmişti. "Gay olmaması bir sır falan mıydı? Aman ya!" Sakura'nın son zamanlardaki gerginliği onu da gerginleştiriyordu. Sakura'yla muhatap olmayı bırakıp Sasuke'ye döndü. "Çok gergin, bu konuda bir şeyler yapamaz mısın?"

Sasuke gülmemeye çalışarak omuz silkti ve Sakura'ya baktı. "İnan bana çok deniyorum."

Sasuke bile onu sakinleştiremezse kim yapacaktı bunu?

Gözlerini kısıp alayla baktı Sakura'ya. "Sik lazım sana, Sakura. Sik."

Deidara'nın haklı sözleri Sasuke'yi hiç olmadığı kadar güldürürken Sakura utanarak arkasından bağırdı. "Deidara!" Gülmekten bir türlü kendini alamayan sevgilisine ters ters bakarken telefonuna gelen mesajla ilgisini ondan çekti. Mesaj sahibi yine şaşırtmamıştı.

Kimden:
- Ino
Kiminle sevişebileceğini biliyorum, Gaara! Çok yakışıklı bir çocuk!

Böyle bir şey mümkün olmayacağı için cevap vermeden telefonunu kapatıp yanına koyarken Sasuke'ye döndü. Sasuke bu partiyi gerçekten yapacaksa, başka birisiyle flört ederken katlanmak zorunda kalacaktı.

"Hey, Ino hâlâ sizin otobüste partileyebileceğimizi düşünüyor," Çenesinin altından tutup yüzünü kendine çevirdi ve yanaklarını sıktı. "Ve senin buna bir son vermen gerek." Burnuna dokundu.

"Evet ama çocuklar müslüman bir kızla partilemek için çok istekli, iptal edemem yani."

Şaşırdı... "Temari mi?"

"Evet."

"İyi de neden ki?" Temari'nin onlarla takılmayacağını biliyor olmaları gerektiğini düşündü. 

"Neden olmasın?"

Sasuke'nin yanına düşen perçemlerini kulağının arkasına sıkıştırdı. "Pekala... Ama sen ve Ino ile aynı otobüste olamam. Pek hoş olmaz yani."

"Sen evde kalırsın o zaman."

Kararsızlıkla omuz silkti, bir yanı tamamen gitmek istemiyordu ancak Sasuke ile bir partiyi de kaçırmak istemiyordu. Kızların onu gelmesi için zorlayacaklarına da adı gibi emindi. Sasuke'yi yanıtsız bırakmıştı ancak o da bu sessizliği fırsata çevirerek dudaklarını buluşturmuş ve kaldıkları yerden devam etmişlerdi.

Çarşamba (12:30)

Hinata ile pencereden bahçedeki Sasuke'nin otobüs arkadaşlarının olduğu grubu izlerken aldığı bir mesajı okumaktaydı Sakura. Sasuke, ağabeyi Daisuke'nin Osaka'ya döndüğünü ve en erken yaz tatilinde tanışabileceklerini içeren bir mesaj göndermiş ve Sakura da Daisuke ile tanışmalarının yeniden ertelenmesine üzülmüştü. Sasuke'nin en azından bundan ona bahsetmesini isterdi ancak yargılı olmamalıydı. Belki de acil bir işi çıktığı için gitmek zorunda kalmış olabilirdi de Daisuke. 

"Deidara ne dedi tam olarak?"

Başını telefonundan kaldırıp cevabı bekleyen Hinata'ya döndü. 

"Sadece Lee ile konuştuğunu ve cidden gay olmadığını söyledi."

Hinata ile birlikte yeniden aşağıya ama bu sefer de sınıfından üç kişiyle konuşan Lee'yi izlediler.

"Gay olup olmadığını nereden biliyor?"

"Bilmiyorum. Kendi dilleri falan mı var acaba?"

"Neden bahsettiklerini sordun mu?" Hinata, Lee'nin gerçekten gay olup olmadığını merak ediyordu ve bu konuda o kadar meraklıydı ki amacına ulaşmak için her şeyi yapan istikrarlı biri gibi gözükebilirdi. 

"Hayır," dedi. Bu onu rahatlatmıştı. "Deidara'nın ikna olmamasına sevindim biraz, çocuğa takardı yoksa."

Hinata yeniden aşağıyı gözetlemeye devam ettiğinde bahçeye Neji'yle beraber giren Naruto'yu fark etti.

"İşte Naruto."

