Kendimi kaybediyor gibi hissettiğimde dans edişim değişmişti. Cenkin dibine girip ellerimi boynuna dolayıp sallanmaya başladım. Hem saçma sapan gülüyordum hemde cenkle dans ediyordum tabi buna pek dans denmezdi ama neyse.

"Deniz iyi değilsen gidelim?" Dedi gözlerime bakarak.

"Hayır hayır saçmalama gayet iyiyim eğleniyoruz işte" dedim dalgalı bir sesle.

Cenkin elleri belimdeydi ve benden sıkılmamıştı, sanki öyle kalmaktan memnun gibiydi. Neredeyse Yarım saat öylece sallanmanın ardından midemin bulandığını hissetmemle hemen geri çekilip elimle ağzımı tuttum.

"Ne oldu ?" Dedi meraklı gözlerle beni inceleyerek.

"Midem" diye mırıldanıp koşar adımlarla lavaboya gittim. Çok dalgada değildim yürüyebiliyordum ama midemin daha da kötü olmasıyla kendimi ilk boş tuvalete atıp ne içtiysem çıkardım.

Ben tuvalete eğilmiş kusarken Cenkin sesini duyuyordum. Halisilasyon mu görüyordum acaba?

"Deniz" deyip önüme düşen saçlarımı geriye çekti.

"Git burdan" dedim kusmamak için direnirken.

"Gitmiyorum"

"Beni böyle görmeni istemiyorum"

Saçlarımı bırakıp tuvalleten çıktı.
10 sn sonra yeniden geldi.

Elindeki peçeteyi bana uzatıp yeniden saçlarımı geriden tuttu.

"Kus rahatla"

cenkin yanımda olmasından cesaret almıştım sanki. Son kez kusacağımı kusup cenkin yardımıyla kalktım.

Lavabonun önüne geçip dağılan yüzümü inceledim.

"Çok kötü görünüyorum" deyip bu halime güldüm.

"Biraz" deyip cenkte gülmüştü.

.Suyu açıp eliyle yüzüme su attı. Peçeteyle akan gözlerimi sildi. Yani Cenk Namsoy benimle ilgileniyordu.Lavabayo giren kızlar sanki ilk kez erkek görmüş gibi Cenke baktıklarında içimde bir kıskançlık duyguyu kabarmış gibi hissettim

Ellerimi yıkayıp ağzıma su falan attıktan sonra duruladım.

Kafam hala bulut gibiydi ve uykum vardı.

"Uykum var" diye söylendim.

"Hadi eve" deyip beni elimden tutup mekandan çıkardı.

Yürürken saçma sapan gülüyordum. Kimileri alkol içince ağlıyordu ya hani bende tam ters olmuştu. sanırım mutlu olduğum için gülüyordum.

Arabaya bindiğimde kendimi kaybettiğimi hissettim. Gözlerim usulca kapandı.

—————————

Ertesi gün saat sabah 11:00

Ağrıyan başımla birlikte aralandı gözlerim. Evimde olduğumu fark eder etmez sevindim. Dün geceyi hayal meyal hatırlıyordum. Ama cenkle olduğumu düşündükçe huzursuzca yattığım yerden kalktım. Bana yine bir şey yapmış olabilirdi sonuçta.

Odamdan çıkıp tuvaletin kapısını açmamla çığlığım tüm evde yankılandı.

Hemen kapıyı açtığım gibi hızla kapattım.

"Mahremiyete saygı da mı yok kızım insan önce kapı çalar" diye seslenen Cenkin sesiydi.

"Kusura bakmayın Cenk bey evimde olup tuvaletime gireceğinizi hiç düşünemedim" diye alaycı konuştum.

Ve hızlıca söylediğim sözler geçti beynimde.

Cenk benim evimde ne arıyordu?? Vee üstelik bir dakika benim üzerimde Sadece cenkin tşörtü vardı! O gece bende bıraktığı tşörtü! Yarı çıplak sayılırdım. Tşört kalçamı zor kapatıyordu.

"Cenkk!!" Diye bağırdım.

Tuvaletin kapısı açıldı.

"Ne var?"

"Biz dün?!!"

"Aa evet oldu bir şeyler" demesiyle tokadı yanağına geçirdim. Bunu beklemediği her halinden belliydi.

Gözleri kızgın bir boğanın bakışı gibi gözlerimi delip geçti.

"Pisliksin" dedim.

"Sana dokunmadım merak etme" dedi sanki aklımdan geçenleri okur gibi.

"Üzerimde tşörtün var?! Bunu nasıl açıklayacaksın? Resmen dün beni.."

"Saçmalama Deniz dün üstün hep kusmuktu öyle uyuma diye üzerini değiştim hepsi bu"

"O kadar yani?"

"Heralde o kadar, bir şey yapacak olsam sana mı gelirim sence? Senden daha iyiler var dün gördün mesela" bana göz kırpıp yanımdan yürüyüp geçti. Ama bende bıraktığı etki geçmemişti.

Hem sevinmiştim hem üzülmüştüm. Cenk dengelerimi bozuyordu.

Lavaboya girip işimi hallettikten sonra üzerime rahat bir elbise giyip salona geçtim. 

"Cenk?" Diye seslendim onu göremeyince ama burnuma gelen nefis kokular nerede olduğunu açıklıyordu.

"Vaov sen kahvaltımı hazırladın??" Dedim şaşkınca.

"Ehh az biraz anlıyoruz" deyip bana yandan bir gülüş yaptı. Mükemmeldi.

Masaya oturduğumuzda sormadan edemedim.

"dün bende mi kaldın?"

"Hayır işim vardı"

"Nasıl yani? O kıza mı gittin?" İstemsizce biraz bağırmış olabilirim.

"Evet niye?" Dedi ciddiliğini bozmayarak.

"Ben yanımda kalırsın sanıyordum"

Zaten üzerini de değişmişti. Yani dün gece kesinlikle benimle kalmadığı kanıtlıydı. Of zaten neden kalsın ki? Ben kimim? Ama o zaman neden gidip geri geldi? Of cenk ne yapıyordun sen bana böyle?!

"Neyse yedik içtik o zaman ben kaçıyorum ilgilenmem gereken adamlar var"

"Okula gelmeyecek misin bugün?"

"Yok"  deyip masadan kalktı.

O kalkış sanki onu bugün son görüşüm kalkışı gibiydi. Ve cenk evimden çıktı gitti.

Yemeği bitirip koltuğa oturdum. Yine o küçük masamdaki not defterinde yazılar vardı. Dikkatimi çekti.

"Dün çok masum uyuyordun. Seni bırakıp gidemedim"

Ve cenkin imzası.

Tanrım!!! Bana neden yalan söyledi o zaman? Gerçekleri yüzüme söylemeye cesareti  yok muydu?

Okula gitmek için hazırlanıp evden çıktım. Okula geldiğimde ilk gittiğim yer kantindi. Dilara ve arkadaşlarını görmemle yanlarına gittim.

"Günaydın millet"

"Oo kaçak" dedi Dilara yine.

"Ne kaçağı yine ya? " deyip yüzümü astım.

"Hemen dökül Cenkle siz hayırdır?? Dün nereye gittiniz?" Nefes almadan sorduğu sorular ve merakı yüzünden okunuyordu.

Sadece Dilaranın da değil diğerlerinin de bakışları üzerimdeydi.

"Sizden sonra beni eve bıraktı" dedim yalan atarak.

"Eve mi?"  Diye sordu kızlardan biri.

"Evet" dedim.

"Dün cenkle clubta instagrama hikaye atmışsın" dedi Dilara.

Hemen şoke oldum tabi! Ben ve hikaye hemde Cenkle?? Telefonu açıp instagrama girdim. Evet gerçekten Cenkle dip dibe çekilmiş bir fotoğraf atmışım! AFFERİM BANA!

Kantinden ayrılıp hemen sınıfa girip en köşeye oturdum. Canım hiç ders yapmak gelmiyordu ama okula geldiğime değsin diye düşündüm. En azından eve gidip boş boş cenki düşünmekten iyidir.

Sınıfa benden sonra ilk giren Cenkin çetesiydi ama Cenk yoktu.

Sarışın kızlardan biri yanıma gelip elime bir not verdi.

Notu okuduğumda inanamadım.

"O gün sana hiç bir şey yapmadık"

Yazıyordu.

Yani bana şırıngayla uyuşturucu falan vermemişlerdi.

Sanırım Cenk o kadarda pislik biri değildi.