Sakura da Naruto'ya baktı. "Aman tanrım, şifreli konuşacaklar." Ve bunu demesi üzerine Naruto, Lee ve arkadaşlarının önünden geçerken Lee beni ara işareti yaptığında iki kızı da müthiş bir heyecan ele geçirdi. Gözlerinin az önce gördüklerine inanamayan Hinata, "Gördün mü?" diye sordu heyecanla. 

Sırıtarak arkadaşına baktı Sakura. "Evet." Tahminlerinin doğru olup olmadığına dair daha çok fikir belirmeye başlamıştı aklında ve Hinata gibi bu işi düşünmek onun için hiç iyi değildi ancak eğlendiğine emindi.

"Beni ara işareti yaptı resmen."

"Çok açık bir işaretti." Aslında hemen romantizme çekmeleri mantıklı değildi ancak şu an durum fazla gizemli ve heyecanlıydı. Üstelik Naruto'nun tam bir playboy olması ve bugüne kadar sadece kızlarla takılmış olması da bunu daha gizemli ve yasak yapıyordu. 

"Aman tanrım, ilişki yaşıyor olmalılar." dedi Hinata onaylanmayı beklercesine. 

Sakura hâlâ bunun sadece bir ihtimal olma gerçeğini de göz önünde bulundurmaya devam ediyordu. "Kesin değil."

"Kesin! Daha ne olsun?" Bunu öğrenmek için aklına güzel bir fikir gelmişti. "Biliyor musun? Cuma günü otobüste Naruto ile sevişmeye çalışacağım. Eğer benimle sevişmezse, ikna oldum demektir."

Bu saçma ama mantıklı plana kıkırdadı. "İşte plan!"

Cuma

Bu partiyi uzun zamandır bekliyorlardı. Bir russ otobüsü olarak ilk yıllarını daha tamamlamamışlardı ve okulda otobüs olarak büyümeleri, daha popüler olmaları için zaman olsa da üçüncü sınıfların arasına girmeleri ardından nihayet okulun en iyi otobüs grubuyla partileme şansını elde etmişlerdi. Özellikle Ino, Tenten ve Karin için çok daha heyecan vericiydi. Aralarında başta Ino olmak üzere üçü de otobüslerini fazlasıyla önemsiyor ve okulun en iyi otobüsleri arasında olmak için çabalıyorlardı. 

Kim bilirdi ki ilk yıllarında Sasuke Uchiha'nın otobüs grubuyla özel bir partiye davet edileceklerini?

Partinin yapılacağı yer olarak şehir çıkışına yakın kamp ve piknik alan belirlenmişti ve doğal olarak Sasuke ve grubunun otobüsünde partileyeceklerdi. Karavana benzer, mükemmel bir otobüsleri vardı ve içi hem yaşamak hem de partilemek için oldukça elverişliydi. Özellikle Sasuke ve Naruto'nun parasının gücü de denilebilirdi buna.

Kızlar Naruto ve Sasuke'nin, girişinde beklediği otobüse yaklaşırken Sasuke'nin bakışlarının üzerinde olduğunu görerek gülümsedi Sakura. Bu partiye en başından gelmek istemiyordu ancak iyi yandan bakarsa en azından biraz da olsa eğlenecekti.

Elindeki bira şişesiyle giren ilk Ino oldu. Yüzünde gururlu bir gülümseme vardı ve mavi gözleri önce Sasuke de sonra da Neji de dolanmış ve deliler gibi merak ettiği otobüsün içine girmişti. Arkasından gelen Hinata hafif bir gülümsemeyle Sasuke'yi pas geçip göz kırpan Naruto'ya bakmış ve içeriye girmişti. Tenten'le kol kola girmiş, birasını tutan Karin de kuzenine baş selamı verdi. Partinin asıl düzenlenme nedeni olan Temari hiçbir selam vermeden her zamanki tavrıyla hareket ederken en arkada kalmış olan Sakura, Naruto'nun arkasında durmuş, onu dikkatle izleyen Sasuke'nin ellerini sallayarak verdiği selama ve kırptığı gözüne karşılık başını eğip güldü. Bu bugünkü son etkileşimleriydi. Ino'yla aynı otobüsün içindeyken Sasuke ile konuşamazdı. 

Sakura'nın da otobüse girmesiyle otobüsün içinden gelen kısık müzik sesi yükseldiğinde Naruto ve Sasuke birbirlerine, partinin şimdi başladığını anlatırcasına bakıp içeriye girdi. 

Parti boyunca çok şey olmuştu. Bu partinin asıl sebebi olan Temari üzerindeki ilgiler epey fazlaydı ve dakikalarca onunla flört etmeye, hatta takılmaya bile çalışmışlar ancak Temari'nin alaycı ve sert mizacı buna engel olmuştu. Onunla flört etmeye çalışan her çocuğu tersliyor ve tatlı sözlerini berbat ediyordu. Tenten otobüste geçirdiği zamanın büyük kısmını Karin'le geçiriyor ve Neji'yi kesmeyi ihmal etmiyordu. Sakura'ya, Lee ve Naruto arasında bir şeyler olup olmadığını öğrenmek için sarışın olanla takılacağını söyleyen Hinata da tam olarak dediğini yapmıştı. Bol bol içmiş, kollarını Naruto'nun boynuna sarıp bir koala gibi ona yapışmıştı. Naruto da pek isteksiz görünmediği için Hinata için oldukça kolay olmuştu elbette. Diğerlerinin onlara çarpmasını umursamadan Naruto'nun kolları arasından ayrılmamış ve dakikalarca öpüşmüşlerdi. Ino ise...

"Sakura, bu Gaara! Avustralya'da yaşamış." 

Ino'nun ciddi ciddi ona birilerini ayarlayacağını tahmin etmişti ama bahsettiği Gaara'nın Sasuke'nin arkadaşlarından biri olacağını düşünmemişti. Her neyse, sorun değildi. Nasıl olsa Gaara'yla aralarında bir şey olmayacaktı... Olmayacaktı ancak Ino'nun onu tanımadan başkalarına yanlış fikirler vermesini hoş bulduğu söylenemezdi çünkü Ino, sarhoşluğun da vermiş olduğu aptallıkla Sakura için, "Bakire o, bakire!" diye Gaara'ya bağırıyordu. Bakire olup olmadığını daha kimseye söylememişti bile. 

Ino yanlarından gittiğinde Gaara'yla el sıkışıp, "Merhaba, Sakura." diye tanıttı kendini ve Gaara'yı dinledi. En azından birkaç dakika konuşabilirlerdi ki konu olarak memleketten bahsedecekti.

"Sen de mi Avustralya'da yaşadın?"

"Evet."

Yeşilleri, en ufak fırsatta soluğu Sasuke'nin yanında alan Ino'ya ve onun söyledikleriyle gerçekten eğleniyora benzeyen Sasuke'yi bulduğunda kulağına eğilip konuşan Gaara'yı dinlemedi bile. Bir an için kıskanıp ciddileşse de Sasuke'yle göz göze geldiğinde gülümsedi. Her şey açık ve netti aslında. Sasuke'nin Ino'yu ciddiye almaya çalışır gibi davranmasına güldü ve bu komik durumunun farkında olan Sasuke de otobüs arkadaşı Gaara'nın, kız arkadaşıyla flört etmeye çalışmasına aldırmadan Ino'yu dinlemeye devam etti, tabi bu ne kadar mümkün olduysa zira sarhoşluğun etkisiyle Ino acayip şeyler söylüyordu ve Sasuke bunu ne kadar belli edebilirdi bilmiyordu ancak yüzünü, beni kurtar dercesine buruşturup duruyordu Sakura'yla her göz göze geldiğinde.

Sasuke Ino'yla ve kendisi de Gaara'yla sözde konuşuyor olsa da tek düşündükleri birbirleriydi ve karşılarındaki kişileri dinlemek yerine sürekli birbirlerine bakıp gülümsüyor, gözleriyle iletişim kuruyorlardı. Elbette bu, Hinata'yla yiyişmeyi ne zaman bıraktığını bilmediği Naruto'nun Sasuke'nin yanına gelmesiyle sonlandı. Naruto'nun Sasuke'ye ne söylediğini uzaktan izleyecekti ki bir anda Hinata da Gaara'yı ittirip Sakura'nın karşısına geçti ve tüm ilgisini arkadaşına verdi. 

"Sakura, ne oldu biliyor musun?" Önemli bir gizemin sırrını çözmüş gibi bir heyecanı vardı ve sarhoşluğu da buna etki ediyordu. "Naruto'yla tam sevişecektik ve telefonu çaldı. Lee arıyor, yazdı telefonunda ve hemen geri çekildi...Yok artık, cidden!" 

Ağzı hayretle açıldı. Tahminlerini doğrulayacak bir başka hareket daha olduğunu düşünerek hâlâ Sasuke'nin yanında olan Naruto'ya baktığında heyecanı kayboldu. Naruto öfkeli görünüyordu ve Sasuke'yle hararetli bir tartışma içerisinde gibiydi ki adının Suigetsu olduğunu tahmin ettiği çocuk ve Neji'nin de ikisinin yanına gittiğini gördüğünde bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eden ilk kişi oldu. Bir sorun vardı, Naruto'nun öfkeli ve Sasuke'nin stresli görünen yüzünden belli oluyordu.

Sasuke'yle yeniden göz göze gelseler de sevgilisi endişeli bir biçimde gözlerini kaçırıp otobüsün içinde kızlardan uzakta bir yere Naruto'yla beraber ilerlemişti. Yanındaki Hinata olanlardan habersizce telefonuyla ilgileniyor ve kızlar da dans ediyordu ancak Konoha Boys oğlanları tek tek ilerleyip Sasuke ve Naruto'nun yanında toplandığında artık iyi bir şeyler dönmediğinden kesinlikle emindi Sakura. Gaara yanlarından geçip müziğin sesini kısar kısmaz otobüsten çıktığında diğerleri de tek tek çıkmaya başladı. Neji, Suigetsu ve Naruto ardından Sasuke de çıkacağı sırada Sakura'nın karşısında durdu. Kız arkadaşının bir şeylerin iyi gitmediğini anladığını görebiliyordu ancak ona ne olduğunu söylemeyecekti. Bir şeyleri bilmesini, görmesini ve zarar görmesini istemiyor, endişesi yüzüne epey yansıyordu. 

"Ne oluyor?" diye sordu Sakura bir cevap alma umuduyla.

"Burada kal, tamam mı?" Yaptığı şeyden pişmanlık duyan biri gibi, çatlak çıkıyordu sesi. 

"Tamam..."

"Söz mü?" Ona bir şey olmasını istemiyordu çünkü dışarıda hiş hoş olaylar dönmeyecekti. 

Söz veremedi. "Ne yapacaksın?" 

"Burada kal sadece."

Sasuke de çıkıp gittiğinde Hinata, neler olduğunu sormuş ve diğer kızlar da bir anda boşalan otobüsle Sakura'nın yanına yaklaşmıştı. Hiçbiri neler döndüğünü bilmiyor ve bir şeyler olduğunu yeni fark ediyordu. 

"Burada kalmamız lazımmış..."

Bu mümkün olmadı ancak. Dışarıdan bağırma ve bir takım sesler geliyordu. Ino ve Karin merakla otobüsten çıktığında diğerleri de Ino ve Karin'e uydu. Gördükleri manzara ise... Hoş değildi. Konoha Boys çocukları hızlı hızlı ilerideki kalabalığa doğru ilerliyordu ki o kalabalığın normal bir amaç uğruna orada toplandığı söylenemezdi. Kavga vardı...

"Yakuza çocukları bunlar." dedi Ino kızlara endişeyle bakıp. Hinata da Yakuza çocukları ve Narutoların arasında bir şeyleri önlemeye çalışır gibi davranan Kiba ve Lee'yi fark ettiğinde Naruto'nun Lee ile bağlantısının asıl nedenini çözer gibi oldu. İkisi de iki taraf arasında köprü olmaya çalışır gibi davranıyordu ancak kimse sakin görünmüyordu. Kalabalığa doğru biraz daha ilerlediler ve durdular. Yakuza çocuklarından biri ve Shino birbirlerinin yakasına yapıştığında geri dönüşü olmayacağından emindiler fakat Sakura'yı ilgilendiren tek kişi Sasuke'ydi ve onun da sinirden kendini sıktığı kasılan çenesinden belli oluyor, elindeki bira şişesini sıkıyordu. Sakura o an Sasuke'nin yapacağı şeyi fark etti. O şişeyi boşuna elinde tutmuyordu ve yapacağı şey için neredeyse ağlayacak gibi oldu. 

Sasuke'nin böyle canice bir şey yapmamasını dilediyse de... O şişe karşı taraftaki çocuğun kafasında tuzla buz olduğunda, gördüğüne inanmak istemedi. Her şey birkaç saniye içinde oluvermişti ve oğlanların hepsi birbirine girdiğinde bu vahşi görüntüye daha fazla katlanamazdı. Arkasını dönüp kızların yanından ayrıldı, Sasuke konusunda bazı şeyleri ertelemeliydi belki de.

🎠˖۪˚༗᜴  ꪶ

500 yıl sonra merhaba!

Artık hızlı bölüm atacağım (tabi mümkünse) çünkü okullar açılacak ve üniversiteye geçtim. Yani şehir dışında hiç şansım olmaz yazmaya.

Gün içinde atacaktım hemen bölümü ama annemin telefonu kırıldı ve teyzeleriyle konuşmak için benim telefonumu ele geçiriyor... (Günde en az 3 saat konuşuyorlar 😓 )

Sakura'nın bir sonraki bölümde vereceği kararı s2m. Şimdiden a*koyim Sakura vereceğin kararın...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro